Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Boğazköy 'ün, Hitit Imparatorluğu 'nun başkenti Hattuşa olduğunun anlaşılması yıllar aldu Boğazköy Kral KapısL.. Hititlerin yeniden keşfî FATMA CANPOLAT B ugün Eti sözcuğü pek çok şeyin adı. Oysa binlerce yıldır insanlık ı Hititlerin varhğından bile haberdar değildi. Hititlerin Kutsal Kitap'ta ve Homeros'un Odysseia'sında adı geçen belirsiz bir kavim adı olmalanndan başka hiçbir iz yoktu. Diğer büyflk uygarlıklardan farklı olarak insanhğın ortak bclleğinden tamamen çıkmış, varlıklarından şüphe duyulur hale gelmişti. Daha Herodotos zamanında bile Büyük Hitit Imparatorluğu tamamen unutulmuştu. "Tarihin babası" Herodotos, bir Hitit anıtı olan Karabel kabartmasını görmüş, ancak bunubirMısıryapıtı sanmıştı. Oysa Hitit tannlan ve krallan MÖ 2.binyıldaAnadolu'nunbüyükbirkesimini ve Kuzey Suriye'yi hâkimiyeti altına almış, dönemin üç süpergücünden bin olmuşlardı. Yakın say ılabilecek bir tarihe kadar büyük bir sirperdesiyle örtülü kalmış Hitit dünyasını gün ışığına çıkaran araştırmalar, bilimscl bir çalışmadan çok, heyecanh bir dedektif öyküsüne benzer. Büyük bir uygarlığın ve güçlü bir imparatorluğun binlerce yıl unutulmuş kalmasının ardından 19. yüzyıldan 1950'lerin başına kadarki keşfin macerası dünyada ilk kez bir sergiye konu oluyor. Ozerinde yaşadığımız Anadolu topraklannda geçen bu meraklı öykü, Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi' nde 30 Haziran' a kadar açık olan Boğazköy'den Karatepe'ye Hititbilim ve Hitit Dünyasının Keşfı sergisiyle ziyaretçilerc sunuluyor. Sergi için hazırlanan katalogda Halet Çambel ve Muhibbe Darga gibi Cumhuriyetin ilk arkeologları birer yerli Indıana Jones öyküsü olan heyecanh, tehlikeli ve yer yer komik maceralarını kendi kalemlerindcn anlatıyorlar. Hitit uygarlığında varlığını hep duyuran kayalar, dağlar ve taşlar hem doğal hem de simgesel öneme sahiplerdi. Hititler dağ kentleri kurmuş, kaya ve dağ tannlaştınlmış, yazıtlar, kaya kabartmalan, taş anıtlar uygarlığadamgasınıvurmuştu. llgınçbirtesadüf sonucu, tarih tekerrür etmiş ve Hititlerin kaderlerini yine taşlar belirlemişti. örneğin, modern bir yapıtta duyurulan ilk Hitit anıtı, Toros'lann kuzey yamacında Ereğli yakınlannda bulunan tvriz kaya kabartması oldu. Fransız Jean Otter 1737'de kabartmaya rastladı. Taşlann efsaneleri sürüyordu: "Bir pınarın kaynadığı kayaya Abris adında birinin betimi yontulmuş. Bunun, yörenin derebeyi Abrinos olduğu düşünülebilir. Bir elinde birkaç başak, ötekinde iki üzüm salkımı tutuyor. Kayadan çıkan suyun taşlaştığı ve bu taşlardan bir kervansaray inşa edildiği söyleniyor. Meyvesebze bol miktarda yetişiyor. Orada seksen çeşit armut olduğu söylendi bana." Ancak çok daha sonra gezgınimizin bul duğu tvriz kabartmasının Bitki ve Fırtına Tannsı Taru ıle kral Varpalavas' ı gösterdiği anlaşılacaktı. Müslüman ve hacı olarak Şeyh lbrahım admı alan, Isvıçrclı serüvencı Johann Ludwig Burckhardt, 1812'dc Sunye'ye yaptığı bir yolculuk sırasında, Hama pazanndakı evlerden birinin duvarına gömülmüş bir bazalt taşı buldu. Taşın üstünde ilginç yazılar vardı. ölümündcn sonra yayımlanan kitabında taştakı işarctlerin, hiyeroglıfe benzese de Mısır'a ait olmadıklarını söyledi. Ancak taşın ne olduğu uzun yıllar bir sır olarak kaldı. Diğeryandan, 19.yüzyıldaMısırveAsur yazı ve dıllerinın anlaşılmasından sonra, Mısır metinlennde yen tam olarak belırlenemeyen birülke adı görüldü: Metinler Firavun III.Tutmosıs'inKhetaülkesinininsanlanyla Kuzey Suriye'de çatıştığını anlatıyordu. Ardından II. Ramses'ın Kadeş' telll. Hattuşili komutasındaki büyük bir Kheta ordusuyla savaştığı ve sonucun belirsizkaldığını öğrendik. Birbanşantlaşması imzalanmıştı ve antlaşmametni Karnak tapınağınınduvarlannakazınmıştı. Asur metinlerinde ise Fırat'ın batısında uzanan ve Kargamış Krallığı'nca yönetilen topraklara Hatti Ülkesi adı verildi. Böylece Hıtıtlenn Kutsal Kıtap'taki bir söylenceden ibaret olmadığı kesınleşmeye başladı. Üstelık Yakındoğu'nun en önemlı güçlerinden biri oldukları da anlaşılıyordu. öyleyse kimdi bu Hititler? 1872'de Şam'da bir Protestan misyoneri olan \Villiam Wright, Suriye valisi ve arkeolojimerakhsıSuphıPaşa'ylabırlikteHama taşlannı yeniden buldu. Ancak bölgede üzerinde gizemli yazılar bulunan taşlar hurafelere konu oluyordu. Halep'te bir camının duvanndaki üzeri yazılı taşın göz ıltihabını iyileştirdiğıne inanılıyordu. Bu nedenle taşlann kopyalarını çıkatmak isteyen araştırmacılar yöre halkının düşmanca tepkisiyle karşılaşmışlardı.SuphıPaşahalkındirenişiniyumuşatınca taşlar bilim dünyasına açıldı. Ardından Wright bir makalesinde ilk kez taşlar üzerindeki hiyerogliflerin Hititlere ait olduğunu öne sürdü. Ancak bu tezi pek taraftar bulamadı. Ardından tvriz kabartması üzerindeki hiyerogliflerin Hama'dakilerle aynı karakterde olduğu fark edildi. Cerablus'ta aynı türden pek çok yazıt ve heykel bulundu ve buranın eski Kargamış olduğu varsayılarak dönemin lngıltere konsolosu tarafından birinek fıyatma satın alındı. 1876 yılında, tngiliz bılım adamı Archibal HenrySaycemuhtemelenWntght'ıntezini okumadan, bir konferanstabu hiyerogliflerin Hititler tarafından kullanıldığını savunmuştu. Birkaç yıl sonra ise şöyle diyecekti: "Birden gerçeğin farkma vardım. Bu özel elbise, Kapadokya 'daki, Karabel'deki ve GavurKalesi'ndekıheykellerinayırtediciözellıklerini taşıyordu. Hepsi birbirinin aynıydı ... [bunlar] Hitit sanatının anıtlan olmah". Hama yazısının Cerablus 'taki bulgularla ve Ivrizyazıtıylabirleşmesi Orta Suriye'den tç Anadolu'ya ve Fırat 'tan Ege Denizi'ne kadar bulunmuş hiycroglifyazıtlı taşlann aynı Hıtıt uygarlığına ait olduğu düşüncesini doğurdu.Yavaşyavaş Hititlerin adlarıanılmaya başlanmıştı. Yıne de Hititlerin ağırlık merkezi olarak Suriye görülüyordu. Bu görüş ancak Boğazköy'ün Hitit tmparatorluğu'nunbaşkentının Hattuşa olduğunun anlaşılmasına kadar sürdü. Boğazköy, başkent olarak hiç düşünülmemiştı. Boğazköy'den Hıtıtlenn başkenti olarak ilk söz eden 1886 yılında George Perrot oldu: "Amanoslar ve Toroslar'la ayrılan Küçük Asya'yı yönetmcnın ımkânsız olduğu Kargamış'tan değıl, ikı üç yüzyıl boyunca bölgenınen önemlı kentı olmuş,, hatta başkent adını hak eden tek kent, çcvredeki yerleşim İnsanlık binlerce yıl Hititlerin varhğından habersiz yaşadı. Tarihin babası Heredotos bir Hitit anıtı olan Karabel kabartmasını Mısır yapıtı sanmıştı. Hitit hiyeroglifleri bulunduktan tam 135 yıl sonra çözüldü. Yani 1946'da... Istanbul'daki Hitit sergisi bu keşif öyküsüne tanıklık etmek isteyenleri bekliyor. Sergi Karatepe'den bir aslan... 30 Haziran'a dek açık... Tablet üzerine çiviyazısı yazan bir uzman...