27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURtYET DERCİ Bu yıl Afife Jale Ödülleri'nden Nisa SerezliTolga Aşkıner Özel Ödülü'nü alan Samiye Hün'ün kişisel tarihi Türk tiyatrosunun tarihi... Çünkü eşi Hadi Hün, kayınbiraderi Agâh Hün, oğlu Kâzım, kızı Filiz de tiyatronun eşiğini aşmışlar.,, Samiye Hün • anılannı anlatırken "Bir sürü şeyin neden olduğunu anlayamıyorum" diyor. Onun için anlatılanlar ise cesaret, sabır ve yılmadan çalışmaya dair... Ben hala yürüyorum AYŞE EMEL MESÇİ S amiyeHün'leHarbiye'deki Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ninkantininde oturuyoruz. Karmakarışık düşünceler, duygular akıp geçiyor içimden. 1966'daonuTepebaşıDramSahnesi'nde ilk kez izledigim zaman duyduğum coşkunun, o ufak tefek kadının sahnede nasıl devleştiğininanılarıüşüşüyorzihnime.Heyecanlanıyorum,kolaydeğil,SamiyeHanım yıllarca idealimdcki oyuncuoldu benim. Üstelik Cumhuriyet tiyatrosu tarihinin canlı birtanığı o, kendi aile tarihi Darülbedayi'nintarihiyleiçiçegeçmişbirtanık... Eşı Hadi Hün, kayınbiraderi Agâh Hün, oğullan Atilla Hün, Kâzım Hün, hatta kısa bir dönem Çocuk Tiyatrosu'nda çalışan kızı Filiz... Tam birsanatçı ailesi... Kâzım'a doğru uzanıyordüşüncelerim.içimacıylaburkuluyor. Konscrvatııvardan sınıf arkadaşımdı, bir yıldız gibi kaydı gitti erkenden, öncc sahncden, sonra hayattan... Samiye Hün Suavi Tedü.. 30. sanat yılı jübilesi için hazırlanan broşürde (1966) Galip Arcan şöyle demiş Samiye Hün hakkında: "Cesaret, sabır, yılmadan çalışma ve ıstırap... lşte kızımız, kardeşimiz Samiye'nin başına sanat çelengini koyan ellerin mecazi adlan..." Bu sözler Cumhuriyet kuşaklarını.özellikledekızlannıözetliyor aslında; kuruluşu, yoktan var edişi heralanda ilmik ilmik ören o elleri... Bu yıl Afife Jaleödülleri kapsamındaNisa Serezl iTolga Aşkıner özel ödülü verilen Samiye Hün'ün hatırlanması mutluluk verici, çünkü o Türk tiyatrosunun gerçekten unutulmazsanatçılarından. Rahmetli Melih Vassaf' ın söy lediğine katı Imamak mümkün değil: "Bir Samiye Hün'ümüz var.Onunla iftiharedelim." Tiyatroya nasıl başladınız? tlkokulla birlikte başladım aslında. 7 yaşındayken. 1. Galip Arcan bir piyesoynuyordu, orada da bir küçük oğlan çocuk lazımmış. Ben de o zaman "a la garson" mu derlerdı,saçlarımkısacıkerkekçocuk gibi. Banao piyeste küçük oğlan çocuğu rolünü oynattılar. Cıinş o giriş. Sonra çeşitli piycslerdc oynadım. Daha sonrakı yı Uarda, tam hatırlayamıyorum tarıhini, operet oynamak üzere genç han ı mgenç erkek arıyoruz diye gazetelere ilan verdiler. Biz de operet oynadık. Sonra da piycslerde rol aldım. Seyircininmüziklioyunlaragösterdiğiilgı üzerineŞehir Tiyatrosu 'ndada 1932'denitibaren operetler sahnelenmeye başladı. Ama bu girişim sanat çevrelerinde küçümsenmiş, kamusal nitelikteki bir kuruma yakıştınlamamıştı. MuhsinErtuğrulda "değerlioyunlar " oynayabilmekiçin geçici birsüre operet sunmak zorunda kaldıklarını belirtiyordu.(l) O zaman dans dersleri de aidınız herhalde? Evet, bir de ilginç anım var bununla ilgili. Operet çalı ştığımız için bir de dans hocamız var. Birlikte çalışıyoruz, bize bale gösteriyor. Bacağımızı falan kaldınyoruz. Ben'de fazla beceremiyorum o işi. Hem boyum kısa, hem de açarruyorum işte bacağımı. Sonya diye bir kız vardı, bacağını bir kaldırıyor, ta havaya kadar. Ben de yanında duruyorum onun, herhalde yansı kadar kalıyorum. Hoca kızdı yapamıyorum diye, geldi yanımabirtane yapıştırdı, o zaman tabii entariyle değil mayoyla prova yapıyoruz, burama vurdu (bacağını gösteriyor), valla biber sürmüşler gibi yandı, beş parmağın izi değil de kendılen yapıştı kaldı sanki bacağıma. Ben ağlayarak Muhsin Bey 'e gittim. Niye ağlıyorsun, diye sordu. Hoca vurdu dedim. Nerene, dedi. Ben de utanıyorum, gösteremiyorum bacağımı. Nerene diye sordu bir daha. Bacağımı gösterdim. Beş parmağa şöyle bir baktı, sen yukan çık ben çağınncaya kadar da aşağı inme deyip hışımla odadan aynldı. Sonradan öğrendiğime göre, hocaya çok kızmış, sen bu yaştaki bir kıza nasıl vurursun diye, kovmuş adamı. Sizin tiyatroya girdiğiniz dönemde hangi sanatçılar vardı? Şimdi aklıma gelenler, Muhsin Ertuğrul tabii, Fazıl Körmükçü, Bedia Hanım (Muvahhit), Şaziye Hanım (Moral), Neyyire Neyir, Muhsin Bey'in eşi... Eşiniz Hadi Hün'le de tiyatroda tanıştınızsanıyorum... Evet, evlendiğimizde Hadi 30'unayakındı, ben daha 16 yaşındaydım. Yaşım tutmuyorduyani. Muhsin Bey ikiadamgönderip yaşımı büyüttürdü de öyle evlendik. Tam bir sanatçı ailesiniz. Siz, eşiniz, kayınbiraderiniz, çocuklarınız... Tiyatrocu bir aile içinde yaşamak nasıl bir şey? Etraftan takdir görmek, scvilmck insanın hoşuna gidiyor tabi i. Ama maddi bir güvence olmayınca, üstelik zaman içinde, insan değerini yitirince de zor... Çocuklarınız tiyatroya nasıl başladı? Fizikçiler adlı bir oyunda oynuyordum. Beklan Alganyönetiyordu, Ayla Algan'lada birlikte oynuyorduk. Oğlumu oynayacak bir çocuk lazımdı. Beklanricaetti, bir oğlunuzu da Kâzım oynasın dedi. Ben de müdürle görüşeyim, izin verirlerse olur dedim. lzin verdiler, Kâzım da geldi oynadı. Geliş o geliş, bir yandan okuluna devam etti çocuk, diğer yandan da tiyatroya verdi kendini. Filiz de bir dönemÇocuk Tiyatrosu'nda çalıştı, ama sonra bıraktı. Atilla ise halen Devlet Opera veBalesi'ndedekoratörolarakçalışıyor. > Konservatuvarda Kâzım'la birlikteydikı Bence kesinlikle okulun en iyi oyunculanndanbiriydi. Ama çocuk okula devam edemedi fazla, Yıldız Kenter iyi notvcrmemiş. Yıldız Kentertabii çok büyük biraktris, bu yüzden başkalarını beğenmesi dezoroluyorhcrhaldç. Sonra askerliği geldi Kâzım'ın, askere gitti, dönüşünde Şchir Tiyatrosu'na almadı lar, * •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle