Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
yapmadığını incelemekti. Bununeyebenzetiyorumbiliyor musunuz, uçaklara galiba genellikle mılletvekillcn için silahlannı bırakma yeri koydular, binerken bırakıyor silahını, inerken alıyor. Başka bir örneği yok, ben bunu son dcrece yüz kızartıcı buluyorum, ama yapılmasın da diyemiyorum... Bu komisyonun işi de buna benziyor işte... Türkiye Bilimler Akademisi 'nde de üç yıl önce benzer bir çalışma başlatmıştık. Bu çalışma hangi aşamada? Bilim Ahlak Komisyonu kurulmuştu, başkanı bendim. Bir önerge hazırladık, aşıranları nasıl cezalandıracağımızı bildirdik. Aşırma iddiasını inceleyecek, aşırma oldugu saptandığında, hcm aşırma yapana, hem de bağlı bulunduğu üniversitenin en yetkili kurumuna, TÜBA'nın kınamasını bildirecektik. Kaç aşırma saptandı, kaç aşırmacıya kınama verildi? TÜBA bu uygulamadan vazgeçtı, Hacettepe'den ıki arkadaş dediler ki, böyle bir uygulama Akadcmi'nin başına iş açar. Daha sonra başkalan da bu görüşc katıldı. Nasıl bir iş açmanın kaygısı duyuldu? Hukuki yönden sakınca gösterdiler, bence Doğramacı 'dan bir çekinme vardı. Bir de bu işin TÜBA'nın olmadığını, bizim sadece bilim ahlakının temel kıstaslarını koymakla yetinmemiz gerektiğini düşünenler oldu, bence de bu son derece fuzuli biregzersizdi; çünkü bu, bilinen bir şeydi. Ben, komisyonda fen bilimlerini temsil eden lsmail Hakkı Duru ve sosyal bilimleri temsil eden Arda Denkel istifaertik. Birdaha da ahlak komisyonu kurulmadı. Söylediklerinizden yola çıkarsak, bizdeki bir farklılık tan, fazlalıktan söz etmek mümkfin mfi? Hayır, hayır. Ahlaktan sapma her ülkcde var. Size bir örnek vereyim, bir soruşturma yapıyordum, çalışma sahibi hocasından alıntı, kitabın sonunda da bir de gönderme yapmış. Kaynak da göstermiş ama neyi alıntıladığı belirsiz. Ncreyi alıntıladığını tırnak içindc göstermesi gerektiğini söyledim, arkadaşın yanıtı çok ilgınçti: Ben hocamın sözlerinın bir tek virgülünü bile değiştiremem, bunu nasıl yapanm? Biatın bir sonucu yani... Aynen öyle. Çin'deki gelenek de bu. llginç bir şey var, güncel bilimsel aşırmalann en yaygın oldugu ülke galiba Çin... Korkanm, bizde de yaygın, çünkü "Hocanın kitabı ne diyor" diye düşünülüyor "şu kara kaplıya bir bakalım". Aşırma gelenekleşiyor mu? Evet, birey gelişmemiş, hafif de bir miskinlik var... Başkalannm yaptığını tekrarlamak çok rahatlatıcı bir şey... Yani olup bitende sırf kötülük yok, gelenek ağır basıyor... Doğramacı'nın aşırmasında da geleneğin etkisi var müştur... Uğur Mumcu bu konuyu yazdıktan çok sonra, yani geçen yıl yenibaskısı yapıldı... Biatın dışına çıkmak o kadar zor mu? Size ilginç bir anımı anlatayım, Amerika'dan yeni dönmüş, Cerrahpaşa'dabaşasistan olarak çalışmaya başlamıştım. Arada bir, çalıştığım servisten başka scrvislerden de konsültasyonaçağırıyorlardı. Bendehastayıgörüp duşüncelcrimi hasta dosyasına yazıp altını imzalıyordum. Doğrusunundabu olduğundancmindim. Kısa bir sürc sonra çok mı? Biraz vartabii, çünkü etrafın bunaaldırmayacağıru düşün yanıldığımı anladım. Meğer benim çok doğal olarak yapmam gereken diye düşündüğüm, fıkrimin altına imzamı atmam, kimi hocalanmca büyük ukalalık diye algılamrmış! Halbuki benim yurt dışında öğrendiğim hasta dosyasına imzasız herhangi bir şey yazmanın hem çok ay ıp hem de oldukça ağır bir suç olduğuydu. Anlaşılan biz de suçlar hep ayıpların altında kalıyor... Aşırma üzerine kurulu bir bilimin bize zararı ne? Başta, yaratıcılık önleniyor. On beş kitaptan alıntılarla hazırlanmış bir kitap, sizin çalışmanız olmuyor ki. Tembellik çıkıyor ortaya.odaherkonudailerlememiziengelliyor. Bir de yalan yaygınlaşıyor, yalan söylemek başlı başına kötü bir şey ama direkt neticesi bilim gelişemiyor... Aşırmayı saptamak, daha doğrusu kolaylaştırmak mümkiin mü? llginç yöntemler var. Bunlardan biri, tngilizce aşırmalan saptamak için internette 350 dolara alınabilecekprogram. Aşırma saptama sayfası var. Diyelim ki siz kolej öğrencisisiniz, ödevinizi bana verdiniz, ben de beş kelimeden birini çıkartıp, o boşluklan doldur diyorum, tabii onu kelimesi ke1 imesine yapmanızın imkânı yok ama bir süre sonra ortaya çıkıyor ki, siz çok temel şeyleri bilmiyorsunuz, yani başkasından aldınız... En kolay aşırma saptama yöntemi buymuş... Birdeşunlarvar.alıntıyaptığınızdaçokşeyi değiştirebilirmişsiniz ama paragraflama sizi cle verirmiş, bir de aşırma yapan mutlaka başka aşırmalar da yaparmış... Bir çalışmada alıntıların aşırma suçlamasından kurtulması için ne gerekiyor? Heralıntınınkaynağınıngösterilmesigerekiyor. Birtek*"