Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"i m iiı ııı ııı ııı m m m ııı ııı ııı • »ı ııı m m ııı m > m m m m m I! III !•«• "• • •I • Haberden önce, haberden sonra GÖKHAN REHA ÖZTUNALI Iletişim, geçcn 20. yüzyıl boyunca, sosyal bilimler arasında en öne çıkan, iktidarlar tarafından belki de en sık başvurulan dal oldu. Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen "K.ültürel Açıdan Avrupa Birliği 'ne Yaklaşımlar" konulu sempozyumda iletişimin işte bu yönüne de değinildi. Sempozyumun konukları arasında iletişimci Armand Mattelart da vardı. Sempozyumda okuduğu tebliğ, Türkçeye de çevrilen akademik çalışmalan, güncel olaylar ve iletişim sorunlan üzerine söyleştik. Mattelart' ın her ne kadar kariyeri ve akademik çalışmaları ile dikkat çekse de en ilgi çekici özelliği 197073 dönemindeŞili'deSalvadorAllendehükümetinde"danışman" sıfatıy la bulunmuş olması. Dönemin Şili "sindeki "statüsünü" ve yaptıklanru şöyle anlatıyor: " 1970'te Şili'de, yeni yayın ve dergilerin, farkli toplumsal kesimler tarafından nasıl algı landıklarıru inceleyen bir araştırma grubunun sorumlusu olarak bulunuyordum. Bu anlattığım dönemin ve ortamın en biiyük özelliği, tarihte ilk defa sosyalizm çevresinde şekillenen bir toplumsal değişimin, basını son derece özgür bırakmış olmasıdır. Oradaki çalışmamızın da çekirdeğini oluşturan kurum, Allende' nin iktidara geldikten hemen sonra devletleştirdiği, türlü dergiler yayımlayan bir yayınevidir." Yayınevi, ilginç ikilemlere sahne olur. Yayınevi işçileri. devlet politikalarını eleştiren, Allende muhalifi yayınlan "devlet desteğiyle", "devlet yayınevinde" basmak durumunda kalırlar. Işçiler bu durumdan duydukları rahatsızhğı Mattelart ve ekibine bildirirler. Bu tip tepkilere karşı derhal bilinçlendırici atölye çalışmalanna girişen akademisyenler, işçilere, Amerikan stili dergiciliğe eleştirel bakış kazandıracak bir çalışma yaparlar. Mattelart, ITT gibi uluslararası şirketler ve ABD hükümetinin ortak çahşmasıyla yapılan darbeden, Allende'nin iktidardan indirilişinden, ancak üç yıl sürebilen "Unite Populaire"den (Ulusal Birlik'ten) şöyle sözediyor: " 1970'lerde yeni ortaya çıkmakta olan küreselleşmenin ilk defazorla durdurduğu bir sosyal değişim modelini, biz o Dolar Talebanı ile petrol Talebanı çekişiyor Kızıl Tugaylar 'a destek verdiği iddiasıyla hapis yatmakta olan Antonio Negri, cezasının çoğunu yattığından zaman zaman cezaevinden çıkabiliyor. "împarator " kitabının yazarı, Le Monde 'un sorulannı yanıuarken Ikiz Kuleler yerine keşke Pentagon yerle bir olsaydı" diyor. Sizce 11 Eylül saldırılarından sonra antiemperyalizm ile antiamerikancılık arasındaki ayrıma bir açıklık getirilmesi gerekir nıi? Umarım antiamcrikancılık sona ermiştir Ben yaşamım boyunca asla bir antiamerikancı olmadım. Keza, hiçbir zaman antirus olduğumu da söyleyemem. Gelgelelim, Amerikan kapitalizmine ve Rus sosyalizmine oldum olası karşı çıkmışımdır. Birisine antiamenkancı mı, yoksa antirusçu mu olduğunu sorduğumuzda, gerçekte o kişinin bir ulusa karşı olup olmadığını öğrenmeye çalışınz. Bana göre, uluslar kumanda edenler ve acı çekenJer olarak aynlmışlardır. Ben acı çekcn Amerikalı ve Rusların yanındayım; Amerika'nm Vietnam'da uyguladığı politikaya, Rusya'nın Polonya ya da Çekoslovakya'daki politikasına karşıyım. 11 Eylül günü, aralarında sayıları anlaşılan yaklaşık bini bulan "kaçağın" (clandestinos) bulunduğu, binlerce Amerikalı emekçiyle dolu Ikiz Kuleler'in yıkılışına tanık olmak yerine, Pentagon yerle bir olsaydı ve Beyaz Saray'ı ıskalamasalardı çok daha mutlu olurdum. Benim düşmanlarım, hangi ulustan olursa olsujı, (bir zaınanJar kapitalist adıyJa aııılan) "emperyaller". Amerikalı Michael Hardt ile birlikte kaleme aldığınız "Empire=İmparatürluk"ta günümüz dünyasını küresel bir hükmetme sistemi olarak tanımlıyorsunuz. Sizce İslam terörü bu "imparatorluğun" dışında mı yer alıyor? 11 Eylül'den ahnması gereken en önemli