Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet Bill Clinton 'u, sadakat mı yoksa siyasi hesaplar uğruna mı bırakmadı? Kurabiye pişiren bir eş olmayacağını söylediğinde ev kadınlannı hzdırdı, amafeministlerin gözdesi oldu. Hillary, 'aldatılan kadın' olarak da erkeklerin desteğini kazandı. • 8. SAYFADA H HİJUtYCUNTON 'A 1 A P I l i ŞHR YAZDI... Şiiryazdı, gazetecilik yaptı, fikirleri nedeniyle hapisyattı. Eğitimi olmadan uzun yıllar mimarlık yaptı. Ama bu işlerden hiçpara almadı. Dev tatil köylerinden bile. Nail Çakırhan... • 12. 8AYFADA OL KOKULU SÖZCÜK: SBIDİKAI Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), geçmiş yıllarda bütün gazetecileri bünyesinde banndımn güçlü bir örguttü. Hıfzı Topuz "Eski Dostlar " adını taşıyan Jdtabında TGS'nin kuruluş öyküsünü bütün ayrıntısıyla aktarıyor... m 14. SAYFADA BATUM, BALALAYKA VE NECATİ Kara haberin üstünden iki ay, üç hafta geçti. Ağızlan bıçak açmadı, gözler uzaklara takılı kaldı. Oyuncular yine de senaryoyu ellerinden düşürmedi. Akşam sohbetleri ise dönüp dolaşıyor, hep Necati'ye ve Kemal Sunal'a uzanıyor. YAZI VE FOTOĞRAFLAR: ENGİN KABAN T rabzon civannda bize ulaşan "kara haber", bir rüya, bir yalan gibi geçiyor kanallardan. Mavilik, ycşillık, almor, yergök, hcr şey, her yan griye kesiyor birden. Yüzü sulara, sırtı dağlara dönük şirin kasabanm çay kokulu, deniz kokulu ınsanlan sanyor etrafımızı. Boyunlan bükük, kulaktan kulağa fisıldıyorlar. Yürekten yüreğe düşen haber dört yana yayılıyor. Karşı yandaki yapı işçileri oldukları yere sinmiş, başları elleri arasında, ıslak ıslak bize bakıyorlar. Bizlerse ne yapacağımız konusunda kararsız ve beteriz. Yola koyuluyoruz tekrar. Yollar o eski yollar değil, ne heyecanı kalıyor ne de güzellığı. Ağızlan bıçak açmıyor, gözler uzaklara takıh. Ara ara ekrana düşüyor cemali; bir gülüyor ağız dolusu, bir gülüyor öyle ıçten. Bizden önce yola çıkmış ekıple ıkı Sarp köyünü ayıran sınır kapısında buluşuyor ve sorunsuz geçıyoruz Gürcistan topraklanna. Haklannda pek bir şey bilmedığim, dıllerini anlamadığım, ama konuşurken Devantı 23. sayfada