Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ OKTAY EKİNCİ K onuya girmeden önce, korumaya dönük bazı mimari kurallar ve teknık deyimler üzerinde anımsatmalar yapmam gerekiyor. Mimarlıkta restorasyon, korunması istenilen eskı bir yapının, o yapıya "kültür mirası" değerini veren tüm öğeleri yeniden kullanılabılecek şekilde onanlarak ve sağlamlaştınlarak yaşatılması anlamına gelir. Buradakı "yaşama" kavramı yapının yine insanlartarafından"kullanılarak",yaniinsanla birlikte yaşaması hedefini içerdiğinden ötürü de çağdaş gereksınmelerin (ya da özel kişisel istemlerin) o yapı bünyesinde karşılanması, yine ancak"özgün mimari ve kültürel özellıkleri yok edilmemek koşuluyla" kabul edilebilir... Çünkü korumacılıkta temel amaç, insanoğlunun geçmişteki "sanat ve yaratıcılık birikımlerinin" bugünkü ve gelecek kuşaklara sadece bir kültür zengmhği olarak değıl,aynı zamanda yine sanatın ve yaratıcılığın sürekli Uerlemesi için bir "esin kaynağı" olarak da aktarabilmekdir. Eğer bugünkü kuşaklar, tarihten gelen bu birikimin "belirleyici öğelerini" ve "aynntılardaki ustahklannı" yok eder de geleceğe sadece eskiyi andıran bir "görüntü" bırakmakla yetinirlerse, o görüntüyü ortaya çıkaran "hünerli ellerin ve yaratıcı aklın" ders notlarından da yine gelecek kuşakları yoksun bırakmış olurlar... Dahası, toplumu "eksik bir bellekle" yaşamaya tutsak kılarlar... İnsana ve emeğe saygı Mıman restorasyondakı bu evrensel kural, kökenini "insana ve emeğıne saygı dan" aldığı için, Fransa'da ve ttalya'da "aydınlanma devrimiyle" birlikte 18. yüzyıl sonlannda ortaya çıktıve 19.yüzyılboyuncadagelişti... Ondan önce hemen tüm uygarlık tanhi boyunca gözlenen eski yapüann kısmen yıküarak, değiştirilerek hatta sadece malzemelerinin kullanılarak yeniden değerlendırilmesi tavn, 20. yüzyıla doğru artık yerini "özgünlüğün korunmasına ve sürdürülmesüıe" bıraktı... Türkiye ise ancak"Cumhuriyet devrimiyle" birlikte kökünü aydınlanmadan alan kurallarla tanışabıldığinden, restorasyonda özgünlüğün korunması ilkesinde "deneyimsiz" ama "ıstekli" bir 25 yıllık dönem geçirdi. Ne var ki özelhkle 1950'lerden sonra insanın yaratıcılıgı yenne "kulluğunu" öne çıkaran gerici düşüncelerin ve politikalann giderek egemen olmasıy la da bir yandan o "tarihsel yaratıcılığın belgeleri" olan kültürel miras gözden çıkanlırken, öbür yandan "ayrıntılardaki ustalığa" değıl, sadece "görüntüye" önem veren bir restorasyon anlayışı ülkeyi ve kentleri sarmaladı. Çünkü, hangi inanç ve kültürün ürünü olursa olsun, eski bir yapıya ait aynntüardaki ustalıklar, o güzel görüntülen de yaratan "tekniğin, bilimin ve insan emeğinin ilerleme ve gelişme tarihini" belgeliyorlardı. Onlan ortadan kaldırarak tek başına görüntüyü geleceğe taşımak, hele bunun için de sadece belli bir kültürün ürünlerini yeğleyip diğerlenni görünüm olarak bile yok etmek tavn ise "siyasettekı geçmışe öykünmenin" içerimsiz ve sımgesel bırmımanyle desteklenmesindenbaşkabirşeydeğildi. Işte, tarihsel yapılann korunmasımn "geçmışten geleceğe kültürel üretkenlığın kesıntisiz gelışmesı" gıbı ılerici ve ınsan umudunu süreklı diri tutan bir bılinç yaratması yenne, daha çok "nostalj ik duygulara" neden olmasının temehnde de sadece görüntüyle yetinılen ve "özün" gıderek unutulduğu insan emeğıne duyarsız restorasyonların katkısı büyüktür. Doğru restorasyon ıçın Şerbetçiyan Han'ın yanlış bir restorasyonla özgünlüğünü yitirmemesi için proje aşamasında harekete geçen Galatah semt sakinleri, kentsel ve kültürel değerlerin korunmasında "sivil denetimin" güzel bir örneğini sergiliyorlar. Hem koruma tarihi hem de demokrasi ve uygarlık bilinci açısından önem taşıyan bir girişim...