23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

28 MAYIS 2000. SAYI740 Carine Russo sekız yaşındaki kızı Melissa'ya kavuştuğunda a artık yaşamıyordu. Carine, geçen eylülde Brüksel 'de insan kaçırmalara karşı 3 50 bin kışinin yürümesinden bu yana kendini daha iyi hissediyor. "Artık, bu gerçeği Belçikalılar biliyor, bu sistemde para her şeyin üstünde" diyor. "Sistemin zayıflan nasıl ezdiğini gördük." Savaşlarda, savaş durumunun yaşandığı, özgürlüklerin değil insan haklan ıhlallerinin sıradanlaştığı ülkelerde ve diktatörlüklerde insanlar sokak ortasında, evinden işine giderken, ya da dönerken benzer şekillerde elleri telsizli, sivil giyimli kişilerce bir arabaya zorla bindiriliyor ve kaybediliyor. Kaybedilen kişilerle ilgili en doğru bilgi ve sayılara ulaşmak, aynen Türkiye'de olduğu gibi, hiç kolay değil. Kitni ülkelerde yerel insan haklan örgütleri ya çahştınlmıyor ya da tehdit altındaki kayıp yakınlanna ulaşamıyorlar. Uluslararası insan haklan kuruluşlan da kimi ülkelere ya hiç giremiyor ya da insanlarla konuşmalanna izin verilmiyor. En nihayet, kaybedileni resmen duyuran kişinin dc kaybedilme olasılıgı söz konusu. nınca babalan beklediklerini anlatan Hanım gibi Dusica da kardeşi için "kayıp, ölü demek" cümlesini kurmuyor. Kayıplar uğruna verilen mücadele o kadar yıl sürebiliyor ki saçlann değişenrengi ya da boyalarla esas renkleri yakalama gayretinin kanıü gazetelerdeki, dergilerdeki fotoğraflarda... Arjantin'den Delia dayer yer ağaran saçlanyla, "biz militandık" derken çeyrek asırdır mücadele eden bir kadın olarak yirmili yaşlanna dönüyor. kendisi gibi kayıp yakınlan ve insan haklansavunuculanylayaşananlarunutulmasın diye bir "Bellek Merkezi" kurulması için çalışan Khadija yirmi beş yaşına on gün kala gözaltında kaybedilen ağabeyi militan sendikacıAbdullah'ıanlatmak istiyor. Onu hiç hatırlamıyor, çünkü o gün Khadija sadece bir yaşmdaymış. "Ama, kendinü ona o kadar yakın hissediyorum ki" diyor. 15 yıldır ağabeyinin ve tüm kaybedilenlerin peşinde. Sandviçini yerken, kesik kesik devam ediyor: "Kaçınlanlarsolcuyadasendıkacıydılar... tşkence merkezi olarak kullanılangızli villalarvardı... 1970'tebirkardeşim, 1973'te bir başka kardeşimdahakaçınldı. Onlanbıraktılar..." Fas'ta özellikle kadınlaryıllardırmücadele ediyor, "Kayıplar Komıtesi" 1 Mayıs gösterilerinde yıllardır yürüyor. Khadija, "sesini çıkarma cesareti gösteren kadındır" diyor. "Yaşayanların serbest bırakılması, ölülerin cesetlerinin bulunması, sorumlulann örtaya çıkanlmasını ıstiyoruz. Başka kayıplar olmasın diye mücadele ediyoruz." Emine Ocak bizimle değil ama bizimle. Kadınlar Türkiye'de 1980'denbuyanakaybolan, sadece isimleri bılinen altı yüze yakın kişinm hikâyesini dinlerken hiç şaşırmıyorlar. Anlatılan onlann da hikâyesi. Hasan Ocak'ın işkenceyle öldürülen bedeninin bulunmasından sonra her cumartesi Galatasaray Lisesi önünden yükselen çığlığı biliyorlar... Galatasaray'da 27 Mayıs 1995 'te kayıp yakınlan ve insan haklan savunuculan buluşmaya başladığında geride bırakılan bir buçuk yılda her bir buçuk günde bir kişi gözaltında kaybediliyordu. Oradakiçığhkdörtbiryanayayıldı, 170. haftadan 200. haftaya kadar, yani 15 Ağustos 1998'den 13Mart 1999'akadar Cumartesi Anneleri/Cumartesi Insanlan Galatasaray'da hep oldular, hep engellendiler, tartaklandılar, gözaltına alındılar. Ve şimdi uzun bir ara yaşıyorlar. DERGIDEN Merhaba, Üzeri küllenmiş olaylar, unutulmuş gunler birden bütün canlılığıyla karşımıza dikilirler yıldönümlerinde. 27 Mayıs 1960 hareketinden bu yana tam 40 yıl geçmiş. 1617 sene öncesine kadar 27 Mayıs, resmi bayram günlerimiz arasında sayılır, takvimlerde üzeri kırmızıya boyanırdı. Ancak günün birinde bir yasa ile normalgüne çevrildi. 27 Mayıs 'ın ne zaman bayram olmaktan çıktığını anımsıyor musunuz? 1980 askeri darbesinin ardından yapılmış bu değişiklik. Yani son 27 Mayıs bayramının kutlandığı yıl 1980... 12 Eylül darbecilerinin "hassasiyeti" sonunda bayramlar listesinden çıkanlmış. Devletin en tepesindeki üçyetküinin idamıyla noktalanan yargılama süreci 27 Mayıs 'ın en çok bilinen tarafi. Ama unutulan ve hâlâ keşfedümeyi bekleyenpek çok yani daha var 27 Mayıs 'ın. Bu haftaki dergimizde 27 Mayıs 1960 ile ilgili bir araştırma ve incelemeyok. Ama 1995 yıhmn 27 Mayıs 'ıyla ilintili bir başkayazımız var. 27Mayıs 1995 kayıp yakınlan ve insan haklan savunuculannın Galatasaray'da yaptıklan ilk buluşmamn yıldönümü. Aylar boyunca her cumartesi günü saat 12.00 'de Galatasaray Lisesi 'nin kapısı önünde sessizce oturup kayıplanm hatırlatan insanlar artık yasaklı. Kayıplanm hatırlatmak için mekân tuttuklan yere gelemiyorlar. Gelirlerse dayak yiyorlar. Kaybedenler onlan orada görmekten, seslerini duymaktan çok huzursuz çünkü. Kayıp Haftası 'nda, Türkiye 'nin ve dünyanın kayıplanm hatırlatan yazımızı Nadire Mater yazdı. Bu haftaki dergimizin kapak konusu ise lstanbul Radyosu 'nun tarihi üzerine... TRT'nin YapıKredi Yayınlan İle ortaklaşa çalışması sonucu yayımlanan lstanbul Radyosu/Amlaryaşantılar adlı kitap ve CD ile Yapı Kredi Kültür Merkezi 'nde açılan sergi, radyo meraklılanna büyülü bir kutu sunuyor... önümüzdeki hafta yeni bir dergide buluşmak umuduyla... CUMHURİYETDERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASIN VEYAYINCILIK AŞ ADINA BERİN NADİ • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAÖDAŞ MATBAACIUKLTD. ŞTİ. • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAÖICAD. NO: 3941CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL TEL (0212)5120605 •REKLAM: MEDYA C KAPAK FOTOĞRAFINDAKİLER: SOLDAN SAĞA: MAHMUT BALER, SAFtYE AYLA, ŞÜKRAN ÖZER DORUK, MÛZEYYEN SENAR DellaveKttadlJa... Kaybedilen kocası, altı aylıkhamileyken gözaltına alınışı ve "dayanılan" işkencelerden sonra serbest kahşı ve sağlıklı doğamayanbirkızbebek. Delia bir yandanbebeğine koşuyor, bir yandan yeni tanıştığı ama hayat boyu dost olacağı kadınlarla beş kişiyi aşmayan toplantılara katılıyor. "llk duyurulanmızıağızdanağzayaptık. Sonra birbirimizi tanımak için beyaz eşarplar takmaya başladık" diye anlatmaya başlıyor. O da "kayıp" sözcüğünü kabul etmiyor, yaşananlann açığa çıkmasını istiyor. Bebeği ise ancak on yıl yaşayabilmiş. Brigitte ve Laurance acının ve inadın paylaşımını kesmek istemiyorlar ama, sandviçler ve meyve sulanyla bir soluk alsak! Alamıyoruz, almak istemiyoruz. Fas'ta Öngörulemeyon protesto Iz bırakmaksızın kayıp etmek, "şehitlerin yaratılmasını önlemek için etkili bir yol" olarak düşünüldüğü için mi insanlar kaybediliyor, bir başka deyişle, "bir kanıt olarak cesedin yokluğu rej ime karşı protesto örgütiemeyi" güçleştirirmi? Öte yandan, ölümün kesin olarak ilan edildiği durumlann tersine, bedenlerin var olmaması durumu, süregiden yaşam adına bir protestoyu "var" etmeye yol açmazmı? Kaybedenler, belki de, "kayıp"lann bir protestoyu "var" edebileceğini baştan hiç düşünmemişlerdi. Mesela Istanbul 'da kaybedilen Düzgün Tekin'in annesi ElifTekin' in T\ınceli 'de Kürtçe konuştuğu köyünden Istanbul'un Galatasaray' ında polislerin yakasına "oğlumu istiyorum" diye Türkçe yapışacağı, mesela Şili 'de Carmen' in kaybettiğı oğlu, kocası, kardeşi, kardeşinin kansı ve yeğeni için Santiago'da kendisi gibi kadınlarla önce kiliselerde buluşarak bir mücadele başlatacağı akla gelir miydi? Hoş, seksen yaşındaki Carmen'in Pinochet darbesinden 27 yıl sonra bile mücadelesine devam edeceği, kendisi gibi "kalbi kanayan" kadınlarla buluşmak için ta Şili'den kalkıp Belçika'ya Ruandalı Julia konuşuyor, Faslı Khadija ağlıyor.. geleceği nasıl hayal edilecekti? Kaybedilen sevdikleri için açlık grevleri yapan, tutuklanan, gözaltına alınan Carmen, "yaşadığımız trajedıleri birleştirmek Önemli" diyor. "Ben herkes için adalet ve hukuk istiyorum." Bu kadın torunlan için, gelecek kuşaklar için diktatörlüklerin yaşanmayacağı günlerin hazırlanması telaşmda. Beş yıl önce kocası Fehmi Tosun Avcılar'daki evinin kapısmdan çocuklannın gözleri önünde kaçınlan Hanım, "kendini yalnız hissetmemek öyle önemli ki" diyor. "Bir araya gelüıce sesimizi Turkiye de duyuyor, dunya da." Kocası 1991 'de Hırvatistan'da öldürülen, erkek kardeşi geçen yıl Kosova'da kaybedilen Belgradh Dusica da Hanım gibi düşünüyor. Çevirmenin aynldığı birandayanındakininelinitutuyor. Sevmek dokunmak değil mi? Sonra, çevirmeni aktanyor: "Acımı sizlerlepaylaşmak istiyorum." "Bizim ülkede, Yugoslavya'da kayıp demek, ölü demek." En büyüğu 18, en küçüğü 7 yaşındaki beş çocuğunun özellikle bayram günlerinde kapı çalı Yenl cumhurbaşkanlarına... "Oturmasaydık, belkı de daha fazla insan kaybolacaktı" derken Hanım Tosun yeni cumhurbaşkanına da sesleniyor: "Hukuktan, demokrasiden söz ediyorsunuz, kayıplardan da söz edin. Kayıplann akıbetleriyle ilgilenin. Kimdi bu insanlar? Kim kaybetti onlan? Devlet bulsun!" Brüksel 'deki Tentation salonunda Şilili Carmen de Hanım gibi Şili'nin yeni cumhurbaşkanı Ricorda Lagos'tan kayıplann akıbetini açıklamasını bekliyor. Khadija ise aynı seslenişi Fas'ın yeni kralınayapıyor. Bu ülkenin insanlannın "kayıp" gerçeğini Galatasaray'dan yükselen sesle duymalan gibi, Aıjantin'de Mayıs Alanı anneleri, büyükanneler her perşembe dönmeselerdi kadınlann, erkeklerin uçaklardan okyanusa atıldıklannı hiç bilmeyecektik, işkencecilere verilen 200 bebekten 60'ı hayatlannı asla öğrenemeyecekti. Şili'dePinochethâlâelinikolunu sallayıp dolaşacaktı. Kadınlann inadı dünyanın"kayıp"lannı hayli azalttı. Brigitte ve Laurance'ın "Direnen Kültürler"inde de kadınlar "Kadın Sesi"nde bir kez daha ses verdiler işte. Sting, kaybolanlara ve daha çok da onlar için mücadele eden kadınlara adadığı şarkısında, on yıl kadar önce "yalnız dans ediyorlar" diyordu. öyleydi, ilk başlarda dans ederlerken çok yalnızlardı ama şarkılan kocaman bir yeryüzü korosuna dönüştü şimdi. Dünya Kayıplar Haftası 'nda Sting'den yeni bir şarkı Arjantütli Delia ömrunü kaytp mücadelalne adadv bekliyoruz.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle