23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Herkesin keyifle dinlediği radyo tiyatrosu provalanndan... Beş kupona bir radyo! Tt»Y 1. Sayfanın devamı kurma girişimi hükümetin kimi çevrelerinde pek de iyi karşılanmadı. Milletin henüz geri olduğu, elde teknık eleman bulunmadığı söyleniyordu. MustafaKemal'edebugirişimden sözedilmişti. Hayrettin Hayreden Hayrettin Hayreden... İ953 tarihli Vatan'm Radyo ekine Atatürk'legörüşmesini anlatmıştı: "Kendisine buteşebbüstenbahsetmişler. 'Aletigetirsin de dinleyelim' demiş. Ata ile ordu hayatında tanışırdım. Bir gün kendi yaptığım alıcıyı alıp Orman Çiftliği 'nde ona göturdüm. lstasyon ararken tesadüfen karşımıza Rus radyosuçıktı. Atatürk Sofya'da iken az çok ku lağı Rusça'yadolmuştu. Dinledi,dinledi... Birden herkesi susturdu. 'Efendiler, dedi, baktn propaganda yapıyorlar.' Derhal istasyonun kurulmasını emrettiler ve biz şirketi tesis ettık." Şirket kurulunca, Sultan Hamit zamanında bile evden eve telgrafhattı kurup aılesine fenalıklar geçirten emekli yüzbaşı, telsiz meraklısı Hayrettin Hayreden, ışini bı ISTANBUL SERUVENI... "Istanbul Radyosu Anılar Yaşantılar" adlı kitabın, CD'nin ve serginin hazırtık serüvenini Istanbul Radyosu Müdürü Ayhan Dinç'ten dinleyelim. Istanbul Radyosu'nun gazeteci kökenli dördüncü müdürü oluyorum. Birincisi Türkiye'de radyo yayıncılığını 73 yıl önce başlatan Sedat Nuri lleri, ikincisi Hasan Refik Ertuğ, üçüncüsü de Ferit Zahir Törümküney. 1997 yılının Ağustos ayında Istanbul Radyosu'na müdür olarak atandığımda çok heyecanlpnmıştım. Istanbul Radyosu benim gözümde olağanüstü gizemlere sahip, erişilmesi zor yerlerden biriydi. Büyülü kutuda içine daldığım dünyanın gerçek duvarları arasında çalışma olanağına kavuşmak 'her kula nasip olmayacak' bir şeydi. Mustafa Kamil Gerçeker'in deyimıyle bir 'şeref'ti. Ona sahip olmanın heyecanı içindeydim. Bulunduğum noktadan geriye baktığımda, 'kimler gelmiş, kimler geçmiş'ti. Bunları isim isim saymak olanaksız. Yönetime gelenlerin çoğu iz bırakıp gltmişlerdi. Hizmet etmişlerdi. Yayıncılığımızı geliştirmişler, tuğla üzerine tuğla koymuşlardt. Kimileri bestelemişler, kimileri çalmışlar, kimileri söylemişler, kimileri sunuculuklan ve ses karakteristikleriyle akıllarda kalmışlar, kimileri iz bırakan programlar yapmışlar, "arkası yann"larda, "Radyo Tiyatro"lannda yarattıkları karakterlerle unutulmazlar arasına girmişler. Çocuk kulüpleri ve çocuk dramalanyla radyoculuğun ve sanatçılığın altyapısını oluşturmuşlar. Efektörlerin isimleri bile hâlâ hafızalarımızda... Zaten 70'li yıllara kadar, yani televizyon evlerimizde radyonun oturduğu köşeyi kapana kadar, herkesin gözdesı, ilgi odağı ve başlıca eğlencesi radyo değil miydi? Savaş yıllarının en gözde ve güvenılir haber aracı radyo, sosyal hayatın evrimıyle geliştı ve ayakta kalabilmek için çağdaş yayın sistemlerıne uyum sağlayarak "geçmişte kalan öykü" olmaktan kurtuluyor. Bu açıdan bakıldığında Istanbul Radyosu, hem radyoculuğumuzun bir laboratuvarı hem de dönem dönem toplumumuzda yaşanan sosyal olaylann bir aynası olarak ortaya çıkıyor. Bizim bütün yapmaya çalıştığımız şey, Istanbul Radyosu'nu bu nıteliğıyle ele alarak anlatmak ve gelecek kuşaklara bir belge olarak bırakmak. Hemen başlamak için de nedenler çok acildi. Her meslekte olduğu gibi radyoculukta da yaprak dökümü devam ediyordu. En azından hayattakılere bir an önce ulaşıp amacımızı gerçekleştirmeye başlamalıydık. Yapacağımız çalışmalar hakkında, Genel Müdürümüz Yücel Yener ve Radyo Dairesi Başkanımız Çetin Tezcan'a bilgi arzettim. Ikisi de konuya çok sıcak baktılar ve bizi teşvik ettiler. Özellikle sayın Yener, işin her aşamasında çalışmalarımıza büyük destek verdi ve anlayış gösterdi. Her şeyden önce hazırlayacağımız kitap bir tarih kitabı olmayacaktı. Bilimsel bir amaç da taşımayacaktı. Istanbul Radyosu'nun 1927'de başlayan serüveni öyküleştirilecek ve bu öykü Istanbul Radyosuna emek vermiş, "radyo günleri"ni yaşamış kişilerin anılarıyla beslenecekti. Öykü ve anılar, yaşanan günleri anımsatan fotoğraflarla belgelenecektı. Tabiı bunlan şimdi söyleyebıhyoruz. Kitapta bu hedefi tutturana kadar çok konuştuk, çok tartıştık. Sonuç olarak pek örneği görülmeyen bir yapıt çıktı ortaya. Kitabı hazırlamaya başladığımızda elimizdeki malzemenin dökümünü yaptık. Arşivimiz ses malzemesi açısından oldukça zengindi. Resim hemen hemen hiç yoktu Anılara gelince... Hayatta olmayanların anlattıklarını araştırarak bulmak, hayattakileri ise teker teker arayarak anılarını toplamak yapılacak en önemli işti. Bunun için örgütlenmek gerekiyordu. Radyomuz bünyesınde bir yayın komıtesi kurduk. Hemen hemen her bölümden
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle