27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

27 ŞUBAT 2000. SAYI 727 Miss America'lar "Zihinsel tutum çok önemli" ve "Her yeni gün Tann'dan bir bağıştır" gibi şeyler söylüyorlar. Böyle basmakalıp laflara güİebilirsiniz ama piyasadaki onca kendi kendine manevi yardım kitabını kimler alıyor dersiniz? •" Tuttuğurauzu kopannz. Sıkı çalışma gücümüzle her şeyin üstesinden gelebileceğimize inarurız biz. Talim terbiye doğayı alteder inanışıdırbu. Birgüzellikkraliçesi olabilmenin birçok yönü kişisel denetimimizin ötesindedir 1.65 ile 1.75 cm arasında olmalısınız örneğin. öte yandan herkes bu kızlann nasıl zorlu bir gayret içinde olduklanndan söz ediyor. Aklımızı sağhklı bedene takmamızm bir y ansıması olarak, bugünün Miss Americası kaslı ve akışkan hatlara sahip, oysa İlk siyah kraliçe Vanessa Hllliams 1984'te seçiUL 1921 'de yumuşak ve tombuldu. Vücut geliştirme bugünün yanşmacılan için bir önkoşul gibi. Cimnastik sa ve ağır hastalar için müzikle sağaltım vermek üzere eğitim görüyordu. lonlannda geçen zorlu seanslar da öyle. "Bütünüyle karşıtlıklar içeren bir model 1990 yanşmacılanndan birisi, Coloradolu Karrie Mitchell "Şunu bilin ki, biryıl öncesi, bu" diyor Wilk "Güçlü ama zayıf, saldırgan ama yumuşakbaşlı, kendini tümden kariyebir mayolu güzel olmayı düşünemezdim" diyor. Bir yılda 7 beden ufalacak kadar çahş rine ve ailesine adamış, sosyal görevli özellikleri taşıyan, anlayacağınız su üstünde sivmış. Birçok yanşmacı (bazen eyalet yarışri topukla yürüyen ve bunun kolay olduğunu malannın giderleri üstlendiği) aşın estetik gösterebilen birisi..." Vay be! operasyonlaraltmayatmayahevesli. •• Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. ** Hepimiz eşitiz, ama biz saltanatı severiz. Elbette, o sıradan bir Amerikan kızı, ama Miss America, son olarak bize son bir gerçeği söylüyor; bizim hâlâ tek bir kişinin, tüm bir tacı var ve şöhret peleriniy le sanh. Yanşbir ülkenin, yaşayan şipşak fotoğrafi olabilemanın ilk jüri üyelerinden biri Norman ceğime inanabildigimizi... Astronotlargibi, RockweH'di, ötekiler Grace Kelly'den Dobeyzbolcu çocuklar gibi, Miss America sernald Trump'a dek uzanıyor. Miss America ahşveriş merkezlerinin açıhşlarını yapar, ik pilip gelişiyor, sırf biz en iyi ve en pınltıya inandığımız için. Onun o vazelinli gülümsetidar çevrelerine girer. Son günlerde, Miss mesinden daha parlak ve ne olabilir, bize her America'lardan bir başkana, yani bir başka ikona, mektup yazarak (AIDS 'ten korunma eylül, o özel gecede inanan bir toplum olduiçin) enj ektör değiştirme programlanna ma ğumuzu anımsatacak? Biz bir inananlar ulusuyuz, Tann Miss America'yı kutsasm! teli destek istemişti. Ikonlar, elbette, diğer levizyona bir avuç mısır patlağı fırlatacak ikonlarla burunlannı sürtüştürürlerse statü kazanırlar. Başkandan federal fon isteyebil kimseyokmu?^ mek için basit bir yüzme güzelinden daha Çeviren: EMRE ÇAĞATAY ileri bir şey olmalıdır insan. Pek az Miss America'nın kalıcı bir ünü olmuştur, ama bu çok makul bir şeydir. Kazanabilmek için uç noktada paradoks olmalıdır o; günübirlik saltanat, her Amerikalı gizliden gizliye içinde bunu besler. •" Panltıyı severiz. Kabul edelim, Amerika her zaman pembepullu bir kalbe sahipti, tam anlamıy la ve naif bir biçimde süprüntü bir kalp. 1940'lann son yıllannda Montana güzeli sahneye atıyla çıktı ve neredeyse orkestra çukuruna düşüyordu; ondan sonra hayvanlar yasaklandı; Nevada güzeli ağlamakhydı "tneğim sahne alamayacak mı yani" diyordu. Sonradanbirkilisekorosu mensubu bir striptiz gösterisi sundu vetacıgötürdü. Ne yazık, böylesi görkemli anlar geride kaldı. Ama törenin en parlak anı hâlâyerinde; yarışmanın galibi, olmazsa olmaz hıçkınklı gözyaşlanyla, tacı kafasından aşağı kayarak, podyumda tıpış tıpış yürüyor... •" Süperkadın, kanlı ve canlı. Bu tören bize kadınlann ne olmalan gerektiğini söylüyor: "Mükemmel kızın kültürel ikonu". Bugün Miss America'lardan güzel, başanlı ve hizmet etmeye hazır olmalan isteniyor. Bir platformu var ve bu kaçınılmaz olarak, toplumsal yarar için. Son Miss America'lardan biri, kendi kanserini yenmeye uğraşıyordu Monica Lewinsky, bir Miss America 'ya benzemez... BAŞKENT GUNLERI Kadın boşluğu MÜŞERREF HEKİMOĞLU G eçen hafta ilginç olaylar bir araya geldi başkentimizde. Medeni Kanun'un 74. yılı nedeniyle uluslararası bir konferans düzenledi Cumhuriyet Kadınlan Demeği. Yenl dünya düzeni, kadın ve irtica konularında değişık ülkelerin temsilcileri de konuştu, ilginç tablolar oluştu. Üzgünüm, baştan sona izleyemedim ama belli çelişkileri geniş bir açıdan gördüm bu toplantıda. Bir Cumhuriyet kızı olarak ilginç yorumlara vardım. Açılış toplantısında yeralması beklenen iki bakanın yokluğu da ilginç geldi bana. Bakanlar Kurulu nedeniyle gelememişler. Gündem dışı bir toplantıydı anlaşılan. Aynı günlerde Iskandlnav ülkelerinden bir konuğumuz vardı başkentte. Isveç Dışişleri Bakanı Anna Undh. Genç ve güzel bir kadın, daha önce Çevre Bakanı. Iskandinav ülkelerinde eşitliği güzel yaşıyor kadınlar. Parlamentoda yüzde 50'ye ulaşıyor sayıları, bakanlık, başbakanlık görevlerini üstlenerek yönetımde de etkinlik alıyor. Uluslararası kuruluşlarda da tepe görevlerde çahşıyor. ömeğin Dünya Sağlık örgütü'nün başkanı da Norveç'in eski Başbakanı Gro Hariem. Yardımcısı da bir Türk, Prof. Dr. Tomris Türemen, uluslararası görevlerde çalışan Türkler arasında doruğa tırmanıyor ama bıreysel bir olay bu. Başka dallarda da örneklerı var. Ancak siyasal yaşamdaki boşluklar hayli derin! Parlamentomuzdaki kadın sayısı oranı ancak yüzde 10'larda, Iskandinav ülkelerinde de yüzde 50'yi aşıyor. Eşit koşullarda çahşıyor, çok önemli görevler üstleniyor kadınlar. Finlandiya Cumhurbaşkanlığı görevini de bir kadın üstlendi son seçimde. Tanja Halonen. Irlanda'da, Izlanda'da kadınlar çok etkin politikada. Ülkemizde de bir Güle Güle sıcak bir olay. Üşüyenlere öneriyorum. Tansu Çiller var, ama hayli değişik koşullarda oturdu başbakanlık koltuğuna. Siyasal yaşamda düğünler, evlenenler, ayrılanlar, dedeler, kadın boşluğu hayli derin boyutlarda. büyükannelerle geçen 50 yılı düşündüm o Isveç Dışişleri Bakanı Anna Undh'in yemekte. Yurtdışına gözyaşlarıyla, Ankara'ya gelişi ikili ılişkiler açısından korkuyla uğurladıklarıma emeklı olarak sevindirici bir olay, çok sıcak değil ama kavuşmanın sevinciyle gülümsedim eski buzlar bir anda erimiyor! Isveç dostlanma. Kimine güle güle diyorum, Büyükelçisi Henri Uljegren ve kimine hoşgeldin. Kimi içerde, kimi Stockholm Büyükelçimiz Oktay dışarda, üstlendikleri yeni görevlerde Aksoy'un çabalanyla hayli yol alındı, hepsine kolay gelsin. Solmayı değil daha da alınması bekleniyor. Konuk yeşermeyi yaşamalarını diliyorum. bakan Dıyarbakır'a gidemedi ama Diyarbakır Ankara'ya geldi nedense! "Güle Güle" filmını de gördüm geçen Isveç elçilığındekı kokteylde Oiyarbakıriı, hafta. Görmedım yaşadım. Bozcaada'nın Kululu konuklar da vardı. Daha önce de mavisiyle yıkandı gözlerim, sevginin, yazdım galiba, Isveç' in Türk asıllı Ankara dostluğun, özverinin güzelliğiyle arındım sefıresi Nil Uljegren kocasının son çirkin olaylardan. Yitik güzelliklere görevini güzel değeriendiren bir kadın. kavuşmanın sevinci yeşerdi yüreğimde. Elçilik salonlarında güzel toplantılar Elbet eleştirdiğim bölümler de var, banka düzenliyor, soğuk ilişkileri ısıtmak, iyi soygunu ters geliyor, belki de belli bir izlenimler vermek için çaba gösteriyor, tersliği vurgulamak için o sahneler, ama ama elçilerin çabası ülkelerine bir banka soygunu sılindi gitti, Güle Güle danışmanlık niteliğinde. Belli önyargılar başka sahnelerle bir usta oyunu, ustalann kolay aşılamıyor. Konuk bakan onuruna biriikteliğini, ustalığın kalın ve ince Isveç Elçievi'ndeki partide Dışişleri çizgilerini sergileyen görüntülerle yerleşti Bakanı Ismail Cem yoktu. Eski belleğime. bakanlardan llter Türkmen, Murat Güle güle dediğim, ağladığım, güldüğüm, Karayalçın, Hikmet Çetin ve başta solarken yeşerdiğim, kavuşurken Kamran Inan, değişık partilerden yitirdiğim dostlarla sarmaş dolaş izledim mılletvekıllerı vardı. Ayrıca Prof. Ihsan filmi. Doğramacı ve kimi bilim adamlan. Hâlâ izliyorum.^ Cumhurbaşkanlığı dış politika danışmanlığından mutlu görünüyor Hikmet Çetin, ama politikadan vazgeçmiyor. Dışişleri Müsteşar Yardımcısı Sencer özsoy'un evinde bir yemekte karşılaştık, dış politikadan çok Beşiktaş'tan söz ettik. Söz Süleyman Seba'ya gelince gözü de, sesi de yaşanyor. önce Arjantin, sonra Tahran elçilikleri, uzun bir ayrılıktan sonra yuvaya dönüşün sevincini yaşıyor özsoy çıfti. Yeni Londra Elçimiz Korkmaz Haktanır ve eşi onuruna verdiklerl yemekte özlem dindirdi eski dostiar. Üçlü kararname tekleşti, sonunda Londra yolu açıldı ama yolcuların sevinci soldu biraz. Şık bir olay olmasa da arada bir yaşanıyor bunlar. Güzel bir çiçek solarak sunuluyor bir görevliye. Haktanır çıftı o çiçeğı yeniden yeşertecek, renklendirecek hiç kuşkusuz. Başarılar diliyorum. Meral ve Sencer özsoy konuklannı güzel sofralarda ağıriar her zaman. Yemeklere Sencer özsoy'un eli de değer, damak zevkine yeni tatlar katar. Uzun yılların birlikteliğiyle oluşan dostluklann başka tadı var elbet. Ben de sevınç, acı, terörist kurşunlarla ölenler, kansere yenilenler, kalbi duranlar, kan kusup da kızılcık şurubu içmiş gibi görünenler, nişanlar,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle