Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
27 ŞUBAT 2000. SAYI727 kunu olan Sparky (artık çiziktirdiklerinin altını böyle imzalıyordu) yeni çıkan her çizgi romanı alıp incelemeye basladı. Karikatur dünyasına yeni atılan herkes gibi, o da karikatur çizmesini başkalannın çizdiklerini kopya edereköğrendi. Schulz'un karikatürü ilk kez 14 yaşındayken yayımlandı. Topluiğne, jilet türü garip şeyleri yemek gibi bir alışkanlığı olan köpeğini çizen ve altına Sparky imzasını atan Charles bunu dünyaca ünlü Robert Ripley'e gönderdi. Ripley karikatürü yeniden oluşturup yayımladı. Schulz'un ilk yayımlanan karikatürü önceleri onun ilk ve son karikatürü olacak gibiydi. Lise yıllannda kendisinden okul yıllığma bir şeylerçizmesiistendi;büyükbirgayretleçiziyor, ama çizdikleri sürekli olarak editörü tarafmdan geri çevriliyordu. Bu arada babası oğlunun devam ettigi karikatur kursuna yığınla para döktürüyordu. Ancak bu çabalan boşa gitmedi. Sonunda Schulz Minneapolis Sanat Eğitim Okulu ekibine katıldı, ama görevine ancak askerliğini bitirdikten sonra başlayabildi. 1943 'te askere alınan Schulz bu dönem için genellikle kamyon muhafızhğı yapmasına karşın, iki yıl sonra Fransa'ya gönderildi. Orada başmdan geçenleri gün bc gün bir deftere çizdi. Ülkesine dönünce Sanat Eğitim Okulu'nda çalışmaya başlayan Schulz'un ilk görevi öğrencilerin gönderdikleri ev ödevlerini düzeltmekti. Çizimlerindekigizilgücünilkayırdınavaran, emrinde çalıştığı ve kusursuzluğa olan tutkusuylatanınan Frank Wing oldu; Schulz'a çizdiklerini oranın yerel gazetesine göndermesi konusunda önayak oldu. Bu gazetenin okurları, karikatürler"Li'lFolks"adıylayayımlandığından bunun bilincinde olmasalar da, Peanuts' ın ilk okurlanydılar. Çizdiklerini günlük bir gazetede görmek bile bir süre Schulz'u mutlu etmeye yetti, ama bu emeğinin karşılığını istemeye kalkışınca gazetenin editörü karikatur köşesini yayından çıkarttı. Schulz bir süre geçimini yerel bir çizgi romanın sayfalannı numaralandırarak ve haftada bir yayımlanan Saturday Evening Post gazetesine gönderdiği karikatürleriyle sağladı. 1950'de United Feature Syndicate adına çahşmaya başlamasıyla birlikte Schulz'un yaşamında yeni bir çığır açıldı. Karikatürlerini dünyamnherbiryanındakimüşterilerinegönderen şirket tirajı düşük 8 gazeteden olumlu yanıt aldı. Schulz için bu, çok parlak olmasa bile, enazmdan bir başlangıçtı. Başından beri Schulz'un yıldızı, ya da baş karakteri, doğuştan yitik, herkesin günah keçisi olan, kalın kafah, tipik bir Amerikan gerçek yaşam kahramanı denebilecek, Charlie Brown oldu. Kolayca oyuna gelebilecek denli saf, ama asla suçlu olmayan Charlie Brown arkadaşlan tarafından sürekli aşağılandı. Schulz onun çizgilerinde kendi çocukluğunda yaşadıklannı yansıttı; onun da babası berberdi ve aykın davranışlan olan siyahbeyazbir köpeği vardı. Kimi zaman köpek, kimi zaman köpek kılığında insan olarak karşımıza çıkan bu kahraman, yaşamını Birinci Dünya Savaşı'nda beş düşman uçağını düşürdüğünü düşlemekle geçiren ve sonunda ünü yaratıcısını bile aşan Snoopy idi. Snoopy kuşkusuz hiç dile gelmedi, ama genellikle insanlann garip davranışlanyla ilgili dolcunaklı düşünceleri başının üzerindeki konuşma balonuna yansıdı. Bu ikisi dışında, güvenlik battaniyesine (biberon misali yanından ayırmadığı battaniyesiSchulz'un yarattığı bu tcrim şimde Webster sözlügunde ycralıyor) sahip ilk çocuk olan Linus van Pelt, dalgacı bir vclet olan kız kardeşi Lucy, oyuncak piyanosunda kusursuz Bccthoven ezgilcri çalan Schrocder, sürekl i cnse yapan Peppermint Party, pasaklı Pigpen ve Snoopy'nin arkadaşı san kuş VVoodstock vardı. Bunlar hep birlikte, Schulz'un adını bir türlu içine sindiremediği, ünlü Peanuts takımını oluşturuyordu(Schulz'akalsaLi'l Folks adını sürdurürdü, ama yaym şirketi Peanuts olarak değiştirmeyi uygun gördü). Peanuts' ın bölünmezbirparçası felsefeydi. Snoopy'nin gözlemlediği gibi, "Dost tasmayı boynundan alan biriydi". Schulz'un tertemiz yürekli, duygu yogunbilgeliği 1962 yılından itibaren yayımlanmaya başlayan "Mutluluk Sıcak Bir Köpek Yavrusudur" adlı bir dizi kitaba konu oldu. Robert L. Short da ondan esinlenerek "The Gospel According to PeanutsPeanuts'a Göre Inciî" başlıklı kitabını kaleme aldı. Apollo 10 uzay aracının komut ve ay modüllerine Charlie Brovra ve Snoopy adlan verildi. Peanuts kısa sürede kültürel ve ticari bir olguya dönüştü ve tişörtten takvime, posta kartına, ev eşyasına ve daha nice sayısız eşyaya esin kaynağı oldu. 1955'te gazete karikatüristleri tarafından verilen Reuben ödülü'ne hak kazanan, 1978 yılında yıhn karikatüristi seçilen, beş kez Emmy ödülü alan, Fransız Kültür Bakanlığı .tarafından da ödüllendirilen Schulz onca başansına karşın, şan ve şöhretten uzak yaşadı ve kendisini hep güçsüzlerle özdeşleştirdi; sürekli insanlann ruhunu okşadı; mizah ve törel yargılanyla iyi bir örnek oluşturdu. Açık saçık, iğneleyici sözlerden ve aşın duygusallıktanhepkaçındı. Schulz'un başansızolduğusöylenebilirse, bu muhteşem bir başansızlıktı. O bizlere başannın hiç de matah bir şey olmadığını, başarısızlığın çok daha hoş ve eğlenceli olduğunu gösterdi. Işte bu yüzden ölümünden sonra başka birinin çizmesine izin vermediği Charlie Brown sonsuza dek yüreklerimizde yaşayacak. Başaramaz mısın, Charlie Brown? öyle birbaşarırsınki!^ Derleyen: RİTA URGAN DERGIDEN Merhaba, AdolfHitler 30 Ocak 1933 'te şansölye oldu. Almanya'dangöç de o yıhn bahannda başladı. Nazilerin iktidara gelişiyle birlikte kendisini tehdit altında hisseden çok sayıda Alman aydını başka ülkelere göç etti. 193344 yılları arasında Türkiye 'ye gelen Almanların sayısı 700800 'ü geçmiyordu. Ancak aralarında değerli bilim adamları vardı. Bu bir raslantı değildi. Türkiye Cumhuriyeti, yiiksekokullarım gözden geçirip sağlam bir bilim temeline oturtmak istiyordu. Faşizmden kaçan öğretim üyelerince oluşturulmuş bir kuruluşla ilişkiye geçildi. Kuruluşun adı Yurt Dışındaki Alman Bilim Adamlarına Yardım Derneği idi, O yılların Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip bu dernekle bir de anlaşma imzaladı. Alman öğretim üyeleri Türkyu'ksekokullarında yapılacak değişikliklerde yardımcı olacaklardı. Aileleriyle birlikte Türkiye'ye gelerek lstanbul 'a ve Ankara 'ya yerleşen bu akademisyenlerin adlarına o yılları anlatan anı kitaplarında mutlaka rastlamışsımzdır. Nazilerden kaçan bilim adamları Türkiye 'nin yükseköğrenim yaşamında ciddi bir sıçrama sağladılar. Yaşamlarının en verimli çağındaydılar, aralarında fızikçi, iktisatçı, botanikçi, cerrah, kimyacı hemen her daldan uzman vardı. Çoğu Türkçe öğrendi, ve derslerini Türkçe verdi. Faşizmin yenilgiye uğramasının ardından da birer ikişer ülkelerine geri döndüler. Almanya dan Türkiye 'ye gelen politik sürgünler için bu yıl Berlin 'de bir de sergi açıldı. Dergimizdeki yazıyı iseoyıllarda tstanbulda tıp öğrenimi gören Halim Spataryazdı. Tıp öğrenimi sırasında komünist tevkifatlardan biriyle hapse girip doktor olma hakkı elinden alınan M. Halim Spatar... Bu haftaki kapağımız ise Türkiye 'den bir göç hikâyesi. Artık lstanbul 'a veda edip memleketlerine dönmek isteyenlerin yaşadıkları... Önümüzdeki haftayeni bir dergide buluşmak umuduyla... CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ 5AHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK AŞ ADINA BERİN NADİ • YAYIN DANIŞMANI: İPEK ÇALIŞLAR (ipekcalislar@yahoo.com) • SORUMLU MÜDÜR: FİKRETİLKİZ • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: ÇAĞDAŞ MATBAACILIK LTD. ŞTİ • İDARE MERKEZİ: TÜRKOCAĞI CAD. NO: 3941 CAĞALOĞLU,34334İSTANBULTEL(0212) 5120505|REKLAM:MEDYA C KAPAK FOTOĞRAFI: KADER TUĞLA YETIIY1 KALDILAR... Schulz'un ünlü çizgi bandı "Peanuts" ya da onun Türkçe karşılığı olan "Fıstıklar", ülkemizde bu adla değil, dizinin sevimli köpeği Snoopy'nin adıyla tanındı ve sevildi. Peanut (yerfıstığı) bilindiği gibi Amerikan kültüründe özel bir Önem taşır. Snoopy'nin ise bizim okuyucuya daha sıcak geleceğini çevirmen ya da yayıncılar sezmiş olmalılar. Schulz, yanm yüzyıl boyunca, gerilimli kişiliğine karşın sevimli çizgileriyle kazandığı mutluluğunu, hiç ara vermeden düzenli olarak okuyucusuyla paylaşmasını bildi. Bu öylesine güven dolu bir beraberlikti ki, çizeri sağlık nedeni ile aksadığında, okuyuculanna yanm asırlık bağlılıklan için teşekkür edecek ve çahşmaya son verecekti. Dizinin baş kahramanı olan Charlie Brown ve arkadaşlannın serüvenlerinde izlenen güzellik, onların yaşamda karşılıkian varcasına gerçek oluşlanndan kaynaklanıyordu. Onlan bize ulaştıran çizgiler de öyleydi, yapay değillerdi. Yani o çizgilerdeki güzellik, onlann gelişigüzel olmasındandı. Ama o güzelliğin gelişinde hiçbir zaman bir sarkma, bir savsaklama da olmamıştı doğrusu. Onlar idealize değil, canlıydılar ve yaşamın saşırtıcı çeşitliliğı ve bilinmezliği içinde hareket edıyorlardı. Peanuts'ın önemı ve her ülkede olduğu gibi ülkemizde de sevilip tutulmasındaki sır bence burada olmalı. Snoopy'yi ve Charlie Brown ile arkadaşlannı çocukluklannda tanıyıp sevenler, büyüdüklerinde o sevgılerini ve sevdalannı terk etmiyoriardı. Böylece o paha biçilmez çocukluklannı yaşamboyu sürdürüp götürüyorlardı. İşte Schulz'un yarattığı tılsım buydu. Schulz yaşama veda ederken okur dostlanna teşekkür etti, ama sanınm asıl bizlerin ona şükran borcumuz var. Tabiı Snoopy'ye ve yetim kalan Charlie Brovvn ile arkadaşlanna da...^ TAN ORAL