06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ Çeşitli kuruluşların düzenlediği Yatılı tlköğretim Bölge Okullanna Destek Projesi kapsamında MuşElazığ arasında on üç okulda beş bin öğrenciye ulaşıldı. Sıdıka Avar'dan tam altmış yıl sonra, çocuklara düş aşılandı; "Siz de okuyabilir, hatta Denizlili Çoban Hüseyin gibi, dünya çapında bir fizikçi olabilirsiniz" denildi... Ya çocuklar, onlar Aynahhoca 'nın güzel kızlaru.. konuklara neler söyledi? Sıdıka öğretmenden 60 yıl sonra YAZI VE FOTOĞRAFLAR: SEVtM AK nkara'dan Malazgirt'e giden ODTÜ otobüsündeyim. ILKYAR, ODTÜ, TEGV'nin düzenlediği Yatıh tlköğretim Bölge Okullanna Destek Projesi'ningönüllüsüyüm... Yatılı Bölge Okullan, köyünden okula zorulaşan çocuklariçin, daha iyi bireğitim için kurulmuş, zorunlu eğitimin 8 yıla çıkmasıyla daha bir önem kazanmış. Çünküçoğu iki derslikli köy okullarında ancak 5. sınıfa kadar eğitim yapılabiliyor. Yolculuk uzun, elimdeki 194O'lı yıllarda, köy kızlarını toplayıp okula getiren Sıdıka Avar'ın Dağ Çiçeklerim kitabının sayfalannda dolaşıyorum. Sıdıka öğretmen 1939'da Elazığ Kız Enstitüsü'ne müdür olarak atanmış. Okulun kurulduğu ilk yıllarda öğrenciler köylerden jandarma gücüyle toplanmaya çalışıhr, gene de başanlı olunamazmış.Cipingidemediğidağyollannda, katırla 45 saatte ulaştığı köylerden topladığı kız çocuklannın hem annesi hem de öğretmeni olmuş. Kızlannı okula göndermek istemeyen çoğu babanm direncini verdiği güvenle kırmayı başarmış. O günlerden 5060 yıl sonra Sıdıka öğretmenin gezdiği topraklarda olmak heyecanl ı düşlerin kucağına atıyor beni... tçinde yer aldığım proje ile MuşElazığ arasındaki 9 yatı 11,4 köy ilköğretim okulunda okuyan 5000 öğrenciye ulaşılacak. Her okula 500'erkitaplı birkütüph a ne, birer bilgisayar, Ty video, teleskop, tepegöz, mikroskop, minyatürfiıtbolkalesi, basket, voleybol, futbol toplan, satranç takımlan, her okulun birinci ve ikinci ve üçüncülerine ödüller, herçocuğa oyuncak, kitap, boyaresim defteri gibi armağanlar verilecek. Okullarda 35 saat sürecek etkinliklerprogramlandı. Fizik, optik, mikroskop deneyleri, A astronomi, origami, yaratıcı drama, film gösterileri.edebiyat gibi çahşmalar. Ben çocuk kitapları yazan olarak çocuk edebiyatı etkinliğini yürüteceğim» İlk durağınuz Malazgirt'e bağlı Aynalıhoca köy okulu... Çocuklar geleceğimizi duymuşlar, okulun kapısında karşılıyorlar bizi. Saçlan açık san gölgeli, uzun kirpikli, kara kaşlı, sürmeli gözlü bir kıza bakmaktan kendimi alamıyorum. Kız sıkılgan sıkılgan bakıyor, yanıt vermiyor. Hemen yanı başındaki uzun boylu, güleç yüzlü kız atılıyor. "O Türkçeyi az bilir" diyor. "Kolay konuşamaz... Annesi köyün en güzel kadınıdır. Bu o kadar güzel deği 1." Adının Ayferolduğunuöğrendiğim ikinci sınıftaki kız daha sonra hiç aynlmıyor ya nımdan. Bir kitap çıkanyorum çantamdan. Kapağını gösteriyorum sürmeliye. Ne yazıyor, diye soruyorum. Dikkatle bakıyor, okuyacakmış gibi yapıyor, sonra vazgeçiyor. Utanıp, çekiyorum kitabı önünden. Kürtçe düşünüp Türkçe konuşmaya çalışan çocuğun tutukluğunu anlayabiliyorum şimdi. Köyde su yok, doğru dürüst yol yok. Elektrik sık sık kesiliyor. Rüzgâr estikçe toz, toprağa bulanıyoruz. Kız öğrencilerin sayısı az. Ayfer'in tozdan matlaşmış saçlannı parmağıma takmış, bukle yapıyorum. Koluma giriyor,başlıyorkendiöyküsünüanlatmaya. 10 kardeşlermiş. 4'ükız. tki ablası okumamış. Ayfer okulun dışında toplanmış bizleri ilgiyle seyreden tülbent baş örtüleri iğne oyalanylasüslükızlartopluluğunugösteriyor. "Ha şuradaki kızlann hiçbiri okumamış... Ayfer'le kızlann yanma gidiyoruz. Okula gitmenin, haklannı savunmanın, meslek sahibi olmanın yararlanndan dem vuruyorum. Geç kalmış sayılmazsınız, okumanın yaşı yok, hemen bu yıl okula kaydolun gibilerinden bir şeyler de ekliyorum. "Biz katır kadar olmuşuz. Artık bize okul düşmez" deyip gülüşüyorlar. Ayfer "Ben 5. sınıftayım. Köyde 6. sınıf yok. Malazgirt 'teki yatılı okula babam gönderse bile ağabeylerim göndermek istemez... Ama ben okumak isterim" derken gözlerinde yanan derin ışıklan yakalıyorum. Biz havanda su döverken bahçede ses ve ışık düzeni kurulmuş, ekibin ve ILKYAR Vakfı'nın başkanı Hüseyin Vural konuşmaya başlamıştı bile. Denizlili Çoban Hüseyin Yılmaz' ın öyküsüyle etrafımı saran çocuklara anlamlı bir mesaj vermeye çahşıyordu.. Çoban Hüseyin 12 yaşında daha okuma yazma bilmezken bir rastlantı değiştirmiş yaşamını. Hüseyin kuzulan otlatırken az ileride öğretmenlerpiknik yapıyor, yüksek sesle bulmaca çözüyorlarmış. Hüseyin de aralanna karışmış, bilmece sorulanna doğru yanıtlarvermiş. Hatta bazılangruptakilerin yanıtlayamadığı sorularmış. Oğretmenler çobanla ilgilenmişler, 12 yaşında ilkokula kaydolmasını sağlamışlar. Sonrası çorap söbitirmiş. Üniversitede mühendislik eğitimi görmüş. Amerika'daM.I.T. (Massachusets Institute of Technology) Fizik bölümünde doktorasını vermiş. Hem de başkalannın 56 yılda tamamladığı doktorayı 3 ayda bitirerek. önemli buluşlara imza atmış. Dünyada ilk kez sesle kumanda edilen bilgisayan bulmuş. Prof. Dr. Hüseyin Yılmaz halen f izikte tartışmalar yaratan kuramların sahibi. küğügibişelmiş. Ilkokulu, ortaokulu, liseyi Origamiyapan çocuklar, turna kuşunu uçurmaya çalışıyor... Çoban Hüseyin'in öyküsünü ulaştığımız
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle