06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 p+ likler yani tipler, yerler oluşur ve bunl ar Yeşilçam'ın bütününde her filmde değişmedenvarolurlar. Yeşilçamkendi kurumsal yapısını oluşturur, kurallarını koyar ve özenlekorur. Koşullargereği, sözlü masal geleneğinde, "eleştirel söylem", açık açık yapılmadığı, açık ortamlarda ortaya konamadığı, bu nedcnle bir çeşit "yeraltı" söylemi gibi varolduğu içın, bu, ancak, o şekilde olası iken, benzer durumun sinemada, herkesin göz önünde, yasalann, sansürün, iktidannkarşısmda, denetımi altında gerçekleşebilmesi olası değildir. "Açık eleştirel" tavırkoymadan, masallardaki söylem biçimi, gene de kendi değerlerini, kahramanlarını, mitlerini, davranış biçimlerini, vb.. sınemamıza yansıtır, onlan orada vareder, yaşatır ve sürdürür. Süreç işler. Ve halk masalı sürer. İktidartedlrglndeğll... Yapımcının ticaret için Tieta olarak ürettiği filmler, pazar yasalan gereği belli bir ürün standardına yönelmek durumundadır. Yeşilçam bu standardizasyonu seyircinin (pazann) istekleri doğrultusunda gerçekleştirir. Seyirciler için durum, kendi değerlerinin, tercihlerinin korunması, sürdürülmesidir. Bunlarhalkkültürü içinde, ortak kahramanlar, ortak değerler, ortak tavırlar olarak, bütüncül, heFkesi, her zaman, her yerde kapsayan, bir çeşit "kültürel standardizasyon", sözlü gelenek "standartlan" şeklinde vardırlar. Bu eğilimlerin çakışması ve uyuşmasıdır Yeşilçam sıneması. Bu şekilde, ilkin yapuncının ürün standardı sorunu çözümlenmekte ve gcrçekleşmektedir. Sonra seyircinin kültürel kalıplan, değerleri korunmakta, sürdürülmektedir. En son olarak da yer, zaman ve kişiler, öykü olarak güncellik olmadığından iktidar tedirgin değildir. Ama sansür Damokles'in kıhcı gibi, gene de varlığını sürdürür. tki aşamalıdır sansür. ö n sansür, senaryo denetimi ve son sansür, fümin görülüp, denetlenmesi. Yeşilçam sinernacıları sansüre karşı, kar^rlı hiçbir karşıçıkma göstermezler, hatta sansürü bir çeşıt iş güvencesi olarak gördükleri içinonaylarlar. Senaryonun sansürü, çekimingüvencesidir, filmin sansürü ise gösterimin güvencesidir. Yeterli parası olmayan Yeşilçam yapımcılan filmleri hep "borç" parayla yaptıklan için sansür yoluyla sağlanan güvencclerçokönemlidir. Genelinde yönetmenler, oyuncular, senaryocular ve diğerleri için de film yapmak öncelikle bir iş kapısıdır. Bu kapının kapanmaması gerekir, buhedenle bu taraftan da sansüre ciddi bir itiraz gelmcz. Dolayısıyla Yeşilçam, seyircilerineğilimveisteklerine, sansürün sınırlamaları ve yasaklamalanna boyun eğerek, uyum göstererek kurumsallaşır, filmler çeker, ortak özelliklcrini belirler, sürdürür. Yeşilçam bir aile yapısı oluşturur, burada feodal ilişkiler geçerli olur. Bireysel çıkışlar olmaz, olamaz. Yeşilçam töresi vegeleneği herkesi bağlar. Ama Yeşilçam' ın kendi ekonomik gücü olmadığı için, sey irciye karşı bildiğini okuyamaz. Ekonomik güç seyircidedir, onun dediği olur. Yeşilçam, seyircinin hizmetine girer. Ekonomik açıdan da, kültürel açıdan da Yeşilçam hep seyirciye dayanmak zorunda olur. Ve seyirci Yeşilçam sinemasmı yaratır. Yüzyıllardır sürüp gelen toplumsal içgüdü, ortak değerler, davranışlar, gelenekler, masal dünyası Yeşilçam'ı da içine alır. Masal geleneği Yeşilçam sinemasına yansır, orada sürer... Halk bilimcilerin, masal bilimcilerin bu konuda yapacaklan katkılar Yeşilçam olayının daha iyi anlaşılmasını sağlayacak Hafızanın romanı... Salman Rüşdü 'nün Geceyarısı Çocuklart adlı romanı Metis Yayınlan 'ndan çıktı. New York Üniversitesi 'nin Hintlı öğretim üyelerinden Una Chaudhuri 'nin kitap üzerine Salman Rüşdü ileyaptığı bir röportajıyayımhyoruz. Rüşdü 'nün Bookers dahil çok sayıda edebiyat ödülü alan romanım TürkçeyeAslı Biçen çevirdi. Bağımsızlıktan sonra Hindistan hakkında bir romanyazmafikri,ya da tutkusu demeliyim, elbette başka Hintli yazarların da sahip olduğu bir tutkuydu. Siz bu konu üzerine yazmaya nasıl hazırlandınız? Sanırım daha çok hatıralara dayandım. Uzun bir süre kendi hafizam ve diğerlerinin anılannı kazıdım. Ve hatırlamada hatalar olduğunda, sanırım bundan biraz hoşlandım çünkü ben araşnrmacı gerçeklikleri içeren bir metin yazmaktan çok gerçekleri hatırlandıklan biçimde yazmak istiyordum. Ve tabii ki hafıza bu yanılgılan planlıyor. örneğin bu Hintli okuyuculann hemen anlayabilecekleri bir şey Ganeş bir yerde Valmiki' nin eteklerinde otururken ve Ramayana'yı ındirirken tasvir ediliyor; oysa o böyle bir şey yapmamıştı. Romanda bunun gibi pek çok hata var: Bunlar bilinçli hatalar. Anlatımm dokusu böyle, neredeyse tarihsel hatalar üzerine kurulmuş; aksi takdirde net bir hatıra olmazdı çünkü anlatım budur, hatırlanılan şeydir. Hangi romanlan mı okudum? Sanınm Geceyarısı Çocuklan'nı etkileyen üç roman Teneke Trampet, Yüz Yıllık Yalnızlık ve Tristram Shandy oldu. Bu üç kitabı da çok beğenirim ve bu romanı yazmadan önce yıUar boyunca üç kitaba da elimi sürmedim. Yani bilinçli olarak modellere bakmadun. Kitabuı şekli, tüm bu materyalleri kontrol altına alma girişimınden doğdu. Kitabın ilk şekli şu anki halinin nerdeyse iki katı uzunluktaydı ve tüm bu kalabalık içinde kcndimi boğulmuş gibi, kitabın kontrolünükaybetmişgibi hissediyordum. Kitabın hemen benimsediği şekil, bir formu yokmuş gibi görünen bir şekil empoze etmek girişiminden geliyordu. Bu yüzden kitabın eti içeride, kemiği dışarıdaydı, çünkü iskeleti kitabın aslına aıt değildi. Beni etkileyen diğerlerine gelince, başlangıçta Joyce vardı. Aynca Swift ve Stern. On sekizinci yüzyıla çok meraklıyım, yalnızca edebiyatma da değil üstelik. Fielding' i ele alalım; Tom Jones ile ilgili en et
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle