06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGt Kapadokya'da halı satarken başladıherşey... Motiflerin dilini söktüğünü düşündü Mehmet Ateş. Sonra eski eserlerde ve mitolojide aynı motiflerin izini sürdü... Her şey yumurtahk ve spermde bitiyordu... Motiflerdeki tanrıça TURGAY TUNA B embeyaz saçlan karmakanşık olmuş 50 yaşlanndaki entel adam; (miniktelgözlüklerininüzerinden bakarak elinde tuttuğu kitabın satırlannı işaret parmağının ucuyla "zaptingliyor", 'işte dünya, yaşam bunun üzerine kurulu!.' diyerek yan sayfada dizili hemen hepsi birbirine benzeyen, ortalanndaki yumurtalıkuterus ikilisine ait çizgi resimleri işaret edip içindeki büyük heyecanı dışanya vurmaktan kendini alanuyordu. 1948 doğumlu Mehmet Ateş, yıllar önce Fransa'ya gidip sosyoloji veekonomi tarihi üzerine Paris Universitesi ve Ecole des Hautes Etudes Anciennes 'de ögrenim görmüş, Türkiye'ye geri dönmüş ve "Ne yapmalıyım, neleryapabilirim" derken; adı sanı saygın şirketlerden birinin "Peri Bacalan diyan " Kapadokya bölgesinde yer alan dükkânında bulmuş kendisini. Tam 6 yıl kalmış orada. Söz konusu şirketin satışını yaptığı Anadolu halılannı tanıtmak için; gelen Frankofon gruplara konferanslar vermeye başlarruş. Halının tarihini; üzerlerindeki ilmik, düğüm sayılannı, yünün eğirilmesinden kök boyalann hazırlanışına, halılar üzerindeki desenlerden yapıldıkJan bölgelere kadar uzun uzun anlatmış gelip giden turistlere. Ama, girmiş olduğu bu gizemli rengârenk dünyarun içinde de yavaş yavaş kaybolmaya, her geçen gün biraz daha derinlere inmeye başlamış. Hahnın tarihinin, yünü renklendirmek için kullanılan boyalann ve düğüm tekniklerinin de ötesinde, ilgisini çeken asıl konu, birbirinden değişik, kendilerine özgübir dil, alfabe oluşturan halılar uzerindeki desen ve motifler olmuş, başlamış araştırmaya. Mitoloj i kitaplanndan, arkeolojik araştırma raporlanna; Altay eteklerinde yaşayan Türkomanlardan, kuzcy Amerika'nın yerli halklanna; Mezopotamya'danÇatalhöyük'ekadar her bir şeyi; edindiği kitaplardan, ansik lopedilerden öğrenip yazmaya başlamış.. "...Artık yavaş yavaş, derinliklerinde bir yığın olgu ve birikim gizleyen birbirinden değişik motifleri, günlük yaşamın etrafında algılamayabaşlamıştım" diyor Mehmet Ateş. Ateş, halılara olan tutkunluğunun yanı sıra, motiflerle olan iletişimini geliştirmeye; karşısına çıkan tüm desenleri fotoğraflayıp arşivlemeye ve de yazmaya başlamış. Eşi, aynı zamanda asistanı Naile Ateş, bilhassa çizimleriyle bu konudaki en büyük yardımcısı olmuş. Akrep, koç başı, lale, kuş, yılan, örümcek, muska, küpe.. gibi biryığın sembolik şekil Mehmet Ateş'in ilgı alanında yoğunlaşıp yavaş yavaş ifade bulmaya başlamış. Tam yedi yıl süren uzun araştırmalardan sonra, çahşmalann ilk meyvesi çıkmış ortaya. 1992yılında, "TürkHahlannda Motifler ve Semboller" adlı kitabını lngilizce, Fransızca, Almanca, Türkçe olmak üzere tam dört ayn dilde yayımlamış ve kitap piyasaya çıktığı günden bugüne kadar her biri on bin Çatalhöyük motifl: Plasenta torbasımn ana rahminden çıkışu "Törk Halılannda Motiflerin Sembollerin Dili" kitabmdan... adet olan tam yedi baskı yapmış. Yani toplam yetmişbin kitap... " Kitap, burada bizde pek tutulmadı" diyor Ateş."tlgilencnlerindışındapekfazlarağbet görmedi. Daha çok yabancılar, ilgi duyuyor bu konuya, Amerika'dan, Fransa'dan bile siparişlergeldi.." Birinci kitabmdan sonra, halılardaki motifler üzerine yaptığı araştırmalan daha da derinlemesine, irdelemeyebaşlıyor ve geçen yıllar içinde "Kilimler ve Semboller", "Türk Çinilerinde Semboller" gibi birkaç kitap daha hazırlayıp yayımlıyor. "Artık sembollerle kalkıp sembollerle yatmaya başlamıştım. Gün geldi, baktım ki, halılar uzerindeki semboller belirli birölçü ve sınır içinde kahyorlar, bu defa sembolleri daha başka objelerin üzerinde taray ıp araştırmaya ve daha da derinlere inmeye başladım. Binlerce yıl öncesine ait taş, stel; mağara, mezar, tapınak duvarlan üzerinde karşıma çıkan birbirinden değişik semboller, her ne kadar birbirlerinden kilometrelerce uzaklarda bulunmuş olsalar da birbirleriyle gösterdikleri benzerlikler, yaradıhşı ve inanç çizgisi içinde ortaya çıkan ana tanrıça imgesinin özünü sergiliyorlardı..." Mehmet Ateş, Acemhöyük'ten Çatalhöyük buluntulanna; eski Mısır' ın bok böceklerinden Fransız Pireneleri 'ndeki Dordogne mağaralarının duvarlannda yer alan tarih öncesi dönemlerin resimlenne kadar önüne çıkan birçok sembolik işarette ana tannçayı ve onun doğurganlığını simgeleyen ana temayı yakalıyor. Anadolu halılanndaki "elibelinde"motifinden,Girit'inMinosöküzübaşına kadar her bir motifte, doğurganlık, üreme sembolü olan yumurtalıklarla uterus ikilisini ve üremeyi gerçekleştiren spermleri görüyor ve de bu sembolik motiflerin binlerce yıl öncesine dayanan mitol oj ik anlatılar içinde yer aldıklannın izlerini araştınp buluyor... "...Görüldüğügibi, ilkel sembolizmin, bu toplumlann yaşamış olduklan zamanın gerçekçi sorunlan çerçevesinde ırdelenmesi ve çözümlenmesi gerekmektedir. Tannça kültürünün bile toplumlann yaşamış olduğu çağlarda her tür doğa ve doğal afetlcr (hastalıklar dahil) sonucu tükenen insan nesiinin yenilenmesi dileği çerçevesinde önem kazanıp geliştiğini unutmamak gerekir... Semboller, ınsanın uzun tarihsel süreç içinde şekillenmiş duygu ve düşünce ürünlerinin ve düşünsel geçmişlerinin mirası olarak karşımıza çıkmaktadırlar..." Şu sıralarda, Mehmet Ateş, yıllardan beri süre gelen uzun araştırmalannın en olgun meyvesi olarak tanımladığı, içinde ana tannça olgusunu pekiştiren yumurtalıkuterus ve sperm sembollerinin mitolojilere dayanan somut göstergelerini gözler önüne seren "Mitolojiler ve Semboller" adlı kitabını yazmakla geçiriyor günlerini. Bugüne kadar görüşmüş olduğu birçok tanınmış akademik insan çalışmalarını olumlu bulmakla beraber, dudak kı vırmaktan da geri kalmamışlar... "Aralannda ortaya çıkarttıklanmı çok ilginç bulanlar, hatta bunlann bir doktora tezi olarak bir an önce hazırlanmasını arzu edenlerdevar." Yıllardan beri yaptığı araştırmalar üzerine böylesine iddialı konuşan Mehmet Ateş'in en büyük destekçilerinden biri Fransız (CNRS) Ulusal Bilim Araştırmalan Merkezi 'nden Antropoloji Bölüm Başkanı profesör Gilbert Durand. Fransız profesör ve ekibi Türkiye'de bu tür araştırmalann yapılmasından, hem de böylesine derin, ses gerirebilecek nitelikte yapılan bir araştırmadan oldukça memnun görünüyorlar. Bakalım Mehmet Ateş'in sembolleri gerçekten de bilim dünyasında yankılar uyandınp bir şeyleri yerinden oynatabilecek m i ? ^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle