Katalog

4TEMMUZ 1999. SAYI 69.1 Yeni evin duvarım süslüyor "SevgUi" $ürL. lıkparası istedim. 200 mılyon para, altı tane burma bilezik, ikı tanc altın, biri nenesine, ötckiöbürnenesıne. Babam "Burası Istanbul, bu kadan da hakaret olur" dedi. K ı/ı verirken en son 100 milyon para kaldı, bir de Sutiye'ye dört, anncsine dc tki bılezık. Biz buradagcleneklerımizıfazlasürdüremiyoruz.Toplumnasılhareketediyorsasi/deona uymak zorundasınız Şimdi bu gelenekleri Istanbul'da devam cttırmeyc çahşsanız atı neredebulacaksınız?" Hasan Bcy, her şcye rağmen insanın bazı alışkanlıklarının ve değerlerinin vazgeçilmez olduğunu düşünüyor. "Ben Za/a Alevısiyim. Dışarıda Türkçe konuşuyorum ama bildiğim, tanıdığım toplumuniçindeanadi!ımıyanıZa7acakonuş.uyorum. F.vdc büyük kızlarım Zazacayı iyi biliyorlar ama küçük kızla erkek çocuk bilemiyorlar. Konuşsak da nc dediğimizi anlamazlar. Bu yüzden evde de Türkçe konuşuyoruz. Meselaortaokulubitirinekadar ben, Türkçe derslerindenhepzayıfalıyordum.Çocuklar zorluk çeksin istcmiyorum." Hasan Beyiçinvazgeçilmezdeğerlerden biridemüsahiplik (yol kardeşliği). "insanın müsahibi en sevdiği arkadaşıdır. Alevilereözgübirdeğerdir. Buöyleağırbir olaykiherkesbunutaşıyamaz. Benim müsahibimin dokuz tanc çocuğu var. Benim çocuğum ne yerse ne giycrse onun çocukları da onlan ycmeli ve giymelı. Onun çocuğu aç kaldığı zaman bcnım çocuğum da aç kalmalı. Eşitlik yanı ikrarlık." Alevilerdeki eşitlik kavramı Hz. Ali'den kalanbirmiras. Hasan Bey'inde Hz. Ali'ye olan sevgisi her şcydcn üstün. Geleneklcr, törelcr ve inançların yanı sıra Hasan Bey, Erzurum ycmcklerıne hasretını de dile getirmedenedemıyor "Erzurum yemeklerı keşke burada olsa. Mesela hamurdan yapılan zerefet ve şır. Şir, tandıra kete şcklindc yapısjtırı ldıktan sonra küçük küçük doğranıpkovalaradoldurulur Dahasonra üstüne ayran dökülür. Büyük bır kaba konur, yağlanıp yenır. Döner de var ama buralarda Erzurum eti bulamıyoruz. Hamurlu yemekleri bile pışiremiyoruz. Çünkü hamuryaş kaldı mı sakı/gibı olur." Bey, "Erzurum 'dangeldi." Yeğenigibi Hasan Bey dcılköncetek başına gclmiş Istanbul'a 1976 yılında öğrenci olarak." llkokulu bitirdikten sonra memlekete geri döndüm. 1983'te ailemle Erzurum'un Hınıs Ovaçhörme köyünden Istanbul'ageldik. Burayailkgeldiğimdeablamın yanında Saya Yokuşu'nda ikâmet ettım. O zamandan sonra çevrem Alibeyköy oldu. Bu yüzden ailemle Karadolap Mahallesi'nde kiracı olarak kaldık bir süre. 1985 'te şu an oturduğumuz gecekonduyu yaptım. Bu evi yaparken belediye üç seferyıktı."Benim belediye başkanına saygıın var ama sizin gibi insanlara rüşvet verecek değilim" dedim. Asl ında her ş,ey benim solcu olmamdan kaynaklanıyordu. Benim çızgım ayn, onlann çizgısiayn. FaziletPartisi döneminde sadece bir sefer zabıtalar geldi. "Evin üstü açık, buyasak Kimselergörmedenak$amakadar kapat" dediler. Ben de kapattım. Bır yere i mar planı girmeden oradaki evlere tapu verılmeyeceğiiçinhiçbirevintapusuyok. KJsacası Istanbul'unçilesıniçekiyoruzişte..." Hasan Balkı, kendi deyimiyle tstanbul çilesini kansı ve altı çocuğuyla çekiyor. 41 yaşındaolmasınardğmcn yüzünde sertçızgiler oluşmuş. Ailesinden ve Erzurum'danbahsederken yeşil gözlennin içi gülüyor. "21 yıldırevliyim. Çocuklarımdan Sevda evli, Sutiye nişanlı." Sevda ve Esma dügün hazırlıklarıyla uğraşıyorlar. Sevda hamılc,bu yüzden eşıHüscyin yanından hiç ayrılmıyor. Hasan Bey, aynıpartidenolmayandamadıylapartimeseleleri yüzündendevamlı ^akalaşıyor. AileninkuçükkızıÇığdemde ablalarına karınca kararınca yardım edıyor Taylan ve Muratbakkal ışlerini görüyorlar. MelekHanım.çayıyenidenyenıdendemliyor. Hasan Bey, ilkokulu bitirmİ!} ama kızı Sutiye okula hiç gitmemı^. "Sevda vc Esma ilkokulu bitirdiler" diyor; "Taylan ortaokul ıkıncı sınıfta, (,'ığdem ve Murat ılkokula devam edıyorlar" Sevda on beş yaşjnda evlenmek ıstemii*. Babası kabul etmerniş. "KLaçanm"deyincc aile, Sevda'yı cvlcndırmek zorundakalmış. Şimdi Sevda, ıkı aılenınıznıyleresminikâhlaevlı. Hasan Bey ve Melek Hanım Suti"»" Gelin ve damat, sağdıçlart eşUğinde dügün salonuna girerken. Komşular çeyiz odasında... Komijular çeyız dolu odayı gc/mcyc devam edıyorlar. Bu gezıntıden sonra kıtlama şekcrle Erzurum usulü demlı çaylarını ve Samsun sigaralarını icmek içın öteki odaya geçiyorlar. Nenclcr, dedclcr, aılebuyııklerı sıkışa sıkıjja dıvana ve bo^ buiduklan sandalyelerc oturdular. Ycr bulamayan çökmüş. Çocukları dışarı çıkaıttılar. Odada sadece morgömleği.kilimdeseıılıyelegı veağırtavırlarıylaaınealarındanhıçbırfarkıolmayan bir çocuk kalıyor. "Yegenım " dıyor Hasan Çöp Mahallesi'ne inenyokuş. Her iki tarafın aileleri et cle, davul zurna eşliğinde haluy ^ekıyorlar.