Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EMMUZ 1999. SAYI 693 11 çalanı sayılıyor. Sence Avurupalı senin müziğinin nesinden etkileniyor? "Ben hislerimi söylüyorum. Her türlü müzik çalıyorum, oyun havalan, Sırbistan, Bosna, Yunan, Alman müziği, caz, Türk müziği... Çokdeğişik insanlara çalıyorum. Müzisyenler gelip, sen nasıl sekizdokuz defa çalıyorsunz, biz bıriki defa çalıyoruz diyorlar... Yetenek mi, çalışma mı? "Çalışma.Gündesekizsaatçalişıyorum. Mecburum, çalışmazsam konseri çıkaramam..." Roman kimliğinden dolayı aşağılandığınızı ya da yetenek ve başannızın değerinin verilmediğini düşünüyor musun? "Evvelden vardı ama şimdi yok. Kimse fenabakmıyorbize... Hiç aynı gün hem düğünde hem cenazedeçaldığınızoldu mu? "Oldu, bizde dügün sabah başlar, gece yansına kadar sürer. Dinlenme zamanlarında düğün sahibiy le anlaşıp cenazeye de gidiyoruz. IVlüzikler karışmıyor mu hiç, düğünde çalınacak cenazede, cenazede çalınacak düğünde... "Yok, cenazelerde beş altı parça çalanz, düğünlerde ise beşyüzbin. Biri sirtaki ister, biri başka birşey. Kim ne isterse çalanz..." Naat Veliov için müziğinin dinlcyiciye ulaştığınıntekkanıtı.dinleyicininbedeninin harekete geçmesi yani oynaması... "Hollanda'daödülalmışsinemacılariçin birgeceyapıldı, bizde sahneyeçıktık. Başladıkçalmaya,iki,üç... Kimse bizidinlemiyor. Öfkelendım, müziği kestim. Neden diye sordular, 'ben burada ter döküyorum' dedim l sizisedinlemiyorsunu7'..." önceleri bir örnek giysilerle çıkıyor orkcstra sahneye, bedenlerinde de "Koçani Orkcstra"olduklarını gösteren şerit. Fransa'da bırfestıvalde,müzisyenbirkadın"Sızfutbol takımı mısınız ki" diye sorunca o giysiler dertopediliyor... Veliov'unsayısi7bestelerininkaynağıçaliijmak olduğu kadarhertürlü müziği dc dinlemek...MilesDavis, LuisAmstrong... Orkestranızda neden kadın müzisyen yok? "önceden on bir kişiydik ve bir kadın şarkıcımız vardı. Birinci kasette o da bizimleydi, sonra Bclçika'dan adamlar üç kişiyi attılar. Benim için ne farkeder, isterse gelsin çalsın..." Kızlann müzikle ilgilenmiyor mu? "Ufak kızım çok meraklı ama ben izin vermiyorum." Neden? "Ben nereye gidersem o da gelecek. Sonra bizi yalnız bırakıp Avrupa'da kalacak, olmaz..." Onca çalışmanın sonucunda ne para sahibi oluyor, ne pul... Koçani 'de bir stüdyo kuruyor kendineo kadar... Dünyayı dolaşıyorNaat ama nefesı bir türlü Türkiye'yi yakalamıyor,oysa... "Türkiye'de bizi değil, müziğımizi tanıyorlar. Bu bana çok ağırgeliyor. Mesela Sczen Aksu'nun müzikleri bizinı müziklerimiz..." Ne bir hak arama, ne dava. Dönüp dolaşıp Türkiye'yedüşüyoryolu,eşlikçisi trompet ustası ErgünŞenlendirici... Yenibiralbüm çıkaracaklarbirlikte... "Ben de büyük çalgıcıyıın, Okay Temiz gibi. Istiyorum ki,Türkler benim neyaptığımı görsünler, beni tanısınlar..." Artık ilk adıın atılmış, Şenlendirici ile stüdyoyagirilecekya.ogecekafalarçekıliyor. Geceninbirsaatindetelefonasarılıyor, Ergün'üarayacak. Oğlu çıkıyor telefona: "Babamıkaybettik.diyortelefondaçocuk. Türkçeyi konuşuyorum amay ıne de zor anlıyorum. Nasıl kaybettinizdiyesoruyorum, aklımahiç ölüm gelmiyor. Çocuk bana gülüyor..." Türkiye bir başka bahara kalıyor. Geçen nisan ayında Açık Radyo'nun düzenlediği müzik şenliğinde ilk kez seyirci karşısına çıkıyor Koçani Orkestra. Biranlaşmayapılıyor ve "Gypsy M ambo" i ç i n stüdyoya giri liyor. Naat, bedeni "davuPla uyanan topluma "trompet"ini sunuyor...^ ıstası. Makedonya'nın yüzden orkestrasının :rde bin, cenazelerde or. Savaşın ve düğünlere çıkıyor. açılıyor. Ün "Çingeneler yakalanıyor... >ette hayat var /ındc ılk profesyone! kayıt için Üsküp'ün yolunututuyor. Besteleriniikiplaktatopluyor. Hırvatıstan'da askerlıği sırasında pop jjarkıcısıBonsBızıdıç'eeşIikediyor. Koçani 'yc dönüşünde ilk orkestrasını kuruyor ve kendınitrompeteteblimcdiyor... Naat'a ve orkestrasına ünlerini sağlayan iseEmirKusturica'nın "Çingeneler Zamam" filminde göriinmeleri. Artık uluslararası festivallerden davet alıyor, turnclere çıkıyorlar... Koçani nasıl bir yer? Benim için çok güzel biryer. Kırk bin nüfusu var vc ben hâlâ orada yaşıyorum. Kimler yaşıyor Koçani'de? "Bİ7İer, Romanlar varız. Benim annem TürkMüslüman, babam Koçanili. Müslümanlar var, bir de gâvurlar..." Gâvurkim? "Hıristiyanlar." Romanlar'ın nüfus içindeki oranı ne? "Kırk bin kişide yedi binden f azla değiliz." Ne zaman yerlcşik yaşama geçtiniz? "Bilmiyorum. Dedelerimizde Koçani'de yaşamısjar. Bırevyapmıslar, parakazanmı^, bıroda eklemişler, evlenen olmuş onun için de oda yapmışlar ve böylecebirmahalleyedönüşmüş..." Koçani'dc si/den başka orkcstra varmı? "Ncfesli orkestraların sayısı çoktu ama yoksulluktan sonra hepsi kapandı..." Naat otuzlu yaşlarında. Hava müziktenyanadönmüyorarlık.Kötübır buzdolabı bin nıark, televizyon bin beş yüz... "O zamanlar kriz vardı. Bız de vatandan yani Yugoslavya'dan ayrıldık Makedonya olduk..." Naat'ı da Almanya'ya sürükleyen bu kriz işte, yani Tıto'dan sonrası: "Tito zamanı çok güzeldi. Babamla ikimizçalışıyorduk. Birişçininbiraydakazandığını.birgündealırdık.Para vardı, herşeyde..." Etnik aynlmalar, savaşlar ve yoksulluk. Ilk vazgeçilcnlerden biri müzik. Artık zenginler, çocukları olduğunda hastanekapılarındaorkestraylakutlamıyorlardoğumu. Düğün fakirleşince cenazede yalnızlaşıyor.öylebirbaşına, notasız, üflemesizdüşüyortopratimvebcnburadayız..." Savaşın ortasında müzik yapınak... "Italya'da çalıyorum. Konsere katılanlar damuharebeolmasın istiyorlar. Stopstopstop yazan pankart açtılar, muharebeye karşı. Sıra bana geldiğinde aldım mikrofonu, Stopstop NATO stop dedim." YaniNATOdursun... "Evet, NATO saldmyor, herkes kaçıyor. "NATO saldırmasa kim kaçışacak, herkes yerl i yerinde oturacak... NATO saldırdı ama... Şımdıhepimiz için dahakötü oldu, bombayaktı yıktı evleri, fabrikaları. Şimdı bu ınsanlar nereye, hangi eve, hangi işe girecekler?" Sence neden saldırdı NATO? "Bendcanlamadım...Böyleşeylerebeni karıştırma... Bu işlerkarışık işlcr, başka bir temaaçalım..." Belçikalı menajeri Avrupa'nın neredeyse her ülkesi nde bir konser vermesini sağl ıyor. ltalya'da, Ingiltere'depopşarkıcılannacşlik ediyor. Naat, Balkanlar'ın en hızlı trompet "(,'ok fakirlik oldu. Fakirler müzık mi isteyecekler bir parça ekmek mi?" Naat işte bu zamanda gidiyor Almanya'ya. Üçyılcazorkestralarında çalıyor. Bu zamanda dolaşıyor Avrupa'da, Amerika'da video kasetlerı. Dünyaya bir haber salıyor, "Trompe Koçani Orkestra 'nın müziği bedenleri harekete geçiriyor... Müzik sokakla, yani hayatla buluşuyor...