Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
9MAYIS 1999. SAYI 685 19 PAZARIN PENCERESINDEN süsler bırakılmıştır. Makineden cğilerek selamlarlar. Vc hızla, çcktiğiniz kısınet kâğıdında iyi tüm esyalarını biiyük biiyiik torşeyler yazıyorsaalıpsuklarsınız. balara doldurarak hiçbir iz bırakAma şansınıza olumsuz şeyler kiraz madan kaybolurlar. Toprak ijinıdi çıkmışsaoracıktakiiplerebağlabembcyaztaçyapraklarıylakapyıpkötülüğüarkadabırakırsmız. çiçeklerine lıdır. Birde toprağırı scrtliği yüVchızlıtrenlcKyoto'darıayrılırzünden derinc yürüycmeyip yükensevdiğinizbirindcnaynlırgi sakura zcydekalanağaçkökleriyle...Üsbi derin birhüzün duyarsınız. tünüzdeki beyazyapraklan silkeleyerek, oturduğunuz banktan Dönüjjünüz Tokyo'ya ise, ki diyorlar. kalkarken çocukluğunuzun dürazçiçcklerinin sonunu iziemck ğünlcrindc saçlarınıza takılan için belki cn güzel ycr Inıparator Nisan ayı konfctilcri düşünürsünüz. Şıkbir lıık Sarayı'nın Doğu Bahçcsi'yle kadın, siyahgri volanlı mini eteKitanamaru Parkı'nı çcvreleycn başında ği,lndiviceketi,incetopuklupakanal boyudur. Eğer 7 Nisan gübuçlarıyla ıslak toprak üzcrindc nii, Kitanamaru Parkı'ndaki NipJaponya'ya kaygısız yürür. Sakura yağmuru pon Budakan'auğrarsanıztemiz sürer. Kuş seslcri gerideki trafik giyinmisjgcnçlerleannebabalahomurtusunu bastırmaya yeterlinnmoluşturdugu müthişhirka gidenler dir. "Gitmek zamanı" diyc düşülabalıgm içincdüşcrsinı/. Sokaknürsünüz. taki.lapon'larla,"çokutangaçol güzel ama duklnrı ve yuıılış anla.^ılnıaktan ParkınçıkışındakiModernSakorktukları için"kendıdillerinin geçici olan ııatlar Müzcsi'nın galcrisinde dışındakonuşmakolasılığıazdır. belki Suzuki Osamu'nun bir scrAma gcnc de sormay ı deneyebi bu zamanı gısi vardır. Accleniz bilc olsa bu lirsiniz. Birisi.sizcyenidersyıh sergiyi kaçıramazsınız. 73 yaşıniçin Japonya'daakadLmik yıl 7 yakalıyorlar. daki, Kyotolu Suzuki Japonlar Nisan'da başlar örnegin, Meiji soyadlannı önce yazarlar doğaÜniversitesi'ninaçıliştöreninin dan aldtğı csini seramiklerinde Hiroşima'da canlandıranvekildenyapıtlarını yapildığını söyleyebilir. Sadece Tokyo'da lOOdolayındaüniversikızıl kahve ya da açık mavi sırla te vardır. Açılışa katılan öğrcnci da kiraz örtcn bir sanatçıdır. Suzuki'nin lerle annebabalar savrulmaya scramiklcri kadaronlara verdiği başlayan kiraz çiçcklerıninaltm çiçekleri isimlerde şiirlidir: Öğlesonrası da kanal çevrcsini dolaşır, resim güneşi, kabaraıı bulutlar, kayboçekcr, kayıklarabiııerler. Ycni öğ açıyor mu lan bulutlar, güz günü, rüzgârın renciler hemen belli olurlar. evi.ayıngamzesi.kışkamelyası, Utangaç, acetni, muharazakâr acaba? ustaylaçirağın vedası... giysilcr içindc. liskilerdahaöz(ialeriden çıktığınızda Doğu gür görünümleri ve tavırlarıyla sivrilirlcr. Bahçesi'nin Otemon kapısından gcçerkcn Şortları, beyazsarı meçli uzun sacları, yükkiraz dallarıkanalaeğilir. Birisisuyabirşey sektopuklarüzerincdiiîjürülmüijçoraplan, atar, kızıl, karasazanlarüşüşür. Uzakveyal"hey, hey, hcy" diyc bağırarak şarkı söylenız bir kuğu boynunu suya daldırır, beyaz bir mclcriylc... Kimseyitakmazlar. Güneşşemtepecikoluryüzeyde.Çokya^lıbiradamçöp siyclerinıaçmi!},eldivcnli,derlitoplucvhakutulannı karıştırarak ilerlcr. Otcmachi metnımlarınıda,turistşapkalı,sırtçantalı,fotoğro istasyonundaki gcnç kadın para attıgı marafmakincliminikihtiyarlarıda.. kincdcn bilctini almadan, sizc yardım için uzaklaijacak kadar naziktir. Trcninizin kalÖğlen hatırası kacağıplatlbrma kadar geçirir.parmaklanyla kaç istasyon sonra incceğinizi sayarak Dönüijyolunda Kitanamaru Parkı'nagirip uğurlarsizi. Saat 15.30'u geçmekteysc metbukezkanalısağaalarakyürürsenizkira/.çiroda kcndi nğlunuz yaşındaki öğrcncilcrc çcklerinin çatısı altında farklı görüntülcrlc rastlayabilirsiniz. Siyah üniformali, hâkim karşılaşabilirsiniz. Besbelliöğlctatilineçıkyakalıceketleriboynakadarilikli.agırsiyah mışgcnvkadınlarlacrkeklcr.. Ycreserdikleçantalarısırtlarında.Okulunilkgünüolmari plastik açkıların üstündc, birörnek kutusınakarşınağır... Yorulduğunuzuduyumsalardakihazıryemeklcriniyerlcr. Sonrasaat yabilirsiniz."Dönmekzamanı"dır. Kirazçibire on kala filan, öndc kıdcmlilcri olmak çekleri ve Suzuki Osamu artık hcp sizinlc üzere sıralanır, hatıra rcsmi çektirir, resmı olacaktır.^ çekeni hepbirdenelleriniöndekavu.şturup Meclis'te türban SELÇUK EREZ L slam dininj siyasal amaçlarla kullananlar, % tutumlarını sorunun bir dinin M uygulanmasından ibaret olduğunu ileri sürerek savunuıiar: Örnek çoktur. H. Necatioğlu'nun Islam dergisinde 1990 Haziranı'nda (s. 56) yayımlanan bir yazısında söyledikleri bunlardan sadece biridir. "Islam dini, hiç şüphesiz her mevzuda olduğu gibi siyaset, devlet, hükümet, yönetim esasları, idareciler ve idare edilenler hakkında da çeşitli hükümleri ve yasakları vardır....Allah Celle Celalühü'nün razı olduğu, uymayı emrettiği, hak dindir; eksiksiz, noksansız, komple bir 3İstemdir...insanoğlunun her meselesıyle ılgilenir, her sorununu çözer, her müşkülünü halleder. O halde, Müslümanlar, bu siyası, içtimai konularda da ibadet ve taatlerde olduğu kadar din ahkâmına uymakla, emirlerini tutmakla yükümlu ve sorumludurlar.. Din, bir bütündür, bir kısmını yapıp diğer kısmına sırt çevirmek olmaz.!" Bu çağda dinin, anayasa, medeni kanun vb. yerini alması gerektiğini savunarak Islam dinine en büyük kötülüğü yapan köktendinciler şimdi de ulusun kalkınması için ne yapılması gerektiğini anlatmak yerine simge durumuna getirdikleri türbanı Meclis'e taşıyarak laik Cumhurıyetın kalesini de fethettiklerini göstermek istiyorlar. Oysa türban nedir? Dinin değil, kadının erkeğin karşısında boyun eğmesi gereken ikinci sınıf bir yaratık olduğunu kabul etmenin simgesidir. Kadının ikinci sınıf bir yaratık olduğu iddıası çağdışıdır ve bu usdışı Ortaçağ ıddiasını sürdürmek dine hizmet değil, akıl ve mantıkla bağdaşmayan zorlamalara direnecek insanların dinden soğumasına yol açarak dine kötülük etmektir. Kadının erkekten geri, ikinci sınıf bir yaratık olduğu inancı Ortaçağ'da Arap yarımadasında geçerli sosyal bir kuraldı; eskıden bu kuralı pekiştirmek için öyküler anlatılırdı. Binbirgece masalları arasında böyle öyküler vardır: Tanrı, zengin bir adama tüm hayvanların dilinden anlayabilmesi yeteneğini vermiş ama bu yeteneğinden hiç kimseye söz açmamasını da tembihlemiş; bu emre karşı çıkmaya yeltendiğinde öleceğini de bildirmiş.. Adam bir gün ahırında, öküzünün eşeğine, "Ben saban çekip yorulurken sen ahırda yan gelıp yatıyorsun; ancak arada sırada sahibimiz sırtına binip kente gıttiğinde yoruluyorsun.. Üstelik de sen daha iyi besleniyorsun!" demiş. Eşek de ona akıl vermiş: Kendini yere atıp hastaymış gibi davran; seni ahıra götürür ve iyi beslerler.. Bu konuşmayı işiten adam, eşeğın dedığını yapan öküzü ahıra yatırmış ve onun yerine eşeği sabana bağlamış. Akşam perişan halde ahıra dönen eşek, öküze, "Patronun, senin bu hastalıktan kurtulamayacağından bahsettiğini, bu nedenle seni kestirip etini fakirlere dağıtmayı düşündüğünü öğrendim!" demış Bunları da duyan çiftçi, ertesi gün karısıyla ahıra gittiğinde öküzün ne kadar sağlıklı olduğunu göstermek için hoplayıp sıçradığına şahit olmuş ve kahkahalarla gülmeye başlamış. Karısı neden böyle güldüğünü sorunca da önce "Söylesem ölürüm!" demiş ama sonunda karısının ısrarına dayanamayıp gerçeğı açıklamış. Ahırdan dönerken köpeğiyle horozunun konuştuklarını duymuş. Köpek, horoza, "Sahibimızin öleceğı gün tavuk peşinde böyle koşman ayıp değil midir?" diye sormuş. Horoz da, "Ben elli tavuğun hakkından gelirken bir tek karıya hükmedemeyen bir insana mı uzüleyim''" dıye yanıtlamış. "Peki," demiş köpek, "Patronumuzun kötü yazgısından sıyrılmak ıçın yapabileceği bir şey var mı?" "En yakın kızılcık ağacından bir dal kesip karısını bir guzel dövmeli!" Bunları duyan çıftçı, hemen önerileni gerçekleştirmiş ve karısını kızılcık dalıyla bir güzel dövmüş; her tarafı kan ve çürük içinde kalan kadın da kocasının elinı öperek "Tanrı şahidim olsun; yemin ediyorum. Bir daha üstüme vazıfe olmayan şeyler burnumu sokmayacağım!" demış. Kocaya mutlak itaat etmek zorunluluğunu silmiş ve bu kuralı çiğneyen kadınları kızılcık sopasıyla dayak yemekten kurtarmayı başarmış bir ülke çok daha ılerlemış, gelişmiş bir ülkedir. Sorunları.sadece erkeklerin çözmesinin gerektiğini, kadınların bunlara karışmalarının cezasının kötek olduğunu anımsatan öykulerin hâlâ anlatıldığı hangi memlekot gelişmiş ve ilerlemiş, emperyalıst ulkelerın boyunduruklarından sıyrılabılmıştir? Türban, kadının gerı planda olduğunu kabul etmesinin, bu kurala boyun eğmesinin sembolüdür. Parlamentoya seçilebıleceğı sıradan aday gösterilerek sokulan bir eylemcıyle TBMM'de böyle bir türban gösterisi düzenleyenler de bundan umdukları sonucu aldıklarında, Ataturk ilkeleri üzerinde kurulmuş olan Cumhuriyetin en kutsal ocağına bayraklarını çekmiş olacaklardı. Bunun bir partınin büyük kongresinde Türk bayrağını yere atıp yerine başka bir bayrak asmaktan bir farkı yoktur. Laik bir ülkede kamu kuruluşlarında dininizi ve bu dıni yorumlama düzeyinizi vurgulayan simgeleri ve bu ara türbanınızı Merve Kavakçı sergilemeniz, sizin gibi düşünmeyen, dini sizin gibi yorumlamayanları baskılamak, tedirgin etmek ve ayrıcalık aramaktır: Sadece Türkiye'nin değil Avrupa'nın birçok ülkesinde türbanla okula, üniversiteye alınmayanların başvurusu üzerine konuyu irdeleyen Avrupa Insan Hakları Mahkemesi bu karara varmıştır. öyleyse sadece bu rezaleti engellemekle mı yetinilmeli? Yıllardır dinin politik amaçlarla kullanılmasına göz yumanlar, dini arada sırada böyle kullanmanın sakıncası olmadığını düşünenlerin tutumlarına son vermeleri İçin bir şey yapmamalı mı? Ne dinci ne de köktendincı olmadıkları halde bunun bir kişlsel inancın uygulanması sorunundan ibaret olduğuna, karşı çıkmanın hürriyet kısıtlaması olduğuna ınanan safdillere gerçeğin nasıl anlatılacağı düşünülmemeli mi? Cumhuriyetin temel nitelıklerını yoketmeye yeltendığinden yüz kez kapatılan partilerin değişik adlarla aynı kepazelığı sürdürmelerıni engelleyecek kurallar Anayasaya yazılmamalı mı? Sadece bir rnaskaralığı engellemekle yetinirsek, yarın başka yobazların başka koridorlardan geçıp, başka odalarda saklanıp yobazca gösterilerını akla hayale gelmeyen yerlerde sürdürdüklerini, Derviş Vahdeti'nın izinde yürümeye devam ettıklennı görürüz! M 1482 'de Shogun Ashifiahi'nin kırsal villası olarak yapılan ^'ü/n//j tupınak (Kyoto)...