Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16MAYIS 1999. SAY1 686 MlT'tesorgulandığını,kendisıne;"Senin 1 Mayısolaylanılcılgınolmadığınıbiliyoruz. Onugeçelımşımdı.Söylebakalım; 12Mart sırasındasenibirtürlüelegeçiremedik.Otarihlerde neredc saklanmıştın?" şeklinde sorular sorulduğunu, ıskence yapıldığını öğrendik.Zamanılerleyincearamızda 1 Mayıs kutlamalarına katılanların yanı sıra rastgcle sokaktan toplanmış insanların olduğunu da görmeyebaşlamıştık. Bizlen bütün nczarethanelerdoluolduğuıçınSırkecı'detuttuklannı anlamıştık. Dışarıdan hiçbir haber alamıyorduk. Yalnızca polislerin; "Yandınız. Yüz kişi öldü. Buradan sağ çtkmayacaksınız. Sağ çıksanı/bi lc a.sı lacaksınız!.." söz4eriilcyctiniyorduk Bızlerıertesigün.kımlik tespitlerimizı yaptıktan sonra, Gayrettepe'deki l.şubeyegötürdüler. kadın çorabı' nı buldu. Bana; "bununla y ibüne maske yapıp banka soyacaktın değıl mı?' diyerck; benı tutukladı.." Bir dığerduruşmadaıse;bır'tanık polis' i le sanık arasındakı diyalog salonda hcrkcsi güldürmüştü. Yargıç, tanık polise sordu: "Sen bu sanığı nasıl teşhis ettin?" Tanık polis yanıtverdi: "Efcndım bu kişi Maocuların reısi idi." Yargıç yanıtı doyurucu bulmamıştıki,yenıden sordu: "Nereden anladın?" Polisin yanıtı bukezdahaılginçti: "Efendim sanığın clınde Kızıl Çin bayraği vardı. Bayrağı sallıyordu. Arkasındaki kalabalıkdaonuntalimatlarınauyuyordu. Bu kişı;'yatdeyincehepsiyatıyor,kalkdeyince kaikıyorlardı!..." Bu kadarına dayanamayan sanık söz aldı veyargıca sordu: "Kfendim tanığa sorar mısınız;' Kızıl Çin bayrağı' dedi ğı bayrağı tarif etsin!.." Polis, Kızıl Çin bayrağı dediği bayrağı, tarif edemeyince, yargıcın da sanıklarla birliktekahkahalarınıtutamamasıkaçınılmazdı. Evet, yargılama aşaması böylesı trajıkomık olaylara sahneydi. Gerçekte, olayın 'mağdurlarf olan 'sanıklara';yıllarcaacılar çektıren, 'sakıncalılar' listelerine aldıran, 'pasaportyasağı'uygulatanuzun bir yargılama; sonundakimseniniçindcnçıkamadıgı bir hal alarak, gerçek failleri hiçbir zaman yargı önünc çıkaramadan zamanaşımından kapanıpgitmişti. 1 Mayıs 1977davasıiddianamesiningirişinde, iddia makamının bile belirtmek zorunda kaldığı şu tespit, bir' ibret belgesi' olarak günümüzde hâlâ geçerl ıl ığıni koruyor: "Bu büyük ve kanlı facıanın tertıpçisı, uygulayıcısı.yurtveinsanlıkdüşmanıolanbu aslifailler.ergeç tespit edilecekvetarihinve şaşmazadaletin önüne çıkanlıp hüküm giyeceklerdir..."^ İyi bakl Tanı onları... Gruplarhalindeşubcdekikonferanssalonunadoldurulduk. Hepimızı salondakı koltuklaraoturttular. Venlenkomut.başlanmızı önümüze eğmemizdi. Savcı ve katip de sahnedekı yerlerini almışlardı. O zaman biraz olsun anlamıştık, nelerolacağını.. .Teşhis ettikleri hakkında 'dava' açılacaktı. Polislerdcn bazı ları salonda çok sert davranıyorlar, koltuklann aralanna gırip bizleri yumrukluyorlardı. Bazıpolislerse.sevecenbirşekilde yanımızayanasıyor,'geçmişolsun'diyorve hafifçebaşımi7ikaldırmamızayardımederek; "Bak işte, şımdı kapıdan giren bu kişi işkencecidir. İyi bak, tanı onları" diyorlardı. Bize sevecen ve dostça yaklaşan bu polislerin POLDER'li olduklarını anlamıştık. Teşhis başlamıştı. Polıslerrastgeleteşhis ediyorlardı. Birpolis, aynı saatlerde, fakat başka başka yerlerde tam on altı kişiy i birden teşhisedincesavcıdanesaslıbir"fırça"yiyecekti.Nihayct birpolis, benıde'teşhis'etti. E vet, ben de' sanıktım' artık. Polisin, savcıya vcrdiğı ıfadeye göre; "elimde demirçubuklarla, 'Tek Yol Devrim' diye bağırarak polis panzerinesaldınrkcn"yakalanmıştım. (Bilmcycn gençler için açıklamakta yarar var; ogünlerdc bizsolculan birbmmızdenen ayırdedıcı özelliklerimiz 'sloganlanmızdı'.) OysakıbenTKP'liidim.Oyıllardaosloganı kullanmazdım...(Şimdi,nemutluki,ayrılıklanmız, farklılıklanmızbir/enginliksayabıliyor ve ÖDP'de sarmas dolaş oluyoruz.) Günlergeçtı. Bırgün bız 'sanık' durumunadüşmüşkışılengruplarhalindehücrelerimizdenalıp,emniyettesaveınınkar!jisınaçıkardılar. Savcı ifadelenmizı aldı. Sayımız teshıs işleminden sonra doksan sekize düşmüştü. Aramızdanonyedikişiyitutukladılar vecezaevinegönderdıler. Gcrıkalanbızlen de, gece yarısını gectıkten sonra beşerli gruplarhalindesalıverdiler. Ifadelergündüz alınmasınarağmen bizleri gece yarısını bes geçe saldılar. O sıralarda; "emnıyetten kaçarken vuruldu" olayları pek sık olduğundan, bızler de endişelenmiştik açıkçası. MustafaGürkan'ıntecrübesiile kapıdan hemenbirtaksibulupcmniyettenuzaklaştık. / Mayıs 77, i$çi sınıjı tarihinde kara bir sayfa olarak yer aldı... Kadın çorabı mı, maske mi? Istanbul2. Ağır( eza Mahkemesı'ndeaçılandavayıllarsürdü.sıkıyönetimilanedilince de Sıkıyönetim Mahkemeleri'ne devredildi. Sıkıyönetim doncmınde 'mahkeme çagrılarırnı/'; radyolardan vetelevızyondan açıkkımlıklerımızokunarakyapıldı. Yıllaryılıduruşmalaragidipgeldik.Bazı duruijmalarda, yargıçları bıle güldürtecek ganplıklcrdeyaşandı. Birduruşmada; yargıç bir sanığa olay mahallinde nasıl yakalandığını sordu. Sanık şöyleyanıtverdı: "Efendim bcn Bursa'dan Istanbul'a gezmckıçıngelmıstim Dolmuştayakalandım. 'Oğretmen kimliği'mi gören polis üzerimi aradı. Eşime Istanbul'dan aldığım 'naylon Devlet içindeki karanlık güçler yupucuğım yapmi}, toplumsal muhalefeti susturmak için Intercontinental 'de pusu kurmuştu.