Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rr <0 DERGİ • V PARASIZ PAZAR EKİ SULTAN ABDAL Banaz 'a gelenleri heybetli duruşuyla Pir Sultan Abdal karşıhyor. Banazlılar ondan bu yana memlekette bir şey değişmediği düşüncesinde... • 10. 8AYFADA "Adını söylemeye cesaret edemeyen aşk"ın kendini özgür hissettiği bir kent... Kimilerinin tanımıyla Pasifik kıyısındaki Sodom. • 12. 8AYFADA s AN FRANCİSCO STAVAY, BİR GÜN MUTLAKA Ü 8ERAT GÜNÇIKAN eki Ün piyanonun başındaydı. Musiki Muallim Mektebi'nin yatılı öğrencilcrini ders arasında toplamış, çalıştirıyordu. Dokunduğu tuslardan çıkan ses, büyümeye durmu^ bir avuç gcncin ağzından lökülen sözcükle birlesti: "Stavay..." (Uyan artık uykudan uyan/ uyan esirler dün/ası/zulme karşı hıncımız volkan/ kavgamız...) Sözcükler çoğalıp bir e7giye dönüştü. Birkaç gün sonra, 29 Ekim 1933'te, o bir avuç genç, yeıi gömlcklerı ve armalı şapkalarıyla kendilenni izleyen kaabalığın önünden geçti. Tam kürsünün önünc gelmi^lerdi ci, Riyaseti Cumhur Bandosu çalmaya başladı. Kürsüde bulunanlarayağakalktı. Musiki Muallim Mektcbi öğrencilerınin sesi coşkuluydu: "Stavay..." O gün, kürsüde bulunanlardan biri, az önce yaptığı konu^manın kalabalıktayarattığı hcyecanı i/.leyen Atatürk'tü. Yanındakilcr Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birlıği Savunma Bakanı Voroşilof ile Genclkurmay Başkanı Budienni, Muallim Mektebi öğrencilcrinın söyledıkleri marş isc "Enternasyonal"di. Zihni Anadol da o gün, o yürüyüşe katılan gençlerden biriydi.. Doğduğu Dcvrek'te ılkokulu bitirmiş, okuma isteğiyle kcndisıni Ankara'ya atmı^tı. Yatılı bir okul arıyordu. Sesine güvenip Musiki okuluna nıyetlendı ama sadece istemek kapılan açmaya yetmcyecekti. Kolunun altında Ulus gazetesi,birsürediryazılarınıkaçırmadığı,şiirlerinie7berlediği Aka (uindüz'ün kapısını çaldı. "Okula gırmek istiyoruın. lyi giyımlı, babaları zengin çocukların içinde ka/anma şansımın pek az olduğunu sezdim. Bu bakıından sizin yardımcı olmanızı ricaya gcldim..." Elindc Aka GündüVün mektubu Zcki Un'ün karşısına dikildi, zarf açıldı, okundu. "Tamam" dcdi Ün "Cicrekeni yapacağım.." lîir hafta sonra okulun kapisına asılan kazananlar listesinde adını gördü. Yemeklerını, ikisi kız dört kişilik masalarda, Saksonya \ş\ çıçekli porselenlerde, gramofondan yükselen Bcethovcn'ın, Wagner'in, Bach'ın müziği eşliğinde ycmeğe alıştı... Obuayı bırakıp flütü aldı eline, trombonu bırakıp kemanı... Devamı 2. sayfada