Katalog

7 ŞUBAT 1999. SAYI 672 yanışmadan, süreklilikten ne kadarda uzaktayız. Onlarhergün, hcran yıllardırbüyük Dİrçaba vc dayanıs,ma içindeyken, biz sade:e, ölüm yıldönümlerinde ölüm haftalarında rrir araya gclip bu meselelerden söz ediyoruz. Oysa, bu beniın hcr giinkii değişmez ger;eğim. Yıllannbirikimi vebirbirineeklenencina/ctlerin sonunda bu tekrarlar çok büyük bır ınlamsızlığa,birhiçliğesürckledibeni. Babamdan sonra tanığıolduğumcinuycterbeni çoğalttı. Salonlara, meydanlarasığanaz oldum. Anmaların ötesine geçme sabıriizlığımarttı.Buduygumudiyebilmek, ilecbilmek icin dcmemeyi, söylememeyi, bu ürtoplantılardaolmamayıseçtim.KJtleileişim araçları nda çal ışanlar bcnden evlat roümü üstlenmcmi bcklcdilcr. Babamı anlatnamı, evlat olarak hakkımı aramamı, uğralığım haksızlığı haykırmanıı beklediler. Buıun simgescl biranlamı olacağını söyledilcr. 3irenmeycçalıştım. Ben haykırmasını bilmem pek aslında. Citleler bunu ister, bunu beklerrniş. Bclki oplum bilincimiz böyle artarmış.Butoplunun bilinci yerli yerinde bence. Kafamıza /urulavurula,bayraklıtabutlarıınızıtasıya aşıya biz, toplum olarak bu bilinci edindik. /eya büyük bir bölümümüzedindidiyelim. îuacınıntadınıçokkişibıliyor. Tarifinegeck yok. Bilen bıliyor. Paylaşan paylaşıyor '.atcn. Acılı,ağırbireskizamanfilmiçevirneyehacet yok. Ben müdahil olarak katıldı;ım mahkeme salonlarında, teknik nedenler ,aycsinde,birandamucizevibirbiçiınde,kaanın aka dönüştüğü o salonlarda bir evlat >larak nasıl hiçbir isc yarayamadığımın, belim gibj birçok evladun, birçok eşin, ananın, >abanın,kardeşinoralarda nasıl sertbirdu'ara çarptıklarının ve bu duvarın varlığını esmi ağızların nasıl da rahatça, gamsızca loğruladığının, çağdas bır filminin çeki lmeini isterdim. Asıl bufotoğrafın,bu saptaınaıınkamuoyunasunulmasını isterdim. Diyeim ki kamuoyubilinçlendi. Peki, sonra bu bi lincini ne yapacak? Yasal haklarım ıza dayanarak, yasal yollardan neyi neredc nasıl arayacağımızıbilmiyoruzki... Elimizdeadres yok ki... Canavarın kuyruğu, karanlık güç, ahtapotun kolları gibi adlarla idare edıyoruzhâlâ. Kitleler benim değil.onlannyapısınıgörmeli,incelemeli,bilmeli. Ama bir kez daha, belki bir işe yarar diye, buyrun gereken buysa, racon buysa geri kalmayayım, bu görevi de yerine getireyim dedim şimdi yirmi yıl sonra. Gösteri mi gösteri olsun, buyrun, şiirmi,anlammı,buyrunoda olsun. Tek eksik buysa buyrun, sakınmış olmayayım. Duygu sömürüsü olmasın diye kenara çekilmeyeyim, buyrun anlatayım size halimi, derdimi. Bu hafta, soranlara söyledim,yazdım.Boyboyfotoğraflarımı,fiImlerimi çektirdim, buyrun eksik kalmasın. Korktu, sustu, sindi demesinler. Hem, konuşmayanların konuşmasını beklerken, konuşmamak olmaz. Ayıp kaçar, dengesizlik, eşitsizlikolur. Kötüörnekolmayayım, konuşayım dedim. Ama şimdi burada sizlerle konuşmayacağım. Bizler konuşacaklarıınızı konuştuk, hep buruktuk. Benim başım önümde. Ben hukuk arayışı içindc biryenilgiyi temsil ediyorum. Size bildiklerinizin ötesinde ne söy leyebilirim ki. Sizinle konuşmayacağım. Sizlere iletebilecek hiçbir yeni sözüm yok. Biz birbirimizi biliyoruz, birbirimize zaten aynı şeyleri söylüyoruz, birbirimize acı veriyoruz, birbirimizdengüçalıyoruz. Oradadakalakalıyoruz. Ben,bugünburadankatillerimizeveonlann işverenlerine seslenmek istiyorum, onla m ntebrik etmek istiyorum. 2 Ben onların yirmi yılhkbaşansınınenya [5 kıntanıklarındanbiriyim. ^ Onları böylesine başanlı kılan bu toplu > mun, bu ülkenin, bu düzenin, bu hukuk dev x letininbirbireyiyim.Bugünhâlâonlarıko 'g 1 nuşmakdurumundakalıyorsak, gün onların g günüdür.Babamınkatillerininyirminciyıl £ Nükhet tzet İpekçi, babası Abdi tpekçi'yi anma toplantısında... lan kutlu olsun! ^ önlem alınmasını talep etmek durumundayım. Çünkü gelecek kuşaklara tanıklığımı bırakmak zorundayım. Tam ve açık bir gerçeğe ulaşamadığımızın tanığıyım ben. Tanıkların devlet güvencesinden mahrum oldukları için, onların konuşamadıklarının tanığıyım. Dosyaların, devlet dairelerinde korunamadığının, onları yok etmek isteyen gizli elden sakınılamadığının tanığıyım. Gerçeğe ulaşamadıkça kimse suçlu değil, herkes suçlu. Cinayet etrafında adı geçen kişiler arasında, Devlet tarafından, ister önce olsun isterse sonra, ıtibar görmüş olanlar varsa, Onların adı, devlet erkânından bazı hanımlar ve beyler tarafından saygınlıkla anılıyorsa ve daha aklımın alamadığı bir büyük ilişki yumağı her gün gözler önüne seriliyorsa "Devlet uğruna öldürülenler"den söz ediliyorsa ve bu öldürme işlerini görev belleyen kişilerle, benim babamın, diğerlerinin babalarının, eşlerinin öldürme işine katılan kişilerin adları ve onların tanışları, her nedense hep aynı kavşakta buluşuyorsa O zaman sormak istiyorum ben: eğer bu kayıplar devlet uğruna verildiyse • » milletimizin bunda ne gibi bir kazancı olmuştur? Ama siz değerli tetikçiler, siz bu sorulara kanşmadınız hiç. Açıkça tartışamadınız böyle ince meseleleri, Bu konulara muhatap olmanız beklendiğinde, susma hakkınızı kullandınız hemen. Suçlamak şöyle dursun sorgulandığınızda, hafif bir televizyon programında anında yargısız infazdan dem vurdunuz. Ben, canlarını sormadan aldıklarınızın çok canlı bır yakını, tanığı olarak, ben kalakaldım, mahkeme salonunda, ekran karşısında bu laflarınızı, her duyuşumda. Siz canhıraş haklarınızı savundunuz, ımrenerek baktım sizlere, Hele bir de hukuk fakültelerini bitirenlerınize, neredeyse hasetle baktım. Kutlarım, candan kutlarım sizleri. Siz vurdunuz, korudunuz, korundunuz, savundunuz. Siz durdunuz, sustunuz. Yirmi yıldır ser verip sır vermediniz. Keşke verseydiniz. Kahraman katil, katil yamağı, katil yatakçısı yerine, yiğit bir itirafçı olurdunuz Eski sanık yerine, yeni tanık olurdunuz . ,. Sözde vatansever yerine, sonradan da olsa milletini aydınlıklara ulaştıran, sırtardan, karanlıklardan, pisliklerden anndıran temizlığe katkıda bulunan bir insan olurdunuz, Keşke olsaydınız. Olamadınız. ' • '•''', • .'t k j, üz hep gittiniz. iizler, ellerimizde uzaktan kumandalar •ski düzenımizden haylı farklı, eskı çevremizden hayli kopuk vlerimızde, er kanalın, her haberine bakalım diye o kanaldan bu kanala aplaya zaplaya gezerken ;izler, ellerinizde çeşit çeşit sahte kimlikler, renk renk lasaportlarla ı sınırdan bu sınıra rahatça, zıplaya zıplaya geçtiniz gittiniz. le müthiştiniz. r lızler arasında, örneğin ben, >asaport kuyruğuna girdiğimde on sene önce, ele sonra, o vize için üç gün bekleyince üst üste ep sizi düşündüm, hep sizler vardınız aklımda. ) zamanlar yeryüzu burası, olur böyle adaletsizlikler derdim ;imdi o kadar soyut, o kadar kaderci olamıyorum. Ibet sızin kadar kahraman, sizin kadar vatansever olamayız •ız. ' liliriz bu işi kimselere bırakmazsınız siz. . * •. ,ma, iki yıl önce kazadan sonra, hep birlikte edindiğimiz bilgiler onucunda, labildiğimiz kadarıyla işte, kannca kararınca bu vatan için ahrolduk biz, iımdı ise ben, ülkemin adaletsizliğine kahroluyorum, iahte kimiık ve pasaportlarınıza sadece onlara baktıkça levletimızin kendi mührünü sizin ellerinize kaptırmasına ahroluyorum. levletimizin adını bu konular etrafında çok anar, çok sorgular 'luşumuza ahroluyorum. Je yazık, elımde olmadan ben de, sorgulama durumunda alıyorum. ;ünkü sormak durumundayım, çünkü cevap alma •• lurumundayım Ainkü bu çok iyı bıldiğım acıyı başkaları da yaşamasın diye Kutlu olsun, yirmi yıllık canavaıiığınız kutlu olsun, size. v Aman özenli pozlar verin bu arada. . Fotoğraflannız yakışıklı çıksın. Yüzyıllar sonra sizi anlatacak olurlarsa bir çocuk masalında, sizinkilerden biri çıkıp da alınganlık gösterebilir: bizimkiler de o kadar çirkin, o kadar canavar değillerdi canım diye aman dikkat, görüntüleriniz iyi olsun, yakışıklı, iyi kalpli, tatlı katiller olun. Olursunuz siz, kahraman katil olduktan sonra, onu da olursunuz elbet. Memleketimizin makbul vatandaşları konumunda görünen sizlersiniz şu an. Bize canımız kadar yakın olanların, ne amaçla, ne uğurda canlarının alındıklarının resmi bir açıklaması verilmedikçe makbul vatandaş biz değilız, siz olacaksınız elbette. Kutlu olsun sizlere.