Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGl Biz neden asık yüzlüyüz? "Halk gülmeye çalışmış ama hep engel olunmuş. Öğrenci belki ilkokul ikinci sınıfın sonuna dek gülebilir. Ondan sonra öğretmen engel olur. Lisede hiç gülebilir mi öğrenci? Adı hemen 'sıntık'a çıkar. Askerlikte gülünmez. Asker demek ciddiyet demektir. Devlet adamlan da gülmezler. Müdür memura gülmez; memur vatandaşa gülmez" diyor Muzaffer İzgü ve soruyor: "Acaba hangi dilde var 'Kan gibi gülme' sözü?" YAZı VE FOTOĞRAFLAR: ÜMIT OTAN Yazar Muzaffer Izgü zamamnı itçe ayırmış. Okuyor, düşünüyor veyazıyor. Ikiz kızları Sevin ve Nevin le objektifegülümserken asık suruth oluşumuzdan yukımyor. O nun ayakta alkışlandığını yaşadım. . Şımdı bakıyorsunuzdüzeysizşeyleriçin'Efendım halk bunu istiyor' diyorlar. Hayır, halk istemıyor, halkasunuluyor." çocuklara sevgiden çok saygı duSeyhan Nehrf nin kiyısındakı duvarları, yuyor. Çocuklar onun gözbebeğı, "çerçöp ve çamurdan" yapıldığı ıçın çıvi biodaçocuklann"sevgili Muzaffer le tutmayan gecekonduda geçen yıllarını Ağabey'i". Boyunuaşankitaplaunutamıyor Muzaffer Izgü. Duvarlarçıvi tutnnın sayısını önemsemiyor, verebildikleriymadığı için zorlukla asılan cvin tck kitabı le mutlu. Muzaffer tzgü, çocukluğunun o soKuran'ınıkidebırdcyereduşüşünüanlatırğuk, ürkütücü, korkutucu gecelerını unutakenkahkahayıpatlatıyor. Aklınailkkitapla mıyor; hiçbir çocuğun korkmaması için de tanışmasıgeliyor. Soğuk geçen bırkışmevgecesini gündüzüne katıp, uykularından çasiminde, çok üşüdüğü, çok ıslandığı o günü lıp, yazıyor, yazıyor... Gençleri de unutmusanki yeniden yaşıyor: yor. "Kaçak Kız"dan sonra bugünlerde yüz dördüncükitabı "Kızın Adı Sevda" "Çocukluğumda çok üşüdum. Parüzerindeçalışıyor... maklarımın, burnumun, kulaklanmın ucuhepkıpkırmızıydı.Babamınbuluşu Gülmeye yatkın toplumumuzda enolan toz kömür, kışın ortasında biter, yagelleyenlere ınat güldürmc savaşımım kacağımızkalmazdı. Yorganla, güneşle düşündürerek sürdüren Muzaffer tzısınmayaçalısjirdık. Yineçok üşüdüğüm gü'yle Adana'nın taşlı yollarında başlaveçokıslandığımbirgündü. Sınıfarkayıp.lzmir'euzananzorlu.hüzünlüama daşlarımdan bı n bana kocaman bir sobaher şeyc karşın umutlu, huzurlu yolculudan söz ettı. O anlatırken ilıklerim ısınğunukonuştuk. ınıştı. Halkevi denilen bir yerde koca1940'lıyillar.odahaçocuk: man bir soba varmış. Kimseden para al"Eğlence yaşamında salt sınemalar ma7İaımi!>. Istediğim kadar oturabilirvardı. Yazlık bahçe sinemaları emekçilemişım. Arayıp buldum, binayı. Hıç bilnn eğlence yerıydı. Adana'nın yazgecemedığibiryereilkkezgırenkedilergibı lerınde sıcaktan kurtulmak ıçın ya dama korkarak, kapıdan içeri girdım. Kimse çıkacaksın ya da sınemanın yolunu tuta'senburadanearıyorsun'diyesormadı. caksın. Sinemayaçolukçocuk birlıkte Tamsobayayaklaşırkenbiramca,'Sen gıdilırdı. Halk bazı günler üç filmin bile havuza mı düştün oğlum' diye sordu. gösterıldiğı bu sinemalara dolmaları, Ben de Halkevi bınasını ararken ıslandıköfteleriylegelırdi.Bıryandanyemekğımı.ısınmayageldiğimısöyledım " leryenilirbiryandan film seyredilırdi. Ünal Sineması'nda gazoz satıyordum Izgü, ısınmuk için girdiğı o binada büIzleyicilerin yemcklerine çoğu kez ortak Balona hasret büyümüş. Çocukları her doğum yük bir dünyanın içine düştüğünü çok olurdum. Zengınlerin eğlencesi başkay gününde ona pastasının yanındu bir de balon alıyor. geçmeden anlıyor. Birçok yaşıtı önlerindı. Pamuk kaldınldığında çok duyardık 'Zeynel AğaTuran Bar'ı kapatmış' diye." Izgü' nün babası, Seyhan Saz' ın ağalar bölümünde garsonmuş; para vermeden bazı akşamlargirer,etkinlikleri izlermiş. Hemde neetkinlikler: "Arada bır Perihan Altındağ, Hamiyet Yüceses gelirdi. Münir Nurettın Selçuk da. Ağalar rakıyamezeyedalmışolurlardıbelkı ama çoğu kişisanatçılanizlemekıçingelırlerdi. Birbakarsınızbirakşam tstanbul'dan bir tiyatro grubu gelmiş Kral Lear' ı oynuyor. Ben 58 yıl önce Adana'da Kral Learoyunu