Katalog

14ŞUBAT1999. SAYI673 yanda ycni gözlemcnin hamurunu açmaya başlıyor. Pişen gözlemelerden mis gibi bir koku yayıhyorçevreye. Içerisi tıkabasadolu. Yemek arasındaokullarından kaçan liseöğrencileri, grup halinde gelmiş gençler, orta yaşlılar, hattaturıstlervariçeride. Müşterilerinçoğununtercihi aynı: Gözlcme. Yüzlerindeki ifadeden, gözlemcyı ne denli beğendikleri anlaşıhyor. llepsi büyük bir iştahla sarılıyor garsonun getirdiği gö/lemelere. Anadolu deyişiyle, gözlemenin yanında "katık olaıak,gcnellikleayrantcrcihediliyor. Ycngelmişkengözletnehakkındakısabir bilgi: Gözleınc, Anadolu'nun her yanında yapılanbiryernek.Aneakhemen herbölgedc fark h bir yöntemle pişiriliyor ve değişik isimlerle adlandırılılor. Erı yaygın çeşitleri yağlı,peynirli,kıymalı,patatcsli,ıspanaklı veşekerliolanları.Istanbul'dakigözîemecilerde şekerli ve yağlı türü tercih edilmiyor. Bunun nedeni ise, şekerli olanın yapıhşının zorluğu, yağlı olanınsa müşteri tarafından fazla rağbct görmcmesi. BAŞKENT GUNLERİ Pembe dostlar MÜŞERREF HEKİMOĞLU B Tokat'tan İstanbul'a... Bu arada Perıhan Toraman hem gözlcme yapıyor hem de bu işe nasıl başladığını anlatıyor: "Hamurişini köydeannemi seyredeseyredc kavradım. Üen Tokatlı'yım, bu işbizim yöremize özgü olduğu için hem severek yapıyorum hem de para kazanıyorum. Işime sabah sekizde gelip, akşam altıda çıkıyorum. Saatlcrce oturmak yoruyor insanı tabii. Ayaklarımınvebacaklarımınuyuşmaya başladığını hissedince mola veriyorum. Biraz dinlendiktensonrayincişimedevamediyorum. Ama insan işini seversetüm zorluklannı göğüsler, ben de bu işi yapmayı çok seviyorum." Tokat'tan dokuzyılönccgclip İstanbul'a yerleşen be^ çocuklu Toraman ailesinde annebabadanbaşkaçalışanyok.Eşininbelediyede şofbrolduğunusöyleyenPerihan Toraman tek maaş yetmeyince çocukları için çalışmayabaşlamış. "Kadıköy'de bir baklavacıda, baklava açan arkadaşlarım vardı. Onlara böyle bir iş debanabulmalarınısöyledim.Birgüngözlemecide hamur açma işi olduğunu söyledi biri. Durumu kocama anlattım, çalışmama izin vcrdi.Çocuklarımokuyor,aydıninsanlardıronlar. Neredeçalışırsamçalışayımonlar için olduğunu bilirler"diyor. Çocuklarından sözederken ışıl ışıl parlıyor Toraman'ın gözleri.Gururladörtçocuğununokuduğunu söylüyor. Ailenin en küçüğü olan on altı yaşındaki kızı iseokumayıpevişleriniyürütüyormuş. Biryıldan beri yufkacı kadın olarak çalışan Perihan Toraman'ın işi goVlcme yapmakladasınırlıdeğil.Oaynıhamurdankatmer, lavaş vebörek de yapıyor. Katmer onun deyişiyle kısaca "hamurun yaglı olanı, lavaş içinde katık olmayanı..." Toraman pişirdiği gözlcmeleri birtabağa koyuyor, garson hemen alıp servis yapıyor. Müşteri lerinmemnuniyetiyüzlerindenokunuyor. Yufkacı kadınlarsiparişleri yetiştirebilmek için daha hızlı çalışmaya başlıyor l'enhan loraman nözlemedlik yaparak dört oğlıınu okutuyor. Kızı ise evin işiııiyapıyor. aşkentin yaşayan müzesinde kaç kuşak bir arada, tarihsel Inönü Köşkü'nde yaklaşık 100 kişi var büyük salonda. Pembe dostlar denebilir. Pembe Köşk'iin yaşamında yer alan kişiler. Boşluklar da var, dünyamızdan ayrılanlar ama oğullan, gelinleri pembe dostlara katılmışlar. Sayı azalmıyor, artıyor. Özden Toker nerdeyse bir okul oluşturuyor Pembe Köşk'te.'pembe iletişimlerle güzelleşen ilişkiler, dünden bugüne köprüler kuruyor. Kişiliğinin özelliğini de zarif sözcüklerle yorumluyor. Her evin bir özden Toker'i var, diyor! Mevhibe Inönü de gülümsüyor kızına. Artık dünyamızda değıl ama her yerde elizi, gözizi var. Masallarda güzel çevreler, oyalarda Anadolu baharı, sofrada Pembe Köşk'ün geleneksel mutfağı, mantılar, börekler, çerkez tavuğu, mangalda hamsilerle Karadeniz rüzgârı. Bir de fırtına var, Yılmaz Oydan. Pembe Köşk'ün kadınlannı daha çok seviyorum, diye sıtem ediyor bana. Kuşkusuz yanılıyor. Pembe Köşk'ün erkeklerine de sevgiyle, saygıyla bakanm her zaman. Hepsini sevgiyle, saygıyla anımsadık o akşam. TUrgut Göle, Fakih Özlem, Fikret Ünlü, Uğur Büke ve eşleriyle geçmişten geleceğe anılar tazelendı masamızda. Metin Toker, çok kıtap yayımladı, belli konuları aydınlattı ama anılannı yazmadı hâlâ. O geceki söyleşiler doğrultusunda bir an önce yazmalı, diye düşünüyorum. Cumhuriyet'te başlıyor gazeteciliği, eskı tahta konakta, Ömer Rıza Doğrul'lar, Cevat Fehmi'lerle birlikte çalışıyor Dostluğumuz yüzyılın yarısına yaklaşıyor nerdeyse, pembe dostlardan biri de benim kuşkusuz. Başkentin gunlerını, gecelerını, darboğazlarını, bunalımlarını birlikte yaşadık yıllarca. Kımler geldı, kımler geçtı, ama kımı dostluklar da Pembe Köşk gibi. Yozluklara karşın gızemini koruyor, rengı . solmuyor. Bu kez yenı kişiler b m n Unay" de tanıdım Pembe Köşk'te, Örnegın Prof. Dr. Tırnaksız ve eşi. Yakında ünlü Mayo Kliniği'ne gidiyor ABD'ye. Daha önce çalışmış uzun süre. Ben de kaç kez yazdım, Türk doktorları güzel yer alıyor ABD kliniklerinde, özellikle cerrahlar, bıçaklarıyla masal yazdıkları söylenıyor. Pembe Köşk'ün üçüncü kuşak yazarı Gülsüm Bilgehan da pembe masallar yazmaya hazırlanıyor. Bilkent'te ders vermekten de çok hoşlanıyor ama yazarlığa ara vermek istemiyor, Mevhibe'lerden sonra, Mevhibe'den ya da pembe dostlardan dinlediği masallarla bir kıtap oluşacak, masalların masalı türü bir kitap. Anlatanlar da masal kahramanlarına dönüşüyor giderek. Başucuma Hamiye Çolakoğlu'ndan bir kıtap yerleşti son günlerde. Toprağın Erki. Toprağın gızemine ulaşan ellerın gızemı. Toprak dostu bir kişinin oykusu. Toprakla bütünleşen bir yaşamı anlatıyor, toprağa uzanan bir yolculuğu. Hamiye Çolakoğlu'nun uzun soluklu yolculuğu bu. Şubatın ilk haftasında müzik dalında da güzel yolculuklar var. Bilkent Müzik Fakültesi de, "lyi ki Doğdun Ersın" şarkısıyla çınladı bir gün. ögrenciler, öğretim üyeleri, BASSO üyeleri sevgiyle, coşkuyla güzel dileklerle kucakladı Ersin Onay'ı. Tohumun yeşermesi türü güzel bir olay. Piyano biçiminde doğum pastası da Ersin hocanın ellerine, sanatına bir çağn bence. Bir konser bekleniyor ondan. Piyanosunu dinlemek istiyor, Bilkent tepeleri güzel bir konserle çınlasın istiyor Bilkentliler. Eşi Zeynep Onay da sevgiyle gülümseyerek katılıyor bu isteğe. Ersin Onay, yüzyılın yarısırfl kutluyor yaşamında. Son on yılda güzel bir eş, güzel bir kız, Selin de var yaşamında. Mutlu bir biıiikteliği de çok güzel anlattı kutlama partisinde. Eşinin desteğini zarif sözcüklerle değerlendirdi. Güzellıklerin ortak çabayla oluştuğunu düşündü dinleyenler. . Kilkent tepesinde bir konser bekleniyor. Operaseverlere güzel bir haberim var. Devlet Operası Genel Müdürü Hasan Hüseyin Akbulut müjdeledi geçen gün. Yenı operaların doğumunu kutlayacağız yakında. Hazırlıklar son aşamada. Ufukta beş opera var, Anadolu'da beş kentte. llki de Antalya'da açıyor perdesini, mart başında. Antık tıyatrolar, Akdeniz kıyıları, ünlü operaların aryalarıyla çınlayacak artık. Yenı sesler, yenı yıldızlar parlayacak opera dalında. Opera sevgısı de daha çok gelişecek hiç kuşkusuz. Uretkenlik her dalda güzel bir olay, opera, bale dalları da yediveren türü guzel urünler verıyor son yıllarda. Cumhurıyetımizı kuranların öngördüğü yaşam bıçımlenıyor yenıden. Arada boşluklar, duraklama da var ama şımdi her şey hızla yenıden başlıyor. Güzel bir gelişme bu. Ötekı dalları da etkiler belki. Çaresız etkıleyecek. Sıyasal sahnelere de yeni sesler, yenı şarkıcılar gelecek yakında. ^