27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ P» rum. Beden, insanın yaşam içerisinde kendini ifade etmek için en çok kullandığı şey. Beden öyle bır noktada kendisini ortaya koymak ister ki hem var oluşu hem yok oluşu sergiler. Beden ilk ve sonu buluşturan bir mekândır ashnda. O anlamda da yok oluşu ve var oluşu da çok hızlı dönüşümlerle kendi içinde ifade edebiliyor. Bir şey bağırmak istediğiniz zaman da bedeni kullanıyorsunuz... Biz bedene bakan, gören bir toplum muyuzsizce? Bence bakıyoruz, y aşadığımız cografı koşullardabedeninanlatımşeklifarklıolabilir ama bu toplum dakı ınsanlar bcdcnlcrini kullanıyorlar. Nasıl bir farklıhktan söz ediyorsunuz? Toplumsal hareketlerde birtakım düşüncelerin hayata gcçirilmcsi için pek çok şey yapılır. Pek çok fikir de bedenin kendi anlatım dîlleri ile ifade edilmeye çalışılır. Beden, bütün düşüncelerimizi, bütün yapmak istediklcrimizi barındıran ve içinde var oluşumuzu sürdürdüğümüz bir şey olduğuna göre, onun dilini de kullanıyoruz ve insanların bu toplumda daha farklı bir kullanım içinde olduklarını zannetmiyorum. Toplumsal yapı belirleyici değil midir? Belirleyicidir vc dönemsel olarak ctkisi vardır. 6O'lı yıllarda kadın hareketleri belli bir amaca ulaşmak için gösteri ile buluşup, bu yolda mücadele vermiş ve fikir yine beden diliy le gösterilerle, sokak hareketleri ile ifade edilmiştir. Bugün de daha marjinal kesimler fikirlerini, varoluşlannı ifade etmek için kendi bedenlerinı kullanacaklardır. Sonuçta da toplumumuzun absorbe edebileceği kadar, yeni talepler, yeni karşılaşmalar, yeni karşı koyuşlar, yeni sürtüşmeler çıkacaktırama bu direnme şekilleri ve süreç yolculuğuna devam edecektir. Burada bir sanatçının duruşu ne olmahdır? öncelikle doğru izlcme, doğru bir bakış, doğru bir duruş olması gerektiğine inanıyorum. Ancak bu izleme takjp etmek anlamında değil, gerçekten algılama adınadır. Bu anlamda da yaşamak çok önemli, kendi yaptığım ürcttiğim işlerdc tutarlı olması için yaptığım, çaba da buradan kaynaklanıyor. Bunun için de doğru bır yaşam gerekiyor. Doğru yaşamak sizce ne? Doğru yaşamak çok göreceli bir kavram. Üretme biçiminiz ve bu biçim içindeki tanımlanmz, hayata vc kcndinize katkılanmz la, inandıklannızla çok fazla çclişmcycn, çclişse de bazı şeyleri çabuk aşabıleceğiniz kararlılıkta ve duyarlıhkta bir yapıda olmayı doğru buluyorum. Söy lediklerinizden yola çıkarak fotoğrafın kendinizi ifade etmenizin bir dili olduğunu kabul edebilir miyiz? Fotoğraf benim teknik bir eleman olarak en iy i kullandığım malzemelerden birisidir sadece. Eğer yazabılscm yazmayı da çok seviyorum, denemeler d*e yapıyorum bunu yapardım, ama bir yazar kimliği ile yaşamak, yatıp kalkmak gerekiyor. Bir fotoğrafçı gibi yatıp kalktığımı da zannetmiyorum, bu anlamda bakıldığında, fotografçı mıyım, ney im dıye sorduğumda daha çok düşüncelerle uğraştığım için işin felsefi tarafı daha ağır basacaktır... Ancak düşüncelere dair bir şey üretmek istiyorsanız böyle bir yaşam biçimi seçmek gerekiyor... En çok kitap okurken kendımı bulduğumu, ifade ettiğimi, bunların kendi içerisindeki dönüşümlerini izlemekle keyif aldığımı hissedıyorum. Bu aynı zamanda benim üretimde bulunmama neden olabilecek dönüşümü sağlayabilecck birelemanı kullanıyorolmamın kapısını açıyor. Son dönemde görsel olan her şeyin insanların düşüncclerini yağmalamaya yönelik kullanımı var, fotoğraf buna ne kadar suç ortaklığı yapabilir? Hertürlü elemanda olduğu kadar. Görüntü, belki de insanların çok daha çabuk elde edcbildiklcrini sandıkları ve daha hızlı ulaşabildiklerini düşündükleri bir algılamaya sahıp olduğu için böyle düşünüyorlar, ama dil de aynı tehlikeye sahip, belki de daha tehlikeli ürünler veriyor. Bu anlamda bir fark göremiyorum. Kendinizi bundan korumakgibi bir sorumluluk hissediyor musunuz? Eğer vahşı bır doğada yaşıyor olsaydık, oradaki şart ve koşullarda karşılaştığımız ve mücadele edeceğimiz şeyler farklı olurdu. Ancak biz bir toplum içinde, üstelik çok büyük bir kentte, kentlerin ülkelere dönüştüğü, farklı düşüncelerin birbirlenne çok çabuk ulaştığı, çok büyiik bir telekomünikasyon döneminde yaşıyoruz. Bu anlamda bakıldığında da tehlike her zaman ve hcr yerde olabilır. Ben bunu bir tehlike olarak da görmüyorum, ancak durduğunuz yer ve düşünceleriniz sizi tehlikeye taşıyor olabilir veya tehlikeler sizi bulabilir, bu da sadece bir talihsizliktir, o kadar. ^ BASKENT GUNLERİ Güzel birliktelik MÜŞERREF HEKİ1MOĞLU ı aşkentteki uzun yıllarda, diplomat . dostlanmın özel yeri var 'yaşamımda. Kimi eski emekli, kimi yeni, kimi görevli, kimi dışarda, kimi içerde. Kimi de dünyamızda değil ama anıları var. Geçmişten geleceğe uzanan bir dostluk köprüsü bu. Kemikleşen dostlukların güzelliği, Dışişleri allesinin özelliği canlanır o köprüde. Acıyla gülümserim kimi zaman. Darboğazların açmazında yaşanan düş kırıklıgıyla hüzünlenirim. Güçlüklere karşın çizgisini, düzeyini koruyanlann özverisine, bilincine saygı duyanm. Uzun yılların gözlemiyle saptadığım gerçekler de var. Bireysel tırmanışlara öncelik verenler, kişisel başarıya özen gösterenlerle değil birlikteliğe, kuramsallığa önem verenlerte güçleniyor Bakanlık. Sağlam altyapı Ersln Onay da müzik dalında uzun tepeden eteklere, her düzeyde soluklu bir kişi olarak yer alıyor görevlilerin güçbirliğiyle oluşuyor. Bu belleklerde. Bilkent tepesinde güzel altyapı Bakanlık koltuğuna da başka bir güç veriyor doğrusu. Genel Sekreter Korkmaz Haktanır ve arkadaşları bırliktelığı guzel sergiledi, bakanlanna da güzel soluk verdi bence. Bakan Cem de güzel değerlendiriyor bu soluğu. Konuşmalarında zarif çiçekler atıyor arkadaşlarına. Ben de Handan Haktanır ve arkadaşlarına çiçek atacağım bu yazımda. Diplomat eşlerinin derneği de güzel ürünler veriyor. Son kez duzenlenen kermesi de büyük ilgiyle destekledi başkentliler. Devlet Konukevi salonlannda çok renkli bir gün yaşandı. Dünyanın her köşesinden gelen elişleri, tahta işleri, takılar, seramikler, porselenler, halılar, Hint kumaşları, Çin ipekleri, Rus bebekleri, Hollanda peynirleri, Paris kokularıyla uluslararası bir pazarda yoğun alışveriş. Alıcılar da mutlu, satıcılar da. Kermesin geliri deprem bölgesine çünkü. Diplomat eşleri içten bir yaklaşımla Ersin Onay karanlığa arkastnı dönüyor. uzanıyor deprem olayına. Handan Haktanır ve arkadaşları kaç kez gitti çadırkentlere. Depremi yaşayanların konserler birbirini izliyor, Chopine yalnızlığını paylaştı, sorunlarını dinledi, yarışması nedeniyle ünlü Chopine yardımını doğrudan iletti. Ayrıca yeni ustalarının seslendırdiğı yapıtlarla burslar oluşturuyor, deprem nedeniyle başkentin gerilimini aşıyor müzikseverler. okuma olanağı bulamayanlara burs, Arada Rachmaninof'un konçertosuyla parasal destek veriyor. çınlıyor tepeler. Ünlü Fransız piyanist J.P. Bir olayı güzel sahiplenen kuruluşlar Collard çalıyor konçertoyu. Uzun soluklu gerekli desteği de buluyor. DMEDD'de bir çalgıcı. Parmakları da uzuyor, notaların böyle bir kuruluş, yalnız Dışişleri ötesine, çokseslı, çok renkli bir dünyaya ailesinden değil başka çevrelerden de ilgi götürüyor izleyenleri. Güzel bir yolculuk,görüyor, eğitim dalındaki sorunların ışığa yol alıyor, doğalgaz sıkıntısı da, çözümüne katkıda bulunmayı amaçlıyor. elektrik kesintisi de geride kalıyor. Sevgili okurlarım, siz de katılabilirsiniz bu O konserde Ersın Onay'ın bır sözü de olaya. Bir genç kıza ya da bir delikanlıya müzik kadar etkiledi beni. Konser öncesi burs vererek bir yaşamı parlatabilirsiniz. Ömer Belli'den dinledim. Bir akşam önce Bütçeniz elvermiyorsa birkaç arkadaş bir yemekte dostlaıia buluşup konuşuyorlar. araya gelır, birkaç damla katabılirsinız ışık Onay'ların küçük kızı Selin bır soru atıyor gölüne. Güzel göller damlalarla oluşuyor ortaya. Dünyanın sürekli aydınlık olması her zaman. DMEDD'in ürettiği güzellikler için ne yapmak gerekiyor? Herkes de böyle oluştu değil mi? Şehit düşünceye dalıyor, Ersin Onay da şöyle dıplomatların, dış görevde yaşamını yanıtlıyor guzel kızını. yitırenlerin çocukları okuma olanağına Karanlığa arkamı dönerim. böyle kavuştu. Kreşler, okullar, burslar Uzun soluğunun gizemı burada galiba. böyle gerçekleşti. Nasıl başladı, nerden Karanhk arkada, aydınlık B nereye geldi, nerelere uzanıyor diye düşünmek gerekiyor. Yeni soluklarla güçleniyor durmadan. Gücü biriiktelikten kaynaklanıyor, ortak çabalardan, ortak soluktan. Başkanı, yönetici üyeleri değişiyor ama hızı, soluğu kesilmiyor. Dışişleri ailesindeki trafık nedeniyle DMEDD'in yönetimi de değişiyor, dışan gidenler nöbeti merkeze dönenlere bırakıyor, ama diplomat eşleri içerde de, dışarda da güzel sürdürüyor birtikteliği. Yeni yüzyılda da beklentiler var. Genel Sekreterin de Londra Elçiliği'ne gitmesi bekleniyor. Bu durumda Handan Haktanır da Londra'dan katılacak DMEDD çalışanlarına. Diplomatik göç kaçınılmaz ama göçe karşı biriikteliğin süreceği umut ediliyor. Handan Haktanır da Dışişleri ailesinin uzun soluklu bir kadını olarak yerleşiyor belleklere. Yine UnnU'dan bir fotoğraf...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle