Katalog

14EYLÜL1997. SAY1 599 Ancak daha sonra da yeni devletin lai k Hindistan' ın daha küçük bir örneği olacağına içtenlikle inanmaya devam ediyordu. Tek fark, budevlette Müslümanlar çoğunluktaolacaktı. Cinnah, kışlannı yıne eskisi gibi sevgiyibulduğutekkent olan Bombay'dageçıreceğine de yürekten inanıyordu. Cinnah'a göre Pakistan bölünmemiş bir Pencap ile bölünmemiş bir Bengal alaşımıydı. Bu da, Pencap' ın yüzde 40' mın H indular ve Sihlerdcn, Bengal'in yüzde 49'unun da Hindulardan oLuşması demekti. Oysa ki böylesi bir düşünce ütopik bir saçmalıktan başkabir şey değıldi. I lerkes gcrçek duygularını kusmaya vekonukomşusunu öldürmeye başlar başlamaz (tıpkı birkaç yıl önce Bosna'da olduğu gibi), bu iki bölgeyi birarada tutmak da güçleşti. 1947 yılının Mart ayında Cinnah Ingiltere kralının son temsilcisi Lord Mountbatten'e "Bana tümüyle verdiğiniz sürece, verdiğiniz toprak ne denli azolursaolsun, umurumda değil" diyordu. Cinnah yaşamınin son evresinde, telaş içindebiradamdı. Mechsbellistratejileriuygulayabileceknitelikteolsaydı,kolayca istenen yöne çevrilebilirdi. Ama o, minnacık da olsa, kendi devlctini istiyordu. 1947 yılına gelindiğinde Hindistan epey yol almıştı. Daha önceki tüm hükümdarlar, hangi dinden olursa olsun, hep seçkinlerin isteği doğrultusunda ülkeyi yönetmeye çahşmışlardı. Müslüman hükümdarlar dabu uygulamayı hızla benımsemişlerdi. Ekber tahtageçtiğinde Hindu ve lslam dinlerini birleştirip yeni bir din yaratmak ıstedıyse de bu ginşımi başansızhkla sonuçlandı. Dinine sıkı sıkıyabağh son Müslüman hükümdarbile orduyu lslamlaştırma gibi bir girişimde bulunmadı;enyetenekliaskerlerHindular'dı. ingilizlerHindistan'ıbilfiilyönetmekgibi bir karabasanla karşı karşıya kal ınca, gelişmiş teknolojilerine karşın ciddi bağlaşmalar kurulmazsa uzun süre ayakta kalamayacaklannı anlamışlardı. Ülkeyi olsa olsa geleneksel hükümdarlar rızasıyla yönetebilirlerdi. Racalıkbiravuçtngilizleayaktaduruyordu. Pembe yanaklı fatihler 1805 'te 31 bin kadardı. 191 l'de bu sayı 164 bine, 193 l'de ise 168 bine ulaştı. Kısacası, Hindistan'da Ingilizler hiçbirdönemde yerel nüfusun binde beşini aşmadılar. Racalann siyaset ve strateji üzerinde odaklanmalarına neden olan işte bu gerçekti. Ingiltere'de özel olarak yetıştirilen devlet memurlan genellikle üst düzey siyasal yöneticilerdı. Gerektiğinde köylülerle doğrudan iletişim kurmak ve yargı yetkisini kullanmak amacıyla Urdu ve Bengal dillerini öğrenmişlerdi.Dahası, yerel yönetıcılerı birbırlcrin DERGİ'DEN Merhaba, Türkçe bozuldu diye ağlasıp duruyoruz. Hatta beş altı ay önce Türkçe 'yi yasa ile düzeltmeyi düşünen "parlak beyinler " bile çıktı. Bir de suçlu arandı. özel televizyonlar ve tngilizce bu bozulmamn sebebi olabilir denildi. Nedense eğitimden kaynaklanıyor gibi fıkirler yürütülmedi. Zaten sekızyıllık eğitim sorunu dag gıbı dururken bir de Türkçe nasıl öğretiliyor diye kaja yormaya zaman yoktu. Çocuklanmıza sunduğumuz ders kitaplarının "zararlı" denilebılecek kadar berbat oldugunu farketmiş çok sayıda velinin varlığına karşın yıllardır bu eziyeti çekiyorduk. Eh, "herkes layığım bulur " derler. Demek biz de bu kitaplarla çocuk okutmaya layık insanlarız. İki öğretmenin ders kitaplarından çıkarttığı acayip Türkçe hatalan dilin neden bozulduğunu pekala ortaya koymaya yeterli. Pekiyi bu kitapları yazanlar ve denetleyenler ehliyetli eğitimciler değillermi? Bu iki sorunun yanıtı da evet. Öyleyse, hem ders kitabı yazarlan hem de onları denetleyenler dökülüyor. Türkıye 'de öğretmen dernekleri rejimı tehdit ettiği gerekçesıyle kapatılıp, hapishaneler öğretmenlerle doldurulmadı mı? Öğretmenler işlerinden uzaklastırılıp Türkiye 'nin gidişatından sorumlu tutulmadı mı? önce TÖS, sonra TÖBDER ıçin iddianameler hazırlanmadı mı? öğretmenlere vasıfsız memur maaşı ödenip toplumdaki yerleri dibe vurdurulmadı mı? Eh o zaman bu ders kitapları rezaleti için sebep aramaya gerek yok. Cumhuriyetin ilkyıllarına aıt ders kitaplarına bakma fırsatım bulanlar öğretmene ve kitaplara göstehlen saygıyı farkeder. Yıllardır tersıne bir gelişim yaşandığı ise inkâr edilemez. Acaba bu noktaya nasıl geldik? Ders kitaplarındaki sefalet tabii ki bu hafta size sunduğumuz Türkçe hatalarıyla sınırlı değil. Öylesıne sakat ideolojiler dayatılıyor ve tarih öylesine çarpıtılıyor ki... O zaman çocuklarımızı niye okula gönderiyoruz? Nefret ettiğimiz düşünceler, hatalı bilgiler ve yanlıs bir Türkçe ile donatılmaları için mi? Sınav için öğren amayarın unutsan daha iyi olur diyen velilerin sayısı sandığımızdan çok daha kalabalık. Lütfen öğretmenlerle öğrencileri bu dev sorunla baş basa bırakmayalım. tpek Çalışlar Not: Geçen hafta Bakırtepe 'ye ılişkin yazı AliBalkız'aaıtti. Baskısırasmda farkedince imzasını ancak Istanbul 'a girebildik. Özür dıleriz. CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ. BERİN NADİ • BASAN VE YAYAN: YENİ GÜN HABER AJANSI BASIN VE YAYINCILIK A.Ş. • GENEL YAYIN YÖNETMENİ: ORHAN ERİNÇ • GENEL YAYIN KOORDİNATÖRU HİKMET ÇETİNKAYA • YAZIİŞLERİ MÜDURLERİ. DİNÇ TAYANÇ, İBRAHİM YILOIZ • SORUMLU MUDUR FİKRET İLKİZ • YAYIN YÖNETMENİ: İPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN AYNUR ÇOLAK • REKLAM: MEDYA C KAPAK DESENİ: SPIEGEL SPECİAL'DEN Yıllarca acılarla yoğrulan Hindistan, sunduğu görsel y>lenh'rden pek birşey yitirmedi. den nasıl ay ıracaklannı ve dinsel önyargılan nasıl dağıtacaklanm da çok iyi biliyorlardı. Çağdaş Sıh ve Hindudinleri bugünkü varlığını büyük ölçüde Hindistan'daki tngilizlere borçludur. Buna karşılık yerel yetkililerin de tngilizcc öğrenmelerine izin veriliyor vc onlara Majesteleri huzurunda sandviç yemenin incelıklen öğretılıyordu. Eğerlngılizlerl.DünyaSavaşısonrasında Hindistan'a, tıpkı Kanada ve Avustralya örneğinde olduğu gibi, bir özerklik tanımış olsaydı, ülkeninbölünmesi söz konusu bilc olmazdı. Bölünme ne lngilizler ne de Cinnah'ıntasarladığı bir şeydi. Ülkeninbölünmesi 4O'lı yıllarda yaşanan koşullann bir sonucuydu. Cinnah II. DünyaSavaşı'nadestek verdı.Meclisbağımsızlıkistemındebulundu. Kımı hesaplaşmalarartıkbirsonuca*"