Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ \ Anarşist bir kadın NEVtN ÜNAL1N M inik parmaklanylakavradığı su dolu bardak her an kay ıp gidecekmişcesine sallanip duruyordu avuçlannın içinde. lri mavi gözlen bardağı düşürmcme kaygısıy la ellerini denetim al tında tutarken, babasının gürleyen sesine göre ayarlıyordu tıtreyen adımlannı.. "Ileri" diyordu babası küçücük odayı zangırdatan tiz sesiylc... Çocuk muhayyilesinde bardak devleşıyor,içınde minik kıpırtılarlaoynaşan suokyanusdalgalannadönüijüyordu. Heran onu y utmaya, boğmaya hazır dev dalgalara... Ne kadar boğuşabil irdi dev dalgalarla minik, çelimsi/.gövdesi."Şimdigeriadımat!" O koca ses clinde kırbaç, zevk içinde odada bir ileri, bir geri gitmesini izliyordu bütün dikkatiyle. Bardağı düşürmemek yetmiyordu. Bir damla bile dökülmemeliydi yere.. Gövdesinde şaklayan kırbacın açtığı yaraların acısından daha çok acı duyduğu bir şey vardı yüreğinde kanayan; sevgisizliğın kırbaç sesleri.. Kaçmak kurtulmak istcdiği buydu.. Başarmakistediğide.. Korkuyuatmak gerekti başarmak için... Bardak birden av uçlarının içinde normal boyutunu aldı o an.. Su dinginleşip, bir yaz denizininkıpırtısızlığınauzandı.Bacaklarının titrcmesi geçmişti.. .Kendi iç sesını duydu " Ben Emma Goldman bundan böy le kırbaç yemeyeceğimçünkükorkmuyorum.." Birtekbuceza değildi aileıçerisindeyüzyüzegeldiği.Babasınıngüçlüellcriheran, en ufak bir halada sapsarı, lüle lüle saçlarını kavramaya ve minik gövdesini yumrukla maya hazırdı. Her yumruk, her dayak onu sindireceği yerde, başkaldınsının birer simgesi gibi filizleniyordu yüreğinde. Kızkardeşleri Lena, Hclcna'dan sonra 1869yılının 27 Haziranı 'nda Litvanya'nın Kovno kasabasında Yahudi bir ailenin üçüncü çocuğu olarakdünyayageldi Goldman... Babasının erkek çocuk özleminı kursağında bırakarak... Sonra erkekkardeşlerdekatıldı aileye amanafıle ilcride fahişeolmayaaday birkız çocuğuydu babasının gözünde... Genç kızlık döneminde bu defa babasının bu korkusuyla özgürlükleri kısıtlanmaya başladı. Hcrkısıtlanma, her yasaklama özgürlük duygusunu daha da güçlendirdi. Her ceza aile içindeki diğer kardeşlerine oranla kendisine yapılan haksızlığa, ayırıma karşı direnmek gerektiğiniöğrettiona... Tarihe Anarşistler Kraliçesi olarak adın yazdıracağı günlere daha zaman vardı. Aik içinde ortayakoyduğuvarolmamücadclesi gelecekteki günlerin ipuçlannı verecek nitelikteydi. Çok küçük yaştayken, yaşındar beklenmedik bir tepkiyle dikilecekti ailesi nin karşısına vc olanca gücüy le bağıracaktı " Babamın o parayı kullanmaya hakkı yok." Ablası Lena ile o gün misket oynuyorlard Popelan kasabasındaki evlerinin bahçesin de. Üstüste oyurıu kazanıyordu küçük Emma. lki yaş büy ük Lena sürekli yenilgiye uğ ramanın hıncıylaçılgınadönmüştü. O sinir le oyuna ara verip Emma'ya saldırdı. Biı yandan onu tekmeliyor, biryandan da "Tıp kı babana benziyorsun! O da bizim hakkımı /ı yedi! Babamızınbizebıraktığı parayı çal dı. Nefret ediyorum senden! Benim karde şim değilsin!" diye bağırıyordu. Şoke olmuşru, demek babaları bir değildi. Sevgil Helena'nın sıcak kucağında bu gerçegin tekrannı dinlemişti ablasmdan. Lena ve Helem üvey kardeşleriydi. Babalarının Helena vt Lena'yaparabıraktığı doğruydu. Oparanır Emma'nın babası tarafından harcandığı da. Annesi ise eşinı savunuyordu. Onların iyiliği için işe yatırmıştı babası parayı. Ama is batmıştı ne yapsındı ki.. "Babamın günahının kefareti banadüşüyor.." demişti. Lena'y a öfkc duysa da y üreği adil olmaktanyanaydı. Küçücük yaşındaadalete.hakka gösterdiğı bu duyarlılığın elbette dış dünyadaki haksızhklardan haberi yoktu. Çarlık Rusyası'nın Yahudi gettosuna uyguladığı ekonomik sömürünün, siyasi baskının ayırdında olacak yaşta değildi henüz.. Babasınır işleri de bu yüzden bozulmuştu. Henüz 1? yaşındayken Emma fabrikada çalışmaya başladı. Eldiven fabrikasında bulduğu işt yetişmek için sabahın beşinde kalkıyordu Gaz lambalarının zayıf ışığı altında pahalı vc zarifeldivenleri üretiyordu minik elleri. Çok az bir ücretle çalışıyordu. Henüz 15 yaşındayken evlendırmek istedi babası Emma'yi Şiddetle karşı çıktı lAşık olmadan evlenmeyecektihiçbiradamla..' ı Lena birkaç yıl sonra evlenerek Amerjika'daRochester'ayerleşmişti. Şimdi Helfcna'yıçağinyorduyanına. Emma, canıgibi sevdıği ablası 1 lelcna olnıasa çoktun kaçıp gitmışti bu evdcn. Iştc ^ımdi btrgünı^ığı belirmişti hayatında. O da Helena'yla Amerika'yagidecekti. tkisikıyasıyabırmücadele verdilcrbabalarındanbuiznikoparmakıçın. St. Petersburg'dangcmiyebindiklerınde bırbırlerinc sımsıkı yapıştılar. Gemi hınca hınç, istitlenmışyolcularlancfcsalmazhaldeydi. Günlerce süren yolculuğun ardından limanın sisler içinde görüntüsünün ıçine gizlenmiş özgürlük Anıtı 'nın muhteşem görüntüsüylc burun buruna geldiklerinde üç kavramlayüreğikıpırkıpırdı"Umut, özgürlük ve fırsat"... Öy lc mıydi gerçekten? tkisi de hemen iş buldu. Emma, Garson ve Mayerfabrikasınındikişatölyesindegünde 10.5saatçalışıyor,bununkarşılığındahaftada2.5 dolar kazanıyordu. Paltodikiyorlardı.. Tuvalete bile izınle gidilıyordu. Yorgunluktan hastalanıp bayılanlarolduğunda, ustabaşı teşhisini koyuyordu hemen " N umara yapıyor!" Çalışma hayatındaki acımasız düzenin çarkları üzcrindc işledikçebirlikteçalıştığı insanlara daha bir yakınhk duydu Emma. Ayru yazgıyı paylaşıyorlardı birlikte... 11 saatmi? "Peki, 11 saatçalışacağım" diyecektiniz. Tuvalete izinle mi gidilmesi gerekiyor " Hay hay ona da peki.." Param yetmiyor di ye zam istediğinizde ise " Buy urun kapı" denilecekti. Peki, bu kapıdan çıkmamanın bir yoluvarmıydıacaba'.Mşçiler, ışverene karşı haklarını nasıl koruyabilirdiler? Bütün bu soruları yanıtlayan 1887 yılının 11 Kasım'ında Chicago'da meydana gelen trajik birolay, bilincindekı bütün karanlık ışıkları