27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

21 TRMMUZ IW6. SAYI539 PAZARIN PENCERESİNDEN Buyrukçu'nun öyküleri SELÇUK EREZ emmuzun ikincı haftasında Büyükada'ya gittim. Değerli dostlarım Sevıl ve Özcan Ergüder davet etmışlerdı. Maden'in son evinde oturuyorlar, gece yatıya kaldım. Sabah uyandığımda tan yeri ağarıyordu. Denız kıyısına ındim. Merak ediyordum: Marmara'nın kırlılığıne rağmen kayalıkların oralarda hâlâ canlılar yaşar mı? Sığlıktaki oluklu tuğlaları boca edınce yosunlarının arasından bır sürü eklembacaklı ve kabuklu yaratık kaçışınca ıçım ısındı. Demek ki Marmara henüz tam yitirılmış değil... Bakın karabastıran bır ortamda insanoğlu azıcık sevinebilmek için nasıl bahaneler arıyor!.. Yattığım odada bir kitaplık vardı. Deniz kenarına inmeden önce kitaplara baktım. 1957 tarıhli bır Yeditepe yayını dikkatimi çeldi: Muzaffer Buyrukçu, "Acı" başlıklı bu kitabını Özcan'a ımzalamış, "Benim iyi hıkayecim Özcan Ergüder'e" demiş. Buyrukçu'nun kitabına baktım, şurasını burasını okudum, hoşuma gitti, alıp deniz kenarına göturdüm, oradakı salıncağa kurulup sürdürdüm okumamı: Pazar yerıni anlatırken, "Pazarcılar bağırıyorlar..." demiş, "... Kalabalıkların kalabalıklara seslenışı, kalabalıkların bır tablo gibı, ama yaşayan, fırça sürülmeyen uydurma renkler düşünülmeyen bir tablo gıbı görünmesi yumuşatıyor beni... Hey be pazarcılar! diyorum ve bütün pazarcıların birer adsız bestekâr olduklarını söylemek ıstıyorum." Buyrukçu'nun o tarihte bıle ımgesı ne mümbıtmiş; çarşı pazar gezerken neler gelmiş aklına: "Şu evi sarıya boyasalardı. Bu kıremıtlığın ortasından vınç gıbı bır şey yukarılara çıkmalıydı; bır adam o vıncın üstünde yumurta yemelıydı. Bacaların arasından mavı otomobıller geçmelıydi. Ikı güvercın boyacının onunde takla atmalıydı. Dalgakıran burada sallanmalıydı. Özcan'lardan ayrılırken Buyrukçu'nun kitabını ödünç alıp yolda okumayı sürdürdüm. O kadar sardı kı ertesı gün ılk ugradıgım kıtapçıda kıtaplarını sordum. Önce "Sayılı Gunler" başlıklı günlüklerını buldum. Çağdaş Yayınları'nca 1986'da basılmış, Acı'da görülen o hoş anlatma tarzı burada da geçerli. Ressam Balaban'la gittikleri bir lokantayı anlatırken, "Bır aş evine girdik" demiş, "Yemek ve yağ kokuyordu. Ters duran bardaklar çevrıldi, ıki şişe su getirdiler..." Cemal Süreya'nın Kadıköy'ündekı evinde dostlarıyla geçırdığı saatleri naklederken de, "...Ben Şarkılar seni söyler şarkısını söylüyordum sigaralı, Muzaffer fiııyrııkçıı. rakılı... ve Balkanlı sesimle... Ülkü Tamer, Ay beyaz, denız mavi eğlenin kızlarşarkısını söylüyordu. Neşelıydik, coşkuluyduk, yerımızde duramıyorduk; sevınçler, gülmeler, güvenler bugünkü gibı yüreklerimizı terketmemişti; kaygılar, korkular, onlara gereksinim duyanların içlerındeydi" demiş. Buyrukçu'yu daha iyi tanımak istedim: Bin Hüzün'ü (1990, Cem Yayınevi), Yüzün Yarısı Gece'yi (1994, Bilgi Yayınevi), Gece Bıtmedı'yı (1995, Cem Yayınevi) de okudum. Hüzünlu, depresıf başlıklı ama cıvıl cıvıl, içten bir ınsanın ve neşeli bir kişiliğin yansıtı ne kadar çok eser üretmış Buyrukçu... Gerçekten sapıp rüyalara dalmaları, bu yoldan yapıtlarına değişik ve çok renkli bir boyut kazandırabilmesi başka bir belirgin bir nitelıği. Bu yıl "Bir aşk daha" başlıkla yepyeni bır öykü kitabı çıkmış (Sel Yayıncılık). Bır de ne göreyım? Rüya ve serbest çağrışım öğesi bu kitapta en belli başlı unsurlardan birı halıne gelmemış mi? Ve bu noktaya bunca yılın çalışkanlıgı ve ustalıgıyla getırildıgınden de etkıleyıcı olmamış mı? "...Benım dünüm iç açıcı değildi, yoluma katran döken, kedilerimin kuyruklarına kız kordelası takan herifi kasıklarından vurdum... Benim dünüm bereketliydi. Rusya'dan gelen Nataşaları, Romanya'dan gelen Romankaları pazarladım ayran budalası kerızlere ve tonlarca mangır kazandım. Allah bır kere yürü ya kulum dedi mi Datça'dakı arazıyi alırım artık..." Hayalgücü delifişek; aradabir elinden kaçırıveriyor. O zaman yetiş yetişebilirsen: Bir daha zaptu rapt altına alınıncaya dek nerelere. gider, nasıl yön değıştırmelerle beklenmedik virajlarla şaşırtır ınsanı; kestiremezsiniz! "Istanbul'da kalan yalnız Istanbullular adına bir kulüp kurdum. Her hafta bir araya geliyoruz, sen de bize katıl! Sen Kıztaşı'na nasıl gidileceğini soracaktın değıl mi? Şöyle... llkin Aksaray'a uğrayacaksın, geçitteki Özsüt Muhallebicısi'nde benim dördüncü karım Müberra ile bir nescafe içeceksin... Ordan Beyazıt'a geçeceksin, karışıklığın durulmasını bekleyecek'sin, akşama da Kıztaşı'na varacaksın. Ama şimdi bir yere ayrılma, Erdal Inönü bır ziyafet Sivaslı Rc'iit Deıııir 40 vıldır çiçek iş'mde ve Inlerjlora Çiçekçiler rınçiçckçisi Re$itDemir,"Yctİ!}tirilençiçcklerinboylan.jjckillcribirbirlcrinitutmuyor. K.esilençiçckler,sogutma.sistemliaraçlanmızolmadıgı için mczatagelcne kadar bozuluyor. Diikkânlarda da bıızdolaplan olmadığındaıı, çiçeklcrin öııırü çok kısa oluyor. Dükkânlardakiçiçekleryasatılııyadabozulurlar, baskaalternatifleriyokUır. Bukctiniyi yapılumaması daçiçeği bozabilir." Çiçekçilik scktöründeki cksiklikleri gidcrmck için, yakın /amaıula, Okmcydanı'ndabirokulaçılacağım.okuldaöncelikle halka çiçeklcrin tanıtılacağmı.dahasonraisc gecekurslanyla"kalifiyeeleman"yetiştirileceğinisöylüyor. (,'içckçiligin gclis,mcsi için zenginlerin yatırını yapmasıııı istiyor,amaonlarasitcmctnK dendeduramıyor. "Zenginlerimi/, kcııdi va kıflarm'agelirsaglaınak için, törenlere çiçck gönderilınej ıııcsini, bıınun ycrinc b a ğ ı " yapılmusım i.stiyorlar. Ama yinc de, bu kişiler ycmcklcrini çiçeklcrlc süslümasalardayerler. Belki onlarda haklıdırlaramabuistekler,çiçekçiliksektörünün gelismesi açısından üzünlü vericidir." Her çiçegin belli bir anlama gekliğiııi anımsatıyor. Beya/gül"masıımiyet'\kırmı/A giil "as.k", pcmbcmsi "gönlüm scndc", kırmızı lale"seniseviyorum",orkide"magrur ve duygulu", beyaz krizantem "sadakat", kırmızı krizantem "scssiz istek"i sinıgeliyornuış;. Dükkânda vazolar içindcki, renk renk güller, raflarda duran masumluğun ve temizliğin simgesi, kimbilir hangi gcnç kızın rüyalarınısüsleyengelinorkideleri,onlarınkarşısında duran sarı, pembe, turuncu renkli DerneğiBaşkanı. gerberalar, uzunboylııliliumlarüstlerinediişcnışıkladahacanlıgörünüyorlar. "Her ülkenin çiçck anlayışı farklıdır"dıyoryıllarınçiçckçisi. "Batı'da, ailenin kutsallıgından dolayı, çiçcklcr çift sayılarda göndcrilir. Bizdekişjlerintekliğıni,ben/ersizligini vurgulamak için 1,3,5 olarak göndcrilir. Batı'da aranjman lar çok renkli vekariijikyapılır. Bizdeise,sadedirvegenellikle birçiçcğin iki rengi kullanılır. Ülkemizdeçiçckdüzenlenmesinepekönem vermiyorlar. Japonlar, 2 taneçiçck vebirkaç ye^i I yapraklaçokgüzclbuketleryapıyorlar. Bizdeçiçcgi bilmcycn ve fazla para harcamaktan kaçınmayan insanlar, 3040çiçekli bukctler yaptırıyorlar." Nakkastepe, Etiler, Bakırköy,Zi\er\ bey ve Merter'deki mezatlardan, pazar hariç her gün açıkartırmalaryoluylaistenilen çiçekler satın almabiliyoımuş. Mc/atta,günlerc, saatlere göre değİ!>en çiçek fiyatları, bayranılarda ve ö/el giinlerdedahabiryükseliyormuş. "Me7atlardaki çiçeklerin yarısını 'sokak çiçekçileri' alıyor. Bazen 1. bazendc2. ve3. kaliteçiçeklcrialıyorlar. Bu çiçekçiler, satın aldıklarını uzun süre saklayamayacaklan için, cllerindckilerini gün içindesatmayaçalışıyorlar. İnsanlar, 'diikkânlarda pahalıdır" düsüncesiy le bizlerden gelip çiçek almak yerine, bu çiçekçileri tcrcih cdiyorlar. Sabahlarıerkensaatlerdeçiçeklerinisırtlarınavurarak,kÖ!}ebaşlarında,hastaneönlerindc çiçek satanlar, belki farkmdalar belki degilleramamezatlardaatılacakolançiçekleri alıp tüketime katarak çiçekçiligimizin gelişmcsincyardımeıoluyorlar."^ iekar Sok. 1 6/4 Bayofllu KARADENİZ YAYLALARINDA BİR HAFTA TEL:O212 293 91 9 5 252 3O 3 9 17/22 Ağustos 7/l2Eylul Adım Karadeniz 5.750.000.(YP) DEDEMAN Uzungdl, niTiR | Z E Sumela, Sarp, Ayder, Kaçkar Ayder, Ceymakçur, 2ılkale, Çat Kavran, Kaçkar C a t | Zllkale 2 9 ÛYnFP " l u t n P a n S l y °" ^a kadar d ü z e n | | [ > Çamlıhemjin, Ayder Uzungöl, Karadeniz Yaylaları 9/l6Auustos , ,. n n 23/30Agustos 18.750.000.(TP) ^»Fethiye, Kaş. Kalkan, Dalyan, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi 23/31 Ağustos 20/28 Eylül 2 1 .000.000.(YP) CT A TDilHfC Verçenık, ' her h a f t a Elev.t. Goboca. Yayla Turızmı turları B gece TP konaklamalıdır. IHMnlO 2028 Tem/27 Tem.04 Agus 0311 A ğ u s / l 0 1 8 Ağustos u 31 Ag 08 Eylül/0715 Eylül KACKAR OAĞLARI'NDA BİR HAFTA 6 gece carlır konaklamalı TREKKINO /\VFIH\ITI1I '25 A 9US / 2 4A 9°1 E V lül t » Eğirdlr Gölü, Kovada Gölü, Yazılı Kanyon 27/28Temmuz . ~,rn nr,n 21/22 Eylul 4 . 2 5 0 . 0 0 0 . (TP) p>Ayancık, Akgöl Yaylası, Sinop 2/4Aöustos „n n n ^ ^ ^ 4/6Ekım 4.000.000.(YP) Ayrıntılı bılgı ve dıger gezılerımız ıçın brojur ısteyınız TEMPOTUR(312)428 20 96 veriyor. Ona meze pişiriyorum, birlikte götürürüz..." Buyrukçu'nun özelliklerinden biri de öykülerinde belli bir oranda erotizmin eksik olmaması: "Bir aşk daha"nın kabında söylendiği gibi, "sorunların sıkıştırıp bunalttığı kişilerin ...boyuna eskiyen, boyuna yenilenen ilişkilerini, mutluluk ya da mutsuzluklarını sergiler... Cinselliğin patladığı noktalardaki kıvılcımları yangına dönüştüren sevişmeleri, sevişmelerin dibinde yatan dipdiri sevgileri aydınlatır..." Türkiye'nin durumu içinizi bayıltıyor mu? Bu durum size, Birinci Dünya Savaşı sonunda Dolmabahçe önünde demirlemiş, toplarını kente çevirmiş işgal kuvvetleri donanmalarının ortaokul kitaplarınızdaki resımlerini mi çağrıştırıyor? Gidin adalara, deniz kenarında gezınin, sonra öyküler okuyun. Yetmezse Buyrukçu'nun kahramanları gıbı sevışın! Muhtaç olduğunuz antıdepresiv etkıyı sağlayınca da bu zillete son vermek, bu "makus talih"i yenmek ıçın ne yapılması gerektığını ciddi bir şekilde düşünmeye, planlamaya başlayın!^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle