Katalog

21 TEMMUZ 1996. SAYI 539 13 mi.Tilbe'yebaşroldüştü. Keyiflibirçalışma.eğlcncelibirekipti. Perde açılıpda sahncyc çıktığında farkına vardı Tilbe, o artıkprofesyonelbiroyuncuydu... Portakal sandığından birsahneleri vardı konservatuarda.MüjdatGezenhalıdöşctmişti. "Bizim o uyduruk oyunumuza <\/iz Nesin de gelmişti" diyecekti Tilbe, " Pebrık etmişti, çok heyecanlanmıştık." Son yılıydı yeni birhoca geldi okula, Engin Uludağ. Bir gün bir teks getirdi Tılbe'ye. "Bak" dedi "Bunu kimsc bilmıyor." Refik Ahmet'in Kınar Hanım için yazdığı beş altı sayfalık bir monologdu bu. Genç yaşta dul kalan bir Istanbul hanımefendisine, Münevver'e,kocasınınyeğeni ve aynı zamanda avukatı olan genç birerkeğinmektuplaevlenmeteklifiyapmasıylabaşlıyordumonolog. Münevver önce "Ne bu rezalet" diyc bağırıyordu "Ben yastayım, bu teklif namussuzluktur..." Yirmidakikanınsonunda ziltakıp oynaıiıalegeliyor,evliliğikabulediyordu. Tilbe, şimdi deMünevver'di... Veaşk... Şimdi okul mu, tiyatro mu, karar verecek... nuanlatanoydu. Bireyolmayı,çağdaşdünyayla bağlantı kurmayı, bakmayı, görmeyi öğretendeoşiirgibidersleriydi. Anadolulu olmanın, istanburdayaüamanınşansınıyakaladığınıkavradıTilbc. Duyarlılığınabilgi eklendi, bilgisine biraz daha duyarlılik. Onuniçinhertaşönemliydiartık...Taşkültürdü... Amaartık Ünsal hocası yoktu ve ne ayakları ne de yüreği okula taşıyabildi Tilbe'yi. Bütüncoşkıısunutiyatroyaaktardı.Konservatuarı bitirmek üzereydi, DormenTiyatrosu'ndanbirhaberaldı.OynadıklarıOtelParadiso'nunoyuncularındanbiriayrılmakzorundakalmıştı, şimdi, onunyerini alacakbirine gereksınmeleri vardı. Oyun belki üç, belki de beş kez oynanacak, sonra da perde kapanacaktı ama... Üçe bölünmüş küçük bir roldü, Tilbegericevirmedi. Öğrenciliği sırasında bir kez, hastalanan oyuncunun yerini alıp, Kenterler'e katılmıştı. Perde indiğinde Haldun Dormen, festival içinyenibiroyuna hazırlandıklannı söyledi, acaba Tilbe de oynarmıydı?"HangisiKansı?"ydıoyununisrdcvizyonaseslendirmeyapıyor.reklam filnılerınde de rol ahyordu. O gün ajanstan lelefon edip de çağırdıklannda hastabirarkadaşını bekliyordu. Önce"olmaz"dediysedeısrarlıydılar. Anahtarıpav pasın altına bıraktı, kapıya da anahtarın paspasınaltındaolduğunubelirtenbırnotyazdı. Bir saat sonra ajanstaydı."Nc söyleyecekseniz" dedi "Beş dakika içinde söyleyin, benimişimvar..."Görüşmcbitipdesıravedalaşmaya geldiğinde bir buçuk saat geçmişti aradan. Çünkü Rüstem Batum'la tanışmıştı Tilbe, kapı arkasından kapanırken anladı ki, aşkoradaydı... Tutkulu birberaberlikti yaşadıklan. Ortak noktaları çoktu, evlendiler. Yedi yıl sürdü evlilikleriamabeşinciyılda"aşkınkayığıgünlükyaşamınkıyısına"çarptı. Tilbe gündüzleri çalışıyordu, Rüstem Batum geceleri. Tilbe'ye reklam filmleri, seslendirme yetmiyor.tiyatroyuözlüyordu. Boşandılar. Dostluklannadokunmadılar. Bugünbilc Tilbe'yi ençok güldüren Batum 'du. Batum içinse biraz anneydi Tilbe, biraz kızkardeş, ama ençok arkadaş... Daha evlilikleri bitmemişti, Rüstem Batum, bir şovprogramınabaşlayınca, Tilbe de tiyatrosuz daha fazla yapamayacağının farkına vardı. Şehir Tiyatroları'na idi Tilbe Saran $imdi de Vanya Dayı 'nın Soniu 'SL Her rol, hayata dair bilgiler taşıyor ona... Sırada Çalıkuşu var, Vanya Dayı ve TartuJJe.. lilbc Santıı Ih'loisc, C u/nyt Türel Abelard rolünde. Sahnede, sekiz yüzyıl öncesinin aşkt var... (foioğruj: ER/.İDE ERTEM)