Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 P* bılmıyordu Benım Ingılızcem de o sıralarda henüz pek kitabi... Almancam ıse yok mesabesınde. Ben "Combien?"(2) deyınc, Almanca yanıtlamıs.tı bıletçı: "Zwan/iq schilling!"(3)Gelsınparmakısaretlerı! Otobüs otoyolda sessızce ılerlıyor. Bırbuçuksaatlıkbır uçuştansonra,dünyanebüyük bırdcğışıklığcuğruyor! Yıllardanberıhıçatamıyorum ıçımden bu s,dşkınlığı, bu aş.ağılık duygusunu. K.ültürdanış.manı gözlerını yummu!}. Pek gızemlı bırhalı var. Uyuyorgibı. Onu tanıdığımdan cmınım, ama nereden? Acaba o da benım gıbı kırk y ıl öncesını mı düşünüyor? Alanı kente bağlayan yolu hıç yadırgamamıştım. BağdatCaddesı'ndenfarklıdeğıldı. lçımden, "Hcrhaldc", dıyordum, "savaşın, işgalın sonucu bunlar Kımbılır belkı de bu taraflarRusbölgesıydı,sabredelımbıraz'"Gerçektende, kente gırıncelstanbul'lakarşılaştırma yapmaktan yava> yavaş caymak zorunda kalmıştım.Genışyollar, buyük,tcmız,güzel yapılar,vıtrınler,tertemızgıyımlıınsanlar,zarıf, pırıl pırıl. sülün gıbı hızlı tramvay lar, yüzlerce y ıll ık, taşjarı kararmış., bronzlan yeş.ermışheykcller,abıdeler. Termınalde Fransizca bılen bınsını bularak. dalıa önce yer ayırttığım Hotel Erzherzoq Rainer'ı sormustum rermınale ıkı adımötedeymış.. Istanbul'da Austrıan Aır Lınes'ın acentesı olan arkadavma, dolaşjııamak, açıkta kalmamak ıçın, onceden, keseme göre bır oteldeyerayırttırma.sınırıcaetmiijtım Oysa. otel bırhaylı lükstü. Ancak.otanhteTürk parası çok değerlı olduğu ıçın, ılk anda bana pek pahalıgelmemış.tı. Valızlcnmı yerleştırıp, bır duş. yaptıktan sonra, yanımdan hıç ayırmadığım çantamı sapından yakalayıp hemen çıkmıştım otelden Vakıt, ıkındı üstuydu. Caddelertenhaydı. Savaşm bıtınnnden berı kentın bır bölümünü denetımlerı altında tutan Sovyetler daha henuz çokyakınlardaçekılmışlerdı Vıyana'dan. Dolaşırken gözümc küçuk bır kahvc ılışmıs,tı Nasıl bırhevesleıçerıyegırmeye karar vermıştım, bılmıyorunı Fılmlerde görduğüm, romanlarda okuduğum, Strausslaıdan kalma gıbı tıpık bır Vıyana kahvesıydı Küçük, !jinn, kolalı bembeya/ örtulü masalarda, gıyımlerınden kusamlaı ınddn. masaların üzcrıneyığdıklarıkıtaplardan.ıieftcrlerden.öğrencı olduklarını çıkarsadığım gü/el guzel kızlar,ortalardaçevıkhareketlerledolas.arak servısyapan,prostelalı,pembeyanaklı,sarı>jin Avusturyalı garson kı/lar Kahvede hemen hemen hıç crkek olmadığına dıkkat etmı^tım. Benım yaijimda bırkaç erkek vardı, ama hıç sağiamı yoktu Koltuk değneklı, kolsuz, ya da bır gözü kör, çenesı yanm, başınınbırtarafıuçmuşınsanyıkınlıları.. Ben ıçerı gırıncc, masaları clolduran kızlarınbakışjarı hemen üzerımeçevrılmi!>tı. Hepsı de ne kadar ne^elı, sevecen ve curetlıydı.. Ayaklarım dola^arak bo^ bır masa bulup oturduğumu anımsıyorum Esır pazarında sergılenen genç bır köle gıbı urkek ve tedırgındım. Orta yerc bır"Bonjour!" fırlatmı^tım, scsım tıtreyerek En yakınımdakı garson kız, hıçbırçekıngenlıkgöstermeden,çapkıncagülümseyerekelınıom?umaatmi!>, Fransızca, "Turıstmısınız?"demıs.tı. Benım Fransızca konusjtuğumu nereden bılmıştı? Belkı de o zamanlar Vıyana'da bütün kıbarınsanlar, ımparatorlurkdönemıalışkanlığıyla Fransızca konusuyorlardı da ondan "Evet. Yadahayır"demıştım."Bırtoplantı içıngeldım" "Sızbırbılımadamısınız.Çantanızdanbellıoluyor. BırleşmışMılletlertoplantıs.ııçınmı geldmız?" Gerçı o zamanlar henuz o kadar sık yapımlıyordu bu gıbı uluslarurası toplantılar, ama yınedeneçokşcybılıyoıdubukızlarböyle?! . Ba^ımısalludım. "Ayrıca . Çok güzelsıniz Herr Docteur. Vıyana'da bır kız arkadaşınız var mı?" "Maealcscf." "U çıkı^ında bekleyın, Viyana'yı sıze ben gezdıreyım " Konu^maldrımı/ı bütün salon dınlıyordu Hepsı bırden gulü:>meye ba^lamı^tı Yüzünıun kızardığını hıssedıyoıdum. Güçlukle bır kahvesöylcyebılmiijtım. Bıtı^ıkmasadaoturan kızlardan bırı, ıçerı gırdığımden berı dıkkatlc suzüyordu benı. Içlerındecn gencı oydu sanırım Galıbaengüzel olanıda. On yedı,on sekız yaşlarında ancak vardı. Savaş sırasında doğmus olmalıydı Gerçı çok sıkmtı çekmıij görünmuyordu. ama yüzunde, bellı belırsız bır bıkkınlık, bır çaresızlıkanldtımıokur gıbı olmuştum. Bırarayenndenkalkmış,yangözle anlamlı anlamlı bana doğı u bakarak, plak mdkıncsının başına geçmış, makıneye para atmış, yerıne donmeden önce, başucuma gclıp duıarak, kusursıız bır Fransızca ıle, "Almanca bılıyor musunuz? demıstı. Bu plağı sızın ıçın seçtım " "Nein,demıştım BenvarçokazAlmanca bılmek.." Bu sırada plak çalmaya ba^lamı^tı. "Buplak Vıyanalıki7İararasında!>ımdılerde çok moda,demıştı.Ncdıyor bılıyor musunuz'' Ben erkekleri severim, ama bir crkcğimyok!" Masasına dönmek üzereydi kı, sanınm Avrupa hakkındakı bırtakım kalıp yargılardan cesaret alarak, elınden tutmuştum "Ben ırnle bır kahvc ıı, mezmısıni7?dem i!}tım Sonra da belkı Vıyana'yıbanasızgezdırıısınız1" Yuzundensankıbırbulutungelıpgcçtığını anımsıyorum Duraksayarak, "Yunanlı mısını/?"demıştı. "Hayır.Turkum." Şaşkıncabakmı^tıyüzume Boylcbıryanıtı hıç beklemedığı bellıydı. Masadakı arkada;?larınadönerek Almanca bır^eylersoylemı^tı Masadakıler alaylı bakıslarla bakmı^lardı benden yana. Sonra kız, masasına bıraktığı çantasıylayağmurluğunu alarak gelıpyanıma oturmuştu Masa arkada^larının baküjlarmdan duyduğum rahatsızlığı bcllı eden soğuk bırtavırla, "Turk olmam çok mu komık?" dcmı^tım Gulecekmi!>gıbısdrkmi'}tıdudaklan "Nemunasebct1 Benım Tüıkıycvc Turklereılgıduyduğumubılıyorarkadaşlarım.Tam tersıne, çok ho^ bıı rastlantı bu benım ıçın... Ne ı^ınız var Vıyana'da?" "Su Frauleın'ıntahmınettığı gıbı, ben doktorum.yanıbılımdoktoruyum IstanbulÜnıversıtesı'ndeasıstanım Vıyana'yadaBırley nıı>IVIılletler'ın du/enledığıkongre içıngeldım Sahı.^u garson kız bunu nasıl aııladı'" "Bu kızların hemen hepsı ünıversıteöğrencısıdır.." "Yasız",demekgeçmi!jtııçımden,susmu!}tum. Yüzündekı masumgülümsemenınarkasında şeytansı bır kıvrım sezdığımı sanmıi)tım. "Demek toplantı ıçın geldmız," demıştı. "Yazık . Pekı, Viyana'yı gezmeye,görmeye hıç vakıt ayıramayacak mısınız''" "O kadar da değı I Kongre üç gün sürecek Ikıgundekendımeayıracağım." "O zaman sızı gerçekten de ben gezdırırım . Belkı'.'" Sonra bır kclcbekdokunus,uylabırakmıs,tı elımelımınüstune ErıkaSchmıdtılearkadaşlığımızböylebaslamıştı. Benım Hotel Erzher/oq Reiner'de kaldığımıoğrenınceçok>a>ırmıştıErıkaSchmıdt. "Sızdelı mısınız''demıştı Buotelınbırgecelığıy le ben on beş gün geçınırım •" Benım kanji çıkışıma aldırmadan, resepsıyon memuruyla uzun uzun konuşup tartüjtıktan sonra benı alıpbır pansıyondgoturmu^tu Bejj günluk rezcrvasyonum olduğu ıçın çıkmanıı önce kabul etmek ıstememı^tı otcl yonetıcılerı.Erıka,çokyakınbırdiledostlarıolduğumu, benı evlerındc konuk etmek ıstedıklerını söyleyerek güçlukle razı etmış.tı onları Ben henuz sılın hesabına alışamadığım ıçın fark etmemıştım; o aksam Erıka'y la gıttığımız "ucu/" bır Italyan lokantasındaodcdığım hesababdkıncaanlamıştımotelınnekadarpahalıolduğunu ü ak^anı, yanaklarımıza kondurduğumuz dostçabu opucükleayrılmı^tıkbırbırımı/den Kongıe boyunca hergece bıı kokteyl, bıryenıck ya da kabul torenı olduğu ıçın görü^emeycccktık, ama kapani'jinertesındegelıp benı bulacıiğıtid sö/ vcrmi!>tı Bır>ıırın,bıroykünun.bırıomanın,bıı sa CUMHURİYET DERGt natyapıtının"hava"sı vardır.Nc olduğu bilinmez, sezılır Bır de "havası/" sanat yapıtları vdrdır.kolaycaaçıklanabılecekhıçbırkusurlarıyoktur.amabırtürlüsarmaz, kdvramazınsaııı Şchırlerıçındebuböyledırsanıyorum. Kongre suresınce,yoğunbırçali!,iTiaıçındeolduğum ıçın, toplantıların yapıldığı kongre sarayıılepansıyonarasındagıdıpgelmekten,dıîjarısı hakkında fıkır sahıbı olamamıştım O gıdısle Vıyana benım ıçın heyecansız ve yansızbırşehırolarakızbırakmayahükümlüydü belleğımde. *•* Kongrenm kapanıi)indan sonrakı gün, bır gunlükdınıbırbayramarastlıyordu. Sanınm kongre tarıhı,üyeler bır gün ıçın bıleolsa kentıgezebılsınlerdıyeböyledüzenlenmiijti. Lrıka Schmıdt o gün ak^ama doğru gelip buldu benı pansıyonumda. O saate kadar aılesıyle bırlıkte kalmak zorunda olduğunu söylemıstı Aslında bu benım ıçın de lyı olmu!>tu. Kongre notlarınıı toplamayaolanak bulmuştumonunlabuluşacağımız saate kadar. Belkı de bır bayramarastladıgı vesokaklarda kımsclcrı göremediğımiz, mağazalar, eğleııce yeı lerı ve muzeler kapalı olduğu ıçın ve kını bılır belkı dedıkkatımı daha çok yanımddkı guzelım kıza vcrdığım ıçın o ak^am da Vıyana'nın "havası"nı sezemedım. Lokantadan çıktığımızdd yağmur ydğıyordu. Erıka oidlıdeğıldı,dmaben,pardesümupansıyonda bıraktığını ıçın.u^üyordum Bırtdksıyebmme onerınııgerıçevırmıştı Bırbııımızesokularak hızlı hı/lıyurumu>tük Okadaı arkada^çabır davranı^ı vaıdı kı, kol kolagırdığımızhaldc. aramızda a!>ılmaz uzaklıklar varmış gibi bir duyguyakapılmi!>tım Aslında Vıyanalıolmadığını, savaştan önce babasının ii>ı dolayısıyla burayayerleşmışolduklarını.oyıllıseyıbıtıreceğını anlatmış.tı, Italyan lokantasında yemek yerken. Ben Turk olduğumu söy ley ınce çok şaşırmi!>mış,çünkü lıseyı bıtırdıkten sonra, Doğu dıllerı enstıtüsüne devam etmeyı düijünüyormuş. O gece onu bırtaksıyle evıne götürme ısteğıme de karş.ı çıkmii), tersıne, o benı götürınu^lu pansıyonuma kadar Ertesı gun okulu olduğu ıçın akşam üstü Opera kah vesınde bulusmak üzere sözleşmıştik. Pansıyonunun kapısı önünde, Aınenkan filmlerınden öğrendığim bıçimde öpmek ıstemiştim onu, gülerek sıyrılmıştı kollanmdan. Ba<>langıcıumutludcğıldı,amamasalımsı birdüşgıbı geçmıs.tı Vıyana'dakı son ıkı günümüz. Ertesı sabah.bambaşkabıratmosfereaçmıştını sankı gözlenmı Nemrut suratlı, Nazı subayı bakışlı pansıyon sahıbı Herr Bilmemne bıle ne^emı bozamamıştı. O gün Vıyana'nın bır müzcyıandıran sanat havası öylc bır yoğunlukladoldurmub.tukicığerlerımı,adeta sarho1» olmuştum. Vıyana sankı yüzyıllardan berı değıijmemı^tı Sokaklar, caddeler, yapılar, ınsanlar, belkı fdrklıydılar.yıkılıpyenıden ydpılmı:}lardı.amds.ehır,butunüyle,oylcsıne canlı bır orgdnızmaydı kı, kokleııyle, hucre yapısı vc genlerıyle, oldürücü salgınlara, savai)laraveıs.gdllerekdr!}in,bıı yanı, hıçolmedcn, hıç yaralanmadan ya;>amını surdürüp gıdıyordu. Erıka, ıkı gün ıçınde Viyana'yı gezıp gor