Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
I4NİSAN IW(>. SAYI525 BAŞKENTGUNLERİ Bahar dışarda mı, içerde mi? MÜŞERREF HEKİMOĞLU .. '•' \ aşkent galerileri baharla yarışıyor. */'. ^ Ağaçlar türü çiçek açıyor duvarlar, her İB»î»* akşam bir başka sergide buluşuyor sanatseverler. Her sergide yeni eller, yeni renkler seyrediyorlar. Ya da geçmiş yıllara, bir usta bahçesine dönüyorlar. Helikon Galerisi de bir Bedri Rahmi bahçesiydi, coşkulu bir fırçanın gençlik yıllarında ürettıği yapıtlar. Değişik esintileri yansıtan güzel bir sergi, Turan Erol'un titizliği ve özeniyle başkentimiz güzel bir galeriye daha kavuştu. Küçük ama çağdaş bir galeri. Açılış günü de duygusal saatler yaşandı. Duvarda Bedri Rahmi'nin renk renk tabloları, tablolar önünde her kuşaktan başkent ressamları, bozkırı yeşertenler, evimizi, dünyamızı güzelleştirenler.sonra resimseverler. Güzel anılarla Diyarbakır'a dönen hocalar ve öğrenciler bir köşede. Belki biliyorsunuz, Turan Erol'un Diyarbakır Lisesi'nde öğretmenliği var, eşi Türkan Sönmez'i de orada tanıyor, lisenin felsefe öğretmeni de Fatma Başaran, o da sergide. Çevresinde de öğrencıleri, kimi liseden, kımi fakülteden. Fatma Başaran çoktan emekli oldu ama öğrencilerini bırakmıyor, Sosyal Psikoloji Kürsüsü'nde lisansüstü derslerini sürdürüyor. Bir hoca için öğrencileriyle buluşmak büyük mutluluk, bir ışık dalgasının boyutlanmasını yaşıyor. O öğrencilerden biri de Atilla Sönmez. Çok değerlı bir ekonomist, uzun bir ayrılıktan sonra Ankara'ya döndü, ODTÜ'de ders verıyor şimdi. Bir de kitap yazıyor, galıba san bir kitap, ekonomide renk yok ama Atilla Sönmez uzun süre Çin'de kaldı, Dünya Bankası'nın uzmanı ve temsilcisi olarak Çin'ın ekonomik kalkınmasıyla ilgili projelerın uygulamasıyla uğraştı. Ben onu ilk plancılar arasında tanıdım 196O'lı yıllarda. Osman Nuri Torun, Atilla Karaosmanoğlu, Nejat Erder, Ayhan Çilingiroğlu ile, ılk beş yıllık kalkınma planına emek ve yürek veren genç bir bilım adamı olarak. O ilk plan uygulamaya girseydi bugün başka koşullarda olurdu ülkemiz. Acı bir gerçek, o seçkin beyinlerı gerektiği gibi değerlendıremedik bız, "Günceler"sergisL Soldan sağa; Nuran Terzio^iu IM II Planlama'daki yapımcısı), Emre Müderrisoğlfi, Ahmet Müderrisoğlu (sanatçı). görevlerinden ayrıldılar, uluslararası kurukjşlar yararlandı onlardan. herkesten önce onlar yıktı değıl mi? Avrupa Yıllar boyunca değişik ülkelerin kalkınma Birliği'nin ilk üyelerı de onlar. Kimi çevrelerin planlarını yaptılar, uyguladılar, doğdukları geçmişe dönük programlarla ülkemızi tanıtma ülkede çaiışamadılar. Bu düzeyde insanlar çabaları bana çok ters geliyor doğrusu. kolay yetişmiyor, yetişenleri de Ulkemizi geçmışi canlandırarak değil, değerlendirmesini bilmiyoruz sözün kısası! bugünümüzle, çağdaş sanatçılarımız, müzik Helikon'un konukları arasında emekli Büyükelçi dalında çağdaş yorumlarımız, çağdaş s Namık Yolga da var. Türkan Erol ve Atilla yapıtlarımızla tanıtabilirız ancak. Bu Günce Sönmez'in dayısı, resimsever bir diplomat. sergisi yalnız Ankara'da değil, başka Fikret Mualla'dan, Selim Turan'dan, Bedri başkentlerde de ilgıyle izlenir bence. Ya da Rahmı'den ve Turan Erol'dan güzel bir seçme Bedri Rahmi'nin yapıtlarıyla resim tarihimizden var evinde. Bence Bedri Rahmi'nin en güzel bir sayfa açılabilir. Müzik dalında da aynı yapıtlarından bin de Profesör Orhan Öztürk'ün durum. Müzik festivalınde kımi yabancı evinde, şimdi Helıkon'da sergileniyor, Bedros çalgıcılara hayli tepeden bakıyor başkentli Reis'in renk şölenini, coşkusunu ızlerken müzıkseverler, aynı yapıtları bizim Orhan öztürk'ü kıskandım biraz. özel yorumcularımızdan dinlemeyi yeğliyorlar. Bir koleksiyonları da sergilemek galeriler için bir konçerto, bir romans, ünlü bir çalgıcı, görev olmalı bence. Genç kuşaklar, dahası bizimkilerin yorumunu da çınlatıyor genç ressamlar resim dalının belli ustalarını hiç kulağımızda. Bilkent konserleriyle CSO ya da tanımıyor, ya da kitaplarda, fotoğraflarda festival konserleri çakışıyor diye üzülenler var görüyor ancak. Aslını görmek başka bir olay. ama, üzücü değil sevindirıcı bir durum bence. Bir sanatseverın galerisi olmadan da güzel Başkent nüfusu artıyor giderek. Siyasal sergiler açacağını kanıtlıyor Nuran Terzioğlu. yaşamdaki tekseslilikten bunalanlar da giderek Kimi kışilerin üretkenliğine sınır yok. ilgi duyuyor çoksesli konserlere. Gaziosmanpaşa'da, Enersis'de sergilenen Yazımı son konserlerde dinlediğim bir Günceler sergisi de sınırsız bir üretkenliği Sostokovich anısıyla sona erdiriyorum. vurguluyor. Yirmi beş kadar sanatçımızın Büyükelçi Reşat Anm, Büyükelçi Yüksel bırbirınden bağımsız yapıtlarında değişik Söylemez, bir de Ömer Umar Londra'da günceler var. Her gtince ayrı yazı konusu bulundukları dönemde sık sık konsere olabilir. Sümbül Eren'in güncesınde kurumsal gıdiyorlar. Sostokovıch'ın yönettığı bir ve duygusal ayrılıklar var. Ferhan Erder'in konserden sonra odasına gıdıp programı seramıklerınde yaban havuçların güncesı, imzalatıyorlar, Yüksel Söylemez ıki program Çeşme'dekı bahçesınde açıyor bu çıçekler. ımzalatmak isteyince ünlü yönetici soruyor: "Yaz boyu kırları dolduruyor, kışın Bu kımin için? tohumunu, çiçeğini döküyor, upuzun yalın Kız arkadaşım ıçın. yapısıyla rüzgârla salınıyor, yeşilli, sarılı, Güzel mi? beyaz renkliler de doğum sırasını bekliyor." Çok güzel. Içımden bırını koparmak geldı ama kıyamadım, Oyleyse o gelip imzalatsın!..^ doğayla güzel buluşan, konuşan ellere saygı duydum seyrederken. Değerli heykelcimiz Meriç Hızal'ın "Güneş Saati" de çok etkiledi beni. Güncesınde bu saatler yer alıyor uzun süredir. Olaylar geçici, olgular kalıcı, diyor. Çek sanatçıların protesto sergisini anımsatıyor. Arzu Başaran'ın güncesinde hayvanlar var. Geyikler ve karacalar. Insandan doğaya dönüş belki ya da insanın doğasıyla bütünleşmesi. Sevdalı geyikler Arzu Başaran'dan mavi bir aşk tablosunu çağrıştırdıbana. Geyikler de sarmaş dolaş. Fatma Tülin Öztürk'ün Günce'deki izlenimleri, bir gelip geçenin bıraktığı izler, Debussy'yi anarak söyleyecek olursak, karda ayak izleri, diye Yorgo Seferis'in 1944 yıhndaki sözlerıyle tanımlıyor... Heykelleri, resimleri mi seyredeyim, dostlan mı selamlayayım şaşınyorum kimi sergilerin açılışında. Uzun süre görmediğim kişileri karşımda buluyorum birden. Orneğin Özden Erdem'ı ya da Korel Göymen ve eşini, New York'tan yeni dönen AN Mahir Balcıoğlu nu, gözleri parlayarak yeni girişimlerini anlatıyor. Sergiden sonra karar veremedim. Bahar dışarda mı, günceler de mi? Bu sergi, tüm güncelerle ülkemizin, halkımızın baharını da yansıtıyor bence. Sınırları aşıyor, dünyayla kucaklaşıyor insan. Uluslar, ülkeler arasında en sağlam köprüyü sanatçılar kuruyor her zaman, sınırları onlar aşıyor ama onları yeteri kadar destekliyor muyuz acaba? Gümrük duvarlarını Füsun Akatlı Zehra Toska kadın konusunda çıkan araştırıııaların sayısı inanılmaz derecedearttı. Belki bir duraklama olabilir ama o duraklama boş, geçmiyor. Eylemdcn teorik alana kayma var. Hayatın her alanında, hersjeyi kadın bakışaçı U.. sıyladeğerlendirençokaraştır u u maçıkıyor. 9()'lı yıllaıla kadın harckctinin kurumsallaşması başladı. Bukütüphanedebuna iyibirörnck. Arşiv çalışnıalarını kaç kisi yürütüyor? Bizim en büyük sorunumuz personcl.Hepimizgönüllüçalışıyoruz. Buraya katkı verenarkadaş,lanınızınçogudıs.ardaçalıyıyor. Bölümdebeşkisjçali!;!yoruz ama ideali bir arşjv ıncmurunun olması, hat'tanın beş günü buars.ivinbaşındabulunııiası. Uluslararası alanda da varlığıııı/.ı duyurabildiniz mi? Yurt dışından gelip Türkiye konusunda araştırma yapanlar da öncc bu kiitüphaneyc bas, vııruyor. llgileri Osmanlı kadıntarihine. Uluslararası İlk Kadın Kütüphancleri Kongresi burada la yetmiyor, gereksiz masraflara yolaçıyor. Katkı payı, vergi... Oysa burası ticari bir işletme değil. Giderleri nasıl karşılıyorsunuz, nasıl gelir sağlıyorsunuz? Ajanda satışından önemli bir gelir eldeediyorve cari hesapla^nytn rımızıonunlakarşılıyoruz. Ajan7unu da için bu yıl moda konusunu seçtik, 2728 kadın tekstilciye yazı yazdık ama madd.i katkı alamadık. Oysaajandanın arka sayfasını onlara ilan için ayırıyoruz yanikatkılarıkarşılıksızdeğil. Buyetiyormu? Tabii ki hayır. Hâlâ ayni ya da nakdibağışlarlayürütüyoruzçalışmalarımızı. Kitapları.eğeryayınevleriduyarlılıkgösteriyorsa kişisel bağlantılarımızla alıyoıuz. Büyük bağışyapacak insanlaraihtiyacımızvar. Buranınönemini kavramış, burayı geliştirmck isteyenbağışçılara... Sadece ınaddi katkı mı istediğiniz? Hayır. Dokümana, belgeye, gri ÜÇlSiyia yayınlara ulaşmaya da ihtiyacımız var. Adana'daki bir kadın etkinliğininbizeulajjiTiasızoroluyor. Amaonlarkendileri göndeütüphanearaştırmalar rirse bu bizim için çok önemli. Kim olursa olsun kadınlardan, lerle ilişki kuruldu. Uluslararayakınlarından özel arsjvlerini bisı sempozyumlaradavetalıyozegetirmelerini istiyoruz. Buraruz ama sponsor bulamadığıda en azından iyi birkorumayı garantileyebinıız için ancak bir tanesinekatılabildik. liyoruz. Duyunca,"Ahbilseydik,atmazdık" Neden vakt'a dönüşme gereği dııydudiyorlar. Birkadmınevrakınıatmadan.satnuz? madanönce"Bunu Kadın Eserleri KütüphaTürkiye'dekidiğerkurumsallaşmalaragöne'sincvcrebilirmiyiz"diyedüşünsünler. reömrücnuzunolanvakıf. YüzyıllarsonraDüşünenler nasıl ulaşaeaksize? sınakalabiliyor. Başka türlü kalıcılık TürkiTelefonumuz: 534 95 50 • ye 'dckiyasalarlamümkündeğil. Ancak vaFaksımız: 5237408^ kıfda.bürokrasisi vcsınırlandırıcıyanlarıy Kadın Hareketi 1990'dan yor. Belki bir duraklama var, ama bu geçmiyor. Hayatın her alanında HERHAFTASONU Sazh Sözlö AbantSapanca fa Şimdi PİKNtK /amanı öycl TfivuteuU Farklı parkurlarda 1DOĞA YÜRÜYÜŞÜ IIBlSİKLET IIIKANO IVATLI SPOR BEKAR SOK SAN HAN NO. 1 6 / 4 BEYOGLU ISTANBUL O O G A Ogzala1 0 2 12 91 95 3 0 39 0.212 252 37 9 6 TURLARI TEL 293 252 FAX 23 NİSAN ÖZEL EâLENCE TRENİ KURBAN BAYRAMI 6EZİLERİ 21 Nis. Pazar UvezpınarKumlai 250.000, TL t IBtNÎCtLlK IIBtStKLET III TREKKÎNG IVTRENLE üç gü/el göl.üç antik kent. levreğin en iyısi ve fiuıl geceleri EĞİKDİR VKAPADOKYA hep güzel ya baharda.. VIPAMFİLYA'dan LİKYA ve KARİA'ya AKDENİZ'd*. tarih,doga ve trekking VII KARADENİZ ve Yaylalan'nda bahar Kapalı gruplara örel organı/iuyonlar.kreıiı kartı ile komiı>yoıuu7 ödeme.tlgilendikleri nı/in ayrıntılı yazılı bılgınnı uteyebilirtıni/. Trekking TourismTravelAgency Tel:(0212) 245 60 35293 04 38 KAPADOKYA |g6WSAN01 MAYISİ o 1 a sorj ono rı COLLER BOLGESI S6 NİSAN01 MAYISİ knnfiklama 1*1 5GÛ OÜO TL Z\YAYLA TURİZMIS7NİSAN01 MAYISİ ,N RIZF'tU innnU 1 / U' MJ UL1U TL £lYAYLA TURİZMİ]27 NISAN05 MAYİSİ İ G Qı»c& Pansıyon ve otel kDnakİBmj 1 4 OOO OOO TL KÜLTÜR ETKİNLİKLERI 18 Niaen Salt Dia Gösterısı | Erhon SARALOuLU "GÜJHI Atlar Ulkesı" 7 7 /V/san Çar^amba Suylesı I Hakluıı AYDINGUN "MalZBiıın11