05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 SİNEMA CUMHURİYET DERGİ Türk sineması ayağa kalk! ENGİN AYÇA T ürk sineması ürctim yapacak parasal kay nak yokl uğundan zor birdurum içinde bir süredir ve nercdeyse durtna noktasına gelmiş gibi. Çareler, çözümler aranmakta. Aslında Türk sineması çok yönlü sorunlarla karşı karşıya. Bunların hepsinin tartışılması gcrckiyor. Ama ürünün olmadığı bir ortamda bu tür tartışmalann da pck bir yarannın olmayacağı kesin. Bunedenleöncelikle ve ivedelikle sinemamızın ürün vermesi için gerekli parasal kaynakların bulunması zorunluluğuyla karşı karşıyayız. Bu konuda ilk akla gelen çözüm doğal olarak devletin destek olmasıdır. Çünkü sanat ve kültüre sahip çıkmak ve destek olmak devletin görevleri ve yükümlülükleri içindedir. Devlet sinemamızın içinde bulunduğu zor duruma kayıtsız kalmamalıdır.. Çünkü gene ay nı devlet gerek sanayi, gerek tanmsal üretim alanına gerektiğinde, ülke çıkan adına sahip çıkmakta ve destek olmaktadır. Sanat ve kültüralanı sanayi, tanm, bankacılık, içdış ticaret, vb., alanlanndan daha az öncmli değildir, hatta belkı çokdahaönemli veöncelikli biralandır. Batılı devletlerin (ABD de içinde) kendi sinemalarını korumak ve geliştirmek için çeşitli yollara başvurduğu görülür ve bilinirken Türkiyedevletininzordurumdakisinemamıza karşı takındığı kayıtsızlığı anlamak çok zordur. Her şey i devlete y üklemek ve devletten beklcmekyanlısı değiliz. Ama devlete görevini ammsatmak da bir vatandaş ve kültür üreticisi olarak bizim görevimizdir. Türk sineması ycni bir dönemin içinde. Bir zamanlar kendini var etmenin ve yılda 200'lere varan filmler üretmiş yapı dağı lmış durumda ve sinemamız ycni konumuna ve beklentilerine uygun yeni bir yapılanma öncesinde. Uretim, yaratıcılık ve kitleyle bağ kurma alanlannda çok yönlü sorunlan var. Ama görüncn o ki şu sıralar üretim durma noktasına doğru gitmekte ve acilen kaynak arayışlan yoğunlaşmaktadır. Bu noktadan hareketlc, acil çözüm olarak değil (bunu istcrse devlet sağlayabilir), ama sürekliliği olacak yapısal çözümler düşünüp tartışabiiiriz. "Türk filmciliğinin" gereksindiği kaynak aslında potansiyel olarak Türk sinemasının içinde var. Bu kullanılamıyor, ya da çarçur ediliyor. öncelikle çckilmiş filmlerin (yani elde var olan filmlerin) başka ülkelerc pazarlanması sorunu çözümlcnebilir. Eldeki filmleri iki grubaayırabiliriz. İlk grup, öncelikle (ve yalnızca) iç şına yaklaşık 5060 scyirci, yani gunlük 300 seyirci demektir. Yani 50 salon, seans başına 5060 kişiden, günlük 300, haftalık 2 bin seyirciye iki hafta ulaşabilirse sorun çözülmüşgibı olmaktadır. Kısaca her filmin ortalama, haftalık 2 bin seyirciye 100 hafta ulaşması gerekmektedir. Türkiye'de, haftalık 2 bin seyirci toplayabilecckcllinın üzerinde yerleşim yerinin bulunduğunu varsayıyorum. 50ile lOOsalondanoluşacakbir dağıtım ve gösterim zinciri bu iş için yeterlidir. Bu, bir "kültür sineması" dağıtım zinciridir. 150 ilc lOOsalondanoluşacak bir dağıtım ve gösterim zinciri bu iş için yeterlidir. Bu, bir "kültür sineması" dağıtım zinciridir. 150200 kişilik, az çahşanı olan, konforlu, projeksiyonu ve ses düzeni iyi salonlardan oluşur. Bunun için öncelikle çeşitli kcntlere dağılmış olan 300 sinema salonundan bir kısmı "kültür sineması"na dönüştürülebilir. Bunlargerekirsekamulaştınlabilir. Aynca kapalı olan kimi sinema salonları tckrarkazanılabılir. Kimi kurum ve kuruluşlann var olan salonlan da bu zincire ekilenebılir. Bu ışlcrin olabilmesi için belli bir seferberliğin başlatılması da gereklidir. Eğer sinemaseverler olarak, kültüre sahip çıkacak insanlar ve kuruluşlar olarak, devlet olarak, yerel yönetimler ve yerel inisiyatiflcr olarak bu seferberliğe katılabilirsekoluşacak ilişkilerden hcm ülkemiz, hem insanlanmız, hem de sinemacılanmız kazançlı çıkar. Kültür sineması Bu,"kültürsineması"dağıtımında Türk filmlcrinin yani sıra, dünya sinemasından cskiyeni nitclikli filmler de gösterilir, haftalar, özel gösterilerdüzcnlenır. Olaya salt ticaret olarak bakmadan, önceliği kültürel etkinlik olarak ele alabilirsek, devletin, yerel yönetimlerin ve çeşitli kuruluşlann, derneklerin, sendikalann, platformlann, inisiyatiflerin, kulüplerin vb..., bu olayın sahiplcnicisi ve destekçisi olması beklenir. Çok amaçlı külitür merkezlerinin oluşturulması ve çoğaltılması yalnız sinema için değil bütün sanat ve kültür alanlan için de aynca yararlıolur. Buşekildehareketegeçirilccek bir kültür etkinlikleri seferberliğinin kazançlannı salt parasal açıdan ele alamayız. Eğer böyle bir "kültür sineması" dağıtım zinciri gerçekleştirilebilirse vc amaçlanan en az ortalama 200 bin seyirciye ulaşılabilirsc her film için Türk sinemasına, gereksindiği parasal destek ve seyirci sağlanmış olur. Kuşkusuz böyle bir "kültür sineması" zinciri oluşturmak vc sonuçlannı almak kısa sürede gerçckleşebilecek bir girişim değildir. Zamana gereksinme vardır. Ama bunun şimdiden üçer, beşer, on salonla başlatılması pekaladüşünülebilir. Yazın tatil ycrlerindc, turistik bölgelerde açık hava sinemalan ya da klimalı sinema sa pazar için tasarlanmış ve gerçekleştirilmiş "Yeşilçam" filmleridir ve oldukça geniş bir stokun varlığı söz konusudur. tkinci grup Yeşilçam sonrası ve onun sinema anlayışından farklı 80 sonrasında üretilen filmlerden oluşmaktadır. Her iki grup filmlerin de Türkiye dışında alıcılannın olabileceğineinanıyorum.Tekeldenyapılacak bir dış pazarlama ilc üretimde kullanılabilecek birkaynağın bir yerde toplanması sağianabilir. (Tek tek yapılan ve yapılmış olan kimi dış satışların genelinde film üretimi dışınakaydığı bilinmektedir). Bir pazarlama ve dış satış kurumunun Türk sineması için bu bakımdan yaşamsal birönemi bulunmaktadır. Türk sine ması bugüne kadar böyle bir örgütlenmeye, biriki girişim dışındahiç sahipolmamıştır. Hazıriçpazanolan ve filmin sahibi görüncn yapımcılar böyle birgereksınme hıç duymamışlardır. İç pazann bittiğı andan beri de Türk sineması, ayn bir kurum olarak yapımcıdan yoksun, zar zor üretim yapabilmiş ve şimdi içinde olduğumuz durma noktasına gelmiştir. Sinema parasal geri dönüşü olmayan bir üretim alanına dönüşmüştür. Sorun öncelikli olarak yatınlan paranın geri dönüşünü sağlayacak bir yapının, örgütlenmenin gerçekleştirilmesi, yaşama geçirilmcsidir. Türk sinemasının artık kalmayan, ya da çok yetersiz olan iç pazannın yeniden kurulması, canlandınlması ve gelir getirmesi de sağlanmalıdır. Ben bunun olabileceği kanısındayım. En azından olabilirliğine inanıyorum, bunun gerçeklcşebilir bir tasan olduğunu düşünüyorum. Ve hedefı de 200 bin seyirciye ulaşmak olarak koyuyorum. Şu an salon bulamayan filmlerin olduğu, göstcrime girdiğinde ise 10 bin, 50 bin seyirciye ulaşamayan (bin seyirciye bile ulaşamayan Türk fılmlerinden de söz ediliyor) bir durumda ortalama 200 binlik bir seyirciyi hedeflemek fazladüşsel gelebilir. Benbunugerçekleşebilirbirdüş olarak göriiyorum. Bunun gerçekleşmesi için, haftalık 2 bin seyirci ortalaması tutturacak ve her fi Imi ortalama iki hafta gösterecek 50 sinema salonuyeterli olmaktadır. Bu.seansba
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle