25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTANIN KONUĞU 'Hayattaki tek ödülüm karikatürden' Yirmi yedi yıldır aktörlük meslegini sürdüren Hikmet Karagöz, 1986 yılından bu yana resim de yapıyor. Hayatta aldığı tek ödül, karikatürdefl bir ikinciHk. Karagöz, "Bu ikincilik sanırım tiyatroda, sinemada ve yaşamda hep ikinci adam olmamın bir simgesi" diyor. nceleri tiyatro sahnelerinden, daha sonra da sinema ve televizyon ekranından tanıdığımız Hikmet Karagöz ile bir sanat galerisinde söyleşiyoruz. Galeride buluşmamız bir rastlantı değil. Yirmi yedi yıldır aktörlük mesleğini sürdüren Karagöz, sanatın bir başka dalını da kendine mesfek edinmiş. Karagöz'ün resim alarundaki başarısını ya da başarısızlığını eleştirecek konumda değiliz. Ama o, resim yapıyor, sergiliyor ve satıyor. "Bizimkiler"in idamlık katili Hikmet Karagöz O Hikmet Karagöz son günlerde "Biri Ve Diğerleri"fllmlndekt Mahmut Bey ve yine son zamanların en popüler yerli televizyon dizisi "Bizimkiler" deki idamlık katil uplemelerin isminden daha tanımr oldu. Oysa senin 1960'lardan bu yana süren bir tiyatro ve sinema yaşamın var. Bugünlere gelmeden önce nasıl başladığınla açalım mı sohbetimizi? • Tiyatroya ilk adımımı lisede sahneye konan bir oyunla attım. Hemen ardından Eminönii Halkevi'nde tiyatro çalışmalarına katıldım. Buradaki çalışmalarımız iki yıl kadar sürdü. 1964'te Celile Toyon, Metin Akpınar, Demircan Tiirkdogan, İsmail Biret ve ben hep birlikte Ulvi Unız Tiyatrosu'na geçtik. Haldun Taner'in Gözlerimi Kaparım, Vazifemi Yapanm oyunu ile Kiiçiik Sahne'de profesyonel bir oyuncuydum artık. Aslında tiyatroya başlamam okuldan kurtulmam için de iyi bir fırsat oldu. Hiçbir zaman başarıh bir öğrenci olamamıştım ve hem tiyatroyu hem de okulu birlikte yürütmek hiç de bana göre değildi; tiyatroyu yeğledim. Daha sonra değişik tiyatrolar satunm? • Evet öyle. Uraz'dan sonra Lale Ora loglu ve TÖS liyatrolannda sahneye çıktım. Yirmi dört aylık bir askerlik döneminden sonra bir sure işsiz dolaşıp Üç Maymıın Kabare Tiyatrosu'na girdim. 69'a kadar çeşitli özel tiyatrolarda oynadım. O yıl Celile Toyon ve Çetin Ipekkaya'nın ısrar ve destekleri ile Şehir Tiyatrolarına girdim. Çok kısa bir zaman sonra 1402'likler listesinde yer alarak Şehir Tiyatroları yaşamımı noktaladım. Bu arada slnemaya geçişin varyanılmıyorsam? • Zeki Ökten'in çektiği Faize Hücum ile sinemaya adım attım. 84'ten 86'ya kadar tiyatro ve sinemayı birlikte götürdüm. Daha sonra yalnız sinema. Yirmi iki yıllık tiyatro yaşamının bir değerlendirmesini yapmanı istesem... • Bunu yapmadan önce tiyatroyu niçin seçtiğimi anlatayım. Biraz önce nasıl başladığımı anlatırken nedenini atlamıştık. On yedi yaşıma kadar hiç tiyatroya gitmemiştim. Okulda tiyatro kurulup bir oyun sahneye konulduğunda buyük bir merakla olayın içine girdim ve bir hafta sonra da Fatih Şehir Tiyatrosu'nda tiyatroyu gördüm. Ben Karagümrük'te, sokaklarda büyüyordum. Tiyatro ve tiyatrodaki insanlar birden dünyaya bakışımı değiştirdi. Okumanın, kültürü yakalamanın ve sosyal yaşamın değerlerini kavramaya başladım. Sonra da Halkevi, Ulvi Uraz Tiyatrosu derken, tüm dünyam oldu tiyatro. Fakat kısa bir süre sonra bir başka gerçeği gördüm. Birlikte gezdiğimiz hatta aynı sahneyi paylaştığımız arkadaşlarla ekonomik açıdan aynı düzeyde olmadığımı fark ettim. Tiyatroda aynı miktarda kazanıyor, ama ben onlar kadar harcayamıyordum. Yani tiyatroda para kazarulrruyor; ama tiyatroda olanlann çoğunun parası var. Bu Hikmet Karagöz Samsun'un Vezirköprii ilçesinde doğdu. Henüz bir yafina girmeden ailesiyle birlikte istanbul'a göç etti. Nişancı Mehmetpaşa ilkokulu'nu, Karagümrük Ortaokulu'nu bitirip, Vefa Lisesi'ni ikinci smıftan terketti. 1962'de amatör olarak basladığı tiyatroda, 1964 yılında Küçiik Sahne Ulvi Uraz Tiyatrosu'nda profesyonel oldu. ya babadan geliyor ya da birtakım yan işlerden. Buna rağmen tiyatro yine de seçimim oldu, sefil bir yaşam sürmem söz konusu olsa da... Fekâlâ. Tekrar sinemaya dönelim. • Sinemanın yaşamımdaki yeri tiyatrodan çok farklı. Tanımak adına söylüyorum. Daha sekiz, dokuz yaşındayken günde dört, beş film seyredecek kadar sinema hastasıyım. tlk tiyatro yıllanmda sinemayı, Türk Sineması'nı küçümserdik. Salon filmleri egemendi sinemamızda ve hatta bu filmlerde oynayan tiyatro sanatçılarına bile küçümseyerek bakardık. Zamanla sinemamızda bir şeyler değişmeye başladı. Zeki ökten ve onun gibi yönetmenler iyi sinema örnekleri üretmeye başladılar. Bu gelişmede ben de tiyatro deneyimimi sinemaya aktarmayi tercih etC U M H U R İ Y E T tim. Tiyatro oyunculuğu kalıbına alıştığım için onceleri küçük rollerle kendimi denettim. Televizyon dizileri haric, bugüne kadar yirmi beş civarında filmde oynadım. Her filmimi dikkatle izlerim. Bu arada hangi yönetmenle doğru ve doyurucu çalışabildiğimi görüyorum. Tüm bunlar bana tercih edebilme şansım doğuruyor. Fakat bütün bu 'sanatsaP yorumların yanı sıra, sinemayı tiyatroya yeğlememin bir başka nedeni, galiba tümüyle kişiliğimle bağlantılı 'tembellik'. Aslında okuldaki tembelliğimden söz ederken tüm yaşamımın tembellik üzerine kurulduğunu söylemeliydim. Otuz gün sahneye çıkıp alacağım parayı, üç gün kamera karşısında almak çekti belki de beni sinemaya... Hikmet Karagöz, sinemada olsun, l i l l l 1 0M A R T 1 9 9 1 SAYI t l i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle