Katalog

Peribacaları ülkesinde kar beyazı sessizlik Bırakın kış güneşinin aynı renk ve lezzetteki ayazı sizin de yüzünüzii yaksın. Yazın nasıl olsa yolunuz düşebilir Kapadokya'yflı bir de kıçın deneyin bu yolculuğu... Kara kışa alıaık ohnayan ürgüp'le sokakiar bomboştu. O rtahisar'da Lapis Inn Hotel'in önünde taksi arıyorum. Dört yolun kesiştiği bir kavşak burası. Arkamdaki yol Ortahisar'a, sağımdaki Ürgüp'e, solumdaki ise Uçhisar'a çıkıyor. önumdeki yol Göreme'ye... Kapadokya karlar altında. Yurdunu yitirmiş bir ayaz yuzumu yakıyor. Taksi bulmak için Ortahisar'a gitmek gerek. Gideceğim yer Göreme Tarihi Milli Parkı. Aslında ikisi de aynı şey... Yüzümü rüzgârın serin alevine verip Göreme Vadisi'ne inmeye başlıyorum. Kar, hafiften atıştırıyor, ama dün geceki kadar değil. Saçlanmda uçuşan kar taneleri mi yoksa yeşilleri donmuş ağaçların tiftik çiçekleri mi? Çıplak gölgelerine oturup bir de ağaçlara sormalı... Kar altında bütün Kapadokya. Gölge lerinin beyaz siluetleri birbirine kanşmış peri bacaları. Kalın tellerle birbirlerine eklenmiş elektrik direkleri ki onlar dahi bir beyaz gelinlik içinde... Bir ağaç, bir ağaç daha, bir ağaç daha, butun yaprakları terki diyar etmişler... Ve uzayan sonsuz kar tarlaları... Her şey sonsuz bir beyazlık içinde... Uzaktaki dağların mor yuzlerinde bile o sonsuz beyazlığın izleri. Güneşin taşa toprağa, ağaçların yapraksız dallarına vuran ışığında da o sonsuz beyazlık... Ayaz yüzümu yakıyor. Aklımda Zelve'nin güvercinleri... Bu bölüm Zelve güvercinlerinin hikâyesini anlatır: "Zelve yolunun iki yanında ince oyuklarla dolu uzun kayalar bulunurmuş. Bu uzun kayalara peri bacaları derlermiş. Çok eski tarihlerde bu kayalarda da periler otururmuş. Işte kayalardaki oyuklar bu guzel mi guzel perilerin evleriymiş. Perilerle insanlar aralarında hiçbir sorun olmadan birlikte yaşarlarmış. Ama zamanla araları bozulmuş. Neden mi? Hikâye bu ya, bozulmuş işte. Ve insanlar silahlarını kuşanıp perileri öldürmek istemişler. O güzelim periler ise savaştan değil, barıştan yana imişler. Hepsi de birer güvercin olup uçuvermişler. Evleri bu yüzden boş kalmış. Aradan yıllar geçmiş, dargınlıklar, düşmanlıklar unutulmuş, barış gelmiş yeniden. Barış gelince de güvercin olan periler tekrar evlerine dönmüşler. Yine insanlarla birlikte yaşamaya başlamışlar. Ama artık peri olarak değil, güzelim güvercinler olarak..." Ürgüp kar altında: Btf Iganln eakllerl, turizmciler, 1054 yılından bu yana yörode böyleain* kar görmedlklerlni anlatıyortar... Yerli ve yabancı turistler el çekmlflor Kapadokya'dan. Hoşnut olanlar, bir tek Göremell çlftçiler, çünkü kar yağısı don kesmesinl önlemls. ÜrgUp'Un, Göreme'nln, Uçhisar'ın yerli halkı kahveden çıkmıyor. Vadiye doğru iniyorum. Buza kesmiş asfalt bitiyor, granitten kesme taş yol başlıyor. Ama ortalıkta tek bir güvercin yok. Kar sesinden urkup peri bacalarından evlerineçekilmiş olmasınlar sakın... Göreme Açık Hava Müzesi önünde küçük bir bufe. Bufede Göreme işi yün çoraplar, eldivenler, başlıklar... Hepsinden birer tane alıyorum. Gerçi daha sonra aynı şeyleri yarı fiyatına Ürgüp'te göreceğim ama bunlann bir anısı olmalı... Müzenin girişinde ise "Kapadokya" üzerine çeşıtli dillerden kitaplar ve İcart postallar. Bir kartpostal alıp oğluma gönderiyorum, bir de kendime, Istanbul'a... Bunun da bir anısı niye olmasın? Girişin solunda bir büyük satış mağazası... Yörede dokunan halı ve kilimler... Gümüş işi takılar... Cam ve seramik işler... Satıştaki eşyaların büyuk bölümu tstanbul'dan geliyormuş. Aynı mağazanın Topkapı Sarayı içinde bir satış yeri daha varmış. Istanbul'da kim uğraşacak, buradan da bir şey almalı, bu da anı olsun diye canım... Bu bölüm Göreme Milli Parkı için Anabritannica'da neler yazdığını anlatır: "Göreme Tarihi Milli Parkı, Iç Anadolu'nun Göreme Vadisi'nde, tarihsel, arkeolojik ve doğal değerlerin korunması amacıyla ayrılmış park. Nevşebir ilindeki Ürgüp, Avanos ve Merkez ilçelerinin sınırlarının kesiştiği yörede, Göreme Vadisi'nin 9576 hektarlık kesimi, 25 Kasım 1986 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla ulusal park olarak ayrılmıştır." Göreme Açık Hava Müzesi 1960 yılında kurulmuş. Aziz ve azizelerin ruhu adına ayazın soluğu biraz kesilmiş, ruzgâr hızını durdurmuş gibi... Nereden başlamalı dolaşmaya? Aziz Basileios Şapeli: Müze girişınin hemen sağında. Elmalı Kilise: Adını çevredeki clnıa bahçelerinden almış, 11. yuzyılda yapıldığı sanılıyoı. Çarıklı Kilise: Adını girişinin karşısında bulunan döşemedeki ayak izlerinden D E R G İ 1 0 M A R T 1 9 9 1 S A Y I 2 6 1 14 C U M H U R İ Y E T