Katalog

Paribacaları adıyla anılan ilginç olus umlara, diinyada yalnızca Nevsehir'da rastlanır. Peribacalarının bulunduğu alan, doğal engellerle adeta çevrilerek korunmuştur. Zelve vadisinde, örneğin Paşabağ'daperibacalarınm •n 'haamatli' örneklerini görebillriz (solda). Kolayca islenebilen peribacaları oyularak, ikl Uç katlı blnalar yapılabilmistir (sol iistte). Bunlar arasında, günümüzd* bile konut olarak kullanılanlar vardır. Oöreme çevreslndekiler daha çok, tapınak olarak kullanılmıştır: En soldakl fotografta, yörenln en genls mekânlı tapınağı, Tokalı Kllis* görUIUyor. almış. Tokalı Kilise: Yöredeki en geniş mekânlı kilise. Karanhk Kilise: Tümü fresklerle bezenmiş, yalnızca küçük bir pencereden ışık alabiliyor. Yılanlı Kilise: Gırışınin solundakı fresklerde Aziz Georgius ve Theodoros'un bir yılanı öldüruşleri betimleniyor. Barbara Kilisesi: Kuçük kubbesi ile tanınıyor. Çoğunun pencere önlennde, kapı aralıklarında kar kümeleri. Başlannı göğün mavi derinliğine daldırmış peri bacalarının üzerinde de... Kapadokya kar altında. Avanoslu turizmci Mehmel Özderin 1954 yılından beri bu yörede böyle kar görmediğini anlatıyor. Avanos'tan geçen Kızılırmak buz C U M H U R İ Y E T D E R B İ 10 tutmuş. Kimi gençler buzları kırıp balık avlamaya çalışıyor. Kar yuzünden Kızılçukur Vadisi'ne inen yol kapanmış. Yerli ve yabancı turistler el çekmişler Kapadokya'dan. Hoşnut olanlar bir tek Göremeli çiftçıler, çünkü kar yağışı "don kesmesi"ni önlemiş... Ürgüp'un, Göreme'nin, Uçhisar'ın yerlı halkı kahveden çıkmıyor. Bu yüzden mi taksi bulamadım acaba? Bu bölüm Kapadokya'nın bir bölümünün gezilerek tat alınamayacağını anlatır: Gerçekten bir butun olarak gezip yaşamak gerekiyor Kapadokya'yı... Yazları bakır renginde bir gökyüzü altında olsun, kışları beyaza kesmiş bir toprak ustunde olsun.. Ama butunuyle, parça parça değil... S A Y I 2 6 1 Ürgup'te Kapadokya Lokantası'nda bir sandviç fiyatına üç kap ev yemeği yemek istiyorsanız... Çarşı Hamamı'nda yolculuğunuzun kırini pasını atmak istiyorsanız... Avanos'ta kış güneşı alnınıza soğuğunu damlatırken kentin ortasında testi yapan adamın toprak heykeli önünde bir fotoğrafa durmak istiyorsanız... (Girin Mehmet'in çömlekçi dükkânına, hem resimlerinı seyredin, hem sunduğu kırmızı şarabı yudumlayın fotoğrafa durmak istemiyorsanız.) Derinkuyu'da yeraltı kentinin hâlâ yaşayan havasını cığerlerinize çekecekseniz... Uçhisar, Zelve, Çavuşin... Hangi bırini sığdırmalı bu yazının dar sınırlanna... Ve şarabın binbir renk ve çeşitte güzelliğini... Şarabın üzümden damıtılmış renginı, güneş ışınlarından çalınmış lezzetini... Bırakın kış güneşinin aynı renk ve lezzetteki ayazı sizin de yüzünuzü yaksın. Yazın nasıl olsa yolunuz düşebilır Kapadokya'ya, bir de kışın deneyin bu yolculuğu... Kış gilneşi, sabah ayazı, toprağın rengi, gökyüzünün kokusu, ekmeğin, şarabın, ev yemeklerinin tadı, tarihın anlamı ve elbette bütün bunlarla bütunleşmiş insanların bahar sıcaklığında dostluğu, Zelve güvercinlerı, onların hazin hikâyesi... Bir anısı olsun... Yaşamınızın bir "an"ısı olsun diye yaşanmaya değmez mı bütün bunlardan hiç olmazsa biri...< M ART 1 9 9 1 18