Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kayısının Malatya'nın Eski Şıra Pazarı, yenislne göre çok daha renklidir. Ardı ardına on dükkân, "Hasan Bey"lerini, ' 'Hüdayi' 'lerini, ' 'şekerpare' 'lerini satarlar. Kayısıdan yapılma bu kadar çok çeşidi bir arada, hiçbir yerde göremezsiniz... Erdal Yazıcı I MALATYA ' elin Hanım bugun bize 'çir' açmaya gelir misin?.." Kayısı mevsimi geldığinde, ağaçlar yükünü tuttuğunda, bahçelerde şenlik başlar. tşler duraksamaya hiç gelmez. Kayısı "ballandığında" dalından aJınıp "işinin bitirilmesi" gerekir. Bu ara komşular birbirine imeceye giderek dayanışmanın ve yardımlaşmanın en güzelini sergiler. Karadeniz'in velinimeti nasıl ki hamsi ise, Malatya'nınki de kayısıdır. Karadeniz'de hamsiden söz açıldığında önce fıkralardan başlanır, ardından da yemek çeşitleri sıralanır; hamsi kızartması, pilavı, tatlısı... Hamsinin kızartması olur da kaysının olmaz mı? Olur... Kayısı bahçeleri belirdiğinde, Malatya'ya yaklaştık diyebilirsiniz. Bir Doğu Anadolu turunda Kayseri'yi geçtiniz, GUrün'e yanaşıyorsunuz... Ardından da Darende ve kayısı bahçeleri... Malatya'ya gelmiş sayılırsınız. Kayısı, bu ilimizin adeta simgesidir. Şenlikleri yapılır ve Malatyalı, kayısısı ile övünür. Kayısı bu ilimizin havasını suyunu sever, insanı da kayısısını sever. Onu gözünün bebeği gibi korur. Çünkü ekmek teknesinde, "kayısı kurusu" doludur. G Kızgın guneş altında kayısıyı ballandırmak Kayısı dalından indirilip, içi açılıp damlara serildiğinde, ortalık çiçek bahçesine döner sanki. Dayanıklı kurusu elde edılmek istendiğinde içi açılıp çekirdeği alınır; ya doğrudan çatısız evlerin damlarına ya da bahçelere serilir. Kızgın yaz güneşi kurutur kayısıları ve daha da "ballandırır". tkinci yöntem ise ki en çok uygulanan yöntemdir kayısının çekirdeği alındıktan sonra "islim odasına" verilmesidir. Kerpiçten yapılmış "islim odasında", kükurt ilk önce bir kap içinde altına ateş verilerek eritılip sıvı haline getirilir, sonra da yakılır. Kapılar sıkıca kapatılır. Altı ya da sekiz saat sonra, yaş kayısı çıkarılıp dam veya bahçelerde serilerek kurutulur. Ve kayısı kurumuz şimdi, "Hemi yakışıklı hemi de daha dayanıklıdır." Kayısılann "işi bitirilip" kurutulduğunda "şıra pa/arlarında" koşturmacalar başlar. Bunlar "Eski Malalya"dan, diğer ilçelerden ve köylerinden gelen ureticilerdir. Mallar ortaya serilir, tanıtılır ve ardından pazarlıklar... Çuvalçuval "HacıHalil'Mer, "Hasan Bey"ler, "Hüdayi"ler pazarlanır. Bu isımler,kayısı kurulannın adlarıdır. Pazarlıklar tamamlandığında çuvallar boşaltılır ve küreklere sarılır işçiler... O da nesi?.. Kum doldurulur gibi 'mallar' dükkânlara doldurulur. Kayısılann "ışı bıtırılıp" kurutulduğunda. şıra pazarlarında koşturmacalar başlar Bunlar "Eski Malatya"dan, dığer ilçelerden ve köylerden gelen ureticilerdir Çuvalçuval "Hacı Halıl • 'ler, "Hasan Bey"ler. 'Hüdayı'ler pazarlanır Bu adlar, kayısı kurulannın adlandır Pazarlıklar tamamlandığmda çuvallar boşaltılır ve ışçıler kureklere sarılır Malatya'nın "Eski Şıra Pazarı" ise "yeni"sine göre daha da renklidir. Ardı ardına on tane dükkân, üreticinin "gözünün nuru"; "Hasan Bey'Merini, "Hüdayi"lerini, "şekerpare'Merıni satarlar. Kayısıdan yapılma bu kadar çok yiyecek çeşidini bir arada hiçbir yerde göremezsiniz... Bu dükkânlarda, bir genç satıcı, Ali Suvay, bu çeşitliliği sıralıyor ve ortaya 10'a yakın çeşit çıkıyor... "Eski Şıra Pazarı"nda ekşisinden tatlısına "Eski Şıra Pazarımız çok renklidir. Malatya'ya her gelen buraya mutlaka uğrar. Bu çeşitliliği hiçbir yerde bir arada bulamazsınız. Pestilinden lokumuna kadar... İsim olarak sıralarsak en kaiitelisi, 'Hacı Halil' tipidir. Ardından, 'Hasan Bey' gelir. Bunların ikisine birden 'şekerpare' kayısı denir! tslımlı Kabıık'un tallısı veekşisi vardır. Bir de guneşle kurutıılmuş çeşitleri vardır; Bunların ekşi ve tatlı cinslcrinin tatlan bir hoştur. Giineşte kurutulanlann eösterişleri yoktur; ama tatlan çok güzeldir. Islimlilcr ise hem daha dayanıklı hem de gösterişlidirler." "Eski Şıra Pazan"nda, 'ÎAyşe Teyze" sırtlandığı çuvalıyla mallarını pazarlamaya çalışıyor. Ali komşusuna bağırıyor: "Abuzer Abi, teyzenin mallarına baksana..." "Getir teyze, bakalım!" Ayşe Teyre çuvaldan sanki altm madeni çıkarıyormuş gibi büyük bir itinayla mallarını ortaya serdiğinde pazarlık iyice kızışır... Ve sonunda Ayşe Teyze, alınterini, emeğini gözünün bebeği gibi koruduğu "ballı kaysı"larını, şıra pazarına enıanet eder... Pestilinden lokumuna, tatlısından yemeğine Malatya'da kayısıdan söz açıldığında birer birer marifetlerinden söz edilir: "Midenin d o s l u " olduğu, "Barsakları iyi çalıştırdığı" söylenir... Soframızdaki ycri?.. Tatlıları, 'hoşariarı, pestılı, lokumu ve de kavurması... Evet bazı yörelerimizde, gün kurusu kayısı, tereyağında kavrulup üstüne de ceviz dökülüp yenir. Bir de yemeği... Nohut'la gün kurusu kayısının pişirilip yenmesi... Ardından meşrubatları ve de "viskisi"... Bunca marifetlerinden sonra Malatyalı, "ballı kayısı" ile neden övünmesin, değil mi?