Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
lığı'nın ilk mabetleri arasında yer alan Aziz Serj, Aziz Yorgi, Azize Barbara ve bir Roma mahzeni üzerine inşa edilmiş olan gizemli ElMuallaka'yı (Asılı Kilise) geziyoruz. Ge niş bir mezarlık alanının ortasında yer alan bu çok cski scııu'ııı gobeğiiKİc, gcıçcklcn vok etkileyici bir Kıpti (Kopt) sanatı müzesi var. Mısır tarihinde önemli bir rol oynamış olan Kıptiler (Mısır Hıristiyanları), firavunların uygarlığı ve GrekRoma uygarlığı ile daha sonraki lslam uygarlığı arasında çok ilginç bir geçiş dönenıi oluşturmuşlar. özellikle ahşap, maden, kıımaş işçilikleri olağanüstü... Kıpti sanatı, mimarisi ve el işleriyle, Kahire'de keşfedilmcsi ve ayrıca değerlendirilmesi gereken bir alan... "Müslüman Kahire"yi gezmek ise kuşkusuz günler istiyor. tbni Tiilun camiinden adını alan semt, tarih kaynıyor. 9. yüzyıldan kalma lbni Tülun camii, şimdiye dek görebildiğim en guzel lslam yapılarından biri. Hemen yanı başındaki küçük lslam evi (diğer adıyla, GayerAnderson Müzesi), biri 16, diğeriyse 17. yüzyıldan kalnıa iki eski ve tipik Kahire evinın birleştirilmesiyle oluşmuş, içi tam bir özel müze zenginliğinde inanılmaz güzellikte bir müzeev... Bu evde, Mısır'ın ünlü sıcağından tumüyle korunmuş gölgeli balkonlarda oturup aşağıdaki havuzlu bahçeyi seyredeıek ömür geçirmis olan eski aileleri düşundükçe, insanoğlunun hemen her uygarlıkta doğaya karşı olabilccck en iyi yaşam koşullarını gerçekleştirmedeki becerisine hayran olmamak elde değil... Daracık Babel Vezir sokağı boyunca, Kahire'nin gerçek yaşamını izleyerek inerken sağsol cami, medrese kaynıyor. Kahire'nin de bir "mavi camii" var: 14. yüzyıldan kalma Aksungur camii, masmavi tran çinileriyle kaplanmış... 'Aynı yüzyıldan kalan ünlü Hasan Medresetürbesi, yine lslam sanatının erisilmez örneklerinden biri... "Babı Zuvvayla" denen eski kapının hemen yanı başında, onarım halindeki El Muayyed camiinin şerefelerine çıkıyor ve Müslüman Kahire'ye panoramik bir bakış atıyoruz. Bütün bu camileri, medrese ve türbeleri gezmeye kalksa, insanın bu kentte aylar geçirmesi gerekir. lslam'ın en büyük üniversitesi, öğrencileri arasında birçok Türk de Pıramıtlerın eteğınde alabıldığıne şen ve okul gıysılı bir çocuk grubu, çocukluflun her yerde benzer olan gamsızlıflım yansıtıyor. topkek bulunan El Ezher kompleksi, Memluk sultanı El Guri'nin adını taşıyan külliye ve Ahmet Maher Meydanı'ndaki ünlü lslam müzesi (ahşap işçiliğinden tznik çinilerine, fildişinden cam işlerine, lslam sanatının şimdiye dek gördüğümüz en zengin koleksiyonları var burda), gezebildiğimiz diğer yerler oluyor. Fethiye Muhammed, yaşı belli olmayan bir Arap kadını. Kocasını yitirmiş, iki oğluyla yaşıyor. Oğullanndan Ragıpla birlikte, yaşadığı oldukça yoksul odada ziyaret ediyoruz onu... Şoförümüz Muhammet bizi buraya getirdi... "Mezarlıklarda yasayan" birilcrini görüp konuşmak istemiştik. Şoförümüzün oldukça sınırlı Ingilizcesi (buna kimi zaman Türkçe sözlükler de karışıyor. Birçok Mısırlı gibi, Muhammed de "Türk asıllı" olduğunu söylü . yor) aracılığıyla Fethiye Hanım, bize yaşamını anlatıyor. Mezarlıklarla iç içe bu kulübeyi, iki oğluyla birlikte yapmış. Mezarlığın sahibinin izniyle ve Meyva Lezzet Dolu! Dolu! F ındı k Dolu ! Lezzet Dolu! ona düşük bir kira ödeyerek... Kentte başlarını sokacak bir yerleri olduğu için sevinçli gözüküyorlar. "Olülerle" baş başa yaşamak ise anlaşılan onları hiç de rahatsız etmiyor. Kahire'de bu durumda sayısız insan var (Tam bir sayı edinemedik, kimse söylemiyor). Bu, ilk ağızdan samldığı gibi kovuklarda, mezar içlerinde sefil, Urkünç bir yaşam biçimi değil. Mısır mezarları, bizimkilerin tersine, insanların çok aralıklı olarak gömüldüğü, türbelerin bol olduğu yerler. lnsanlar, burda tarih marih demeden, en zcnginlerinki dahil, türbclere sığınmışlar, mezarlık içlerine "gecekondu'Mannı kondurmuşlar. Temel sorun, yer bulmak, arazi bulmak. Kimi zaman geçmişin, sahibi filan artık belli olmayan mekânlarına sığınmışlar, kimi zaman burada "yeri olan"ların kiracısı olmuşlar. Türbelerin içine sığınmışlar, mezar taşlarının yanı başınaevcikler kondurmuşlar. ölülerleçevrili, olülerle iç içe yaşıyorlar. Kimbilir, belki bu da ölümu yaşamın doğal bir uzantısı, yaşamın başka bir dünyada surmesi olarak alan, değerli eşyaları, hizmetçileri, uşakları, kedileriköpekleri vs. ile birlikte gömülen, ölümii sanal yapıtını oluşturan başlıca itici güç olarak kabul etmiş firavunlar uygarlığının kalıntılarından kaynaklansagerek... Bu mezarlar ve türbeler, zaten içlerinde yaşanmasından gelen ilginçlik olmasa bile görülmeye değer yerler. Biri kentin doğusunda, 13yıldır garantısıne sahıp tek bıskuı öbürü güneyinde uzanan 2 dev "nekropol" Diğer adıyla "oluler kenti" Eyup'un turbelerini düşünün. Bunları, alan olarak 56'yla çarpın. Işte size bir "ölüler kenti". Kayıtbay nekropolü denen Doğu mezarlarım geziyoruz. Yaşlı (ve bahşişe doymaz) bir bekçi, bize özellikle "halifelerin mezarlıgı" denen, aslında Memluklar'ın son döneminin büyüklerine ait türbeleri gezdiriyor. 14. yüzyıl sonlarından başlayarak gunumuzedek gelen bu yapılar içinde, 9 cami, 5 sultan türbesi ve sayısız mezar var. Gezebildiğimiz türbelerin iç zenginliğini, görkemini anlatmaya sozcükler yetersiz kalıyor. tnal, Barsbey, Kayıt Bey, Barkuk, Kurkumaz, artık tarihin malı oldular. Türbeleri ise duruyor. Kâh yaşlı bir bekçi tarafından turistlere gezdirilmek kâh gunümüzün yoksul Kahireli göçmenleri ıçin geçici (veya sürekli) sığınak/barınaklar oluşturmak üzere... Bu insanlar, görebildiğimiz kadarıyla, içinde barındıkları bu tarihsel mekânları tahrip etmiyorlar. Tersine, belki onlara bakım bile yapıyorlar. Yinede, görkemli mermer oyma kapıların ardındaki peçeli kadın profilleri, izbe yataklar serilmiş turbelerdeki yaşlılar veya mezar taşlarının üstunde oynayıp duran çocuklarıyla, bu "ölüler kent i " , bir yabancının Kahire denen gizemli kentten edinebileceği en "egzotik", en çarpıcı, en farklı izlenimlerin bir bölumünü de sinesinde barındırıyor. G 18