Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cîece matbaada birlikte çahştık. Dizgisinden basımına, düzeltmenliğinden röportajlarına dek her noktası için birlikte ter döktük. Yeni dönenı için değişik bir soluktu. Her gün değişik bir manşet verirdik. • Bir örnek verebilir misiniz? • Sözgelimi, işçiler, TBMM'ye ücret protestosu yapmışlardı. Birinci sayfanın tepesine kocaman bir çift yalınayak fotoğrafı yerleştirdik. Üzerine de şöyle bir başlık attık: "Açlık Meclis'e yiiriidü". Ya/arlanmız arasında Mehmel Ali Aybar'dan Behice Boran'a, Abidin Dino'dan Aslan Başer Kafaoglu'na kadar çok sayıda sosyalist yer alıyordu. • îşçi sımfı için çıkarıyordunuz herhalde? • Evet, ama işçiler okumadı. Tam dokuz ay sürdürebildik. Sonunda pes ettik. Evlat acısı çekmedim ama, herhalde öncü'nün kapandığı gün duyduklarım bu acıya yakındı. Ağlamaktan kendimi alamıyordum. Kuvvet, sırf bu yüzden, bir gün daha yayımladı. Ama nafile idi. Bir gün öncü'nün romanını yazmak istiyorum. • Son on küsur yılınızda bir de ajansçılık serüveni var. • Bu serüveni tüm zorluklara, olumsuzluklara karşın genç arkadaşlarımın desteğiyle sürdürüyorum. • Nedir zorluklar? • Ajansçılık biraz nankörlükleri olan bir gazetecilik türü. Burada çalışanlar, ortak bir ürün yaratıyorlar. Ürünlerini ancak gazeteler değerlendirdiklerinde doyuma ulaşabiliyorlar. Oysa ki bizde gazeteler, kaynaklarını çeşitlendirmekte biraz tercddütlü davranıyorlar. Gazetecilik, bol ve değişik kaynaktan yararlanmakla zenginleşir. lstisnaları var ama, bizim ANKA Ajansı mahrecini kullanmakta cimri davrananlar da var. Bir de gazetelerin, kamudan, özel firmalardan sağladıkları ilan ve reklam desteği ajansçıhkta yok. Tam bir kendi yağı ile kavrulma işi ajansçılık. Ben bu işin içinde 13 yıldır bulunuyorum. Yalnızca doğru, yansız habercilik yaparak saygınlığımızı sürdürüyoruz. • Peki efendim, geriye baktığınızda Türkiye de gazetecilik kötüye mi iyiye mi gidiyor? • Maalesef ama iyiye gitmiyor. Politikacılar ülke yönetimindeki beceriksizliklerini, başarısızlıklarını gazetelere, gazetecilere yükleme eğilimindeler. Bunu son olaylar nedeniyle bir kez daha gördük. Politikacılar, üniversiteler, iş dünyası, hep övücü şeyler yazılsın istiyorlar. Ama övülecek şeyler yapılması için yeterince çaba harcamıyorlar. Şimdi burada sormak gerek, ekonomik güçlükleri, Güneydoğu'daki kanlı olaylan gazeteciler mi yaratıyor; demokrasideki tıkanıklıklan, işsizliği, hastane önlerindeki kuyrukları gazeteci mi yaratıyor? • 40 yılın ardından mesleğin ilk 10 yılının sonundaki tıkanıklıklan yaşıyoruz belki de. 1960'lara varıldtğında tahkikat komisyonları, gazeteci hapsetmeler vardı. Şimdi de benzeri bir durum var. 40 yıl riizgâr gibi geçti ama, riizgâr yine gazetecileri aynı noktaya getirdi. Bu yorum fazla köşeli mi yoksa? • Değil ama gazetecinin yılgınhğa, isteksizliğe kapılmaya hakkı yok. Çünkü bu işi halkı adına yapıyor. Yılgınhğa kapıldığı anda iş değiştirmelidir. Bu iş, sevgisiz, gönülsüz yapılamaz. Ben Türkiye'yi de Türk gazetecili ğini de aydınlık günlerin beklediğine inanıyorum. Bu içimdeki inanç gazetecilik heyecanını her sabah yeniden tutuşturuyor. G F OTOROMAN I NCİR ÇEKİRDEĞİ Menajer, bir sanatçıyla A'dan Z'ye, yatacağı kadınla bile ilgilenen kişidir. İBRAHİM TATLISES "Derwall'in" arabeskçisi Bizim aramızda şakacıktan böyle /' kavgalar olur. İBRAHİM TATLISES "Şakacı" arabeskçı İbrahim Tatlıses'in Dervvall'i bendim. HASAN BORA Mena/er Uzatmalarda da bir şey yapamazsam iş penaltılara kalır. HASAN BORA Menajer papağan olduğumu söylemeyin. FB antrenöru Işime kimse karışamaz. TODOR VESELİNOVİÇ Kamuoyunu karşımıza alarak bir şey yapamayız. ILHAN AKÜZÜM Turızm Bakanı Galatasaraylı taraftarlar gelmediler. Beşiktaşlılar gibi değiller Onlar söz verdiler mi geliyor. Kavga ediyoruz, aramızda hallediyoruz. Fenerbahçeli taraftartar Bugünkü eğitim sisteminde genellikle araştırmaya değil ezberlemeye, akla ve mantığa değil, mutlak itaate yönelmek gibi yanlışlıklar var. AVNİ AKYOi. Mıllı Eğitim Bakanı O beni halâ tavşan sanıyor Manken kültürlüdür, piyasada ön plandadır. ENGİN KOÇ Manken Ben mucit filan olamam, çünkü Karadenizliyim. ADNAN KAHVECİ Ualiye ve Gumruk Bakanı Ben çok rahatım, yıpranmam. YILDIRIM AKBULUT Başbakan Biz topuğa hiçbir zaman taraftar değiliz, annadın mı? Bizim hedefimiz her zaman kafadır. ŞEHMUS İLGİN •Baba" ANAP Genel Başkan Yardımcısı Millet 27 Mayıs'ı mahkum etti. HALİL ÖZSOY Rıza Ezer'in papağanı (Foloğraflar: RIZA EZER) Bizden yine seçim istediler!.. YILDIRIM AKBULUT Başbakan