24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

M EKTUPLARDAN Osman Senemoğlu Ziya Gökalp'ten kızına Pazartesi, 26 Nisan 1920 W Sevgili kızım, bu postada bana mektup çıkmadı. Siz benim yerimde olsaydınız çok merak ederdiniz. Ben etmedim, çünkü biliyorum ki bazen mektup postaya bir gün sonra verilebilir. Halbuki posta bir gün evvel hareket etmiştir, yahut başka bir sebep de mektubun gelmesine mâni olabilir. tnsan bu adi sebepleri 'düşünürse boş merakları zihninden çıkarabilir. Benim bir hafta mektubum gelmese, siz kimbilir ne kadar telâşa düşersiniz. Bu telaşların zararını size kaç kez anlatüm. lnsan sinirlerine hâkim olmalı, sinirlere hâkim olabilmek için insanda irade kuvveti vardır. En yüksek adamlar, iradesi en kuvvetli olan adamlardır. Iradenin de esası dikkattir. lnsan ne kadar dikkatli olursa o kadar uyanık olur. (...) tnsan bir şeyi evvelden düşünürse ondan dolayı telaşa düşmez. Çünkü o şeye karşı zaten uyanık bulunur. Dalgın adamlar, sersem adamlar daima her şeyden telaşa düşerler. Çünkü hayata dikkatleri yoktur. Hayata dikkat insanı kendisini alıştırması lazım gelen en iyi bir huydur. Hayalatâ dalan gözünün önünü göremez. Filozoflarda, şairlerde de hayata dikkat melekesi"1 kuvvetli değildir. Çünkü onlar etraflarındaki varlıkları göreceklerine zihinlerindeki, muhayyilelerindeki'21 mevhum "'âlemleri temaşawederler. Halbuki işadamları, uyanık kimseler bütün nazarlarını"1 haricı âleme dikerler, yani dikkatleri harici âleme çevrilmiştir. Bunlar dalgın değildirler ki bir şeye çarpsınlar, yahut sendelesinler, yahut şaşkınlığa ve telaşa düşsünler. İşte bana mektup gelmemesinden tutturarak sözü buralara kadar getirdim. Maksadım ben nasıl meraklanmıyorsam, telaşa düşmüyorsam, sizi de bu meraksızlığa alıştırmaktır. İnsan kendi kendisini buna alıştırabilir. Daima dikkatini harice çevirip de ilerisini gören adam dalgınlar gibi şaşkınlığa düşmez. Mesela adi sebepten dolayı mektubun gelmemek ihtimali olduğunu düşünen bir adam mektup gelmeyince meraka düşmekten kurtulur. Siz kaç defa .mektubum gelmedi diye meraklara düştünüz ve sonra gördünüz ki ben her postaya muntazaman mektuplarımı vermişim. Demek ki merakın boş olduğunu birçok tecrübelerle anladınız. Halbuki bu tecrübelerden sonra haf'taya mektubum gelmese yine aynı meraklara düşersiniz. İşte meraklara, telaşlara düşmemek için sinirlerinize hâkim olmaya, iradenizi kuvvetlendirmeye, hayata ve harice karşı dikkatli bulunmaya çalışmalısınız. % Baban Ziya Gökalp (1) (2) (3) (4) (5) meleke: yineleme sonucu elde edilen alışkanlık muhayyile: hayal kurma gücü. mevhum: gerçek olmayan, kafada yaratılan. temaşa etmek: bakmak, seyretmek. nazar: bakış. Yazor bir babanm, çocuğunu yönlendirirken takındığı tutuma, S.Fitzgerald'ınkinden sonra, ikinci örnek Ziya Gökalp'in (18761924) kızına yazdığı mektup. Padişahlığa, işgal kuvvetlerine karşı sürekli bir kavga içinde geçen yaşamında birçok kez sürgün edilir Ziya Gökalp: Kızına da tngitizler tarafından sürüldüğü (19191921) Malta'dan yazar. Genç yaşta tslam ve tasavvuf üstiine çalışan Ziya Gökalp, Arapça, Farsça ve Fransızca da öğrendi. Diyarbakır'da geçen çocukluk ve gençlik yıllarının ardından tstanbul'da baytar mektebine gitti (1895). II. Abdülhamit'in baskısına karşı savaşan gizli örgütlere giren Ziya Gökalp bu nedenle tutuklanarak bir yıla yakın hapis yattı, ardından Diyarbakır'a sürüldü. II. Meşrutiyet'in ilan edilmesiyle tttihat ve Terakki Cemiyeti'nin Diyarbakır Şubesi'ni kurdu. Osmanlı milliyetçiliğini savunduğu bu dönemde düşüncelerini kendi çıkardığı Peyman gazetesindeki yazı ve şiirleriyle halka duyurdu. örner Seyfellin'le birlikte "dilde Türkçülük" akımını ve Osmanlıcılık karşısında Ttirkçülüğü Genç Kalemler dergisinde savunmaya başladı (1911). DarUlfünun'da loplumbilim dersieri verdi. Yaymaya çalıştığı ulusçuluk anlayışı "Türkçülük, Türk mitletini yüceltmektir" ilkesine dayanan Ziya Gökalp, ulusal kültürü korumak koşuluyla, doğu uygarlığından çıkıp tümüyle Batı uygarlığına yönelmek gerektiğini düşünür. Ona göre kültür ulusal, uygarhk ise uluslararası niteliktedir. Bu nedenle uygarlık değiştirmenin bir sakıncası yoktur. Bu görüşlerin yanı sıra, cumhuriyetçilik, ulusçuluk, halkçılık, devletçilik, laiklik ilkelerini, II. Meşrutiyet 'ten beri savunan Gökalp, Atatürk ilkelerinin çoğunun da çıkış noktasını oluşturur. Toplumbilim alanında Emile Durkheim'dan esinlenen Gökalp, Fransız toplumbilimcinin görüşlerini uygulama alanına aktarmış, uluslaşmayı gelişmenin bir aşaması olarak nitelemiştir. Bu bağlamda, konuşma dilinin yazı diline de örnek oluşturmasını, Kuran 'm ve duaların Türkçeleştirilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. önceleri tüm Türklerin tek bir devlet oluşturmasını savunmuşsa da cumhuriyet kurulduktan sonra "ulusal" devletin önemini anlayıp "bugün gerçekçilik alanında Türkiye'cilik vardır" sözüyle yeni tutumunu dile getirmiştir. Toplumsal yapının hızla değişliği bir dönemde toplumbilimci olarak ortaya çıkan Gökalp nesnelliğini tam anlamıyla koruyamamış, sanatı da düşüncelerini yaytna aracı olarak kullanmıştır. Tüm bu etkinliklerdeki amacı, düşünce düzleminde temel bir değişimi kısa sürede gerçekleştirmekti. Düşünür, toplumbilimci ve şair Ziya Gökalp aynı zamanda cumhuriyet öncesi ve sonrası çeşitli dönemlerde mil/etvekilliği de yapmıştır. 22
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle