Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
s B OFRA Bekri Çeşnici Istanbul'dan Marmaris'e: Geçen yılın en iyileri ir yıla yakın süredir, başta tstanbul oltnak üzere, bütün Türkiye'nin ilginç sofralarını bulup yazmaya çalışıyoruz. Doğrusu, Fraıısa, ttalya gibi ülkelerle kıyaslandığında, oldukça güç bir uğraş bu... Çünkü ülkemızın, uzun bir geçmişi olan ve çeşitli kaynakların sentezinden doğmuş bulunan zengın nuıtfağı, her zaman başanyla yansımıyor lokanta ya da yeni deyimiyle restoran sofralarına. Bütün bir yılın sonunda dönüp geriye baktığımızda, her yanıyla ilginç mutfağı bulunabilen yer sayısınm az olduğunu görüyorsunuz. Bu durum, içinde yaşadığımız küîtür ve benlik bunalımının sofraya yansımasının sonucu. 1989 yılı ıçınde, yazdığımız yerlerin bir bılançosunu yaptığımızda, kiminin yazıldığından bu yana kötüye doğru değiştiğini görmek üzücü oluyor. Gidıp beğencrek yazdığımız yerlerin kımi, kötüye doğru bir değişim gösterirken, örneğin Bogaz kıyısındaki bir balık lokantası, hafıf, kimseyi rahatsız etmeyecek biçimde, müşterilerin de katıldığı, klasiklere de yer veren "alaturka" icra eden, sessiz ve efendi ud sanatçısına yol verip, yerine "arabesk" koyduğunda, biz de okuyucuya karşı mahcup duruma düşüyoruz. Yazıyı okuyup, orada kendi tercihlerine uyan bir yer bulacağını sanarak lokantaya giden okur, dayanma gücünü zorlayan bir müzikle karşılaşıyorsa kandırılmış oluyor. Ama ne yazık ki, Türkiye'de tum kurumlar gibi, lokantalar da çabuk değişim gösteriyor. 1989 yılına baktığımızda, bu sayfada yer verdiğimiz ilk on sırayı alanları okurlarımıza bir kez daha anımsatmak isteriz. Hemen vurgulamak gerekir ki, belki buniar düzeyinde daha başka restoranlar da vardır. Ama biz burada seçimi, daha önce yazdıklanmızın içinden yaptık. Bir yıl boyunca burada yazdığımız restoranlardan, tstanbul'da seçtiklerimiz içinde, "Ece" ile "Süreyya" hem mutfaklarının mü "Ece Bar"da bir zamanlar nefis öğle sofraları kurulabiliyordu, şimdı ise böyle sofralar ancak akşamlan var.. kemmelliği, hem "ambiance" ile ilk sırayı alıyor. Gerçi " E c e " artık öğlen yemeklerine son vermiş bulunuyor. Ama her akşam, zengin bir mutfağı sunuyor yine de. Bu açıdan bakılınca "Ece"nin yerinin adını, "Ece Bar''dan "Ece BarRestaurant"a çevirmek daha doğru olacak sanırım. Ustelik, pazar geceleri, barın alışılagelmiş müziğinin dışında, bir yaylı sazlar kuartetinin Mozart çaldığı, sonradan da Viyana valslerine geçtiği "Barok geceler"de, Ece Bar tam bir restona dönuşüyor. Geçen yılın mönüsüne ise ekler yapılmış; özellikle zeytinyağlı ekşi clma dolması ve havyar erişte ile daha da zengınleşmiş olan ot salatalarını herkese salık veririm. "Ece"ye gittiğiniz ya da konuk götürdüğünüz zaman, düş kırıklığına uğramayacağınızı, konuklarınıza mahcup olmayacağınızı garanti edebilirim. Süreyya ise mutfağının ve servisinin kalitesıni hiç bozmadan sürdürmekte. Fiyatlar emsallerinin ustünde olmamakla birlikte, geçen yıla oranla biraz daha artmış da olsa, yine de yamna yaklaşılmaz cinsten değil. Zengin bir mutfak kültürü ile yılların deneyimi, Süreyya'nın dört dörtluk kalitesini korumasına yardımcı oluyor. Boğaz'da, kulakları tırmalamayan bir müzıkle, lezzetli meze ve taze balık yemek için "Han Restaurant" her zaman gidilebilecek yer olma özelliğini koruyor. Kışın tek sakıncası, çınarın altındaki terasından yeterince yararlanılamaması.a lstanbul'un sofrasında seçkin bir yer tutan meyhaneler içinde, Burgazada'daki "Fuly a " , konumunun güzellığı, mezeterinin, balıklannın her denı tazeliği ile yazın olduğu gibi, kışın da fırsat buldukça gidilecek güzel bir lstanbul meyhanesi havasını koruyor. Üstelik fiyatları emsallerine oranla ucuz. Yine Istanbul'da bir meyhane arıyorsanız, mutfağı tabii ki o seçkin restoranların düzeyine varmamakla birlikte, her lürlü keseye elverişli olan ve de temiz, dürüst mezeleri, taze baJıkları, zengin çeşnisiyle, eskilerden miras " l m r o z " u salık verebilırim. Başkent Ankara'da bugüne kadar yazdıklarıınız içinde, " L a Bohime", servisi, "ambiance"ı, temiz mutfağı ve gecenizi şenlendiren müziği ile seçkin yerini sürdürüyor. Izmir'de "Kemal'in Yeri" (Kondon'daki değil, Tabipler Odası'nın karşısındaki gerçek Kemal'in Yeri), bir deniz ürünleri cenneti olarak, salık verdiğimiz dostlardan teşekkür almamıza neden oldu. "Afyon ikbal Lokantası", uzun yılların geleneğini, tencere yemekleri, etleri ve Afyon kaymağıyla servis yaptıklan tatlılarıyla sürdürüyor. Karayoluyla Afyon'dan geçenler, yolu biraz uzatmak pahasına da olsa, kente girip, örneği az kalmış bu restorana uğrarlarsa kaybettikleri zamanın karşılığını fazlasıyla almış olurlar. Yine Anadolu'da geleneği sürdüren, yerel mutfağın özelliklerini başarıyla koruyan, günümüzün damak tadına yumuşak geçiş yapan "Samsun Cumhuriyel Lokantası", salık verebileceğimiz ilk on kuruluş arasında yerini alıyor. lyice Güney'e indiğimizde, Gökova'da, Marmaris'e yarım saat uzaklıktakı azmakta, "Halil'in Yeri", konumunun olağanüstülüğünün yanı sıra, balıklarının tazeliği ve fiyatlarının görece ucuzluğu ile sıralamada yer alan bir kuruluş. "Halil'in Yeri"nin tek sakıncası, zaman zaman gelen turist kafileleri; turistlerin yemek saatleri dışında gidilmesini öneririz. 1990'da sofranızın bereketli, damak tadınızın daim olmasını dilerim! D Genel Müdür Hasan Akalın, 35 yaşında, işi gereği yabancılarla çok sık görüşuyor Mesleki IngiJı/cesını ilerlctmek /orunda. Ingılızceyı Ingıltere'de oğrenmek için en doğru karan verdi. 7 TUR'u seçtL Ayrıntılı bılgı ıçın broşur ısteyın Inonu Cad 37/2 Gumuşsuyu 152 59 21 (4 Hat)