Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DOKSANLARIN AVRUPASFNA DOĞRU Yaşlı Kıta'nın genç umutları Nasıl bir Avrupa?.. İşte doksanlı yılların enheyecanlı sorusu... Kerem Çalışkan Nasıl bir Avrupa? 90'h yıllann en heyecanlı sorusu işte bu. Avrupa, dünyanın hem en yaşlı hem en genç kıtası. Modern kültürün beşiği ve iki diinya savaşının yaşandığı topraklar olarak görmUş geçirmiş, aa çekmiş olgunlaşmış bir kıta Avrupa. Ama aynı zâmanda sınırların kalktığı yeni bi r dünya özleminin gerçekleştirilmeye çalışıldığı, Avrupa Toplulugu ile insanlığın yepyeni, özgür ve çoğulcu bir modeli denemeye başladığı yer. Genç umutların taşıyıcısı. Fransız dUşunUr ve araştırmacı Edgar Morin, "Avrupayı Düşünmek" adlı kitabında şöyle diyor: "Geleceği kurtarmak için geçmişin kurtarılması gerekmektedir. Ama bu yapılırken, insanlığı içinde bulunduğu dünya çapındaki demir çağından çıkaracak tohumlann atılması da söz konusudur. Avrupa sorunu, dünya çapındaki bu sorunu içermektedir. Avrupa'nın önünde biri kültürel, diğeri de siyasi olmak Uzere iki 'kuruculuk' görevi bulunmaktadır. Kendimizi bu iki boyutu birbirine bağlayan bir "ikinci rönesans" fikrine hazırlamamız gerekiyor. Bunlardan ilki nihilizm ve her şeyin sorunsallaşması deneyiminden yola çıkarak Avrupa diyalojiğini Avrupa dışı kültürlerin katkılarına açmaya yöneliktir ve ikinci rönesansın amacı barbar düşünceleri karmaşıklığa acarak uygarlaştırmak, düşünceye gizlice yön veren görünmeyen ilkeleri düşünmek, kısacası insan düşüncesini tarih öncesinden çıkarmak olmalıdır. tkincisi ise içinde bulunduğumuz dünya çapındaki demir çağı bilincinden yola çıkarak Avrupa'ya hem bencil hem de özgeci bir görev olan demokrasiyi koruma, canlılık kazandırma, yeni kaynaklarla beslenme geliştirme ve cisimleştirme görevini yüklemelidirî' Morin'in bu satırlan yazdığı 1987'de henuz Doğu Avrupa'daki totaliter sistemleri çökerten "1989 Devriml" yasanmamıştı. Tbtaliter sosyalizm ve demokrasi arasındaki ilişki ve karşıtlıklan inceleyen Morin o günlerde şöyle diyordu: "Bugün artık yanılsama ve aldatmacaları demokrasi cephesinde değil, 'varolan (reel) sosyaüzm' cephesinde aramak gerekmektedir. (...) Sovyet efsanesinin çökü^U demokrasi efsanesine yeniden canlılık kazandırdı. Ancak demokrasi komünizmin yaptığı gibi insanların bütün sorunlarını çözeceği, bireysel ve kolektif mutluluğu sağlayacağı, toplum katında kurtuluşu garanti altına aldığı türünde görüşler ileri süren bir efsaneye dtfnüşmemelidir. (...) Avrupa'nm demokratik yaşamı yeni bir atılım yapacağı, yeniden soluklanacağı günleri beklemektedir. Bugün demokrasinin tamamlandığı bir aşamada değil, tersine demokrasi açısından yalnızca bir başlangıç aşamasında bulunmaktayız" 1989 fırtına gibi esti. Doğu Avrupa'daki sosyalisttotaliter tek parti rejimleri peşpeşe çöktü. Reformlara direnen Çavtışesku yönetimi, Romanya'daki halk ihtilali ile kanlı bir şekilde devrilip idam edilince Doğu Avrupa'da, Polonya'dan başlayan demokratik devrimler zinciri, Macaristan, D. Almanya, Çekoslovakya, Bulgaristan üzerinden geçip Romanya'ya gelerek tamamlanmış oldu. Doğu Avrupa'dakı totaliter rejımler 1989'da bir bir yıkıldılar. Bir çoğu komünıst partilerın ıçındekı reformcu akımlarla değışırken Romanya'da değışıme direnen Çavuşesku yönetimı kanlı bir halk ayaklanmasıyla yıkıldı Gençler ve halk sokağa döküldu, tanklar namluları diktatöre ve onun gizlı ajanları "terörist" Securıtate'ye çevrıldı Çavuşesku'nun ıdamıyla yeni yıla giren Rumenlerın ılk ışi, "idam cezasını" kaldırmak oldu 14