05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ç İ Ç E K Fehmi Bayraktaroğlu H p AYVAN DOSTLAR S.DeveliOğlu Akvaryumun kumu ve suyu • ^ u haftaki yazımızda akvaryumlann donanımıyla ilgili bilgiler aktarmaya devam edeceğiz. Akvaryum için kullanılacak yapay ışığın yerleştirilme şekli önemlidir. Reflektör aracılığıyla, ışığın altında kalan bitkiler uzerine yansıyan ışık o kesimdeki bitkilerin iyi gelişmesine yardımcı olacaktır. Diğer bitkiler ise ışık alabilmek için o yöne eğileceklerdir. Lamba öne doğru konulduğu takdirde bu bölümdeki bitkiler güzel gelişecekler, buna karşılık arka taraftakiler öne doğru yönelecekler ve canlılıklarını yitireceklerdir. Bitki örtüsü de karışık bir görünüm arz edecektir. Işık arka tarafta olduğu takdirde bitkiler daha güzel bir görünum arz edecektir. Ancak bu durumda akvaryumda derinlik kaybolacaktır. Bir litrelık akvaryum için 4 watlık floresans lambası yeterlidir. Akvaryumumuz yüz litrelikse 25 wattlık floresansa gereksinimimiz olacaktır. Şayet floresans yerine normal elektrik lambası kullanmak istersek litre başına gerekli wattı uçle çarpmak gerekir. Yani şöyle: 100 litrelik akvaryum için 25 vvattlık floresans gerektiğine göre 75 vvaatlık normal lamba gerekecektir. KUM: Akvaryumda kum, hem balıklar hem de bitkiler için önemlidir. Bitkilerin tutunmalarına olanak verirken, balıkların kendilerini doğal ortamlarında hissetmelerini sağlar. Bu iş için: DERE KUMU KULLANILMALIDIR. Kum iri taneli olmalıdır. Kalkerli maddeler kapsamamalıdır. Akvaryumda kullanılmaya elverişli kumu akvaryumcularda bulabilirsiniz. Kum akvaryuma konmadan önce defalarca yıkanıp temizlenmeli, sonra güneşte kurutulmalıdır. Iyice temizlenip kurutulmuş kum akvaryumun dibine beş santim kadar kalınhkta arkadan öne meyilli biçimde yayılır. Yine de belli bir süre sonra kum kirli bir görunum alacaktır. O zaman kumu çıkarıp başlangıçta olduğu gibi iyice yıkayıp guneşte kuruttuktan sonra akvaryuma koymak gerekir. SU: Akvaryumun suyu dinlendirilmelidir. Aksi halde balıklar ölür. Bu, önemle üzerinde durulması gereken bir noktadır. Şayet dinlendirilmiş su bulamazsanız ağzı geniş bir kapta suyu iyice kaynatıp soğuttuktan sonra kullanabilirsiniz. . Suyun sıcaklığını ölçeceğiniz akvaryum termometreleri ev termometrelerine benzerler. Yalnız derecelendirilmeleri farklıdır. 0 santigrattan 40 santigrata kadar derecelendirilmişlerdir. Suda yuzen ve cama yapıştırılan tipleri vardır. Balıkların sağlığı açısından ısı çok önemli olduğu için her akvaryumda bir termometre bulunmalıdır. Bu termometreleri yine akvaryumculardan temin etmek olanaklıdır. Akvaryumun suyunu değiştirirken ilave edilecek suyu akvaryumun kenanndan bir pipetle ağır ağır akıtarak yapabiliriz. Ani su akımı balıkların urkup oraya buraya çarpmalarına ve yaralanmalanna, dipteki kirlerin havalanarak suyu bulandırmalarına yol açabilir. Ayrıca suyun sık sık değiştirilmesi istenmeyen durumlara yol açabilir: Akvaryum suyunda oluşan dengeyi bozabilirir. Bitkilerin dalları kırılabilir, kökleri örselenebilir. Aşırı temizlik küçuk balıklar için yararlı olan mikroorganizmaların yok olmasına sebep olacağından zararlıdır. Hastalık gibi zorunlu bir neden olmadıkça akvaryumun suyunu tümüyle değiştirme işi yılda bir kez yapılmalıdır. D • murallara aykırı olarak binanın dış yüzeyinden ve açıktan geçen bir pis su borusunun dirsek noktasında filizlenmiş, kök salıp büyümuş ve meyve vermiş bir domates ile karşı karşıyayız. Çevre sorunlarını ve çoğumuzun bu sorunların her gün artan tehdidine duyarsızlığımızı protesto edercesine o garip yerde direniyor, kırmızı meyveleriyle sanki alarm veriyor! lyi stabilizasyon yapılmadan toprak yollara dökülmüş asfaltları yer yer yarıp cıkan ayrık otları görmüştum, gövdeye yakın bir yerinden kırılmış ve nerede ise kabuğunun bir parçası ile tutunan koca bir erik dalının bahar geldiğinde çiçek açıp, sonra meyve verdiğini de görmüştum. Ama kirli su borusunun dirseğinde, toprağın hiç olmadığı bir garip köşede yeşeren, tutunan ve meyve veren domates görmemiştim. Sanırım siz de görmemişsinizdir. Olmayacak, doğaüstü bir şey değil. Ama simgesel olarak anlattığı çok şey var bize... Çevre kirliliği ve doğanın tahribi öyle boyutlara ulaştı ki artık sadece dolaylı değil, doğrudan toplum sağlığını tehdit ediyor. Bunun en açık kanıtlarından birisi, büyük şehirlerde çevre kirliliğinin ulaştığı boyutlara bağlı olarak ve doğrudan buradan kaynaklanarak ortaya çıkan ve oranı gittikçe artan çocuk hastalıkları çeşitleridir. Artık sadece sağlıksız hava koşullarından etkilenen yaşlılar ve hastalar değil, sağlığı tehdit altında olan gelecek kuşaklar da söz konusu... Büyük yerleşme merkezlerinin nefes borusu olan yeşil alanların korunup genişletilmesi, herkesin sahip çıkması gereken bir olgu. Bu açıdan da köşemizle ve çiçek, bitki sevgisi ile doğrudan bağlantısı var. Evinde veya bahçesinde çiçeği, yeşili seven ve koruyan herkesin, bu çevre bilinci ile yaşadığı alanın, şehrin ve ulkenin tümunde aynı bilinçle hareket etmesi, üzerine duşeni yapması gerekiyor. Denizlerimizden sofralarımıza gelen birçok balık türünü çocuklarımıza artık kitaplardan tanıtmaya başladığımız günümuzde, uzak olmayan bir gelecekte birçok doğal bitki, çiçek ve ağaç türünu de aynı yolla tanıtmak zorunda kalabiliriz. Bunu istemiyorsak, bol çiçekli günler için, gereğini elbirliğiyle yapmalıyız. Ancak o zaman, artık o güzelim şeklinı ve kokusunu bile unutmaya başladığımız kırmızı karanfilleri elbirliği ile geri getirebiliriz! Bol çiçekli günler dileği ile!... D K Direnişçi domates 31
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle