Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Öyküsünü yitirmiş fotoğraflar izlere bu sayfalarda kaybolmuş... S fotoğraflann öyküsüaktardığımız Refık Durbaş arkadaşımız, yeni öyküler düşündü bu görüntü ve insan suretlerine... Bir objektifm ardında biçimlendikten yıllar sonra tstanbul'un Teşvikiyesemtinde bir çöplükte Mediha ve Saadettin Aşkın çiftinin ihtimamlı ellerinde yeniden yaşamadoğan "cam negatif'lerin öyküsünilise yine bugün, gazetemizdeki haberde izleyebilirsiniz. Reflk Durbaş en bir fotoğraf makinesiyim. Nice yaşanmış anların, anıların tozu durur hâlâ objektifimin camlarında. Nice acıların, sevinçlerin, nice yalnızlıklann, hüzün B Güneşli bir sabahı tstanbul'un. Göîtyüzünde tek bulut yok. Ahşap evlerin yosun tutmuş kiremitleri üzerinden Süleymaniye Camisi'nin alnı parlıyor. Hemen yanı başında Beyazıt Kulesi. Demek o zaman daha gökdelenler, beş yıldızlı oteller kuşatmamış tstanbul'un sokaklannı. Ve gökyüzünde bir zeplin. Tam Süleymaniye'nin üzerinde. Dünya turuna çıkmış olabiiir mi bu zeplin? İçinde kimler var, nasıl yol alıyor göğün yüzünde böyle kolsuz kanatsız? Objektifimin bir kenar camında dursun onun da fotoğrafı... Ama şimdi burada, kenarlarına teneke kutularda fesleğenler dizilmiş bu pencere önünde değil de asıl bu zeplinin içinde olmak isterdim. Süleymaniye'nin minarelerine bir veda busesi bırakarak ufukta kayboluyor zeplin. Biraz sonra Abidei Hürriyet Tepesi'ne iniyor. Içinden uç kişi çıkıyor, bir de köpek. Bir adam ve iki çocuk. Gidip abidenin önünde duruyorlar. . Kız on üç, oğlan yedı yaşında. Kızın adı Şermin, oğlanınki Hilmi. Kızın başında beyaz bir örtü. Sağ kolunu oğlanın sol omuzuna dayamış. Bana değil, uzaktaki bir mai hülyaya bakıyor gözleri. Hilmi ile göz göze gelıyoruz. Okula bu yıl başlamış. Fesi kulaklarında, önümüzdeki yıl da giysin diye biraz bol almışlar... Adamın adı Nizam. Bahriyeli, bu yüzden bakışları biraz sert. Bıyıkları gibi... Sol göğsünde bir nişan. Kösteği yelek cebinde... Gölgem Nizam Bey'in ayak ucuna duştu ıdüşecek. lerin...