Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
S A G L I K Erdal Atabek Mevsim değişirken hastalıklar artar Güze girerken, özellikle çocuklarda görülen ve ülkemizde yaygın olan "kansızlık", buna bağlı "demir eksikliği", beden direncinin azalmasındaki en önemli neden. ylUl ayının başlanndayız. Mevsim farklılıkları insanlarda fizyolojik psikolojik değişmelerc yol açar. Bu değişiklikler, beden direncini de değiştirir, hastalıkları kolaylaştıran koşullar doğar. Bu koşulların bir bölümü, doğanın değişikliklerinden gelirken, bir bölümünü de biz nazırlarız. Bunlara dikkat etmezsek, sonra gene biz "mevsim hastalıklan" dediğimiz hastalıklardan yakınırız. Yaz sonunun en önemli hastalıklan "üşütme"ye bağlı olanlandır. GUnün ortası sıcak olmayı sürdürürken, sabahlar ve akşamlar serinler, soğur. Yaz günlerinin alışkanlığıyla ince giyinenler, pek de farkında olmadan sabahları, akşamları üşürler. Yanlarında bir süveter, hırka bulundurmayanlar bu hafif serinliğe aldırmazlar ama, arkadan boğazda bir yanma kendini gösterir. Çevremize bakarsak nezlenin, Uşütmenin, öksürüklü hastahklann birdenbire arttığını görüveririz. Bedenin kendisini sıcak yaz günlerine uydurmuş olmasının, karşılaştığı soğuk havaya direncinin azalmasının bu durumda payı vardır. Basit bir nezleyle, biraz kırgınbkla, hafif bir halsizlikle kendini gösteren "üşütme"nin arkasından ateş yükselmesinin, öksürüğün belirmesi de gecikmez. Böylece akılda olmayan bir hastalık ortaya çıkıverir. Bu durumun hafıfe alınmaması gereklidir. Hemen ev dinlenmesine geçilmez, gerekli sağaltım sağlanmazsa, birkaç gUnden bir haftaya kadar sürebilecek olan bir hastalıktan kaçınılamaz. Bu mevsimde etkilenen beden bölgelerimizin başında boğazımız, burun, kulak gibi organlarımız gelir. Hava değişikliklerine duyarlı bademciklcr, sinüzitler, kulak yangıları (otit) E serli hastalıklar, kolitler bu değişikliği haber almışlar gibi seslerini yükseltirler. Mide yanmaları, ağnlar, ağza acı su gelmeler, birkaç gün ishal, birkaç gün kabız olmalar kendini gösterir. Bu durumu dikkate alarak hemen uygun diyete başlamayanlar, gerekli sağaltım dikkatini göstermeyenler, hastalıklarımn oldukça rahatsız edici bir dönemine giriverirler. Bu mevsimin beslenmesinde gerekli olan bedenin yitamin eksikliklerini karşılamak, bunun için de vitaminden zengin sebzeleri, meyveleri yemeye özen göstermektir. Kızartmalara, yağlı yemeklere hiç de gerek yoktur. Hayvansal yağlar her zaman için uzak durmamız gereken besinlerdir. Güze girerken, özellikle çocuklarda, ama genelde herkeste varolabilecek "kansızlık" durumu dikkate alınmalıdır. Ülkemizde yaygın olan, bazı kereler gizli olarak varlığını sürdüren "kansızlık", en çok görülen biçimi olan "demir eksikliği"yle beden direncinin azlığını yaratan nedenlerden birisidir. Tan sayımıyla kolayca anlaşılacak, uygun bir demir sağaltımıyla düzeltilebilecek olan "demir eksikliği anemisi" birçok hastalıkta hazırlayıcı temeli oluşturan etkendir. Bu durumu gözden uzak tutmamak gerekir. ldrar yollan enfeksiyonlan da, bu mevsimde alevlenmeler gösterirler. ldrar ederken başlayan hafif yanmalar, giderek artan ağrılara dönüşebilir. Yaz günlerinin alışkanlığıyla ayaklann soğuktan korunmaması, soğuyan havaların etkilerini idrar yollan Uzerinde duyurur. Bu durumun dikkate alınmasında da yarar vardır. Güz aylarının kışa geçiş dönemini oluşturduğunu bilmek, tansiyon yüksekliği, korner hastalıklan, şeker hastalığı gibi hastalıklan olanlann da daha dikkath olmalarını gerektirir. Bu hastalar, bu aylarda sağlık denetimlerini daha dikkatli yaptırmalı, önlemlerine daha özen göstermelidirler. Çilek, karadut ve böğürtlen kEn çok yeneni çilek 'olan bu üçlünün besin değertori dikkat çeklcldir. Alerjik etkisi olan besinler arasında da yeri olan çilek, besin değerleri bakımından özel bir önem taşır. Çilekte, portakaldan da limondan da yüksek C vitamini değeri olduğunu bilenimiz var mıdır acaba? Bu her üç meyvede de diğer meyvelere oranla daha yüksek demir bulunmaktadır. Çeşitli besin değerleri bakımından bu üç meyveye bakarsak: 100 gramında kalori, çilekte 40, karadutta 93, boğürtlende 85'tir. Karbonhidrat çilekte 7.2 gm., karadutta 19.8 gm., boğürtlende 15.9 gm. Protein, her üç meyvede de 0.8, 0.9 gm.'dır. Yağ, çilekte 03 gm, karadutta 1.1 gm., boğürtlende 0.8 gm. Kalsiyum, çilekte 29 mg., karadutta 60 mg., boğürtlende 20 mg. Demir, çilekte 1.0 mg., karadutta 1.1 mg. boğürtlende 0.9 mg. A vitamini, çilekte 30 U., boğürtlende 105 Ü.'dir, karadutta yoktur. B, vitamini, çilekte 0.03 mg., karadutta 0.05 mg., boğürtlende 0.01 mg. B2 vitamini, çilekte 0.04 mg., karadutta 0.07 mg., boğürtlende 0.01 mg. Niasin, çilekte 0.4 mg., karadutta 0.2 mg., boğürtlende 0.7 mg. C vitamini, çilekte 70 mg., karadutta 17 mg., boğürtlende 8 mg. Karadutun kalsiyum, demir, B, vitamini, B, vitamini değerleri yüksektir. Çileğin demir ve C vitamini değerleri yüksektir. Boğürtlenin demir ve niasin değerleri yüksektir. Bu özellikleriyle karadut ve çilek, özellikle önerilmeye değer meyveler arasında yerlerini almaktadır. Bedri Rahmi'nin "karadutum, çatalkaram, çingenem" sözleriyle şiire soktuğu karadut, Arnavutköy çileği olarak İstanbul'un tarihinde yerini alan çilek, bu övgüleri beslenme değerleriyle de kazanmaktadırlar. Böğürtlen de, dikenli dallanndan topîandığı zaman ayrı bir tadı olan meyve olmayı sürdürecektir. D ağrı, kırgınlık, halsizlikle kendilerini duyururlar. Mevsim değişiklerinden etkilenen bir diğer sistemimiz de "sindirim sistemimiz"dir. Yaz boyunca uslu uslu duran gastritler, ül Örsan Oymeıfi unutmamak... Tatil yörelerinde ilkyardım Için, ülkemlzdeki doktor ve hemşire sayısı yeterlidir. önemli olan, Işln organizasyonudur. k Değerli gazeteci örsan öymen'ı tatil yaptığı sırada kaybettık Tatildeyken hastalanan " başka değerli gazeteci dostlarımızı da biliyoruz Nedense, ınsanlar tatılde hastalanmazmış gelir. Dinlenmek ıçin gıdilen tatilde, daha rahat, daha neşeli olan insan, hastalıklardan uzakiâşmış dıye mı düşünülür, bilmıyorum. Ama gerçeğin öyle olmadıgı görülüyor. öyleyse, köklü önlemler almak gerekiyor. Orsan Oymen'i unutmamanın doğru bir yolu da bu olsa gerek. Peki, ne yapalım? Bütün tatil yerlerine hastaneler ml kuralım? Bunu yaptığımızı düşünsek de, tatil mevsimi bittiğinde, kış aylarında bu hastaneler ne yapacak? Bu önlem, duruma çok uygun görünmüyor Kuşkusuz, bazı önemli bölgelerde her duruma yanıt verecek merkezler kurulması gerekli Trafik kazaları, acil kalpdamar hastalıklan, akut alerji durumları, zehirlenmeler için hazırlıklı sağlık merkezlerı zorunlu. Ancak, bundan da önemli bir önlem, tatil yapılan yörelerdekı büyük otel, motel, mokamp gibi bırımlerde yaz aylarında ilkyardımı yapacak doktor, hemşire bulunmasıdır. Hazırlanıp, kolayca el altında bulundurulacak bir ilaç dolabı, basit ama değerti bir gereç takımıyla, blrçok hastalığın ılk ortaya çıkışında gerekli acil sağaltımın yapılması olanaklıdır. Bu önlem kolayca, düzgün bir organızasyonla alınabılır. Bunun ıçin, hekımlerın ızınlerinin kaldırılması değil, tam tersine, hekimlerın görevlerını tatil yörelerinde yapmaları desteklenmelidir. Istekli doktorların ve hemşırelerin, yurdumuzun çeşitli yörelerindeki tatil birimlerinde on beş günlük dönemler ıçınde bulunmalarının sağlanması, hem o elemanların tatil yapmalarına olanak verecek hem de acil bir durumda hemen işe el koymalarını, gerekli sağaltımı yapmalarını sağlayacakiır Tatil yörelerinde buna önemli gereksinme vardır, yurdumuzda bunu sağ layacak doktor ve hemşire de vardır. Önemli olan tek iş, organızasyon. Sağlık Bakanlıgı'mn, Turizm Bakanlığı'nın, Türk Tabipler Birliği'nin ortak bir çalışması, konunun çözümü içın yeterlidir. öneri bizden, hareket onlardan. C Ne yapmalıyız? Güz aylarının değişikliklerine dikkat edebilecek için: 1 . Isı değişikliklerine karşı dikkatli olmalı, sabah ve akşam hava soğumalarına uygun giyinmeli, giyilip çıkarılabilen süveter, hırka gibi giysileri taşımaya kendimizi alıştırmalıyız. 2 . Beslenmemizde her zamankinden daha dikkatli olmalıyız. 3 . Kansızlık, vitamin eksikliği, mineral eksikliği gibi durumların sağlığımızı olumsuz etkilediğini bilerek bu alandaki önlemlerimizi almalı, özellikle yeşil sebzeler ve meyvelere ağırlık vermeliyiz. 4 . Süreğen hastalıklan olanlar, mevsim değişirken sağlık denetimlerini daha özenli yaptırmalı, durumun iyi gidişine kendilerini bırakmamalıdır. 5 . Unutmayalım ki, bedenimizin çeşitli yerlerinde yuvalanmış mikroplar her zaman fırsat beklernektedir. ÇUrUk dişler, yangılı bademcikler, hasta sinüsler gibi yerlerin sağaltımını yaptırmalıyız. Sağlığımız bir mevsimin değil, bütün zamanların özenini beklernektedir. D S 22