05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

HAFTADAN HAFTAYA Mehmed Kemal Gurbette erirken direnen şairler Şaır Gültekln Emre ıle Kuizberg'te bır yerde buluştuk Yanında ıkı gençşaır daha, Şahap Eraslan ve Acem Ozler . de vardı Önce metroyla, sonra , otobusle oturduğu eve doğru koyulduk Metro, tramvay, otobus ' dıyoruz, bınıyoruz, öğrenmem ıçınmış , nasıl nerede bınıp, nasıl nerede ıneceğım, onu denıyoruz Ama hayır, Berlın'ın metro, tramvay ve otobuslerını bırkaç haftada öğrenmek benım ıçın kolay değıl Fakat başı turbanlı sırtı ayaklarına değın uzanan mantolu kadınlarımız ıçın ne de kolay ne de çabuk Bınıyorlar ınıyorlar Okumaları yazmaları da yok dıyebılırım Şaır Gultekın Emre, eşı ve ıkı çocuğu ıle kentın merkezınden oldukça uzak bır bolgede oturuyor Bırı oğlan, ötekı kız Çocukların okula gıtmedığı gunlerde, ya eşı ya da kendı bakıcılık edıyorlar Oturaklı bır aıle vardıyası Eşı geleceğımızı önceden bıldığı ıçın, memleket ışı yemekler mezeler yapmış Neler yapmıştı? Not etmemışım, patlıcan kızartması ve kıymalı borek vardı Gultekın Emre, Ankara'da, DılTarıh'ın Rusça bölumunu bıtırmış Memlekette bıraz şurda burda çalışmışsa, fırsat duştuğunde de kapağı Berhn'e atmış Belkı bu rastlantıda kendınden once Berhn'e yerleşmış olan muhendıs ağabeyının payı da vardır Evdekı şölen de, söyleşı de tatlısıyla tuzlusuyla şıır dolu olarak epeyce uzadı Almanya'da oluşan edebıyatın, özellıkle şıırın geçmışı ve geleceğı ustunde durduk Sonunda şaır, dostlarla benı yolcu ettı Gecenın oldukça geç vaktıydı Kent uyanıktı önce ıkı katlı otobuslerden bırıne bındık Her yer bomboş olduğu halde ben safalı olsun dıye ust kata çıktım, orda oturdum Otobusten ındık, metroya bındık Metro, tramvay, otobus burada bırbırıne kanşıyor Metroya Uban dıyorlar Gelelım söyleşımıze, Berlın'de oturduğu ıçın söyleşımızın ağırlığı da Berlın oluyor Yanımızdakı genç ıkı şaır, Şahap Eraslan'la Acem Özler, her ıkısı de, bırakın gençlıklerını, çocukluklarını Berlın'de tuketmışler Her şeyımız Berlın'de bittı" dıyorlar "1960'tan sonra Avrupa ulkelerıne bır göç furyasıdır başladı' dıyor Gultekın Emre "Avrupa ulkelerlnin Işyerierl, sokakları, evlerl doldu Feodal blr yapıdan gelişmis kapitallst düzene gelindl Sonra bir başka dlll anadlll glbl öğrenen çocuklar, gençler yetlşti iki kulturden ya nasiplerini aldılar ya da alamadılar. Oerdini, duygu ve düsuncelerinl Almanca olarak sllre, öykuye, romana dökenler çıktı İki kultür arasında ya beslenecekler ya da yok olup gkJecekler." Burada, Almanya yazıları ıle ılk 'zuhur" eden Beklr Yıldız'a değınıyoruz Tanıdığımda Bekır Yıldız, Almanya'dan yenı donmuştu Orda bır ışçı olarak arttırdığı para ıle kuçuk bır dızgıevı kurmuş, bır yandan dışarıya ış yapıyor, bır yandan da Almanya ustune yazdığı öykulerı kıtap olarak yayımhyordu Bekır ıçın dızgı çok kolaydı oturuyor makınenın başına, başlıyordu kıtabı dızmeye Ne yazıyordu Bekır Yıldız? Almanya'yı mı, Turkıye'yı mı? Ikısı arasında dolanırken kendı edebıyatını buldu Her yazar ıçın kolay değıldır Bekır Yıldız Almanya'da geçen yıllarını ılk oykulendıren yazar oldu Görup yazdıklarını duyup oğrendıklerını yazıyordu Sordum Gultekın Emre'ye ılk denemelerı bugunun ölçusuyle nasıldı "Turkıye'dekı Turklerı, okurları şaşırtacak şeyler bulmaya çalıştı, başarılı da oldu Ama çoğu Almanya gerçeğı değıldı Almanya'yı karalamak ıçın yazılan öykulerın yanında, bızım ınsanlarımızı buraya geldıklerı ıçın suçlayan oykuler vardı Feodal bır anlayıştan gelen ınsanlar kapıtalıst toplumun çarklarına takılıp kalıyordu Yıllar geçtıkçe yaşlandılar dışlerı saçları dökuldu Iş kazaları geçırdıler sakat kaldılar olduler Bekır Yıldız'ın öyku kahramanları, ağalık zulmunden kurtulmak ıçın bır başka zulmun elıne duştuler " Şaır Gultekın Emre'nın gözlemlerıne göre, durum ekonoTnık yönden şöyle gelıştı Işçı olarak gelenler arttırdıkları para ıle ılkın köydekı ağanın tarlasını aldılar Traktorlerle ağalık duzenını zorlamaya başladılar Sıyasal ıktıdarlar da makıne gelsın, dövız gelsın dıye özendırıyorlardı Sonra baktılar kı bu akışta bır yanlışlık var Ağanın da, tarla tapanın da ucunu bıraktılar Gelışlerınden uç beş yıl sonra, nasıl olsa döneceğız duşuncesı yerleşmeye başladı Evler, arabalar alındı Turkıye'nın ekonomık, sıyasal sıkıntıları buraya da yansıyordu Dönmek ıstemeyenler çoğaldı "Pekı, ne olacak" dıye soruyorum "Yerieşme yerleşık bir kulture dönuşmedı Göçebelık ve folklorık yaşam suruyor Butun bunlar yurtdısında bır yenı yazın turunu de peşınde getınyordu Buna, 'konuk işçl yazım', 'göçmen yazını', 'surgun yazını', denebılır Gerçı bundan önce de yurtdışına gıden oralarda kendıne ozgu bır yazın oluşturan kışıler de vardı ilkın Jonturkler dtye adlandırdığımız kımseler once sıyasal bırer surgundu Ulkelerınde görduklerı zulumden kaçıyorlardı Osmanlı yenılıkçı akımının ılk onculerıydı Kendı kulturlerıyle gelıyorlar, gene sırtlarında kendı kulturlerını taşıyarak dönuyorlardı Ya şımdı Avrupa'nın gobeğıne gelmış, oturmuş bu adamlar kımdı? Dönup gıtmıyorlar, ustune usluk, bır de sanat ve yazınla uğraşıyorlardı Örnekler ılkın aşağılandı, dışlandı, benımsenmedı Sosyolojık bırer olgu gıbı bakıldı Bu goçmenlerın arasından yazarların çıkmasına şaştılar Işgucune katkıda bulunmak ıçın gelen, daha çok mal uretımı ıçın çağrılan gerı kalmış bır toplumun ınsanları arasında yazarlar, şairler ne arıyordu? Bır de yazılarında Alman toplumunu konu alıyor, eleştırıyorlardı Romanları, öykulerı şıırlerı neydı? Bılım adamları, özellıkle toplumbılımcıler konunun ustune eğıldıler Yapılan değerlendırmelere gjire, bır yazın sanatı ortaya çıkmıştı Fakat bu sanat Alman değıldı, Alman sayılmıyordu Bu yazılar çevırı mıydı 7 Hayır, çevın de değıldı Gençlerın ıkı kultüru, aslında ıkı kulturu de değıl Avrupa kulturunu özumlemelerı sonucu kalıcı yapıtlar vereceklerdır " Almanya'da bırçok dergı çıkıyor Bunlardan başta, Berlin Halkevl'nın çıkardığı, Gultekın Emre'nın yayın yönetmenı olduğu Parantez (Nısan 1987'de 13 sayı) olmak uzere görebıldıklerımız Anadll, Yabanel, Yazın, Dergl, Tohum, Gurbette Sanat ve Edebiyat'tır (Sonuncu, isveç'te yayımlanıyor) Gultekın Emre, uzakta yakının şıırını arkadaşları ıle zorluyor D ŞAİRLER SlİRLERi Yltlk ülke Yltlk bu dudağın Isteği Denlzler altının öpüş ormanlannda. Bu göz yltlk Kopanlmış ve masanın üstünde duran Kavak yaprağının damariarında. Yltlk bu ülke Güneşln cepheslnde yatan ölu çocukların gönlunde Şiire çok yer vermek "Şairler Şıırler "e gelen mektupların çoğunda şöyle bır dılek var Bu koşeye daha fazla yer ayrılmalı Bu dılekte bulunan arkadaşlar, sanıyorlar kı, bu köşe tam ya da ıkı sayfaya çıkarsa urunlerı hemen yayımlanacak Geçen hafta da belırttığımız gıbı, bu arkadaşların once kendılerıyle hesaplaşmaları gerekıyor 'Nıçın yazıyorum' Bu köşede, her hafta en az beş şıır çıkıyor Ayda yırmı şıır eder Hangı edebıyat dergısı ayda yırmı şıır yayımlıyor Ustelık bu dıleğın hemen yanı başında şu eleştırı getırılıyor "Şıırler ıçınde bazen ıçerık ve anlatım bakımından çok zayıf olanları var " Doğrudur Önernlı olan yer değıl, şıırın nıtelığı lyı ve guzel yazılmış olması Bır estetık beğenının suzgecınden geçmış olması Şıır lyı olunca hak ettığı yerı bulacaktır mutlaka Köşenın yerının saptanmasından önce şıırın yerının saptanması daha doğru bır davranış değıl mı? Soğuk blr ölüm vurun benl, aksın alnımdan kan aksın, dökulsün ölümcül gulüşler ve dün kalmasın yuzümde ölu tabular kufretsin ardımdan düşüp yenere dağılsın üstümden çlçekler solsun vurun benl, aksın alnından kan •kapalı sevinçler üstünde dönsünyüzünü şeytana satan adamın AHMET ÖZBEK Yurdumun gökyüzü Güluşün, guluşlerlmle çoğalırken Menekşeler göçüyor Hasretimin olduğu yere Belki de biri hasretinı Götüruyor ömrünü doğışeceği mekâna. Merdtven sekışlerinde saçlann Dağlarda, ruzgârın buyüsune yakelanmış Çiçeklere götürdü benl Çlçeklerl koparmaya korkanların Topraklannı süsler oldu yaban çlçekleri. Hasret başlarken bakış uzaklarındı Krlzantemler dökülüyor Gözlerlmin ışıklanna Zaman dönse de kendi içlne Dünya döner tükenir yenl zamanlara Bakışın, bakışlanmla çoğalırken Uçurum kayalarına vuran Denlz sulan duşuyor Içlme Sanki bıri daha Kavuştu yurdumun gökyuzüne. NAMK KEMAL OEMİR Ülkem, ülkeml Senl ne zaman bulacağım, Aşkın yltlk suretll MUZAFFER KALE Bugünden sonra dolup taşmaz bir daha Bugünden sonra dolup taşmaz blr daha Oüneşln okşadığı bu avlu RengArenk çocuklar yapraklanmaz artık Susar, vaktin ayırdındadır yar, Kapı ve kararmış duvarlar. llık ruzgirlarda esmez otur GOğsunu kopardtğın kuytularda Gerlye hlç uğultulu blr ıssızlık kalır Eğn buğrü vottalarda. Klrpiklerin gelir aklıma Soluk akşamlarda kırlangıç fırtınası Mahzun, pml pınl gözlerin, yağmur sonrası buğularla ıslanmış kınalı saçlann Uykumu bölersin, Selamsız blr mektup glbl taa uzaklardan Alır gldersin aklımı, Son atlı glbl duğünden, esrlk rüzgârlannda Gerlye hlç uğultulu blr sonsuzluk kalır Eğri buğrü voltalarda HÛ8EYİN ŞAHİN Sen Sen karanlıklarda doğan guneş Sen dpstluk, barış, sevgl Ve mls kokan karanfll Havada özgürce uçan guvercln Zlnclr vurulmayan rüzg&r Sen insanlann Içlnde Sen akıllarda her yerde Onlann ellerlnde emeğlnde, gucünde Okullarda, fabrikalarda, tarialarda Blr gun gelecek olan B&klenen blr yaşam Blr mutiuluk bir özlem Sen, sen, sen. YA8EMİNTELÜ Cumhuriyet Dergi'nin notu: Adresı olmayan şıırler yayımlanmaz Başkası adına yazılan, takrna ad kullanılan ya da rumuzla gönderılen şıırler de bu köşede yaytmlanmayacaktır. Okurlanmtza büdırmz 20
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle