Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Türk pop müzığınde dönüm noktası sayılan bir grubun beyınlerınden. 'Mogollar" grubunun Türk pop müzığıne getırdiğı yenı tınının mımarlarından Şımdı ıse, saçları beyazlaşmış, ama yıne omuzlarına dökülüyor: "Bizde ruh var. Saçlann beyazlaşması onemli degil. Ölene dek muzik yapacagız." Cem'den keyıflı ve ıçten bır "Hey babalar be, yine bir araya geldik, eskisi gibi..." sözlen dökülüyor. Fıkret Kızılok Ya şimdi. "Papatya Gibisin/Beyaz ve tnce'den muzigi devralan gençler, Batıdan gelen ruzgflrlarla bir pop mu/iği oluşturdular. Sinemalar ve gece kuluplerine kadar her yer grup muziği yapanlarla doluydu. Sonra katı denetim, agırlaşan telif hakları, korsan kaset darbeyi indirdi." Müzık yapımcısı ve yılların deneyımh dıskjokeyı tzzet Oz böyle dıyor. 'Kaygısızlar, Haramiler, Siluetler, Apaşlar, Dadaşlar, Mogollar'dan geriye kalanlar bugün ıçın ne dı9 yor Cem Karaca genel bir yorum yapıyor "Batıda Yeşiller hareketi var. Bu hareket toparlanırsa muzıge yeni bir soluk gelir. Bizde de bunun etkileri yaşanır. Almanya'dan gelınce gordum ki, gokbulut allında değışen hıçbır şey yok. Bazı gençler bir şeyler yapmak ıstiyor. Bir kısmı bizim on sene once yaptıklarımızı yeni teknoloji ile tekrarlarken, bazıları da Ingilizce hard rock peşinde. Rock tabii ki yapılacak ama bizim için..." 'Yuruyün arkadaşlar' demedik. Ama kendimizden de odun vermedik. Bizce bir on yıl daha bizim kuşak muzigi goturur." 1980'lı yılların sonlarına gelırken 68 kuşağı olarak Türk rock müzığıne damgalarını vurmuş bu Uç ısını dışında "durmak yok, devam" dıyenler de var Bır Fikret Kızılok, Türk rock müzığının unutulmaz uzunçaları "Benımle Oynar mısın"ı gerçekleştıren Bulent Ortaçgil ıle Çekırdek Sanat Evı'ndekı küçuk stiıdyolannda doldurdukları kasetlerle, ödun vermeden çalışmalarını surduruyorlar Bu arada geleceğe ortak olmak ısteyen genç gruplar da ağaclarını dıkmeye çalışıyorlar Türkıye'nın tek cıddı muzik dergısı olarak çıkan "Studyo lmge"de "Grup Bulutsuzluk Özlemi"nın kurucusu Nejat Yavaşogulları ıle yapılan bır söyleşı, geleceklerı olan yenı grupların bır mesajı gıbıydı sankı "Ben 1970'li kuşağı tanımış ve bugun 35'inde biriyim. 1980 sonrası kurulan yeni gruplar bir alternatıt getirme isleginde. Ama sanatçı ile toplum arasında bir kopukluk var. Biz ve bı/ım gıbi top, luluklar seslerini sınırlı bir kesime duyurabiliyorlar. Dinleyici ile islenilen iletişim kurulamıyor." Amacımız, müzık dunyamızda ardı ardına meyveler veren bır dönemı bıraz aralamaktı. Kımı o gunlerı hatırlıyor, kımı dönmek bıle ıstemıyor. Ve yenı kuşak müzısyenler geleceğe merdıven kurmaya çabahyor. D Aym mahallenin çocukları "Daglar Dağlar", "Binboganın Kızı..." Bu şarkıların ardından bır on sene geçtı bıle Uzun cepkenı, omuzlarına ınen saçları, yüzüklerı, takıları üe Türk pop mUzik tarıhınde yerını almış ve kendı deyışı ıle "Bir gun mutlaka bizi anlayacaklar ve Larousse'a geçecegiz" dıyen Barış Manço, bu şarkıların sahıbı.. "Biz aynı mahallenin çocuklarıyız" dıyor Manço. Harpten sonrakı kuşağın, barış ısteyen gençhğın ve onun mesajını müzıkte anlatmaya çalışan ınsanların mahallesı. "Biz Lennon, Dylan, Jim Morison, bunlarla aynı mahallede buyuduk. Onlar tngilizce konuşuyorlardı biz Turkçe. Tek farkımız bu." Manço, 68 öğrencı olaylarını yaşamanın gururunu da duyuyor: "Fransa'da bulundugum sıralarda 68 ogrenci olaylannın tam içine dustuk. B17 de yuruduk. Soyle geriye dogru bakUğımda kendi muzisyen kuşagımı şanslı goruyorum. Bı/ l%0 Anayasası'nın ozgurluk orlamında yetıştik. Turkıye'ye kitap bu ozgurluk orlamında girdi. Yazarlarımız eserlerini bu ortamda ya/.dılar. Bir Pir Sultan Abdal'ı, bir Emreh'ı o zamanlar oğrendik. Ve onlar bizim kaynağımız oldıı. Biz elnik olayın farkına vardık. 1 (nik rock yaptık. Bugun Carlos Saııtana'nın, Bob Marley'in yaptıkları da bir yerde buydu. Ulusaldan uluslararasına gitmek. Santana, Marlcy, Neruda, Pir Sultan Abdal; Emrah, Karacaoğlan, Âşık Veysel, hepsi bir butunun parçaları. Dunya kulturunun bir parçası." Bır de uzun saç olayı vardı. Manço, kendı dönemınde uzun saçtan cn çok çekenlerın başında gelıyor: "Her an korku içindeydik." Zındıklar geldi, komunistler geldi." Uzun saç o zamanlar bu keliınclerle aynı paraleldeydi. Beni bir ara askere aldılar. Saçlanmı kestiler. Sonra ozur dileriz dediler." boyuttan alıp getırıyordu "1950'den sonra şarkı sozleri onem kazandı. Şarkının yalnız ritmi, arkasından eklenen bir iki sozu yetmiyordu. Şarkı bir şe>lerı anlatmak, bir mesaj vermek zorundaydı. Iste aynı yıllarda biz de soztın onemim anlamıstık. 'Turkuz turku çağırınz', bu anlayışın bizim için ilk orneği oldu." Mazhar burada söze karışıyor "Biz sozlerimizle, işlenen belli temalann dışına çıklık. O temaları daha farklı gozle yazdık. Bu belli bir bilinç, eğitim duzeyi gerektirir. Çok, ama çok okuduk." MFÖ, geçmışe daır fazla bır şey konuşmak ıstemıyordu. "10 yü bekledik. Çok surunduk. Ama biriktirdik. Bizim için on yıl sonra konuşmak daha dogru olur..." Barış Manço, "yeşeren meyvderi yemekle" meşgul. "70'li yıllarda ağacı diktik. Meyveler oldu. Hâlâ onları yiyoruz. Biz donemimizin çizerleri ile birlikte miyadımı/.ı doldurmak uzereyiz. Muzik ıle fikır dunyası belli bir paralellik kurmak zorunda. Bizim zamanımızda bu gerçekleşti. Bugun yeni fikirler sunan yazar ve çizerler var. Bir Engin Ardıç, bir Fatih Erguven, Latif ve Behiç genç muzisyenlere yeni mesajlar iletiyor. Biz bunu yakalayamayız. Yeni muzik ısırmak zorunda. Bu yazılan ve çizilenlerin paralelinde, mu/iklc ısırmak zorunda. Bu yenı mesajları yakalayanlar Turkiye'de pop muzigi yeni bır yere getirir." MFÖ, geçırdığı on yılın acısını hâlâ çıkarmamışa benzıyor. Söyleyeceklerı çok şey var onlara göre "Biz muzigin emekcileriyiz. Gerçekten çok surunduk. Turkiye çok zor gunler geçirdi. Biz o donemlerde surekli urcttik. Ben çaödaş ozanım önce MazharFuatÖzkan'dılar, sonra MFÖ oldular. Yaşları 40'a dayanıyor. 70'li yıllardan başlayarak bırçok grupta çalıştıktan sonra bır araya gelerek 80'li yıllarda Türk pop müzığıne damgalarını vurdular. "Artık bitti" denıhrken harıka bır kaset yaptılar. Evet, neden tükenmıyorlardı? MFÖ'nün "kelime beyni" Fuat anlatmaya çalışıyordu: "Sokağı tanıdım. Sanatçıları tanıdım. Yuksek sosyeteyi tanıdım. Turkiye'de çok şeyler yaşadık. Çok okuduk. Çok duygulandık, çok heyecanlandık. Ve yazdık." Fuat, olayı daha evrensel Ourmadan, dınlenmeden söylüyorlar. Barış Manço ve Kurtalan Ekspres, yıl 1970 Gıtarda Fuat, davulda Nur Saray, basta Ozkan 0 günlerın altından çok sular geçti Şımdı Fuat ve Ûzkan MFÖ oldu Barış Manço "Süper Babaanne" derken, MFÛ "No Problem" ıle hâlâ ayakta