05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Günter Grass'ın son romanı "Kafadan Doğumlar", şaka yollu bir uyarı: 'Ben diktatör olsaydım...' • Almanya'nın yaşayan en büyük yazarı Günter Grass, yalnızca kitaplarıyla değil, siyasi görüşleriyle de her zaman hem okur ve hayranlarının hem de düşmanlarının ilgisini ayakta tutmayı başarmış nadir insanlardan biridir. Şimdiki Polonya topraklarında kalan Danzig (bugünkü Gdansk) kentinde geçirdiği ilkgençliği, Ikinci Dünya Savaşı, 50'li yıllar ve 68 gençlik hareketleri, Günter Grass'ın, kitaplarında bıkmadan, tekrar tekrar ele alıp işlediği başlıca konular. İlk uluslararaşı ününe, daha sonra "Danzig Uçlemesi" adını alacak Teneke Trampet, Kedi ve Fare ve Köpekli Yıllar adlı kitaplarıyla kavuşan Grass, en son romanı Dişi Sıçan'ı tamamlar tamamlamaz (1986) bir yıl kalmak üzere Hindistan'a gitmişti. Bir bölümünü burada sizlere aktardığımız ve yakın bir tarihte Türkiye'de de yayımlanacak olan Kafadan Doğumlar ya da Almanların Nesli Tükeniyor mu" adlı kitabı, Grass'ın bu kararının nedenini biraz olsun açıklığa kavuşturmakta. Yazmaya başladığı günden beri, bir sanatçının siyaset dışı kalamayacağını ileri süren Grass, SPD'ye (Sosyal Demokrat Parti) gösterdiği açık destek yüzünden hep eleştirilere hedef olmuştur. Ancak PEN Kulüp başkanlığı da yapmış olan Grass, buna rağmen seçimlerde SPD'yi desteklemiş, nükleer enerji santralları inşaatına da karşı çıkmıs, barış hareketinde aktif olarak görev yapmaktan da kaçınmamıştır. "Orwell'in 807/ yıllarına girildiği" sıralarda kaleme aldığı Kafadan Doğumlar adlı kitabı kısmen bu davranışlannın nedenini açıklayarak Almanya 'yı ve Almanları acımasızca eleştirmeyi sürdürmekte, kısmen de insanlığı Orwellvari bir geleceğe karşı uyarmaktadır. fi, eğitim yapısı, didaktik ders programı, eğıtilmek, eğiterek bozmak, yeniden eğıtmek gibi, kısacası Alman eğitim çılgınlığını kanıtlayan her türlü kavram, yasak kapsamına alınırdı. öğretmenlerin yükünü böylece hafiflettikten sonra, geriye bir tek memurıyeti ortadan kaldırma işı kalırdı. Bununla da Federal Alman Cumhuriyeti'ne zira yalnızca burada kendimi yetkili görüyorum bu güzel ülkeyi esenliğe çıkaracak bir başka hayırlı karar da bahşetmiş olurdum. "Emrim odur ki", 1 diye başlardım "Genel AP diye adlandırılan kararnameme, "Yüzlerce yıldan beri tehlike içinde yaşamaktan mahrum bırakılmış bu zavallı insanlar, işbu yazıyla özgurlüklerine kavuşturula! /y Bir daha asla her türlü umuttan yoksun, ömurlerinin sonuna dek garantili bir yaşam sürdürmeyeler. Bir daha asla ayrıcalıklarından dolayı hicap duymayalar. Gelecekte hiçbir ayrıcalık onlan yalnızlığa iımesin. Artık onlar da yaşam denen o tatlı tehlikenin tadını çıkaracaklardır." Muhtemelen kendimi tutamayıp II. Wilhelm'den esinlenerek seksenli yıllann sloganını atardım: "Artık memur yok, yalnızca Alman v a r ! " Komşum, Doğu diktatörüne bir öneri: İki Alman devleti her on yılda bir sistenılerini değiş tokuş etsinler, böylece dengeleyıci adalet adına Demokratik Alman Cumhuriyetı, kapitalizmle bir nefes alsın, Federal Alman Cumhuriyeti ise zehirlerinden komünizmle arınsın, tabii bunun için ortak sıntrlar kesinlikle korunmalıdır bir ust mercii (butun Almanları kapsayan), mülkiyetin geri verılmesı ve üretim yerlerinin mulksüzleştirilmesi işlemlerini düzenlemekle görevlendirilmelidir. Birkaç kuçük, ama etkın yan karar dışında, benim diktatörlüğum buraya k a d a r . Q ŞairiiOi, öyküculüğü, oyun yazarlıQı, grafîk sanatçılıOı ve romancılıuıyla Günter Grass, çok yönlü bir sanatçı. (Fotoğraf: JERRY BAUER) I ir defaya mahsus diktatör kesilmek. Şimdi hemen, yılbaşından itibarerı. |Hemen seksenli yıllann başında. Kuçük, özel, en derinlerde yankılanan, herkese ortak bir düş; bütun o temel duşlerden bir tanesi: Uçabilmek, duvarların içinden geçmek, her zaman çocuk kalmak, görünmez olmak, Tanrı olmak, on bir kadını peşpeşe..., geleceği bilmek, dağları devirmek ya da emredebilmek, karşı çıkılamaz, kısıtlanamaz emirler verebilmek. Bir yıl yeter. Bana yeter. Sonra normal demokrasi gelir, benim hayırlı kararlarımı yumuşatır. Her şeye değil, yalnızca bir iki ufak tefeğe dokunmak istiyorum. Mülkiyet konusuna tıpkı benim ve diğerlerinın zihinsel mulkiyetlerimize davranıldığı gibi yaklaşırdım: Yapıt sahibinin (bu, benim) ölümünden yetmiş yıl sonra onun (benim) hakları ortanın oluyor; ve ben bu hayırlı kararımı (bir diktatör olarak) kazanılmış ya da mıras yoluyla elde edilmış her türlü mala, ıster bu bir ev, bir fabrika ya da tarla olsun, her alana uygulayacağım, böylece yalnızca çocuklar ve biraz da torunlar miras alma yükumluluğu altında ezilecek, sonraki kuşak miras yıikunü taşımak zorunda değil, buyük buyük babanın vasiyeti onu hiç ırgalamayacak, işe yenı baştan başlayabilecek... Pasifıst olmadığımdan bir diktatör olarak orduyu lağvetmek zorunda değilim, ama onları, her turlu ışgal kuvvetınin eninde sonunda karşılaşacağını bildiğı, daha hareketlı partizan bırlıklerine dönuştürebilirim. Kadınlar ve çocuklar da partizan ordusuna katılmak zorunda , aynı şekilde bütün 6v hayvanları, nineler ve dedeler de; çünkü benim partizan birliklerim sıradan mücadele yöntemlerine güvenmez; yumuşak ama sürekli, yıpratıcı, her ortama ayak uydurulabilen, mahrem ve aile içi, boyun eğercesine yumuşak, bu yüzden de hiçbir zaman kırılamaz bir direnci ayakta tutar; Roma da gücünü böyle yitirdi ve yutulup gitti. B "Kafadan Doğumlar ya da Almanların Nesli Tükeniyor mu?" romanı ıçın Günter Grass'ın kendi çizgileriyle hnzırtadıOı kapak desenleıi. Bir diktatör olarak elbette kı, halktan yana da çıkar ve her yargıcı, verdiği tüm hapıs cezalarının yuzdeonunu yatmak zorunda bırakırdım. Benim diktam altında enerji sorunu, gece elektrik kullanma yasağı ve kentin bUtün bölgelerini araba trafiğinden kurtaracak birtakım önlemlerle hafiflerdi. Ayrıca (her diktatörun bir ^akacı yanı vardır), Almanya'da eskiden kullanılan pUsküllu takkeleri yenıden ortaya çıkarırdım: Isıtılmamış yatak odalannda gecelemek için kolaylık; böylece elektrik kullanma yasağı ve püsküllü takkeyle, Almanya'daki hızlı nüfus erimesi de bereketli karşıtına dönüşUrdü. HUsranla sonuçlanmış bütün okul reformlarını göz önüne alarak okula gitme zorunluluğunu kaldıracağımdan, kısa bir süre içinde ortaya hiçbir kısıtlamayla karşılaşmayan okuma sevgısiyle kalın ciltlere dalmış, eğitimin bozamadığı çocuklar çıkardı. Ve yeniden gezgin öğretmenlerimiz ve onlarla ilgili aşk öykülerımiz olurdu. Seksenli yıllar boyunca ülke çapında eğıtim konusunda herhangi bir konuşma yapmak, sözlü veya yazıb, eski ya da yeni eğitim politikaları taslakları hazarlamak, ayrıca öğrenme hede
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle