Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Einstein'in aşk mektupları 'Mavi geceliğini unutmaf Albert Einstein, kuramlarının bilimselliğini kanıtlamak için epey ter dökmüştü. Ama genç Einstein, Mileva'sına kavuşmak için de çok uğraştı., şuna da cüret edebiliyordu: "Albert'lnizden." Şimdi sıra Einstein'in "Doxerl" adını taktığı Mileva'dadır ve o da "Albert'ini" cüretlendirir: "Mektupianıuz nefis bir şekilde bana evi anımsatıyor. Karsıiaşmalanmızdan çok özel bir his dogdu ve şimdi bir hatırada yeniden uyanıyor ve alıp benl odama götüriiyor, yani birkaç hafta geriye, sizi bekledigim ana." Albert ona 15 Kylül'de Zürih'e döneceğini bildiriyor ve gezme tasarıları yapıyordu: "Utliberg dagına tırmanacagız. Orada anıianmızı birbirimize açacak ve kıyaslavacağız. Ben kendi anüanmı neşenin renkleriyle boyadım. Hemen sonra Hemholtz'un ışıgın eJektromanyetizmi kuranuna karşı saMınya geçecegiz." Albert, anlamak için aç, ama anladıklarını paylaşmaya da daha çok açtı. En sonunda buluşuyorlar ve aylarca önce örülenJer, çozülüveriyor birden. Birbirlerini seviyorlar. Bunu birbirlerine söylüyorlar. Albert'in pansiyonuna genç kız tarafından bırakılan küçttk bir not, onun heyecanını çok iyi yansıtıyor: "Benim kuçük Johanesi'im. Seni çok seviyorum ve sen ne kadar uzaktasın. Nasıl kucaklaşabiliriz? Sana emrediyorum, beni benim seni sevdigim kadar çok sevdiğini soyle. Bana derhal yanıt ver. Senin Doxerl'inden binlerce buse!" Birbirlerini seviyorlar ve Albert kalbini annesine açıyor. Bunu izleyen sahne, dehşet verici. Albert, Mileva'ya şöyle yazıyor: "Annem kendisini yatağa attı, başını yastıklann arasına sakladı, çocuklar gibi aglamaya başladı. Sonra da, ilk şoku atlatınca, karşı saldırıya geçti: Bu kadın herhalde saygıdeğer bir aileye girmeyi umut etmiyordur; diye bağırdı. Yeterince dinlemiştim. Sabnm taşmak uzereydi. Giinah içinde yaşamadıgımızı söyleyerek yanıtladım. Bu kez senin bana göre olmadıgına beni inandırmaya çalıştı: 'Seni mutIu kılacak kadar genç değil. Bir kadın değil, bir kitap ol. Senin böylesine gereksinimin yok! diye yakınıp durdu..." Mileva, Albert'in kendisini unutmasından korkuyor, ama genç adam onun korkularını yatıştırıyordu. Kendisini çalışmaya veriyor ve bütün çalışmalarına onu da ortak ediyordu: "Tek oyalanmam, çalışmak. Ve ne kadar giiçlu seviyorsam, aynı güçle de çahşıyonım. Kalbim ve benim tek umudum, sensin, sevgilim, benim soylu nıhum. Senin var oldugun diişüncesi olmasa, bu asagılık insanlar aleminde yaşamak istemezdim daha fazla..." Para sorunları yüzünden buluşmaları gecikiyor ve Albert'in ailesiyle olan anlaşmazlıkları çözüme ulaşmaktan çok uzak. Hatta tam tersine: "Ailem sana olan sevgim yüzünden büyük umutsuzluk içinde. Annem durmadan aglıyor. Sanki ben dünyanın en büyük cürmünü işlemişim gibi." Bu savaşa rağmen, Albert çalışmalarını surdürmeyi başanyor. Parasızlık, Einstein'lann dUşmanlığı, Mileva ve Albert'i aşkları içinde birbirlerine daha fazla bağlıyor. • ^^ Mileva aşk mektuplannı ak)ı()ı dunemde. Yasak meyve: Küçük Lieserl 1902 Mayıs ayında aylarca süren yalnızlık ve ayrılıktan sonra, ikisi birlikte Come'a kaçıyorlar: "Mavi geceliğini de getirmeyi unutma, hani şu içine rahatça ka.vabildiğim geceligini..." Yaşamlarını burada sürdürüyorlar. Albert, Mileva'nın gebe olduğunu öğrenınce, bayram ediyor: "Öylesine mutluluk ve neşeyle doluyum ki, bu hisleri sen de mutlaka benimle paylaşmalısın. Hiçbir şeyden çekinme, sevgilim. Seni terk etmeye nivetim yok.. Sabırlı olalım. Her şey iyi bitecek." Mileva bir kız çocuğuna gebe kaldığına karar veriyor. Albert ise daha şimdiden beslenmesi konusunda endişeleniyor: "tnek sutü yok, tamam mı? Vöksa Lieserl de o koca hayvanlar gibi aptal olabilir." Ve artık birbirlerini hiç göremedikleri için, Albert yazmaya devam ediyor: "Bana karnının guzel bir resmini çiz. Senin yusyuvarlak halin çok eglendirici olmalı." Eğlendirici mi... Yalnız ve hasta Mileva için hiç de deŞil... Albert bir iş bulur bulmaz evleneceklerıne dair kendisine söz veriyor. Bu arada Bern'e geçip, burada bir profesörlük önerisi alıyor. Fakat ancak yardımcılık unvanı alıyor... Lieserl, Albert Mileva'yı bir daha göremeden dünyaya gelecektir: "Seni öylesine seviyorum ki ve bebegi tanımıyorum bile. Gözleri, hareketleri izleyebiliyor mu? Bilhassa notlar al. Bir gün ben de kuçuk bir Lieserl imal etmeyi ne kadar çok isterdim" diye yazıyor Mileva'ya. "Göreceksin, en sonunda benim küçük eşim olunca, akıllıca birlikte çalışacagu ve hiçbir zaman yaşlanmavacagız, değil mi?" Mektuplaşma burada kesiliyor. Einstein1 ın ısrarla peşinde koştuğu profesörlük görevini en sonunda kopardığını bildiren mektupla... Bilgin, bütün verdiği sözleri tutacaktır: 19O3'te en sonunda, Mileva ile evleniyor ve iki oğlu oluyor; 1904'te Hans Albert ve 1910'da Edward. Ancak küçük Lieserl'in başına gelenler, bugüne kadar hiçbir şekilde ortaya çıkmıyor. Kısa bir süre önce ABD'de, Princeton Üniversitesi Yayınları arasında çıkan ve ünlü bilginin mustakbel karısına yazdığı aşk mektuplannı bir araya getiren kitapta da bu konuda hiçbir ipucu yok... Albert Einsteın'in sonradan kansı olan Mileva'ya yazdığı aşk mektupları Pnnceton UnhıersitBSİ yayımlan arasında çıktı inle Mileva, öfke ve aşk, dünyadaki başlıca iki itici güçtür. Her şeyi bunlar açıklar, her şeyden önce bunlar gelir, çoğu kez diğerlerini unuttunıriar" diye yazıyordu Albert Einstein, 1900 yılının ağustos ayında. Yirmi bir yaşındaydı. Üç yıldan beri de Mileva Maric'i tanıyor ve seviyordu. Ona anne ve babasının, katolik bir Sırp olması yüzünden besledikleri acımasız dUşmanlığı açıklamayı deniyordu genç Einstein... O yıllardaki Albert Einstein'in her yönden kuşatılmış yalnızlığını simgeleyecek talihsiz aşk öyküsü, işte böyle başlıyor ve henüz tanınmamış bir genç olan bilgin, dünyaya dehasını, Mileva'ya da vazgeçemeyeceği bağlılığını anlatmak için çırpırup duruyordu. Genç kızla tanıştığında, Zürih Politeknik Okulu'na yeni girmişti ve Mileva da aynı okulda öğrenciydi. Albert'in annesi Pauline, oğluna hayrandı, ona tapıyordu ve ana oğul, çok iyi anlaşıyorlardı. O dönemde, Albert Isviçreli bir profesörün kıa olan Marie VVİnteler'i seviyordu ve bu ilişki, Pauline Einstein tarafından da destekleniyordu. Fakat genç adam Marie ile olan iliş D kisini birden kesiverdi. Acaba Mileva yüzünden mi? Hiç kuşkusuz öyle. Onunla çoktan tanışmıştı ve ilişkileri de basit bir okul arkadaşlığından çok daha ötedeydi. Genç kızın tatil için gittiği Sırbistan'dan gönderdiği ilk mektubu da bunu kanıtlıyordu: ".. Uzun gezintimiz sıraanda bana verdiginiz neşe için çok tesekkürter." Hatta bağlılıklart o kadar sıkıydı ki, aynı mektupta Mileva şunları söylüyordu: "Babama sizden bahsettim ve yakın bir gelecekte buraya mutlaka gdmenlz gerekiyor." Genç kız mektubunu manyetik güçler ve gazların ısısı Uzerindeki kuramlarla sonsuzluk konusundaki felsefi düşüncelerini ifade ederek noktalamaktaydı. Einstein'in büyük önem verdiği bir kuram... Paskalya tatili sırasında da "anaç" annesiyle kızkardeşinin arasında, genç kıza şöyle yazıyordu Einstein: "Stern'de oidugu gibi şiirsd hüznümüzü pişmanlıkla anıyorunı, büyülcyici, sevimli konugumun yanına otururken, birden otaganttstü suç ortaklıgımmn, bedenlerimizin ve uslanmızın içtenlikli alışveriyinin bilincine vanveriyorum." Albert'in ilk ataklan da hep edebi... Mektubun sonunda, Einstein v« Mileva uzun ve mutkı bir evtiUk yaşamışlardı.