Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTANIN KONUÖU Ressam Avni Arbaş'la sevgi, dostluk ve resim üzerine Sanatçı, yaşadığını yapmalı Geçen mayıs ayı içinde Ankara'da bir sergi açan Avni Arbaş, bir bakıma "atların ressamı" olarak nitelenebilir. İşte biz de bu tanınmış ressamımızla 35 yaşının tazeliği (!) içinde konuştuk. A resım. Mustafa Zlya Ülkencller vni Arbaş'la kendisine ve (tabii bize göre de) 35. (') yaşını surdürduğü şu günlerde herşey uzerine konuştuk: Sevgi, insan ilisküeri, dostluk, biraz da 9Sayın Avni Arbaş, sanatçının vaşadığı ortam yaratısında önemli değil mi? örneğin yaşadığı kentin görsel zenginliği ya da çevresi, ne diyorsunuz? D Her sanatçı bir mııhit içinde yaşıyor, kendine orayı uygun buluyor. Çünkü o yaşadığı ortamı anlatıyor. Şirndi onu oradan çıkarıp başka bir ortamın içine koymayı denersenız, sudan çıkmış balığa döner. Mesela, Fikrcl Muallâ'yı ele al. Paris.'te onun bir ortamı vardı. Bistrolar. Montmartre, değil mi? Müthiş sefalet çekiyordu adam. Ama muthiş de çalışıyordu. Bir kadın çıktı. Sefaletten kurtardı. Bir köye götürdu ev verdi, yeınek verdı, hizmetçisini tuttu, boyalarını verdı. Maale>ef Mualla ondan sonra bir şey yapamadı. Yaptığı resimler de ötekiler gibi değildi. Niye, çünkü dünyasından uzaklaştı. Şimdi bana deseler ki, al bilmem kaç milyon lira, kapan bir dağ başına resim yap. Nasıl yaparım? Yaşamam lazım. Hayat var, insan var. Kolay değil bu iş. GYaşadığınız ortamdaki insan ilişkileri de sizi etkiliyor, değil mi? D Elbette. lnsanları çok seviyorum. Belki de zaaflarımdan biri de budur. Ve dünyayı, hayatı çok seviyorum. Böyle olunca da etkiler fazla oluyor. Sanatçı bir kere çok hassas bir insan. Herşeyden çok etkılenıyor, azap çekıyor. Zaten böyle olmazsa yaşanmıyor. Sonra duygusuz, odun gibi olsan ne söyleyecekîin, ne çizeceksin? Sadece kendi zevkine baksan, o zaman ne yapabilirsin? Bak mesela Goya. Sarayda kralın ressamı. Ne zaman ki, Napolyon'un orduları geliyor, fıttırıyor, harika şeyler yapıyor. % Sanatçı bir şeyi üretirken biraz dışa kapanıyor, ama insan ilişkilerinde bencilliği sevmiyor galiba, içinin kurumasını istemiyor. Hassas yapısı da oradan geliyordur dıye düşunüyorum. Siz ne dersiniz? D Vallaha, sanatçı gerçekten seviyorsa, insan ilişkilerinde bencil olmaması lazım. Çok hoşgtfrülü, anlayışlı ve sabırlı olması lazım. Bencil olursan o zaman derhal küsersin. Karşmdakini anlamak için çaba harcamak lazım. Hiç unutmam, gençliğimde (akademideyim henüz), sabahın erken bir saatinde köprüde yüruyorum. Haliç'in resmini yapacağım. Kahvaltı yapmamışım Baktım, sağda büyük bir fırın, vitrinde de çorekler var. Karşıda da kahve. Girdim, bir adam yerleri süpürüyor. "Çörek istiyorum," dedim. " O r d a ! " dedi. Gittim, seçiyorum, onu mu alsam bunu mu alsanı. " N e o " Uedı. "Bir çuval alacak degilsin ya!"... Sabah. Yeni uyanmışım, kendimegelmemişim. Şoyle baktım herıfe, nerdeyse vuracağım. Müthiş sinirlendirdi beni. Adamın gözlerine bir baktım Tıryaki. "Sen cıgaranı içtin m i ? " dedım. "Yok beyim, icsem boyle olur muyum? Ne cıgaramı içtim ne kahvemi". "İşte ondan böylesin. Bırak supürgeyi de seninle bir kahve içelim." Aldık çörekleri gittik. Sonra çok dost olduk o adamla. Adamın durumunu düşünmeseydim herhalde kavga ederdim. D Tabii, çok lazım o. Çok mühım. O da sevebiliyorsan, anlamak ıstıyorsan. Ama bencil olursan anlayamazsın. Bir emek sarfetmen lazım. Hayat demek emek demektir. Kesıp atmak kolay. ozellikle at, öyle değil mi? ' J Şimdi, Leonardo da Vinci babamız der ki: "Dunyada en guzel uç ınahluk vardır. Birisi al, birisi insan, oleki de a l . " Sahıden böyledir. Ben çocukluğumdan beri atı çok severim. At belki babamdan geliyor. Çünkü herzaman evde bir at vardı. Bende bir nevi siınge gibi bir şey o. Belki bir gun kalkıhca kişnemeye başlayacağım gibi geliyor. %Atm hangi ozellik/erı çekiyor sızı, mesela ben bakışlartnı çok severım. D Tabii... Harika bakışları vardır atın. Ama ben tumuyleçok seviyorum. Sanki bende aı bir ozgürluk sımgesı gibıdır. Dikkat ei, ben pek beygir yapmam. O da attır ama, aıaba atı yapmam. () da yapılır. Çok guzel >apan arkadaşlarım var. Ben daha çok simge olarak göruyorum. • Şaka, değil mi? Çunkü ben gelecek yıl 35. yaşınızı yine bu güzel evinizde kutlamayı isterdim... • Şaka bir yana, sahiden çok çok sevdiğim bir hayvan. Bak, geçen yıl Söğüt'teydik. Baktım bir at. Ama çok guzel bir hayvan. Göz göze bakıştık. Sonra döndum. Tak tak, peşimden geliyor. Arkadaşım dedi ki: " N e yap(ın buna sen? Seni lakip e d i y o r . " % Şimdi otuz beş yaşınızı kutluyorsunuz, değil mi? D Evet otuzbeş. Erkek dediğin sözunden dönmez. Yirmi sene sonra sorarlarsa yine öyle diyeceğim. • Peki, biliyorsunuz insan yaşamının çok önemli bir duygusal boyutu var. Bizler pek yalnız yaşamayı sevmeyen insanlarız. Yalnızlık felsefesini bir yana bırakacak olursak, çok elkilendığınız bir kadın yaşamıntza girdiği zaman coşkunuzu arttırır mı? Ne diyorsunuz? F) Vallaha bana öyle geliyor ki, arttırır. Ama kadın bir fclaketse, o /aman da yok eder, mahveder. Ama kadın muthiş bir faktor. Bir yandan da ıtici bir şey. Hani derler ya "adamı vezir de eder, re^il d e " . Çok muhim bir mesele. Bir yandan da ılham perisi gibi birşey. Mesela yorgun zamanlanmda şöyle esprili hoş bir kadın gelse karşıma, yorgunluğum falan hepsi geçer. Kafam ışlemeye başlar, esprim yerine gelir. Anlatabıliyor muyum? 0/nsanlar bazı hayvanlarla çok iyi iletişim kurabiliyorlar herhalde... ü Tabii, at çok hassas bir hayvan. Derhal hissediyor bunu. Geçenlerde bir yemekteydik. Bizim Cihat Burak da var. Baktım, kuçük bir kedi, cebinin içinde. Omuzuna, başına çıkıyor. "Yahu nerden getirdin bunu? Evden mi?" dedim, "Yok yahu", dedi. "Buradaydı bu kedi" "Çağırdın m ı ? " dedım. " Y o k " dedi. "bana geldi bu kadar adamın arasından." Demek ki hayvan hissediyor kime gideceğini. %Bunca yıl sonra otuz beş yaşa gelip resim yapmanm bir keyfi, hoşluğu var herhalde. Biraz resimlerinizdeki şu atı konuşsak... D Evet, evet... O at her zaman vardır benim hayatımda zaten. • Peki, neden at? Mesela ben atı da kediyi de çok seviyorum. Ama sizde +Bugune kadarki sevgi ilişkilerinizde bu dengeyi nasıl kurabildinız? Olumsuz etkilendığiniz anlar oldu