Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
leri anayasayı, kendileri fırlatıp atmışlardır. 12 Eylül için de bir anarşi sebebi bulmuşlardır ve hâlâ da o sebebi, demokrasiye müdahaleyi tercih eder durumdan çıkaramadık. Diyoruz ki hem hukuk olsun hem hürriyet olsun, hem ekmek olsun hem can güvenliği olsun. Aman, aman, amarı... Bunların hiçbirisi olmasın, can güvenliği olsun, dediler. Birincisi makul, ikincisi değil. Bunu henüz daha Türkiye'ye anlatamadık, Bunlar birbirlerine mani şeyler değil. Şimdi biz bu müdahalelerden güçlü çıkıyor değiliz, müdayese edilmesine ve birtakım zavallılıklara gü haleye dayanabiliyoruz. Ama bize sor, nasıl lüyorum, beni inciten zavallılıklardır ve za dayanıyoruz. Her müdahale Türkiye'de siyararı gene ülkemedir. Ancak sevincimden de seti paıamparça ediyor. Bakınız 60 sonrasını, 71 sonrasını ben toparladım, şimdi 80 sonğil, üzüntümden gülüyorum." rasını toparlayacağız. Üstünden tank geçen siyaset, palet izlerini kolay kolay silemiyor. • Sizce ihtilaller neden sabaha Bu palet izleri, dağa taşa sinmiş korkulardır" karşı oluyor acaba? Siviller geç • Siz hangi şartlar altında olursa uyandığı için mi? olsun, görevinizi sürdürmeyi, hizmet D"Sanmıyorum. Aslında gündüzün ihtilal vermeyi istiyorsunuz. Allah nzası için yapılsa, kim çıkıp ne diyecek ki? Gece orta vatan ve millet aşkıyla, memleket lık lenha olduğundan yapılıyor Âdct haline gelmiş. "Baskın..." Ama kimi basıyorsunuz? meseleleri ile yakından ilgilenerek Ülkemizde askeri kanattan üç müdahale ol çalışmalarınıza devam edip, du, iki defa da başaıısız müdahale teşebbü beyanlarda bulunuyorsunuz Bu bir sü olmuştur. Tılrkiye'de güvenliği sağlayacak yerde size, "Nöbetçi başbakan" olan kuvvetler, silahlı kuvvetler ve polistir. kimliği kazandırıyor. Polis aslında bir devlet güvenliği sağlayacak güçte değildir. Türkiye'de polisin zayıf bıra ü "Onu bilemem de, yalnız ben milletime kakılması 68'lere kadar devlet politikası haline yıtsız şartsız bağlıyım. Yani şartlar ne olursa gelmiştir. Osmanlıdaki Sipahi, Yeniçeri vesa olsun, ben üstüme düşeni yaparım. Filan şöyire meseleleri göz önünde tutularak, 'Bir kuv le olursa yaparım yok. Halka küsmem, envete kontr bir kuvvet meydana getirilmesin' gin yokuş daima bu siyasette vardır. Çağın gediye jandarma bile bir zafiyet içerisinde tu risinde kalmamaya dikkat etmişimdir" tulmuştur. Mesela polise silah verilebilmesi • Belki, "Kıdemli başbakan" için Genelkurmay müsaadesi gerekmekledir. Polisin uzun menzilli silahı falan yoktur. Dev demek daha doğru olur? lete, silahlı kuvvetler dışında başka bir güç ö "Hayır, başbakanlık benim için mesele deel koymaya kalkarsa, o zaman silahlı kuvvet ğildir. Benim için önemli olan mesele, ülkelerinize 'Bunu önle' dersiniz. Ama silahlı kuv nin sorunlarını bilmek ve o sorunların çözüvetlerinizin kumanda kademesi devlete el koy münde milletime yardım etmektir. Ben iktimaya karar verirse, koyar. Bunun karşısına ki dar sahibiyim. Ülkemin sorunlarını çözebiminle çıkacaksınız, bu içerden ve dışardan al leceğimi her zaman söylerim, bugün de aynı kışlanırsa?.. Zaten bizim ülkemizde, içerden iddialara sahibim. Ülkemin sorunlarını çözeve dışardan alkışlanmayacağını bilse o teşeb bilecek fikri güce sahibim, zihni guce sahibüsü yapanlar, yapamazlar. Hangi ülke me bim, kadroya sahibim, çarelere sahibim." selelerini müdahale ile halletmiştir ki, Tür Malum, çeşitli demokrasiler var: kiye de müdahale ile halledecek? Üç defa mü Bunlar coplu demokrasiler, fişli dahale olmasaydı, şimdi 4 bin dolar gelir se demokrasileJ, videolu viyesinde bir Türkiye olacaktı; ama 1000 dolar seviyesinde bugün. Olan, gene millete ol demokrasiler, hem cereyanlı hem pilli demokrasiler, muştur. Yalnız bunları Türkiye'de anlatmak fevkalade güç. Ben 25 senedir anlatmaya ça telefonlann dinlendiği lışıyoruın, bıkmadım yalnız. Turkiye fukara tele demokrasiler, postallı da fukaralığın sebebini yanlış yere bağlıyor. demokrasiler, Demirel Fukara olduğu için basamak basamak mer demokrasisi (141142'li diveni çıkmak varken mucize adamlar, mudemokrasiler)... Siz bize cizevi reçeteler arıyor, yok böyle bir şey!' özal demokrasisini tanımlar mısınız? • lkiıdarda iken iki müdahale "Şimdi sizin dediğiniz gibi ya>adıntz. Her ne kadar 1973 rejimler var, demokrasiler değil. Ne fişli demokrasi olur ne seçimlcrinde "Millet bize muhalefet telefon dinlenen demokrasi ne görevi verdi" dediyseniz de genelde de postallı demokrasi. Olma? siz müdahalelerden daha güçlü öyle şey, bir tane demokrasi çıkıyorsunuz. Sanki ihtilaller "Siz olur. Her ülkeye göre biraz islirahat edin" diye yapılıyor. demokrasi olmaz, hele Halta Hamzakoy ve Zincirbozan'da ana prensiplerde, temel size tatil yaptırdılar. kavramlarda demok• "Ne Hamzakoy ne Zincirbozan tatil sayıIır. Hamzakoy, meçhule gidiştir. Müdahaleler şaka değildir. Müdahaleciler başta söylediklerinin sonunda tersini yapmışlardır. Bir yerden sonra da kendi canlarını, kendi güvenliklerini her şeyin üstünde tutacak, onun için de her türlü ölçüyü aşarak tedbirler arayacaklardır. En öncmli hadise, müdahaleler için kendilerini tehdit edebilecek olan birtakım güçleri ortadan kaldırmak ve tesirsiz hale getirmekıir. Bu tesirsiz hale getirme, eskiden Ali Osman Kanunnamesi'ne göre, padişah kardeşinin çocuklannı öldürtürdü. Birinci Ahmet'ten itibaren 'kafes'e rastlanır. 1960 müdahalesinden sonra, kendisine karşı müdahale yapılan seçilmiş iktidarın popüler kişisi merhum Adnan Bey ve arkadaşlarını asmışlarsa ondan korktukları içindir; başımıza dert olur diye... 12 Mart'ın bir sebebi yoktur orta yerde, gerçi ben müdahaleler için sebep tanımam. 27 Mayis için 'Anayasa çiğneniyor falan' diye bir sebep bulmuşlardır. Ama çiğneniyor dedik rasi üniverseldir. Türkiye'ye göre de demokrasi olmaz. Bugünkü rejime demokrasi demek mümkün değildir. Bugünkü rejimin kökünde, mezhebinde sağlıksızlık var. Hür seçim yok, hür seçim olmayan yerde demokrasi olmaz. Bu rejim 'Evrenizmözalizm'dir. Onun için buna 'çarpık rejim' diyoruz. 'Demokrasiye dogru' diye de bir rejim yoktur. Demokrasidir veya değildir. Biz bu çarpık rejimi, gerçek demokrasiye çeyirebilmeye uğraşıyoruz. Bugünkü rejim, suijeneristtir, yani böyle bir benzeri yoktur!' • Şimdi biraz da parlamento ve partiler üzerine konuşsak. örneğin: MDP (Militarist Düşüncenin Partisi) idi eritildi. DSP (Dlsi Sol Parti), MÇP (Malum Çabalar Partisi), RP (Rabbimcilerin Partisi), DYP (DemireVin Yönettiği Parti), SHP (Silkinememiş Halkçı Parti), ANAP (Artık Ne olduğu Anlaşılan Parti). Genel olarak partileri bir de siz değerlendirir misiniz? • "Hiç böyle bir şey düşünmedim. Benim için önemli olan, parti yönetmek değil. Ben parti falan da yönetmedim, sadece onu söyleyeyim. Ama DYP'nin 'Doğru Yol Partisi' olduğu belli. Demirel'in yönettiği parti değil de 'Demirel'in Yeni Partisi' dediler. Ben vaktiyle DSİ Genel Müdürü'ydüm, 'Demirel Süleyman'ın tşleri' derlerdi." • Sizin yaşammızda askerler önemli bir rol oynuyor, asker olmayı düşündünüz mü hiç? "Hayır, düşünmedim." Kadı adalet dağıtıyor... Şimdi "adalet" üzerine konuşacağım, günün meselesi adalettlr. Kadı fırına gelmiş, ekmek alacak. Fırından güzel güzel kokular geliyor. Fırıncıya, Ne kokuyor?" diye sormuş. Fırıncı, komşunun vurduğu ördeği kızarttığını söylemiş. Kadı, "Ördeği pışınce bızım eve gonder" demiş. Akşam pişen ördek kadının evine yollanmış. Derken ördeğin sahibi gelip ördeğini istemiş. Fırıncı bir yandan fırına kurekle ekmek sürüyor, bir yandan da pişenleri çekiyormuş. Önüne bakarak, "Senın ördek uçtu arkadaş," demiş. "Uçardı, uçmazdı" diye münakaşa edilirken küreğin ucu, arkada ekmek almak için duran bir adamın gözünü çıkarmış. Böylece iki kişi olmuşlar: Birisi ördeğin peşinde, diğeri gözünün peşinde. Fırıncı bakmış ki pabuç pahalı, bırakmış fırını, başlamış koşmaya. Duvarın birinden atlarken çamaşır yıkayan hamile bir kadına çarpmış, kadın çocuğunu düşurmü?. Kadının kocası da fırıncıyı kovalayanlara katılmış. O sırada bir başka adam merkebini götüruyormuş. Fırıncı üç kişiden kaçarken merkebin kuyruğunu tutunca kuyruk kopmuş. Bu sefer dört kişi Lolmuşlar, kadının karşısına Içıkmışlar. Kadı, önce ördeğin sahibfne sormuş. Adam, "Pışen ördeğimı almaya gıtmıştım, bu fırıncı ördeğımın uçtuğunu söyledı," diyerek şikâyetini bildirmlş. Kadı, "Bi dur bakalım, uçar mı, uçmaz n\O Kitaba bakalım" demiş. Kitaba bakmış, şunları söylemiş: "Ordek tayyardır, uçan kuşlardandır, kıtap böyle yazıyor, uçmuştur " Öbürü gözünün çıkarıldığını anlatmış. Kadı sormuş: ' Sen Muslım mısın, gayrı Müslim mısın?" Adam, "Gayrı Müslimim" demiş. Kadı kitaba bakmış, "Gayrı Müslımın eğer bir gözü çıkmışsa, çıkaranın cezalandırılabilmesi için ikincı gözünün de çıkması lazım, bu adamı cezalandırmak için şimdi öbur gözünü de çıkaralım" demiş. Adam davadan vazgeçmiş, Kadı uçüncü adama şikâyetini sormuş. Adam da, "Çocuğumun düşmesıne sebep oldu" demiş. Kadı hemen cevabı yapıştırmış: "Söyle karına, bir çocuk yapıversın!" Dördüncüye sıra gelmiş, o da Yahudlymlş. Daha kadı bir şey sormadan adam demiş kl: "Kadı efendı, kadı efendı, mahkemenizin yüksek adaletini gördukten sonra ben davamdan vazgeçtim!" • Demirel'den bir fıkra: 0 t£