Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
# Bir iilkede siyasal gülmece yapanlar ana muhalefet partisinden daha etkin muhalefet yaptıkları için iktidarlar tarafından hoş karşılanmıyor. özellikle iktidarın baskısı arttıkça, mizahçılar da başkaldırıyor. Derken sorusturmalar, tutuklamalar, dergi kapatmalar, sürgünler, hapis cezaları birbirini kovalıyor. Sizce iktidarlar, yazarçizer takımma, neden hoşgörü gösteremiyor? • "Demokrasiyi yerleştirebilmiş değiliz ki, basın demokrasinin müessesesidir. Ülkede hürriyet ve serbestiyet varsa, basın fonksiyonunu icra edebilir. Hem diktatörlük olacak hem basın özgürlüğü olacak bu mümkün değildir. Basın bütün diktatörluklerde, diktatörün dalkavuğu olmak mecburiyetindedir. Başka türlu diktatör kendi otoritesine dokunan bir şeyi yaşatır mı? Yaşatmaz. Türkiye henüz bir "haklar manzumesini" zihinlere yerleştirebilmiş değildir. Turk vatandaşı bu ülkenin insanı olarak, bu memleketin kişisi mi vatandaşı mı bunu dahi henüz tayin edememiştir. Iktidarları en çok rahatsız eden basındır, hatta basın muhalefetten daha çok rahatsız eder. Çünkü her sabah bir ülkede kaç tane gazete çıkıyorsa, kaç tane yazar varsa, memleketin çeşitli meselelerini dile getireceklerdir ve guzel bir söz vardır: "üicle kenannda bir kuzu kaybolsa, Ömer'den sorarlar." Yani hükümetlerin "neme lazım" demeleri mümkün değildir. Hatta kişinin sabahleyin başı ağrısa, bunu hükümetten bilse ki normal bir olaydır"Canım, hukümet niye adamın başının ağrımasınln sebcbldir," diyemezsinız, böylesine ağır bir iştir hükümetçilik. Basın davaları daha çok Ceza Kanunu'nun 159, maddesinde, yani hükümete hakaretten gelir. Tabii ki savcılar bu 159. maddeye giren bir durum görürlerse soruşturma açarlar. Hükümetin müsa İşiniz vardı da biz mi elinizden aldık. • Parkta oturmakla memleket meseleleri halledilmez. Öyle olsaydı büyük bir park yaptırır, hep beraber otururduk. • Türk milleti uâruna darağacına gitmek azdır. Ben Süleyman Demirel, ıstırabınız dininceye kadar cehenneme de gitmeye razıyım. • "Köprü yapacağız" dedikse, "Yarın yapacağız," demedik ya! • Türkiye'de Amerikan üssü yoktur, tesisi vardır. • Ankara'nın en kolay bulunan adamıyım. • Adalet Partisi tutucuymuş, Adalet Partisi, "Neyi tutuyor?" • Biz ıstırap çocuğuyuz. • Türkiye, 45 milyondan müteşekkil bir kum yığını değildir. Vatandaşın 3 ay evvel küfeyi doldurduğu para, bugün fileyı dolduramamaktadır. • Yollar yürümekle aşınmaz. • Bu hükümet bednamdır. • Gaz vardı da biz mi içtik. • Rejimi demokrasi yapan muhalefettir. • Bu kadar çok anayasa ile uğraşan millet olmaz. • Oevlet, kuşkucu devlettir. • İktidar gayri kabili taksimdir. • Silahlı kuvvetler, milletin silahlı kuvvetleridir, kendi kendllerinin silahlı kuvvetleri değildir. • Fitne, iktidar oldu. Demırel'ın çalışma odasının bir bölümünu de mızah dergılerı ışgal edıyor kes istediğini yazsın, çizsin, söylesin, tabii şeref ve haysiyetlerle oynamamak şartıyla. Çunkü "şeref ve haysiyetlerle oynamak hakkr diye bir hak yoktur. Bir memlekette mizah yoksa, siyaset renksizdir, siyasete renk katan mizahtırî' • Sizin sözlenniz arasında özdeyiş olabilecek olanlar da var. Örneğin: "Savunma hakkı gün gelir, herkese lazım olur", "Demokrasi, sabahm alacakaranlığında kapıyı çalanın sütçüden başka biri olmadığına inanmaktır", "Demokrasi ya vardır ya yoktur", "Kendi milletinden korkan devlet olur mu" gıbı... Bu sözleriniz kalıcı mı yoksa anayasamn geçici maddeleri gibi, siz de geçici demokrat mısınız? ' adesi lazırndır ki dava açılabilsin. Bakınız, 395 tane dava dosyası benim önüme gelmiş, ben müsaade etmemişimdir. Bir tanesi gözden kaçmış, o da Akın Simav'a denk gelmiş. Akın Simav, 1980'den sonra mahkemeye gitmiş, 10 ay ceza almış ve o mahkumiyeti çekmiştir, fevkalade uzülmüşümdür. Basına hoşgöru göstermeyen idarelerin zevali yakındır. Yani basına karşı hoşgörüsü olmayan idareler tükenmiştir. Mizacım polemiğe müsait olmamasına rağmen, seviyeli polemiği severim, seviyeli polemikte aslında bir mantık rekabeti vardır. Hazımlı olmak, demokrasinin şartlarından biridir. "Açık rejim" yoksa, basın sadece her gün sabahleyin kâğıt ve mürekkep yığınından ibaret olur. Gazeteciliğin keyfi, açık rejimdir. Çok kere ben arkadaşlarınıza, ya?arlara, karikatüristlere, kulakları çınlasın Bedri Koraman'u söylemişimdir: "Bizimle çok uğraşıyorsunuz, ama bizi arursını/, biz olmasak size hükumelleri filan tenkil ettirmezler, canınıza okurlar, çanınıza ot tıkarlar..." Sonra kapalı dönemler geldi. O arkadaşlarınıza gene söylemişimdir: "Hadi bakalım, bugıın hükümetin karikatürünü yaptınız, başınıza neler gelecek göriin..." Açık rejimin güzelliği, hcr D "Ben eğer Türkiye'de siyaset sahnesine dün çıkmış olsam, benim hakkımda birtakım şupheler ishar olunabilır. Ben 25 senedir siyaset sahnesindeyim. Benim çizgimde kırıklık yoktur. Ben bu sözleri geçici 4. madde olduğu için söylemiyorum. "Yürümekle yollar aşınmaz" diyen benim, ne zaman dedim? Benim iktidarımın en güçlü olduğu zaman dedim. Ben kimsenin yolunu kestirtmedim. Demonstra;»yon hakkının kullanıldığı yerde, birisinin yolu kesilmişse, bizim iktidanmızın emriyle değıl, oradaki görevlinin anlayışından dolayıdır. Ben Türkiye'de halkın içinden geliyorum, mucadelemizdeki ana espri, bu ülkede sessiz milyonları (Silent mass), konuşan müyonlar yapmaktır. Kendi hak ve hukukunu arayamayan bu milyonlan ulkenin kaderine hâkim kılmak, devleti bu insanları idare etmek için var olan bir müessese değil, insanlara hizmet etmek, bunların haklarını korumak için var olan bir müessese yapmak. Devleti bir keyif devleti, zorba devleti olmaktan çıkarmak. Binaenaleyh, ben siyaset sahnesine çıktığımdan beri "Her türlu hâkimiyetin kaynağı millettir, milletten alınmayan yetki gasptır," diyen kişiyim. Tabii ki ben anarşiyi savunmam, hu kukun üstünlüğüne dayalı kanun, nizam hâkimiyetini savunurum. Geçici 4. madde benim meselem değildir. Geçici 4. madde, İnsan Hakları Beyannamesi'nin 1. maddesine aykırıdır. Insanlar hür doğar, insanların vazgeçilemez, devredilemez, bölünemez hakları vardır, eşitlik maddesine aykırıdır, bir ülkenin bütün insanları eşittir. 11. maddesine aykırıdır, suçsuz ceza olmaz, kişi, suçluluğu ispat edilinceye kadar masumdur. Ayrıca 21. maddesine aykırıdır, herkes ülkenin idaresine katılma hakkına sahiptir. Bütün bunlara aykırılığı bir mana taşımıyorsa, geçici 4. madde bin sene kalsın, ben kendimi kurtarmaya çalışıyor değilim, ben insan haklarını kurtarmaya çalışıyorum. Demokratlık benim tekelimde değil, demokrasi gayri siyasidiı, gayri şahsidir, demokrasiyi savunmak siyaset değildir. Türkiye'de huzur ve sükunu uzunca süre yumrukla sağladık. Altmış dört senelik Türkiye Cumhurıyeti'nin 3035 senesi böyledir. Ne pahasına olursa olsun, huzurda zevk yoktur. Bakın Türkiye'de 7 senedir kaç kitap yazılmıştır. Elli milyonluk Türkiye eğer hur değilse, korkular kaygılar içinde kıvranıyorsa, yaratıcı gucünu yitirir. llimde de, fende de, edebiyatta da, sanatta da yaratıcı gucunüzü yitirirsiniz, bu gücünu yitirmışse memleket en değerli şeyini yitirmiştir. Onun için demokrasi gelişmemizin şartıdır. Yani demokrasi öyle bir şeydir ki o toprağa bir korsunuz, yüz alırsımz!' • Bire yüz verdiğtne göre, demokrasi kârlı bir idare şeklı olsa gerek. D "Ee, aslında gelişmeyi sağlayan odur!' • Yanlış uygulamaların, tersliklerm bolca yaşandığı, çelişkilerle dolu nevi şahsına münhasır bir ülkedeyiz. Bu yüzden eşi bulunmaz bir mizah cennetinde oturuyoruz. Siz daha çok nelere gülüyorsunuz? D "Halkı kandırmak için söylenen yalanlara gülüyorum, halkın zihnini bozmak için de\letin yetkiîı ağızlarının uydurmalaıına \c bılgisizliklere gülüyorum. Türkiye meselelerini izah ederken, yanlış şeylerin birbıriyle muka 11