Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
H A F T A N I N KON UĞU 'Tangoda gençler somurtuyor' Gençliğinde Fred Astaire'i örnek alarak step yapan, daha sonra kendi orkestrasını kurup 1940'lardan bu yana Beyoğlu'nun kulüp ve gazinolarında çalışan Roberto Lorano, "Kissas, kissas, kissas"tan vazgeçemiyor. Bekl Bardavld udaklarında çapkın bir gülüş, yana kayan mavi gözlerinin okşayıcı bakışları ile ayakta ve atakta, Roberto Lorano, dimdik, şarkısını söylüyor. Biz henüz on altı yaşında, yanak yanağa dans diyoruz. Şimdilerde olmayan o güzelim dansİardan: Mambo, slow, çaçaça, merenge, vals, bolero, samba, rumba... 9 Ben sizin şarkılarınızla âşık oldum Sayın Roberto Lorano, biliyor Roberto Lorano'nun Latin Amerika müziğiyle geçen 40 yılı: D musunuz? ONasıI yani? • öyle güzel söylediniz ki, kavalyem ve ben dayanamadık evlendik... OÇok gülüyoruz Roberto Lorano ile. Odada yumuşak bir gölge: "Kahve..." Teşekkür ediyorum. Roberto'nun sevgilisi, sevgili karısı.... Bir zaman, dansçı yetiştirdim. Oğrencilerimjn arasında Adanalı bir kız vardı, adı Sevinç Özenç. Benden 20 yaş küçük. Daha önce evlenmiş, mutlu olamamış; bir de bebeği vardı. Ona dedim ki: "Baleyi bırak Sevinı, benimle evlcn. Bebeği bir sure bakıma ver ve neni izle, birlikte olalım; eger beni begenirsen, evleniriz!" Dediğimi kabul etti ve 1962'de evlendik. Aradan zaman geçti. Gittim bebeği getirdim... Bugıin oğlumuz Cem, 28 yaşında. Ortaokuldan sonra otelcilik okuluna verdim. Ingiltere'ye gönderdim. Hilton'da "Banke şefi", yani 'Şölenler Sorumlu Müdürü' şimdi... 0 Biraz da kendi yaşamımzdan söz edin bize... O tstanbul doğumluyum. Beyoğlu'nda şimdiki Etap Oteli'nin bulunduğu yerde oturuyorduk. Üç kardeştik. Babam esnaftı. 911 yaşları arası, hazır elbise satan terzi amcamın yanında çalıştım. Çocukluğumda bazı güçİükleri yenmem gerekti. Sonra ısmarlama diken başka bir terzinin yanına gittim. Zor günlerdi ve bir şeyler yapmam gerekiyordu. Benim hevesim dikişe değil, şarkı söylemeye yönelikti. Dans etmek, şarkı söylemek istiyordum. Bir gün, Romanya'dan Mişel adında biri geldi ve bir dans salonunda tesadüfen rastıaştık. MUzik çalarken ben piste fırladım ve dans ettim. Mişel beni yanına çağırdı: "Benimle çalışır mısın? 6 ay para almayacaksın, ben sana bakacagım" dedi. Ben de bu söz ile maceraya atıldım. Roberto Lorano Orkestrası: Elemanlar deOişse de, otuz küsur yıldır Roberto Lorano orkestrasını yaşatıyor larla işbirliği yaptık, mesela Nâşil ile. Ama bu sefer, gündeliğim bir buçuk liraya düştü. Sonra Tepebaşı'nda "Gardenbar"da program yaptım. Yabancıların şov yapması yasaklandığında, bizi bir levanten emprezario teklif et, ti ve aynı programı yapmaya başladık. Ama benim gözüm hep yükseklerde idi. "Step" yapmak istiyordum. Bazen üç dört kez, Fred Astaire'in aynı filmine gittiğim olurdu. Bazen yemek bile yemiyordum, dans öğreniyordum. Bob Hopking adlı bir zenciden step dersleri almaya başladım ve yatkın olduğumu söyledi. Gece dans ediyor, gündüz hayatımı kazanıyordum. Sonra partönerim de step yapmak istedi ve ona öğretmemi önerdi. Denedimse de başarılı olmadı ve ayrıldık. O zaman "Türkuaz" adlı bir gece kulübünde çalışmaya başladım ve 2 yıl kaldım. kutladı: "Nota bilmeden bu kadar anlıyorsan, git nota d&ren" dedi. Bir arkadaşıma dauııştım. Zor olduğunu söylediyse de yılmadım. Dansı bıraktım, gitar aldım ve çok çalıştım. tşte bu sırada Fritz Kerten Orkestrası'ndan teklif aldım. Saray Sineması'nın karşısında, Nisuaz Pastanesi vardı ve orada Fritz Kertenle birlikte otururduk, "Bizde şarkı söyler misin" dedi bir gün. Ve cumartesi, pazar günleri Parkotel'de şarkı söylemeye başladım. % Sizin, "Mazarik" ile de bir beraberliğiniz oldu, değil mi? OEvet, 1952'de. Mazarik, Rus Konsolosluğu'nun yanında idı, hem gece kulubünün adı, hem sahibinin. Edit Laleşen de vilonselistti. Mazarik, Viyanalı idi. Sonra onlar Müslüman oldular; Edit, radyoya başladı ve beni de yanına çekmeyi denedi. • Evet, anımsıyoruz, sizi radyolarda hep dinlerdik. O Doğru. Birkaç denemeden sonra, band yayınına başladım. On beş günde bir, çarşamba geceleri, "Güney Amerika Melodileri" adlı bir program yapardım, 1964 yılına kadar. • Mazarik'ten sonra, galiba Yeşilköy'deki Parkotel'de söylediniz... OEvet, Mazarik'te iki yıl kaldım; o sırada Yeşilköy'de Parkotel'de, lspanyol Orkestrası işten ayrılmıştı ve o zamanın ünlü piyanisti Aleks, bir şantör arıyordu. llk geceden bizi beğendiler ve işe alındım. Bir yıl çalıştım ve şimdiki "Kabare Tiyatrosu", eski "Normandf'de 19541955 yılları arasında tam gün çalışmaya başladım. "Normandi"nin patronu, beni Yeşilköy'e dinlemeye gelmişti, "Ben bir restaurant açıyorum; sizinle açmak isterdim gelir misiniz" dedi. Orkestramda Orhan Avşar, piyanoda Aleks, kemanda Nubar Seynur vardı. Orada iki yıl çaldım. • Ücretiniz ne kadardı o zaman? O Günde 2 lira ahyordum ve sürekli iyiye gidiyordum. Başka vilayetlerden istek geldi. Izmir, Burdur, Amasya, Samsun, Trabzon, Bolu ve daha birçok şehirlerde varyete yaptık. Sonra da tuluat yapan bazı kumpanya • Siz bir ara Parkotel'de idiniz, değil mi? O Evet, ama daha önce gitar öğrendim. Bir gece Maestro Polyanski, "Kaminiko"yu çalarken bir falso yaptı. Ashnda çok içerdi. Ben de bu falsoyu söyleyince, nota bilip bilmediğimi sordu. Bilmediğimi söyleyince, çok şaşırdı ve falsoyu ortaya çıkardığım için beni • Galiba en uzun çalıştığınız yer Taksim Belediye Gazinosu oldu... OEvet, 14 yıl. 1968'den 1982'ye, yani dörtbeş yıl öncesine kadar. Taksim Belediye Gazinosu'nda uzun ve başarılı bir müzik yaşamım oldu. Salonu her gece tıklım tıklım doldurdum. Gerçi, bazen Ankara'ya kaçamaklar yaptım. Ankara Palas'ta bazen ltalyan orkestraları beni dinlemeye gelirdi. Pek çok kez, 6