24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Süreyyafnın 'S'si yadigâr Siyasetçilerden yazarlara, yıllarca Ankaralı müşterilerinin damak tadını gözeten Süreyya Bey, 1965'ten 83'e kadar da İstanbul'da yeni müdavimleriyle lokantasının seçkinliğini korumuştu. Eski bir mekânda yeni bir lokanta Bir gece Süreyya'da sabahladık Mehmed Kemal • Süreyya, istanbul'dan Ankara'ya gelmış. Baba Karpiç'te çalışmış. Öncelerı aşçı imiş, mutfakta boy gösterirmiş. Daha sonra metrdotel olmuş. Karpiç'te "Baba" ortalıkta görünmüyorsa, Süreyya'nın gezindiğini hayal meyal hatırlarım. Süreyya'nın asıl ünü Ankara'da Kızılay'da, sinemanın yanındaki Bodrum'da kendi gece kulübünü açtıktan sonra başlar. Bir anlamda Ka piç nasıl Halk Partisi'nin uğrağı ise, Sureyya da Demokratlar'ın uğrağıydı denebilir. Çünkü iktidara gelmiş olan Demokratlar, çoğunluğu Halk Partililerin oluşturduğu bir yere gelmek istemiyorlardı. Kendilerinin çoğunlukta olduğu bir yer istiyorlardı. Süreyya da bu gereksinımi anlamış olacak ki kendi adıyla anılan gece kulübünü açtı. Süreyya artık bir patrondu. . Davranışları, giyimi kuşamı değişmişti. Kimlerin ne olduğunu, ne istediğini biliyordu. Bilmeyenolursaonada hizmet ederek öğretiyordu. Saçları muntazam kesilmiş, arkayadoğru sanki zamklayapıştınlmışçasına özenle taranmış, yüzü yorgun ve alkolden gelme biraz kırmızı, boyu oldukça uzun, hep lacivertler giyen, pantolonu jiletle kesilmişcesine ütülü, şivesi bozuk, yabancı dilden sözcükler katarak konuşan, adam sarrafı biriydi. Karpiç ve Ankara Palas'tan sonra, bizim kuşak gazeteciler yavaş yavaş Süreyya'ya gitmeye başladılar. Çünkü gazetelerin Ankara büroları o yıllarda Yenişehir'e taşınmıştı. Gece yarılarına değin süren çalışmalardan sonra bir iki kadeh bir şey içmek istediğimizde, Süreyya'ya gidiyorduk. Hem işyerine yakındı hem de Süreyya bizim için barda özel bir yer ayırtmıştı. Garsonlar bilirler, onagöreda»ranırlardı. Süreyya, yerli diplomat ve politikacılaraözen gösterdiği gibi, yabancı diplomatların da kulübüne gelmelerini sağlamıştı. Ondan olacak, kulüpte gürültü patırtı istemez, hoş olmayan hareketlere izin vermezdi. Hangi partiden olursa olsun dünyalığını yapmış eski bakanların, her akşam uğrasınlar uğramasınlar, yerleri ayrılmış olarak dururdu. Bir gece gazetecilerden Şahap Gensoy, Fethi Giray, Çetln Altan Süreyya ile sabahladık. Bize türlü mezeler ve hıyar turşusu ikram etmişti. Bodrumdan, önündeki avlu gibi yere çıkmış, serinlikte, neredeyse memurların işe gidiş saatine değin oturmuştuk. Işte o gün Süreyya çok duygulanmış, bize hayatını anlatmıştı. Gözlerinden birkaç damlayaş aktığını anımsarım. 1956'dan 1965'edeğin, Süreyya 15 yıla yakın o bodrum yerde, gece kulübünü sürdürdü. 1965'te İstanbul'a taşındı. Bebek'te, benzin istasyonu üstündeki yerine birkaç kez gittiğimi hatırlarım. Müşterileri de yemekleri gibi değişmişti. Süreyya, Istanbul'un kalburüstü zenginlerinin uğrağı olmuştu. Bunlargittikleri lokallere kendilerinden başkalarının gelmesini pek istemezler. Onlar istemeyince elbette Süreyya da istemezdi. 1983'lerde, bundan dört beş yıl önce öldüğünü gazetelerdeokumuştum. G Eskı Sureyya Restoran'dan yalnızca yerını ve adınm baş harfını devralan S Restoran 1 mılyar lıralık harcamayla yenıden duzenlenmış Sureyya nın eski muşterılerı belkı aynı manzaraya bakarak karınlarını doyuracaklar ama oturdukları sandalyelerden. yedıklerı yemeklere kadar herşey farklı olacak Cem Hamuloğlu ğız tadı, seçkin mekânlarda sunulan özenli servislerle anlam kazanıyor. Kendilerine özgü yemek çeşitleri ve atmosfcriylegeçmişten günümüze bir efsane olarak gelen kurumlar da, Türkiye'de partnakla sayılacak kadar az. Ankara'da, özellikle politik çevrelerde kazandığı saygınlığını 1965' te tstanbul'a taşıyan "Süreyya Restoran", geçen yıllarda kapanmak zorunda kaldtğında, pek çok müdaviminin içi sızlamıştı kuşkusuz. Ama Süreyya kapanmak zorundaydı. Çünkü "Ben evliyim, ama çocuğum yok, çocuğum bu lokanladır. Mesuliyetini taşıdığım tek şey bu müessesedir'' diyenSttreyyaBey, 1983 yıhbaşlarındaölmüştü. "Süreyya Restoran" adı gibi kişiliğini de sahibinden alıyordu. Atilla Dorsay'ın Cumhuriyet'teyayımlananbiryazısında,"Bebek'teki Süreyya'ya giderseniz masaların arasında dolaşan her şeyle, özellikle tanıdık müşterilerin ve kalabalık grupların sevgisiyle ilgilenen 70 yaşlannda Maurice Chevalıer havasında uzun ince bir yaşlı adam görürsiiniiz. Müessesenin sahibi Süreyya'dır bu" tümceleriyle betimlediği Süreyya'nın kurduğu dostluklar, "çocuğu gibi" gördüğü lokantasının yeniden yaşamasını, farklı bir biçimdedeolsa.sağladı. Çünkü TUrk sanayiinin Unlü kuruluşlanndan Tekfen Holding, 1 milyarlirayıaşkın harcamayla restoranı yeniden düzenlerken, adını da Süreyya'ya göndermeyaparak"S"koymuştu. S Restoran'ın düzenlenmesini Ustlenen Ley A laSekban, "Tekfen Holding'inlokantacılıga olan özel ilgisi nereden geliyor?" sorusunu, "Süreyya'yı iıtsan olarak çok sevdiğimizden ve bıırada güzel hatıralanmız olduğundan, burayı başkalarına kaptırmaya gönlümiız razı gelmedi. Burayı ticari amaçla açmadık, sadece hobi" şeklinde yanıtlarken, " S , Süreyya'nın geleneğini sürdürecek mi? " sorusu Uzerine de şunları söylüyor: "Biz de Süreyya gibi belli birçevreye hitap edecegiz. Ama Süreyya'nın vermiş olduğu servisle alakamu yok. Süreyya Rus mutfagı yapardı, biz ise Fransız mutfagı agırlıklıyız. Fakal onun bazı özel çeşitlerini, örneğin' borç çorbası' ile 'salatahk turşusu'nueski müşterilerinin arayacagını tahmin ettigimiz için sakladık." Mimari tasarımı Tekfen Mühendislik tarafından yapılan S Restoran'ın mut fak ve servis eşyaları özenle seçilerek yurtdışından getirtilmiş. Servis talumlarının çoğunluğu isegümüş. Tekfen'in ortaklarından Necati Akçaghlar'ın kızı olan Leyla Sekban, Fransa'da ekonomi öğrenimi görürken Fransız mutfağına olan özel ilgisi kurslara giderek geliştirmiş. "Böyle bir fırsat çıkınca, işe en yakın ben oldugum için görevi üstlendim. Tekfen'de bir dolu işim olmasına ragmen, buradan hâlâ aynlamıyorum. S'yi kendi çocuğummuş gibi benimsedim ben de" sözleriyle duygularını ıfadeeden LeylaSekban, "Bizmüşterilerimizde paradan çok küllüre ağırlık verecegiz" derken, standartlarını, "rezervasyon" ile "kravattak ma zorunluluğu" getirerek koruyacaklarını sözlerineekliyor. Süreyya Bey'in "her büyük restoran, bir mutfak ekolüdür'' sözler ini doğrulamak istercesine, iki Fransızaşçısıyla seçkin Fransız yemeklerini sunmaya çahşacak olan S Restoran'ın "Bugtine kadar İstanbul ve Türkiye'de uygulanmamış yemek türleri ve degişik tabak süslemeleriyle" farklı olacağını belirten Leyla Sekban, yemek salonları ile barlarının da öteki restoranlardan değişik özellikler taşıdığını da sözlerine ekliyor. Eski Süreyya Restoran'dan yalnızca yerini ve adının baş harfini devralan S Restoran'ın personeli özel bir eğitimden geçirilmiş. "Biz hazır olduğumuz halde bir ay süreyle açmadık. Çünkü yemekler ve personel denendi. Samimi dostlanmızı davet ederek görüşlerini aldık'' diyen Leyla Sekban sözlerini şöyle tamamhyor: "Buranınyapımında lmilyardanfazlapara harcandı. Ama yapılan harcamaları 'halktan çıkarma' diye bir şey söz konusu değil. Fiyatlarımuın çok yüksek olacağı soylentileri var. Oysa S Restoran'dan 2530 bine çıkılabilecegi gibi, 4050 bine de çıkılabilir." Süreyya'nın eski müşterileri belki aynı manzaraya bakarak karınlarını doyuracaklar, ama oturdukları sandalyelerden, yedikleri yemeklere dek her şey farklı olacak. Ancak hoş bir sürprizle, eski garsonlardan birisi onları adlarıy la hitap ederek karşılayabilir. Çünkü Süreyya Restoran'ın eski ekibinden bir bölümü, S Restoran'da çalışıyor. D
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle